TBMM Genel Kurulu'nda, Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Meclis tatile girmeden önce görüşmelerine başlanan ilk KHK olan 667 sayılı KHK, temel kanun şeklinde iki bölüm halinde ele alınıyor.
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, partisi adına yaptığı konuşmada, darbe girişimine gelinceye kadar yapılan bütün işlemlerde, son 14 yılın hükümeti olarak AK Parti'nin çok belirleyici rolü, sorumluğu bulunduğunu savundu.
Bank Asya'nın açılış törenindeki fotoğraflara bakıldığında, kimlerin bir arada, hangi sevinç ve heyecanla bankanın açılışını yapıp, kutladığını soran Sancar, "Taraftarlarını o bankaya yatırım yapmaya yönelten AKP yönetimiydi.O gün bankanın kurulmasını sağlayan, bütün işlemlerin altında imzası yer alan siyasilerin hiçbiri, hiçbir şekilde hesap vermeyecek ama orada hesap açmış bir kişi, terör örgütü üyesi olduğu suçlamasıyla işinden edilecek. Böyle bir adaletsizliği nasıl kabul edebildiğinizi anlayamıyoruz." diye konuştu.
Sancar, kapatılan 15 üniversitenin kuruluşunda kimin imzası olduğu, üniversiteleri denetlemekle yükümlü hangi siyasi, idari makamların görevlerini yerine getirmediği sorularını yönelterek, şöyle devam etti:
" Eğer bu Türkiye tarihinin en kanlı terör örgütüyse ki sık sık böyle söylüyor iktidar sözcüleri, onu bugüne kadar besleyen, koruyan, bilerek bilmeyerek güçlenmesini sağlayan, devlete yerleşmesini sağlayan kim varsa, öncelikle onların hesap vermesi gerekiyor. Allah katında da bu hesap verilecek ama çağdaş hukuk sistemleri öbür dünyaya havale etmiyor. Sizler de 'Hesabı soracağız, bu dünyada soracağız, hukuk çerçevesinde soracağız.' diyorsunuz ama hukuku uygulamıyorsunuz. Asıl sorumlular burada otururken, asıl sorumlular mevcutken, her gün gözümüzün önündeyken yüz binlerce insanı mağdur etmek adaletsizliklerin en büyüğüdür. Bu adaletsizliği gidermediğiniz sürece, bu adaletsizliği düzeltmediğiniz sürece sizin darbe girişimiyle mücadele ettiğinize kimseyi inandıramazsınız, en azından bizi inandıramazsınız."
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, FETÖ üyesi hainlerin, Türk milletine silah doğrulttuğunu, Türk tarihinde nadir görülecek bir ihanete imza attığını ifade etti. Aksu, buna kalkışan kim varsa ismi, unvanı ne olursa olsun hesap vermesi, bedelini ödemesi gerektiğini kaydetti.
Aksu, görevden almalarda itiraz mekanizmalarının sağlıklı şekilde işletilmesini, acilen kamuda uygulama birliğinin oluşturulmasını istedi.
Demokrasi üzerinde dolaşan kara bulutları kovmanın, antidemokratik eğilimlerin önünü kesmenin siyasetçilerin önde gelen sorumluluğu olduğunu belirten Aksu, bu günlerde birlik ve beraberliklerini daha da güçlendirmenin, bu sorumluluğun gereği, aynı zamanda tarihi bir zorunluluk olduğunu söyledi. Aksu, devletin ve milletin bekasının, her türlü siyasi gayenin üstünde olduğunu dile getirdi.
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, son darbe girişiminden çok korktuğunu, bunun çok hain bir darbe girişimi olduğunu söyledi.
Bunun, herkesin canına kast eden, en değerli kurumlara karşı bir darbe girişimi olduğunu dile getiren Sarıhan, halkın, Meclisin tepki verdiğini anımsattı.
Sarıhan, OHAL'in de bir hukuk rejimi, hukuki olay olduğunu, birçok ülkenin anayasasında da bulunduğunu ifade ederek, "Ancak yapılması gereken OHAL ilanı değil. OHAL ve sıkıyönetim ilanı bir hukuk rejimi ise o zaman onun hukukla sınırlı olması, hukuk içinde hareket edilmesi gerekir. Ancak elimizdeki kararnameler, hukuka uymayı değil adeta uymamamızı söylüyor. Fetullah sadece ülkemize değil bütün dünyaya mikrop yayıyor. Fakat Fetullah ile mücedele edelim derken başka haksızlıklara fırsat vermeyelim. Yaparsak zararımıza olur." görüşünü dile getirdi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Hurşit Yıldırım, OHAL'in, demokratik bir düzenin oluşturulmasında engel teşkil eden vesayetçi aktör ve yapıların kaldırılmasını hedeflediğini belirtti.
Siyaset tarihinde daha önce de pek çok kez OHAL'in uygulandığına işaret eden Yıldırım, "15 Temmuz öncesi sayısız karşılaştığımız, yaşadığımız terör olayına rağmen OHAL ilan edilmemişti. Ama 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL ilan etmeyeceğiz de ne zaman ilan edeceğiz?" diye sordu.
Darbe girişimine karşı ayakta kalan kurumlardan birinin de siyaset kurumu olduğunu vurgulayan Yıldırım, siyasilerin kahraman halka, gazi ve şehitlere karşı can ve şükran borcu olduğunu, Yenikapı ruhunu korumaları gerektiğini söyledi.
Yıldırım, FETÖ'nün bir cemaat değil aynı zamanda dini tahrip etmek isteyen, Haşhaşi ruhlu, sinsi, cani yapı olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kaset, kumpas, şantaj yoluyla ekonomiyi, siyaseti hedef alan, devletin tankını millete çeviren silahlı örgütlüdür. FETÖ sadece AK Parti zamanında ortaya çıkmış bir örgüt değildir. Tam aksine diğer siyasi iktidar zamanında mücadele edilmeyip, AK Parti zamanında kararlılıkla mücadele edilen bir örgüttür. FETÖ, 40 yılı aşkın süredir sinsice, parlamenter sistemin de zayıflığından ve bürokratik oligarşiden de yararlanarak devlet kurumlarına yerleşmiş, hain bir örgüttür. Eğer böylesine hain ve sinsi örgüte karşı AK Parti ve onun kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı, hiç kimse bu milli mücadeleyi bu kadar başarılı sürdüremezdi. İlk kez darbe girişimine karşı direnen, şapkasını alıp gitmeyen bir lider ve onun etrafında kenetlenen aziz millet vardı. Eğer 27 Mayıs, 12 Eylül'de tüm darbelere karşı siyasi liderler karşı çıksaydı belki bugün Türkiye darbeler tarihi olan bir ülke olmayacaktı."
Son Dakika › Politika › Khk, TBMM Genel Kurulu'nda Görüşülüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?