Başbakan Erdoğan Japonya'da - Son Dakika
Politika

Başbakan Erdoğan Japonya'da

Başbakan Erdoğan Japonya\'da

Erdoğan, Nikkei gazetesinin konferansında konuştu: (3) "İnşallah Cenevre 2'de başarılı bir netice alınır ve Suriye'de Beşar'sız bir dönemin başlaması için bir adım atılır. Eğer 130 bin insanın katili durumunda olan bir insanın başında olduğu bir Suriye düşünülecek olursa Suriye'de bu durum bitmez aynen.

07.01.2014 06:40

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Japonya'nın Suriye meselesinin ele alındığı Cenevre 2 görüşmelerine katılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "İnşallah Cenevre 2'de başarılı bir netice alınır ve Suriye'de Beşar'sız bir dönemin başlaması için bir adım atılır. Eğer 130 bin insanın katili durumunda olan bir insanın başında olduğu bir Suriye düşünülecek olursa Suriye'de bu durum bitmez aynen bu süreç devam eder. Çünkü oradaki halk artık kendi iradesine saygı duyacak bir yönetim istiyor" dedi.

Nikkei gazetesinin ev sahipliğinde düzenlenen konferansta konuşan Erdoğan, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.

Japonya ile Türkiye arasında atılan 22 milyar dolarlık nükleer enerji santral teşebbüsünün, iki ülke arasında birçok alanda kurulacak işbirliklerine de sirayet edeceğine inandığını dile getiren Başbakan Erdoğan, konuya ilişkin ön adımların atıldığını, bu ziyaretinde detayların ele alınacağını ve ortalama 7 yıl sürmesi düşünülen inşaat çalışmaları sırasında Türk mühendislerinin Japonya'da eğitimler göreceğini, inşaatta yer alan Türk ve Japon firmalarının da aralarındaki işbirliğini geliştirerek, üçüncü ülkelerde ortak çalışmalar yapabileceklerini kaydetti.

Erdoğan, iki ülkenin Türkiye'de Körfez geçişi olarak ifade edilen ve dünyanın ilk 5 asma köprüsü içerisinde yer alacağını belirttiği bir projeyi de birlikte sürdürdüğüne işaret ederek, Çanakkale'de düşünülen köprü için de birlikte adımlar atılabileceğini bildirdi.

Türkiye ve Japonya arasındaki ticarette arzu edilen noktada bulunmadıklarını, ortalama 4 milyar dolar gibi ve Türkiye'nin aleyhine bir ticaret hacminin söz konusu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu rakamın artırılması için Japonya'ya tarım ürünleri ihracatının gerçekleştirilebileceğini, bu sağlandığında ticaret hacminin süratle 10 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi.

Japonya ile otomotiv sektöründe müşterek adımlar atmanın da imkanlar dahilinde olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ziyaretinde çok sayıda işadamının da kendisine eşlik ettiğini, iş imkanlarını Japon muhataplarıyla görüşeceklerini dile getirdi.

-Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi-

Erdoğan, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin kurulmasını hedeflediklerini, 2023 yılında buradan mezun olan öğrencileri görmek istediğini belirterek, "Bunun ilk imzaları atıldı, bu ziyarette bunu daha da olgunlaştıracağız. İstanbul'da bu üniversite için güzel bir yer tahsis etmiş bulunuyoruz, bununla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Uluslararası bazda Türk-Japon üniversitesini kurmak her iki ülke için anlamlı olacaktır. Bu üniversitenin eserleriyle de Türkiye de zenginleşecektir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin cari açığına ilişkin bir soru üzerine de cari açığı şu ana kadar Türkiye ekonomisini tedirgin edecek noktaya getirmediklerini, yatırımları sağlıklı sürdürdüklerini anlattı. Cari açığın Türkiye'nin doğalgaz, petrol gibi enerji tüketiminden kaynaklandığını ve bunun da sübvanse edilebildiğini kaydeden Erdoğan, "Bu alandaki açığı, gerek hidroelektrik gerek termik gerekse yenilenebilir enerjiyle yoğun şekilde kapatır hale geliyoruz. 3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır, şu ana kadar bizi ciddi manada tehdit edememiştir, ekonomik krizlere rağmen" değerlendirmesinde bulundu.

-"AB üyesi ülkeler, bizi anlayamadıkları için çok dertliyiz"-

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, "AB üyesi ülkeler, bizi anlayamadıkları için çok dertliyiz. AB ülkelerinde Türkiye'nin 5 milyonu aşkın vatandaşı var, biz fiilen AB'ye girmiş ülkeyiz, ama işin yasal prosedürünü tamamlamış değiliz" dedi.

