HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DTK'nın yayınladığı bildirgeye ilişkin, "Öz yönetim haktır. Sadece Cizre, Silopi, Nusabin'in değil aynı zamanda İstanbul, Rize, Mersin ve Ankara'nın da hakkıdır. Bu talebi savunmaya devam edeceğiz" dedi.
HDP TBMM Grup Toplantısında konuşan Yüksekdağ, Şırnak'ın Uludere ilçesinde 35 yurttaşın yaşamını yitirmesinin üzerinden 4 yıl geçtiğini hatırlatarak, "sorulmamış bir hesabın acısını ve sonuçlarını bütün Türkiye halklarının yaşadığını" söyledi. Yüksekdağ, yaşananların siyasi sorumlularının açıkta olduğunu ileri sürerek, hesap verilmemesinden dolayı yeni ölümlerin önünün açıldığını savundu.
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerlerde 7 Haziran'dan bu yana 61'i çocuk 73'ü kadın olmak üzere toplam 360 sivilin yaşamını yitirdiğini iddia eden Yüksekdağ, "Öz yönetim talebini, iradesini dile getiren 7 ilçedeki halklarımız canlı hedef haline getiriliyor" diye konuştu.
Yüksekdağ, dedesi ile birlikte öldürülen 3 aylık Miray bebeğin nüfus cüzdanını göstererek, "Bu coğrafyada çocuklar nüfus cüzdanın fotoğrafı yapıştırılmadan öldürülüyor" dedi.
HDP'li Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Savaş olmasın, ölüm yaşanmasın diye bir siyasi üretimi açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Diyarbakır'da DTK olağanüstü kongresinde ortak deklarasyon açıkladık. Deklarasyonu açıklar açıklamaz, hatta açıklamadan hepimize linç saldırısı başlattılar. İlan ettiğimiz demokratik, siyasal çözüm deklarasyonu silahların değil, siyasetin konuşabilmesi için ortaya koyduğumuz çözücü iradedir. HDP'nin yaptığı budur, bir çözüm perspektifi ortaya koymaktır. Deklarasyon ilan edildikten sonra yapılan açıklamalara bakın; ihanetten, provokasyona kadar her türlü yıkıcı tavrı bize karşı sergilediler. Bizim eylemlerimiz hakkında bir kelime kullanılacaksa o da sadakattir. Bizler bize oy veren halkımızın onur ve özgürlük değerlerine sadığız. Bundan ötürü bir çözüm perspektifi ortaya koyduk. Bizi hain ilan edeceklerine söz ve siyasetle konuşsunlar."
Yüksekdağ, DTK'nın bildirisini yayınladıklarını ve orada söylenen sözlerin "tarihsel önemde" olduğunu savundu. Bildirinin barış ve çözüm için belki de son fırsat olduğunu belirten Yüksekdağ, bunu kimsenin gözardı etmemesi gerektiğini bildirdi.
Yüksekdağ, barışı ve çözümü daha fazla konuşmak gerektiğini vurgulayarak, "Biz bu metni değişmez, statik bir metin olarak ortaya koymadık. Her türlü katkıya ve değişime açık dinamik bir metindir. Gelin dinamik bir tartışma yürütelim. DTK'nın yayınladığı ve bizim ortaklaştığımız metin Türkiye'nin 21. yüzyılda Türkiye halklarının birleşmesinin harcı ve temelidir" diye konuştu.
İktidarın bu zemini değerlendirmeye niyeti olmadığını belirten Yüksekdağ, "Sudan bahaneler olmadı; çaydan, çöpten bahaneler. Bir görüşme olanağını da çaydan, sudan bahane ile hükümet ve Başbakan ortadan kaldırdı. Tam bir siyasi ciddiyetsizlik ve aymazlık örneğidir. Açıklanmayan gerçek gerekçeyi sizlerle paylaşayım. Görüşme iptal edildi çünkü hükümetin bir görüşme gerçekleştirecek kadar siyasi iradesi kalmamıştır" ifadesini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın hedef haline getirildiğini ve haklarında soruşturmalar açıldığını anımsatan Yüksekdağ, şöyle dedi:
"Bu soruşturmaları açan zihniyet sarayın ve hükümetin güdümündeki yargı zihniyetidir. Cumhurbaşkanı konuşunca hakkında soruşturma açılmıyor. Bizim eş başkanlarımız ve partili arkadaşlar öz yönetimi savunduğu için soruşturma ile karşı karşıya kalıyor. Öz yönetim haktır. Sadece Cizre, Silopi, Nusabin'in değil aynı zamanda İstanbul, Rize, Mersin ve Ankara'nın da hakkıdır. Bu talebi savunmaya devam edeceğiz."
"Öz yönetim" savunması
Yüksekdağ, yeni anayasa tartışmalarına değinerek, DTK bildirgesinin aynı zamanda "yeni demokratik anayasanın tartışma çerçevesine ilişkin olduğunu" söyledi. Yüksekdağ, halkın kendilerine yeni anayasayı tartışması ve çözüm önerileri sunması için yetki verdiğini, başka hiçbir partinin yeni anayasa tartışmalarına ilişkin öneri sunmadığını ve ortaya bir çerçeve metin koymadığını savundu.
Yüksekdağ, "çöktürme" adı altında bir planın hükümet tarafından hazırlandığını ve bunun uygulamaya konulduğunu ileri sürerek, şunları kaydetti:
"Halkımızın ve partimizin varlığını ortadan kaldırmaya dönük saldırılar gerçekleştiriyorlar. Hiçbir şey artık bizi travmaya, şoka sürüklemez. Rusya'ya ziyaret düzenliyoruz, eş başkanımız ve partimiz hedef gösteriliyor. Türkiye'nin dış politikasının saygınlığını yerin dibine batırdınız. Rusya'da çalışan işçiler, öğrenciler umurlarında değil. Siz kaybedersiniz."
Toplantıda bazı milletvekillerinin dedesi ile birlikte öldürülen 3 aylık Miray bebeğin fotoğrafını taşıması dikkati çekti.
Grup toplantısı sonrasında gazetecilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasanın temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmamasını düzenleyen 14. maddesine ilişkin açıklamalarını hatırlatması üzerine Yüksekdağ, "Ortada Anayasaya veya maddelerine aykırılık varsa önce sokağa çıkma yasaklarına baksınlar. Cumhurbaşkanı, Anayasaya aykırılıktan söz ediyorsa 'rejim değişmiştir' söylemine baksın. Bizler Anayasaya aykırılık düşünmüyoruz. Özellikle ihanet kavramı ağır ve yıkıcı bir yaklaşımdır" yanıtını verdi.
Yüksekdağ, dokunulmazlık tartışmasının sorulması üzerine, partileri veya milletvekilleri hakkında sayısız defa soruşturma açıldığını belirterek, "Türkiye ve kendileri kaybeder. Bizler hiçbir zaman dokunulmaz olmadık" dedi.
Son Dakika › Politika › Hdp TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?