MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "FETÖ diyoruz ama 'Hayır'da ısrar eden CHP'nin genel başkanı 15 Temmuz'u neredeyse ağzına almıyor. Hiç konuşmuyor, hiç oralı olmuyor. Yüzsüzce 'Freni olmayan bir anayasaya 80 milyonu bindiriyorlar' sözleriyle eleştirilerini sürdürüyor. Aslında kendi partisinin freni patlamış, şanzımanı dağılmış görmüyor, göremiyor." dedi.
Bahçeli, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sürecinde partisince Bursa'da Gökdere Meydanı'nda düzenlenen mitingde, dün konuştukları sözleri çiğnemediklerini, inkar etmediklerini dile getirerek, Türkiye'nin yüksek çıkarları ve tarihi bekası için "Evet" dediklerini vurguladı. Kararlarının altında yatan üç kritik dönemeç olduğunu vurgulayan Bahçeli, bunları şöyle sıraladı:
"İlk olarak, 21 Ekim 2007 tarihinde anayasa değişikliği referandumuyla Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesidir. Bu yolu açanlar 367 engelinin mimarlarıdır. Buna neden olanlar 2007'de Cumhurbaşkanının seçilmesine direnip, ülkeyi erken seçime götüren CHP'nin başını çektiği kaos şebekesidir. ve o tarihlerde TBMM'deki tıkanmışlığı açan, demokrasinin çarkını döndüren de yine Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur. Bu tarihi duruş ve irademizden dolayı bizi eleştirenlerin hepsi birden bugün yine saldırı halindedir. İkinci olarak, 10 Ağustos 2014'te yapılan Cumhurbaşkanı seçimidir. İlk kez bir Cumhurbaşkanı millet tarafından doğrudan doğruya belirlenmiş, yeni ve zorlu bir dönemin sayfası açılmıştır. Ne kadar karşı çıksak da siyasi güç ilişkisinden doğan fiili durum ülke yönetimini tepeden tırnağa sarmıştır. Sayın Erdoğan, bizatihi millet tarafından seçildiğinden hareketle, alışılmış ve sembolik bir Cumhurbaşkanı olmayacağını defalarca dile getirmiştir. Bu durum yeni şartları ve farklı bir yönetim yapısını ortaya çıkarmıştır. Her fırsatta Cumhurbaşkanının anayasal sınırlarından taşmaması gerektiğini vurguladık ancak taleplerimize olumlu cevap alamadık."
Bahçeli, Türkiye'nin, adı konmamış, yani fiilen uygulanan partili cumhurbaşkanlığı sistemine zoraki de olsa savrulduğunu aktararak, "Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı sistemin fiilen değiştiğini 14 Ağustos 2015 tarihinde Rize'de ilan etmiştir. Bir yanda milletten doğrudan yetki alan bir iktidar partisi ve başbakan, diğer yanda yine milletin seçtiği Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin ikili siyasi ve yönetim yapısını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle muhtemel sistem ve rejim krizlerinin önüne geçmek siyasetin öncelikli görevi haline gelmiştir. Üçüncü ve en önemlisi olarak, 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasının toplumsal ve siyasal alana yüklediği mecburi durum muhasebesi ve tarihi sorumluluklardır. Siyasetin kulvarı 15 Temmuz'la birlikte değişmiş, siyasi aktör ve kurumların hanesine ertelenemez mükellefiyetler yazılmıştır. FETÖ darbe teşebbüsü milattır; tavrımız, tarzımız, siyasetimizin üslup ve mesajları bu ihanetin öncesi ve sonrasıyla elbette aynı olmayacaktır."değerlendirmesinde bulundu.
