AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "15 Temmuz kontrollü bir darbe girişimidir" dediğini belirterek, "Kontrollü darbe girişimi ne demek? Bu şehitlerimize karşı hakaret değil mi, onların yakınlarını incitmek değil mi, gazilerimize karşı yapılan hadsizlik değil mi? Ne demek kontrollü darbe? Yani 'Bu darbeyi birileri özel olarak kurguladı, uçaklar bombaladı, ağır silahlar, tanklar, tüfekler çıktı milletin üzerine ateş etti, bunu da birileri yaptı.' Böyle bir iddiayı ortaya koyan bunu ispatla mükelleftir. Bu millete kimse hakaret edemez." dedi.
Yıldırım, İvedik Organize Sanayi Bölgesi Toplantı Salonu'nda sanayi esnafı ve iş adamlarıyla bir araya geldi.
Ankara'da 11 organize sanayi bölgesi bulunduğunu, İvedik Organize Sanayisi'nin çalıştırdığı kişi ve iş yeri sayısı bakımından başkentin en büyük organize sanayi bölgesi olduğunu ifade eden Yıldırım, pek çok ilin nüfusundan fazla vatandaşın organize sanayi bölgesinde ekmeğini kazandığını belirtti.
Yıldırım, organize sanayilerinde çalışan kişilerin ve iş verenlerin Türkiye için ürettiğini, ülkenin gücüne güç kattığını söyledi.
Organize sanayi bölgesinin bugün dünyaya açılmış bir ekonomiye sahip olduğunu dile getiren Yıldırım, "Organize sanayi bölgesi Türkiye ekonomisinin küçük bir ölçeği niteliğinde. Tıpkı ülke ekonomisi gibi İvedik de parlak bir randıman ortaya koyuyor. İvedik Organize Sanayi'nin benzeri yüzlerce organize sanayi, finans ve hizmet kuruluşlarımızın tamamı Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması için önemli katkı sağlıyor. Bu da bazılarını rahatsız ediyor. Onlar diyorlar ki 'İvedik OSB büyümesin, Ankara'da sanayi gelişmesin, Türkiye'de sanayi gelişmesin, Türkiye ekonomisi 2002'de ve önceki yıllarda olduğu gibi IMF'ye muhtaç olarak yoluna devam etsin'. Bu uğurda yapılması gereken her yolu deniyorlar." diye konuştu.
Yıldırım, yıllardır engellemelerle uğraştıklarını, birtakım odakların cumhurbaşkanı seçtirmemek için e-muhtıra verdiğini, yargı darbesi yaptığını, Gezi olaylarıyla memleketi birbirine katmaya çalıştığını, 17-25 Aralık darbesini denediğini, nihayetinde 15 Temmuz'da olup bitenlerin hep bu hesabın tezahürü olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin millet sayesinde bu hesapların tamamını bozduğunu anlatan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi hain kadroların ülkeye, millete, bayrağa, demokrasiye kastettiklerini, aziz milletin hükümetini, Meclisini, demokrasisini koruduğunu, bayrağını indirtmediğini, ezanı dindirtmediğini belirtti.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ana muhalefet partisi Genel Başkanı, bugünkü konuşmasında diyor ki '15 Temmuz kontrollü bir darbe girişimidir.' Ne demek kardeşim? Kontrollü darbe girişimi ne demek? Bu şehitlerimize karşı hakaret değil mi, onların yakınlarını incitmek değil mi, gazilerimize karşı yapılan hadsizlik değil mi? Ne demek kontrollü darbe? Yani 'Bu darbeyi birileri özel olarak kurguladı, uçaklar bombaladı, ağır silahlar, tanklar, tüfekler çıktı milletin üzerine ateş etti, bunu da birileri yaptı'. Böyle bir iddiayı ortaya koyan bunu ispatla mükelleftir. Bu millete kimse hakaret edemez. Bu millet bir destan yazmıştır. Bağımsızlık destanı yazmıştır. Dünyaya örnek olmuştur. Siz kalkıp diyeceksiniz, 'Efendim saat 9.00'da darbe mi olurmuş?'. Sana sorsalardı saatini maden beğenmedin. Adamlara, niye önceden biliyordun da bu kadar yanlış saatte yaptırdın. Şu kepazeliğe bak. Türkiye uçurumun kenarından dönmüş, 15 Temmuz acaba darbe miydi değil miydi? Hiç yeri zamanı olmayan bir konuyu gündeme getiriyor. Bu Türkiye'nin ana muhalefet partisinin başkanı. Sıradan biri değil. Yazıklar olsun, başka bir şey demeyeceğim."
