CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Çocuklarımızın gittiği okulu birileri geliyor, yakıyor. Siz devlet olarak seyrediyorsunuz. Sonra geriye dönüyorsunuz, 'Ben bu vandalları cezalandırmak için yasalar çıkaracağım' diyorsunuz. Zaten okulu yakmak suç, sen önce o okulu yakanı yakala, adalete teslim et, bir görelim. Bunu yapamıyor. Acizliğini 'Yeni yasalar çıkarırım' diyerek geçiştirmeye çalışıyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunda canlı yayınlanan "Tarafsız Bölge" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "güvenlik reformu" olarak adlandırdığı düzenlemeye ilişkin, "Bu tür yakıp yakmaları, molotoflu, maskeli eylemleri engelleyecek bir girişim olarak mı görüyorsunuz, yoksa demokrasi sınırlarını zorlayan bir girişim olarak mı görüyorsunuz '" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye gibi toplumlarda demokrasinin her an kaybedilebileceğini söyledi.
"Getirilen düzenleme, büyük ölçüde Kenan Evren'in 12 Eylül'de getirdiği düzenlemelerle üç aşağı, beş yukarı aynı. Hatta devletin güvenliği, milli güvenlik gibi pek çok kavram var ve katalog suçları da bu çerçevede artırıyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, bir dükkanı bombalamanın, yağmalamanın halihazırda da yasa dışı olduğuna dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Devlet dediğiniz kurumun yasaları vardır, yasaları uygulamak için kuralları vardır. O yasalar uygulanırken toplumsal düzenin barış içinde gitmesini sağlayabilecek temel kurallar koyarsınız. Uyulup uyulmadığını, devletin istihbarat örgütü önceden haber alır ve ilgili kurumlara aktarır. Böyle büyük bir olayın olduğu zamanda eğer sizin istihbaratınız zayıf, siz bunu önceden bilmiyor ve gerekli önlemleri alamıyorsanız, siz devlet olarak bu yasayı çıkarsanız ne olur çıkarmasanız ne olur'
Sizin istihbaratınız güçlüyse, böyle bir talimatın verilebileceğini düşünüyorsanız ve bunun önlemini zamanında almışsanız, bu olayların çoğunu başlangıçta önlersiniz. Türkiye kan gölüne dönüyor ve hükümet ne yapacağını bilmiyor. Ancak bir şeyi yapıyor, hakkını teslim edelim, hemen koşa koşa İmralı'ya gittiler. Apo'ya gittiler, 'Olaylar boyumuzu aştı, ne olursun bizi bundan kurtar' dediler. Gerekli bağlantılar kuruldu, Abdullah Öcalan talimatı verdi, olaylar olduğu gibi kesildi. Hangi hükümet, hangi devlet' Biz halkı sükunete davet ettik. Sonra çıktı bir bakan, 'Şiddet misliyle karşılık bulacaktır' dedi. Demokrasilerde bu olmaz."
Düzenlemenin Almanya örneğinden yola çıkarak hazırlandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Şiddet misliyle karşılık bulacak" diyen Batılı bir siyasetçi olamayacağını söyledi.
Düzenlemelerin geçmişte var olup, sonra AK Parti iktidarının değiştirdiği hükümleri içerdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Şunu sormaktan kendimi alamıyorum, ya geçmişte yaptığınız yanlıştı ya şimdi yaptığınız yanlış. Siz nasıl bir hükümetsiniz" dedi.
"Devletin eli kolu bağlı, şimdi gözdağı vermek istiyor"
Olaylar karşısında önlem alınmadığını, daha sonra da aciz duruma düşüldüğünü savunan Kılıçdaroğlu, "İnsanları biraz daha sıkarak, demokrasiyi daha dar alana hapsederek biz bu olayları çözmeye çalışacağız" denildiğini iddia etti.
Şiddete dönüşmesi ve zarar vermesi halinde molotof kokteyli atmanın zaten suç olduğunu ve gereğinin yapılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bir kamu aracının veya özel bir işyerinin yakılması, yıkılması veya yağmalanmasının suç olduğunu, bu suçun, suçlunun yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasıyla önlenebileceğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Hem onu yakalamıyorsunuz, ondan sonra diyorsunuz ki 'Ben cezaları ağırlaştıracağım'. Önce onu bir yakalayın, yargının önüne çıkarın, bakalım orada yeteri kadar ceza alıyor mu, almıyor mu? Ondan sonra gereğini yapın. Yüzü kapalı, yüzü peçeli, terör eylemlerinin içine giren, elinde silahlarla caddelerde gezen, araba kontrolleri yapan... Bunlar şu ana kadar yasal mıydı? Hayır. Peki kim önleyecek bunu? Hükümet önleyecek.
Ben kalkıp şu caddede, yüzümü peçeyi kapatıp, elime kaleşnikofu alıp, arabaları durdurup, 'Ver bakayım kimliğinizi' desem, polis beni tutar, 'Bir dakika arkadaş, sen devletin kamu görevlisi misin, sen bunu yapamazsın' demesi lazım. Beni alıp doğru karakola, sonra da savcıya ve mahkemeye götürmesi lazım. Devletin eli kolu bağlı. Şimdi gözdağı vermek istiyor, 'Bak ben bu yasal düzenlemeleri yapıyorum...' Fakat bu yasal düzenlemelerle şiddet önlenmez. Sen devlet olarak gereğini zamanında yapacaksın."