AB'nin, Türkiye'ye karşı ikircikli tavır içinde olduğunu, 1963 yılında birliğe giriş için başvuru yapan Türkiye'yi 50 yıldır oyaladıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, hiçbir ülkeye böyle bir oyalama taktiğinin uygulanmadığını söyledi. Yapılan tavrın Türkiye'den kaynaklanmadığını, şu anda 28 AB ülkesi içinde Türkiye'nin standartlarını yakalayamamış ülkeler bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan "Buna rağmen Türkiye alınmamakta. Biz, niye alınmadığımızın farkındayız, biliyoruz ama bunu dillendirmek istemiyoruz. Şunu söylüyoruz; 'almayacaksanız açıklayın'. Fakat onlar bizim böyle bir kararı vermemizi bekliyorlar" yorumunda bulundu.

Erdoğan, ocak ayının sonunda AB'ye ziyareti olacağını ve temaslarında bu konuyu gündeme getireceğini anlatarak, Türkiye'nin AB üyesi ülkelere ekonominin iyi olduğu dönemlerde 50 milyar doları aşkın ihracatı olduğunu, küresel ekonomik kriz nedeniyle bu rakamın 35 milyar dolara düştüğünü ve bunun tekrar toparlanabileceğini söyledi.

Türk işadamlarının dünyanın en ücra köşelerine kadar giderek ticaret yaptığını, şu ana kadar Türkiye firmalarının ulaşamadığı sadece isimleri dahi duyulmamış 2 ülke bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Ticaret konusunda Japonya'dan geride değiliz, takip ediyoruz, ama şu anda 4 milyar dolar olan Japonya ile ticaret hacmini artırmamız lazım. Değerli dostum Abe ile bunu konuşacağız, dayanışma içerisinde, dost olarak bunları aşacağımıza inanıyorum. Atacağımız bu adımlarla, birbirimizden kazan-kazan esasına göre güç alarak, geleceğe yürüyeceğiz" ifadesini kullandı.

-"Türkiye'nin bölgesel veya küresel güç olma gibi bir hedefi yok"-

Bir soru üzerine, "Türkiye'nin bölgesel veya küresel güç olma gibi bir hedefi yok" karşılığını veren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye sadece üzerine düşen görevi yapmak suretiyle gerek bölgede gerekse uluslararası camiada bir yere oturtuluyor. Olan budur, olması gereken de budur. Diğeri ise bir hırs diye tanımlanır ki hırs her zaman tehlikelidir. Dolayısıyla bizim böyle bir hırsımız yok. Biz bölgede, bize ne gibi bir görev düşüyor... Şimdi Suriye'de 130 bin insan öldürülürken herhalde 911 kilometre sınırı olan bir Türkiye'nin buna sessiz kalmasını kimse düşünemez. Burada çocuk, kadın, yaşlı öldürülürken hatta son zamanda varil bombalarıyla öldürülürken buna sessiz kalmamız düşünülemez. Bizim yaptığımız budur. Aynı şey Filistin için geçerli, aynı şey Irak için geçerli, aynı şey Libya için geçerlidir, aynı şey Tunus için geçerli, aynı şey Mısır için geçerli, aynı şey öbür tarafta Yemen için geçerlidir. Yani 10 binlerce kilometre uzaklıktan gelenlerin bu tür şeylere müdahale etmesi normal karşılanıyor da yanıbaşında bu tür olayların olduğu ülke buna sessiz kalabilir mi?"

Saddam döneminde de bir milyonu aşkın Iraklının Türkiye'ye sığındığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bu tür ev sahipliklerini ilk defa yapmadığını söyledi. Erdoğan, Filistin'de adil olmayan bir sürecin söz konusu olduğunu ve işgallerin acımasız bir şekilde devam ettiğini bildirerek, "Bütün bunlar karşısında Türkiye davet edilmektedir. Şu anda Suriye'nin dostları grubunda, Irak'ın dostları grubunda hepsinde Türkiye'nin bir yeri, bir konumu vardır" dedi.

-"İnşallah Cenevre 2'de Suriye'de Beşar'sız bir dönemin başlaması için bir adım atılır"-

Cenevre 1'de yapılan çalışmalarda belirli hatalar olduğunu ve Cenevre 2'de bu hataların olmamasını temenni ettiklerini belirten Erdoğan, Cenevre 2'ye Japonya'nın katılacak olmasının kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnşallah Cenevre 2'de başarılı bir netice alınır ve Suriye'de Beşar'sız bir dönemin başlaması için bir adım atılır. Eğer 130 bin insanın katili durumunda olan bir insanın başında olduğu bir Suriye düşünülecek olursa Suriye'de bu durum bitmez aynen bu süreç devam eder. Çünkü oradaki halk artık kendi iradesine saygı duyacak bir yönetim istiyor. Eğer demokrasi diyorsak, salonda ben şu anda karşımda büyükelçileri görüyorum, değişik ülkelerin büyükelçilerini görüyorum, eğer demokrasiye saygımız varsa, demokrasiye inanıyorsak, eğer demokrasiyi egemen kılmak için bir mücadele vereceksek, atılması gereken adım halkın milli iradesine saygı duymaktır. Bunu başarmamız lazım.

