AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün bir Suriye uçağının angajman kurallarını ve hava sahasını ihlal ettiğini belirterek, "Defalarca uyarıldı, dinlemedi. Hava kuvvetlerimize ait jetler gitti ve o uçağı düşürdü. Daha önce de bir helikopterleri bu şekilde bizim hava sahamızı ihlal etmişti, onu da düşürmüştük. Çok ilginç, Suriye daha tepki vermeden, CHP bu hadiseye tepki verdi" dedi.
Partisinin Kastamonu mitinginde konuşan Erdoğan, kendilerinden önceki koalisyon hükümeti döneminde kamu bankalarının zor durumda olduğunu belirterek, "Sayın Bahçeli senin döneminde Ziraat, Halk bankası çöktü ve bütün bu gerilemeyi görev zararı diye yutturdunuz. 42 milyar dolar... Vakıfbank, Halkbank gidiyordu. Ama şimdi bunların ederi bire 20; bire 30, bire 40 arttı ve dünyanın sayılı bankaları haline geldiler. Ziraat Bankası öyle, Halk Bankası öyle, Vakıfbank öyle..." diye konuştu.
Ziraat Bankası'nın o dönemde çiftçilere yüzde 59 faizle kredi verdiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu mu milliyetçilik Allah aşkına, halkını sevmek bu mu?" diye sordu.
Halk Bankası'nın yüzde 47 faizle esnaf ve sanatkara kredi verirken şimdi yüzde 4-5 ile kredi verdiğini anlatan Erdoğan, "Halkı, esnafını sevmek bu. Halep oradaysa, arşın Kastamonu'da. Bununla kalmadık. 'Türkiye'nin çok borcu var' diyorlar; Kılıçdaroğlu da aynı yalanı söylüyor, Bahçeli de aynı yalanı söylüyor. Borç milli gelire oranla ölçülür. Biz göreve geldiğimizde 12 yıl önce bizim borcumuzun milli gelire oranı yüzde 73'tü, şimdi yüzde 35... Yani 100 liranın 73 lirası borçtu, şimdi 35 lirası borç. Bak nereden nereye geldik. Bitmedi... Devlet yüzde 63 faizle borçlanıyordu, şimdi tek haneli rakama düştük. 4,6'ya düşmüştük, Mayıs Haziran Gezi olaylarıyla beraber ortalığı karıştırdılar. Orada maalesef bir yükseliş oldu. Bunlar zalım, zalım. Onun için diyorum 'zalimler için yaşasın cehennem.' Evet, zulmettiler. Yani bu Gezi olayları filan kime zarar verdirdi? Benim fakir fukara kardeşime, orta tabaya, bunlara zarar verdirdi. Kaymak tabakanın keyfi yerinde. Onlarda bir numara yok. Bununla da kalmadık. Bütün bu atılan adımlarla nereden nereye getiriyoruz ülkeyi. Daha da iyi olacak" diye konuştu.
Erdoğan, işçi ve memurlardan "zorunlu tasarruf" adı altında para kesildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"MHP, CHP, SHP, DSP, DYP kesti. Çok eskiye dayanıyor. 13,5 katrilyon... Geldim göreve, önüme bunu getirdiler. Dediler ki 'işçinin, memurun devletten 13,5 katrilyon lira alacağı var.' Dedim ki 'devlet işçisine memuruna borçlu olur mu? Hemen sendikalarla oturun, bu parayı ödeyelim' dedim. 3 yılda 13,5 katrilyonu işçiye, memura ödedik. Bitmedi. Bir de vatandaşı yine kandırmışlar; işçiyi, memuru kandırmışlar 'sizi konut sahibi edeceğiz' demişler. Konut Edindirme Yardımı (KEY) adı altında da milyarlarca lirayı toplamışlar. Maaş veremiyorlardı ya. Ey Bahçeli sizin gidecek yeriniz var mı? Kılıçdaroğlu sen zaten bitmişsin, seni konuşmama gerek yok. Sen bu SSK'nın başında olduğunda bu millete ettiğin eza, cefa yeter. Bizim vatandaşlarımızı rehine olarak aldınız. Hatırlıyorsunuz değil mi? Bırakın hastaları rehine olarak almayı, ölülerimizi bile rehine aldılar bunlar. Bu Kılıçdaroğlu onlardan bir tanesidir. Suçlu bu, suçlu... Ama aynı dönemin ortaklarından bir tanesi de Bahçeli idi.
Merhum Ecevit, Bahçeli, Yılmaz... Bunların iktidarı döneminde aynı bu zulüm yapıldı. Hastanelerde vatandaş rehine olarak alınıyor muydu, parayı ödemedikçe hayır diyorlardı. Biz o senet topladıkları zamanı bildiğimiz için gelir gelmez dedik ki 'hiçbir hastanede hasta kapıdan geri çevrilmeyecek. Çevrildiği anda orada o başhekim görev yapamaz.' Bunları kaldırdık. Her doğan Genel Sağlık Sigortası'na tabidir dedik. Babası, anası hiç önemli değil. Sağlık Sigortası var mı yok mu bu öyle bir şey yok. 18 yaşına kadar her doğan, şu anda Genel Sağlık Sigortası'na tabidir. Bunu biz getirdik. Hani Kılıçdaroğlu sen sağlıkçıydın, niye bunları yapmadın? Ama bak biz yaptık bunları."