"Ekmek çalan çocuğu buluyorlar, Atatürk heykelini yakanı yakalayamıyorlar"
Mevcut yasaların gereğinin yapılması durumunda yeni düzenlemelere gerek kalmayacağını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Çocuklarımızın gittiği okulu birileri geliyor, yakıyor. Siz devlet olarak seyrediyorsunuz. Sonra geriye dönüyorsunuz, 'Ben bu vandalları cezalandırmak için yasalar çıkaracağım' diyorsunuz. Zaten okulu yakmak suç, sen önce o okulu yakanı yakala, adalete teslim et, bir görelim. Bunu yapamıyor. Acizliğini 'Yeni yasalar çıkarırım' diyerek geçiştirmeye çalışıyor" ifadesini kullandı.
Bu toplumda aklı başında hiç kimsenin bu tür olayları savunmasının mümkün olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, İstanbul Esenler'de Atatürk heykelini yakanların bulunamamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Dükkandan ekmek çalan çocuğu buluyorlar, meydanda Atatürk heykelini yakanı yakalayamıyorlar. Ben bunu anlayamıyorum" değerlendirmesini yaptı.
"Hükümet by pass edildi"
Yeni düzenlemenin TBMM'ye Salı günü geleceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığını, Bakanlar Kurulu'ndan geçmediğini, AK Partili milletvekillerince kanun teklifi olarak Meclis'e sevk edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Hükümetin "by pass" edildiğini öne sürdü.
Başbakan Davutoğlu'nun "Bu kadar önemli bir düzenlemeyi benim önce Bakanlar Kurulu'nda görüşmem lazım" demesi gerektiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Siz devleti yönetiyorsunuz, aşireti yönetmiyorsunuz" dedi.
CHP olarak demokrasiyi savunduklarını, asla şiddeti savunmadıklarını ve savunmayacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Şiddete her zaman karşı çıkmak hepimizin görevidir. Şiddetin şiddeti getireceğini de hepimiz biliyoruz. Fakat devlet akılla yönetilir, siz devleti şiddetle, baskıyla yönetemezsiniz. Baskıyla devleti yönetenler tarihin önünde hep mağlup olmuşlardır" değerlendirmesinde bulundu.
Yüzüne maske takarak eylem yapanların mevcut yasal düzenlemelerle yakalanabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, yasaların bir olaya özgü çıkarılamayacağını, böyle olması durumunda farklı bir olayı karşılayacak hükümlerin unutulacağını söyledi.
"Siz o insanları sokağa çıkmadan önce gözaltına dahi alabilirsiniz, bu yetkiniz de var" diyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitingleri öncesinde pek çok üniversite öğrencisinin gözaltına alındığını, nezarete konulduğunu, miting bittikten sonra serbest bırakıldığını savundu.
Hükümetin şikayet etme makamı olmadığını ancak ana muhalefet partisinden bile daha çok şikayet ettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık koltuğunda neden oturuyorsun sen? İçişleri Bakanı niye o koltukta oturuyor? 'Bir TOMA yakılırsa 6 TOMA ile gideceğiz'. 6 TOMA ile değil 77 TOMA ile gitsen ne olur. Hukuku egemen kılacaksın sen, devleti akılla yöneteceksin sen. İstihbaratı önceden alacaksın sen. O istihbarata göre önlemi alacaksın sen. Bütün bunları yaparsan, emin olun pek çok olay kendiliğinden çözülür."
"ODTÜ'ye vereceğiz"
Kılıçdaroğlu, "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu için Sayın Cumhurbaşkanı'ndan davet aldınız mı ?" sorusuna, "Resepsiyon için aldım" yanıtını verdi.
"Gidecek misiniz Ak Saray'a '" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Hayır. Resepsiyonlara çok fazla ilgi göstermiyorum. İkincisi, biz Cumhurbaşkanı ile olan ilişkilerimizi çok resmi bir tonda tutacağız. O bir resepsiyon, özel bir davet. Özel davete icabet etmeyeceğiz. Çankaya'da da olsa gitmeyecektik" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığının yeni yerleşkesini protesto etmediklerini, kararın bununla ilgili olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Oraya harcanan paraya yazık günah. Bunca yoksulluk varken siz dünyanın parasını harcıyorsunuz, kendinize saray yapıyorsunuz. Bunlar iktidar olmadan önce 'Ankara'da koca koca bakanlık binaları var, ne oluyor bu' Ülkede yoksulluk varken bu koca binalarda neler yapılıyor' derlerdi. Şimdi geldiler, o binalar gecekondu gibi kaldı, daha kocaman binalar yaptılar" ifadelerini kullandı.
"Şimdi o binayı yaparlar, kendileri kullanırlar, bir sonraki seçimde bir başkası gelir o kullanır, kendi babalarının malı olmuyor" değerlendirmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Biz CHP olarak o binayı kullanmayacağız. ODTÜ'ye vereceğiz. Orada eğitim yapılsın. Türkiye'nin büyümesi ve gelişmesi önemli, binaların büyümesi değil" dedi.
- Ankara
Son Dakika › Politika › CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?