Halkın milli iradesine değil de dünyadaki egemen güçlerin tayin ettiği istikamette bir karar almaya evet diyeceksek o zaman kimse kalkıp da lütfen, 'ben de demokratım' demesin. ya totalitersin ya otokratiksin, böyle bir yerde konumlanmışsın ve gizli demokratsın, böyle bir şey olmaz. Öncelikle bunu başarmamız lazım ve samimi olmamız lazım. Siyaseti samimiyet düzleminde götürmemiz lazım. Eğer bunu böyle götürürsek inanıyorum ki o zaman Ortadoğu da burada kendisi için aydınlık yarınları görecektir. Kuzey Afrika aynı şekilde bunu görecektir. Ama kimse petrolün hesabını yapmasın, eğer petrolün hesabını yapacak olursak o zaman biz oralara iyi niyet elçisi olarak gidemeyiz ve oralara da hakikaten onların bağımsızlık mücadelesine yardımcı olmak gibi bir anlayışı taşıyamayız."

- AK Parti tüzüğündeki 3 dönem şartı-

Başbakan Erdoğan, bir başka soru üzerine de parti olarak prensipleri olduğunu ve buna göre üç dönem milletvekili adayı olunabileceğini hatırlattı. Erdoğan, "Tabii bu benim üçüncü dönemim milletvekilliğinde, birçok arkadaşımın durumu da bu. Dolayısıyla üçüncü dönemde bizim milletvekilliğindeki sürecimiz, bu karara göre bitiyor" dedi.

Siyasetin sadece parlamentoda yapılmayacağını ve parti çatısı altında da yapılacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İlla milletvekili olmak şart değil. Milletvekili olarak başkaları çalışır, siz de partinizi madem seviyorsunuz, partinizin bir mensubu olarak, bir üyesi olarak deneyiminizi, tecrübenizi bütün ülkenin değişik yerlerinde ama konferanslar vermek suretiyle, ama onların değişik çalışmalarında danışman olarak sürdürürsünüz. Hatta partiniz size değişik vazifeler verir, ulusal bazda verir, uluslararası bazda verir, bu görevleri gider yaparsınız. Hatta çeşitli vakıf çalışmalarının içerisinde yer alırsınız, çeşitli düşünce kuruluşlarının içinde yer alırsınız ve bunu bu şekilde sürdürürsünüz. Bu ne demektir? Bu sizden sonra gelen politikacılara da siyasetçilere de ön açmaktır. Onların da yolunu açmaktır. Yani 'ölene kadar ben burada kalacağım' mantığı doğru bir mantık değildir, düzgün bir mantık değildir."

AK Parti'nin toplam üye sayısının 9 milyonun üzerinde olduğunu ve sadece gençlik teşkilatının üye sayısının yaklaşık 1 milyon olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye'nin en örgütlü parti teşkilatı biziz. Bu şekilde çalışıyoruz ve bu konuda tabi ki arkadan gelen kadroların da kendilerine ileride yer bulması gerekir, oraların işgal altında olmaması gerekir. Farklı hizmetleri de yürütelim. Diyorlar ki 'ama bu tecrübedir, bu tecrübe kaybolmasın', tamam tecrübeyi siz farklı yerlerde yine aynen devam ettirin ama tecrübe kazanmanın da önünü tıkamayın. Çünkü arkadan gelecek nesiller, kuşaklar da bırakın onlar da tecrübe kazansın. O da nasıl kazanacak tecrübeyi bu çalışmaların içerisine girerek kazanacak. Kimse annesinden doğduğu zaman bu tecrübeyle doğmadı, hayatı yaşayarak bu tecrübeleri edindi ve biz de buna bu şekilde geldik."

Kendisinin de milletvekili olmadan önce, 18 yaşından itibaren gençlik kollarından başlayarak partide çeşitli görevlerde bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Taa oralardan bugünlere geldim ve istiyoruz ki bizim de gençlik örgütlerimizde, gençlik teşkilatlarımızda, kadın kollarımızda bulunan arkadaşlarımız da hepsi bu imkanı yakalayabilsin" diye konuştu.

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Başbakan Erdoğan Japonya'da - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement