Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası toplumun aidiyeti tartışmalı olarak gördüğü, bizim ise bir Türkmen kenti olduğunu çok iyi bildiğimiz Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine asla tahammül edemeyiz; bunun hesabını da mutlaka sorarız." dedi.
Erdoğan, 26. Dönem 3. Yasama Yılı'nın açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nce yapılan referanduma değinerek, bu süreçten ne Kürtlere, ne Araplara, ne Türkmenlere, ne de diğer gruplara hayırlı bir sonuç çıkmayacağının çok açık olduğunu söyledi.
Kadim devletlerin dahi varlıklarını korumakta zorlandıkları bir kaotik dönemde, bölgesel bir yapının bağımsızlık iddiasının, başka güçlerin oyuncağı olmaktan öte bir anlam taşımayacağının altını çizen Erdoğan, "Sınırlarımızın hemen başında, hem Irak halkı, hem de Türkiye başta olmak üzere çevre ülkeler için daimi tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına biz göz yumamayız." değerlendirmesinde bulundu.
"Hele hele uluslararası toplumun aidiyeti tartışmalı olarak gördüğü, bizim ise bir Türkmen kenti olduğunu çok iyi bildiğimiz Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine asla tahammül edemeyiz; bunun hesabını da mutlaka sorarız." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Erbil'deki Kürt'ün hakkını savunmak, Musul'daki Arap'ın, Kerkük'teki Türkmen'in hakkını yok saymak anlamına asla gelemez.
Yanı başındaki Türkiye'yi karşısına alma uğruna uzaklardan destek bekleyen Kuzey Irak Yönetimi, eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur. Hiç kimsenin bölgede yaşayan milyonlarca mazlum insanı, ambargoların, tecrit ve yaptırımların baskısı altında perişan etmeye hakkı yoktur.
Güvenliğin ve refahın formülünün birlikte, bütünlükte, dayanışmada arandığı bir dönemde bu tür ayrılıkçı heveslere kapılmak, en başta kendi toplumuna ihanet etmektir."
"Bu yanlıştan bir an önce dönüleceğini umuyoruz"
Erdoğan, kişisel hırslar ve iktidar kaygılarıyla yapılan bu yanlıştan bir an önce dönüleceğini umduklarını dile getirerek, uluslararası toplumdan, dünyanın pek çok yerinde başka sorunların da tetikleyicisi olacak bu adımı cesaretlendirecek herhangi bir destek beyanının şu ana kadar gelmemiş olmasını da önemli gördüğünü vurguladı.
Türkiye olarak Irak Merkezi Yönetimi ve İran'la birlikte çeşitli adımlar atıldığını hatırlatan Erdoğan, uluslararası toplumun da bu adımlara destek vermiş olmasından memnuniyet duyduğunu bildirdi.
Erdoğan, "Konunun daha tatsız noktalara varmadan, bir an önce suhuletle ve sağduyuyla çözümü en büyük arzumuzdur. Kuzey Irak Yönetimi, yaptığı yanlıştan dönme erdemini gösterdiğinde, Türkiye, devleti ve milletiyle bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir." dedi.
"Avrupa ne yapıyor? Hiçbir şey"
Konuşmasında terörle mücadele de değinen Erdoğan, "Terör örgütleriyle mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında Avrupa Birliği ülkeleri geliyor.
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine, öyle gizli saklı da değil, göstere göstere engel olanların, terör örgütlerine karşı sergiledikleri müsamahakar tutumdan fevkalade rahatsızız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır, bunun için sürekli terör eylemleri düzenlemektedir.
Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir, devleti ele geçirmeye teşebbüs etmiştir, başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımızı şehit olmuştur, 2 bin 193 vatan evladı gazi olmuştur. Aynı şekilde cinayetten soyguna, adam kaçırmadan emniyet güçlerine saldırıya kadar her çeşit suça bulaşmış çeşitli terör örgütü mensuplarının bilgilerini kendilerine veriyoruz. Peki, Avrupa ülkeleri bunun karşılığında ne yapıyor dersiniz?
Hiçbir şey.
Bugün Avrupa, teröristlerin ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları, Türkiye'nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir."
"Nasıl haberiniz olmaz? Mümkün mü?"
Bir Avrupa ülkesinin parlamento binasının önünde kendisinin şakağına silah dayanmış bir poster açıldığını, o ülkenin polislerinin bunu sadece seyrettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "G-20 zirvesindeyiz; şahsımın resmi, Sayın Putin'in resmi ve Suudi Arabistan Kralının resmi. Üçlü resim. Yan tarafta bir otomobil, Mercedes. Polisler etrafı çevirmiş, çok ilginçtir; öldürene Mercedes'in verileceğini söylüyor. O ülkenin şansölyesine bunu söylediğimde haberi yokmuş gibi orada yandaki arkadaşlarına bakıyor. Nasıl haberiniz olmaz? Mümkün mü? Türkiye üzerinden bir politika, seçim hazırlığı yapıyorlar." diye konuştu.
-"İki yüzlü tutum alenileşti"
Kıtanın her köşesinde terör örgütlerini, teröristleri, onların işledikleri cinayetleri yücelten broşürler, afişler dağıtıldığını, bunun için stantlar kurulduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendi vatandaşları ülkemizde, terör dahil çeşitli suçlardan yakalandığında hemen kapımıza dayananlar, bizim onlara ilettiğimiz dosyaları işleme dahi koymuyorlar.
Avrupa Birliği kurumlarının, fasıllardan serbest dolaşıma ve yardımlara kadar her konuda ülkemize karşı sergilediği iki yüzlü tutum öylesine alenileşti ki artık bu durumu örtecek mazeret dahi bulamıyorlar.
Türkiye'nin, 1959 yılında ilk başvuruyu yaptığı, 1963 yılında Ankara Anlaşması'nı imzaladığı tarihten beri gösterdiği sabrı, Avrupa Birliğinin yanlış anladığını görüyoruz. Demek ki hala anlayamamışlar. Buna rağmen, şunu açıkça ifade ediyorum.
Bu süreci bitiren, havlu atan, vazgeçen taraf biz olmayacağız.
Aslına bakarsanız, bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Yeni Yasama Yılı Başlıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?