Erdoğan, vatandaşın istediği eczaneye gidip ilacını alabildiğini istediği hastaneye gidebildiğini belirterek, bunun AK Parti ile geldiğini söyledi. Erdoğan, "Kastamonu ve ilçelerinde şu 5 gün iyi çalışalım, Kastamonu'nun yerel yönetiminde de ak belediyeciliği getirelim. Yıllar yılı burada görev yapan Tahsin Babaş kardeşimizle beraber inşallah modern belediyeciliği Kastamonu'yu getirelim, ilçelerde getirelim" dedi.
-"30-35 yıldır sızmadıkları yer bırakmamışlar"
Pensilvanya'nın yargıda, Emniyet ve diğer birimlerde uzantıları olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar 30-35 yıldır sızmadıkları yer bırakmamışlar. Bakın, İstihbarat Teşkilatımızın tırlarına Adana'da alçakça bir operasyon yaptılar. İnanın başka başka devletin savcısı olsa, başka devletin emniyet birimi olsa o alçaklığı yapmazdı. MİT mensuplarını durduruyor, yere yatırıyor, ellerini kelepçeliyor ve bir yüzbaşımızı, bir üsteğmenimizi tekmeliyor, yumrukluyorlor. Öyle bir-iki kişi değil, 10-15 kişi üzerine çullanmışlar. Birisi ayağına basıyor, birisi gövdesine basıyor. Ben bunları izleyince şok oldum. Gereğini yaptık zaten, hala devam ediyor, bitmedi. Peki o MİT ne yapıyordu. Suriye'deki bayır bucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bu MHP milliyetçi de neden sesi çıkmıyor? Oradaki bayır bucak Türkmenlerine biz yardım elimizi uzatmasak, onları biz bu katil Esed'in bombalarına mı mahkum edelim? Ah kardeşlerim ah... Bunların meydanlarda yaptığı konuşmalara bakmayın. Bunlar dürüst değiller, samimi değiller. Sadece iftira yapıyorlar. Devlete saldırı var MHP susar. Türkiye Cumhuriyeti'ne, onun Başbakanına, Cumhurbaşkanına, Genelkurmay Başkanına saldırı var, bu MHP susar. MİT'e saldırı var, götürülen yardımlar engellenmek suretiyle Türkmenlere saldırı var, bu MHP neden susar? Çünkü Pensilvanya öyle istiyor. Pensilvanya bunların boynuna ipi takmış, istediği yere çekiyor, istediği yere sürüklüyor. "
-"Suriye'nin avukatlığını yapıyor"
Erdoğan, önceki gün bir Suriye uçağının düşürüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bakın önceki gün bir Suriye jeti, angajman kurallarını ihlal etti, hava sahamızı ihlal etti. Defalarca uyarıldı, dinlemedi. Hava kuvvetlerimize ait jetler gitti ve o uçağı düşürdü. Biliyorsunuz, daha önce de bir helikopterleri bu şekilde bizim hava sahamızı ihlal etmişti, onu da düşürmüştük. Çok ilginç... Suriye daha tepki vermeden, CHP bu hadiseye tepki verdi. Hale bak ya... Bunların yayın organları, yandaş medyaları var ya, hepsi birden tepki veriyor. Daha Suriye kendisini savunmadan, CHP onun yerine Suriye'yi savundu. Bunların birbirinden farkı yok, aslında birbirlerinden haberleri de yok. Önceki gün CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı çıkıyor, Suriye lehine açıklama yapıyor. Genel Müdür çıkıyor, o farklı söylüyor, baktı ki tepkiler gelmeye başladı, farklı söylüyor. Dün Genel Müdür yine çarkediyor. Genel Müdürün kim olduğunu buluyorsunuz değil mi? Suriye'nin avukatlığını yapıyor bu defa... Bunların birbirlerinden de haberi yok, kendilerinden de haberleri yok.
Bu CHP Ergenekon'un avukatlığını yaptı mı? Suriye'nin avukatlığını yaptı mı? DHKP-C denilen terör örgütünün avukatlığını yaptı mı? Twetter'in avukatlığını yaptı mı? Burada bir şey daha söyleyeyim; benimle ilgili hani uydurdukları bir şey var. Sürekli... Şüphem yok, şüphem yok. Zaten meydanlar konuşuyor, televizyonlarda üç-beş kişi çıkmış konuşmuş, onlar bizi bağlamaz. Bizi meydanlar bağlar, millet bağlar millet..."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Erdoğan: '30-35 yıldır sızmadıkları yer bırakmamışlar' - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?