"15 Temmuz'da gördük ki ikinci Sevr yanı başımızdadır. 15 Temmuz'dan çıkardık ki vatan, devlet ve istiklal kaybı an meselesidir." ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:
"İşgalin eşiğinden döndük. Parçalanmanın kıyısında durduk. Milli mukavemet olmasa, millet müdahale etmese felaket son yurdumuzu kasıp kavuracak, hepimizi yiyip bitirecekti. Açıktır ki bazı feci olay ve dönüm noktaları toplum ve milletlerin zihni doku ve donamında değişimlere yol açmaktadır. Böyle zamanlarda sistemsel düzeltme, değişim ve yeni denge arayışları normaldir, olmalıdır, beklenmelidir. 15 Temmuz bize göstermiştir ki anlamsız tartışma, söz düellosu, sert kutuplaşma bitmeli, siyaset milli ülkü ve amaçlarda buluşmalıdır. Türk devletinin tarihi ve ebedi sürekliliği milli uzlaşma, anlaşma, ittifak ve kucaklaşmaya bağlıdır. Biz de bunu yaptık, bunda karar kıldık. Devletin süratle anayasal yörüngeye çekilmesi, hukukun üstünlüğünün hakim kılınması, devlet-millet uyumunun temin ve tahkim edilmesi hepimizin milli görevidir."
"Türk milleti bunlara gününü gösterecek"
CHP'ye tepki gösteren Bahçeli, "FETÖ diyoruz ama 'Hayır'da ısrar eden CHP'nin genel başkanı 15 Temmuz'u neredeyse ağzına almıyor. Hiç konuşmuyor, hiç oralı olmuyor. Yüzsüzce 'Freni olmayan bir anayasaya 80 milyonu bindiriyorlar' sözleriyle eleştirilerini sürdürüyor. Aslında kendi partisinin freni patlamış, şanzımanı dağılmış, görmüyor, göremiyor. 16 Nisan'da 'Evet' çıkması durumunda Suriye'de, Irak'ta, Libya'da ne olduysa Türkiye'de olacağını pervasızca söyleyebiliyor. Sayın Kılıçdaroğlu, 'Evet felakettir, kaostur' diyor ama zihniyetinin karanlık ve kriz olduğunu gizlemiyor, gizleyemiyor. Asıl 'Hayır' çıkarsa Türkiye'nin yeni darbelere, yeni kutuplaşma ve kavgalara gebe olduğunu ya anlamıyor ya da kafası almıyor." diye konuştu.
Bahçeli, CHP'nin yanında eli kanlı aydınlıkçılar, PKK, PYD, YPG, FETÖ, DHKP/C'nin "Hayır"cı yoldaşları varken, MHP'nin yanında Bursa'nın olduğunu belirterek, "Türk milleti ayaktadır. Israrla '16 Nisan'da yüzde 100 evet çıksa da meşruiyeti olmaz' diyen çürümüşleri de duyuyoruz. Bunlar neredeyse 15 Temmuz ihanetinin yarım kalmasından dolayı infiale kapılan kanun kaçakları, milli irade karşıtları, milliyetçiliğin içine saklanmış niyeti karanlık siyaset eskileridir. 2007'deki 367 garabetinin mimarı olan emekli başsavcı da utanmadan, sıkılmadan 16 Nisan'ın meşruiyetini tartışmaya açmaya yelteniyor. Elbette hevesleri kursaklarında kalacaktır. Elbette Türk milleti bunlara gününü gösterecek, Bursa hak ettikleri demokrasi dersini herhalde verecektir. Bunlar kaçamayacak, saklanamayacak, 16 Nisan'dan sonra yakayı ele vereceklerdir." dedi.