"Bu FETÖ'cü alçakların arkasında durmayı artık bırak"
Yıldırım, Türkiye'nin bazı dost bildiği ülkelerin de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile aynı şeyi söylediğini aktardı.
Kılıçdaroğlu'na seslenen Yıldırım, şunları söyledi:
"Senin onlardan farkın ne? Sen bu ülkenin ana muhalefet partisisin. Sen iktidar ortağısın. Ülkenin geleceğine kasteden bu FETÖ'cü alçakların arkasında durmayı artık bırak. Onlara karşı bir gebeliğin, zaafın mı var? 15 Temmuz'u unuttu adam. Be kardeşim bu millete bunu kimsenin yapmaya hakkı yok. Bir tane densiz milletvekili de çıkmış, CHP'nin Konya milletvekili, 'Efendim evet çıkarsa nasıl Samsun'a çıktık, Amasya'ya gittik, Erzurum, Sivas'a gittik, Ankara'dan, Polatlı'dan, Sakarya'dan bunları deniz döktük, bu evet verenleri de denize dökeceğiz.' diyor. Alçak, kimsin sen Türk milletine hakaret ediyorsun. Haddini bil. Bu ülkenin bayrağının altında siyaset yapıp, bu milleti denize dökmekle tehdit etmek, itham etmek senin ne haddine. Artık milletin kafası netleşti, geleceği gördü, kararını verdi, hırçınlık başladı. Vitesten attılar. Vitesten atan arabanın nereye toslayacağını bu millet bilir. Gelir millete toslarsınız, dersinizi alırsınız. Akıllı olun, sakin olun. Milletin kararına boynunuzu eğin. Ama bunların kafalarında hep vesayet var. 'Hep milletin iradesi dışında bir şeyler olabilir mi, bir karambol olur biz de işin bir tarafından tutabilir miyiz.' düşüncesindeler. Yıllardır böyle."
"Biz milletin gücünden başka güç tanımayız"
Başbakan Yıldırım, 1950'den bu yana Türkiye siyasetinde CHP'nin tek başına iktidar için hiç zahmet etmediğini, çaba harcamadığını söyledi.
CHP'nin, "bazı güçleri gıdıklayarak, onları ön plana çıkarıp, ülkede kaos, kargaşa oluşturarak" iktidarın bir tarafından tutunma yolunu seçtiğini" ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"İşte 16 Nisan bu sayfayı kapatıyor. İşin özü budur. İktidarı, vesayetin kumpasın elinden alıyor, millete teslim ediyor. Bu kadar kolay. Sandığa gideceksiniz, oyunuzu vereceksiniz, o akşam memleketi kim yönetecek belli olacak. 2002'de milletimiz bize destek oldu, iktidara geldik. Ankara'ya geldik her taraftan bir kafa. 'Yeni ortaklarınız ben bilmem kim'. Kardeşim siz nereden çıktınız? Biz Ankara'da Ostim'de, Kalecik'te, Güdül'de, Erzincan'ın Kemaliyesinde, Ekşisu'da, Pozantı'da, Battalgazi'de, Diyadin'de, Kırklareli'nin Pınarhisarı'nda dolaşırken, vatandaşa derdimizi anlatırken, projelerimizi anlatırken neredeydiniz? 'Yok, biz o zahmetlere katlanmayız. Bizim milletle işimiz olmaz, biz derin devletiz, devletin sahibiyiz. Siz oyu alır gelirsiniz ama burada neyi, ne kadar yapacağınıza biz karar veririz'. Öyle mi? Hadi buyrun dedik. Karşımıza çıktılar, engel koydular, zannettiler ki eski Türkiye. 28 Şubat, 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs... Kardeşim 'Biz milletin gücünden başka güç tanımayız, hiçbirinize de prim vermeyiz. Hadi defolun milletin önünden' dedik. 27 Nisan'da yaptık mı? 17-25'te yaptık mı? Topuyla tüfeğiyle geldiler, 15 Temmuz'da yaptık mı? İşte bu kadar. Bundan sonra millete ortak yok. Millet patron, kimi seçerse o iş görecek."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Yıldırım, Sanayi Esnafı ile Buluştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?