Kılıçdaroğlu: Saldırıyı Kabul Etmek Doğru Değil

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir Başbakan 'Beni dinliyorlar' diye şikayette bulunacak ama faillerini ortaya çıkarmaya gücü yetmeyecek. O zaman kimse kusura bakmasın, o sağlıklı olarak ülkeyi yönetemez. Kendisini dinleyen varsa faillerini bulacak. Yargının önüne çıkaracak. Herkese de ders olacak" dedi.

Kılıçdaroğlu, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen "50. Ulusal 24. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri"nden dönüşte, Kırşehir'in Akpınar ilçesinde bir partilinin düğün törenine katıldı.

Kırıkkale'de bir dinlenme tesisinde yemek yiyen Kılıçdaroğlu, gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bir gazetecinin, anma etkinliklerinde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yönelik saldırı girişimini hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, olayın çok üzücü olduğunu söyledi.

Hacı Bektaş Veli'yi anma etkinliklerinde sağduyunun egemen olması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "İnsanlar bir partiyi beğenirler veya beğenmezler ama şiddete yönelik saldırıyı kabul etmek doğru değil. Kaldı ki Hacı Bektaş Veli'nin 'İncinsen de incitme' diye bir sözü var. Oraya bir Sayın Bakan gelmiş, hükümet adına gelmiş konuşma yapıyor, herkesin sakin dinlemesi gerekiyor. 'Beğenmedim' diye şiddet uygulamak, protesto etmek Hacı Bektaş da doğru değil" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün CHP milletvekillerinin fişlendiği iddialarına ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanına giden istihbarat raporlarında CHP milletvekilleriyle ilgili fişleme belgelerinin olmamasını doğal karşılamamız gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanına giden belgeler, istihbaratlar farklıdır. Biz zaten devletin yani derin devletin, yani yasa dışı devletin, yasal bir olay yaptığına inanmıyoruz ki. Milletvekillerinin izlendiği doğru mu, doğru. Fişlendiği doğru mu, doğru. Bizim telefonlarımızın dinlendiği doğru mu, doğru. Bunlar yasa dışı işlemler zaten. Hukuk devletinde olmaması gereken işler. Bunun belirtileri var mı, elbette var. Sayın Başbakan AKP'nin grup toplantısında 'Ey Kılıçdaroğlu, ben senin nefes alışını takip ediyorum' derken, herhalde benim yanımda durup da benim nefesini takip edecek hali yok. Nasıl yapıyor bunu? Doğrudan kendisine bağlı, istihbarat kurulunu harekete geçirerek yapıyor bunu. MİT'e yakışmıyor, devlete yakışmıyor bu. Derin devlet dediğimiz olay budur. Devleti yasa dışı alanın içine çektiğiniz andan itibaren orada bizim kabul etmediğimiz, derin devlet yapılanması oluşur. AKP şu anda kendi derin devletini oluşturmuş durumda, bizi takip ediyor."

Benzer bir olayda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Biz devleti yönetiyoruz. Bize istihbarat geliyor" dediğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, "Devlet istihbaratla yönetilmez. Devletin hukukun üstünlüğü kuralları içerisinde yönetilir. Devlet saydam şekilde yönetilir. Gün ışığında yönetim bir kavram var. Siz kalkıyorsunuz insanları gizli gizli izliyorsunuz, takip ediyorsunuz. Sayın Başbakan bunun çok işaretlerini verdi. En son yaptığı konuşma da böyle. Soruyorlarlar Sayın Başbakana, yapması gereken nedir? 'Böyle bir şeye asla izin vermem, derhal soruşturma açtım. Eğer yapanları bulursam, yasal olarak ne gerekiyorsa sonuna kadar yapacağım' demesi gerekir. Ama ne söylüyor, 'Efendim biz de zamanında izlendik, fişlendik' diyor. Bu ne demektir? Yasa dışı izlemeye ve fişlemeye meşruiyet kazandırmak demektir. Bunun yeteri kadar kamuoyunda tartışılmaması gerçekten üzüntü verici bir olaydır" değerlendirmesinde bulundu.

MİT'in, yasa dışı bir olayı ben yaptım dememesinin doğal olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Biz derin devletin dün bugün ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. Yıllarını bürokrasiye veren devleti tanıyan bir kişi olarak söylüyorum, bunlar doğru değil. İlçe başkanlarımıza bakın onlar bile konuşurken, 'acaba telefonlarımız dinleniyor mu' diye kaygı içerisindeler. Nitekim bir yerde bir böcek bulundu. Sayın Başbakan 'Beni de dinlediler' diyor. Eğer seni dinlediler ve sen bunu biliyorsan ve ortaya çıkaramıyorsan. Sen bu ülkeyi nasıl yöneteceksin. Bir Başbakan 'Beni dinliyorlar' diye şikayette bulunacak ama faillerini ortaya çıkarmaya gücü yetmeyecek. Ozaman kimse kusura bakmasın, o sağlıklı olarak ülkeyi yönetemez. Kendisini dinleyen varsa faillerini bulacak. Yargının önüne çıkaracak. Herkese de ders olacak. 'Bir daha bunu yapamazsınız' diyecek. Ama şimdi 'Beni de dinliyorlardı. Sizi de dinleyebilirler' anlamında yorum yapıyor, şık bir yorum değil. Doğru bir yorum değil" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Irak ziyaretinin hatırlatılarak, "Dışişleri Bakanlığı güvenlik uyarısı yaptı ne diyeceksiniz" sorusuna "Bölgenin genelinde güvenlik sorunu var. Ama biz Irak'a, Türkiye Irak halklarının kardeş olduğunu, hükümetler arasında zaman zaman ortaya çıkan gerginliklerin iki halkı bir birinden ayıramayacağını ifade etmek için gidiyoruz" yanıtı verdi.

Irak'ta çok sayıda Türk iş adamı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Birilerinin onlara destek olması lazım. Biz ülkemizin çıkarlarını herşeyin üzerinde tutarız. Orada güvenlik sorunu var diye gitmezsek doğruyu yapmamış oluruz. Daha fazla gitmeliyiz, daha fazla konuşmalı, dertleşmeliyiz. İki ülke halkının kardeş olduğunu ortak kültürümüzün ve ortak tarihimizin olduğunu onlar da biliyorlar, biz de biliyoruz. Karşılıklı bunları anlatmalıyız" dedi. - Kırıkkale