"Ülkenin dirilişi için 'Evet' diyoruz"
Türk ve Türk düşmanlarının bozgunu için 'Evet' diyeceklerini vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:
"Önce, oyunu yukarıdan, kaynağından, yedi düvelin bitmeyen hesaplarından hep birlikte bozacağız. Küresel güçlerin bölgemizdeki kanlı tezgahlarını milletle dayanışma halinde, devletle birlikte olarak dağıtacağız. Türkiye'yi çöküşe götüren katara, bir sonraki istasyonda inmek üzere binmeyeceğiz. ve bu nedenle referandumda milletimizin sesini duyacak, tarihimizin hükmüne uyacak, Bursa için 'Evet' diyeceğiz. Hayırsızların, 'Hayır' kuşağında buluşmuş Türkiye muhaliflerinin dedikodularını çürümeye bırakacağız, 'Evet' diyeceğiz. Mekruh ile mubahın bir arada olmayacağını idrak edip, 'Evet' diyeceğiz. Zemzem ile zehri birleştirip altın kasede içirmeye çalışanların, 'Cumhuriyet elden gidiyor, diktatörlük geliyor' gürültülerine bakmayacak, 'Evet' diyeceğiz. Sandıkta milli beka için 'Evet' mührünü vuracağız. Biz başkanlığa değil, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne 'Evet' diyoruz. Biz Türkiye'nin diriliş ve toparlanmasına 'Evet' diyoruz. Biz Türk ve Türkiye düşmanlarının bozgunu için 'Evet' diyoruz. Rejim değişikliği diye kızılca kıyameti koparan CHP ve yanında hizalanmış terör ve bölücülük lobisinin yalanlarını boşa çıkarıp sistemsel yenilenme için güçlü bir 'Evet' için çalışıyoruz. Milletimizin kararından korkup fildişi kulelerinden Türkiye'ye ayar vermeye kalkışan kiralık gazeteci ve aydınlara hadlerini bildirip milletimizi 'Evet'e davet ediyoruz. Lafa gelince 'Millete büyük, aziz, kahraman', icraata gelince 'Bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar, makarnacılar' diyen nankörleri sandığa gömmek için bir 'Evet' yetecektir."
Gönüllerinde "Evet" ya da "Hayır" diyen her vatan evladının değerli olduğuna dikkati çeken Bahçeli, tüm kararlara sonsuz saygıları olduğunu kaydetti.
"Hayır" diyen vatandaşlara seslenen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin şartlarını düşünün, gelişmeleri yorumlayın, araştırın, sorgulayın, inceleyin, muhatap kalınan badirelere dikkat edin. Samimiyetle 'Hayır' kararınızı tekrar gözden geçirin, ülkeniz için, geleceğiniz için inisiyatif üstlenin. Biliniz ki 'Hayır'da hayır yoktur. 16 Nisan'a henüz vakit varken 'Hayır'dan vazgeçip 'Evet'le buluşun, Türkiye'nin bekası 'Evet'e dönün. Çünkü 'Hayır' lobisi içindeki örgüt ve partiler bekanın karşısındadır, milli ve manevi dirilişin karşı kutbudur. Diyoruz ki devlet, millet, cumhuriyet görüşümüz Evet. Biz şahsa değil, sistemin bakiliğine 'Evet' diyoruz. Biz bir partiye, ideolojiye, bir kesim ve düşünceye değil Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve kurtuluş yıllarının adına ve anısına 'Evet' diyoruz. 'Evet' dedik, Söğüt'te doğrulduk, 'Evet' dedik Bursa'dan yola koyulduk, yine 'Evet' deyip Ankara'dan geleceğe koşacağız. 'Evet' dedik, Sakarya ve Dumlupınar'da ayağa kalktık, yine 'Evet' deyip bölücü, yıkıcı düşmanlara, tüm terör örgütlerine ortak bir mücadele azmi ve iradesiyle dünyayı dar edeceğiz. Bursa'nın kararına güveniyoruz, en doğrusu neyse yapacağını biliyoruz. İnanıyorum ki 16 Nisan'dan sonra Cumhuriyetimiz daha sağlam temellere oturacaktır. PKK 'Hayır' diyormuş, varsın desin, bunu kendilerini Türk milliyetçisi sanan, yine toplanıp toplanıp dağılan, tutunacak demir parmaklık arayan hayırsızlar düşünsün."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni darbeden bahsedenlerin olduğuna dikkati çekerek, "FETÖ'cülerin, bunların kuklalarının entrika ve algı oyunları tutmayacaktır. Yeni darbeden bahsedenler ise bilsinler ki eğer yeni bir istila harekatı olursa, can feda olsun, bu vatanı son damla kanımıza kadar, korkusuzca savunacağız, darbeye kalkışanları da rezil rüsva edeceğiz. Millet hakim ve hakem, biz ise hadimiz. Bursa dün 'Evet' dedi kuruluşa imza attı, 16 Nisan'da bir kez daha 'Evet' deyip, bu defa da kurtuluş iradesini ilan edecektir." ifadesini kullandı.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › MHP'nin Bursa Mitingi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?