Meme Kanseri Farkındalık" Toplantısı

Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, meme kanserinin neredeyse yüzde 100 tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirterek, "Meme kanserinde erken teşhis önemli. Hep beraber, ulus olarak silkinip birbirimizi eğitmeliyiz" dedi.

Dernek tarafından toplumun meme kanseri konusunda farkındalığını artırmak amacıyla "Ben Farkındayım ya Sen/ Bana Olmaz Dememeli" sloganıyla düzenlenen "Meme Kanseri Farkındalık" etkinlikleri tanıtıldı.

Toplantıda konuşan Duruman, kanserden korunma, erken teşhis ve sağlıklı yaşam konularında eğitimler ve seminerler yaptıklarını belirterek, ilkini Nişantaşı'ndaki Cumhuriyet Parkı'nda gerçekleştirdikleri Onkoloji Günleri'ni tüm ilçe belediyelerine yaydıklarını aktardı. Van, Diyarbakır, Rize ve Van'da meme kanseriyle ilgili bilinçlendirme çalışmaları ve taramalar yapılacağını anlattı.

Meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkati çeken Duruman, "Meme kanseri neredeyse yüzde 100 tedavi edilebilen bir hastalık. Her 4 kadın kansere yakalanıyorsa bunun biri meme kanseri oluyor. Dünyada her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Meme kanserinde erken teşhis önemli. Azalması gereken meme kanseri vakaları biraz daha artmaya başlamış gibi gözüküyor. Hep beraber, ulus olarak silkinip birbirimizi eğitmeliyiz" ifadelerini kullandı.

"Hospislerin yapılması çok önemlidir"

Kanserli hastaların, iyileştirici tedavilerinin sonucunda, doktor kontrolünde bakımlarının gerçekleştiği, hasta yaşam standartlarının üst seviyede tutulduğu, ağrı ve ıstıraplarının azaltılmaya çalışıldığı, hastaların günlük bakım tedavileri yapıldığı yerler olduğunu anlatan Duruman, şöyle konuştu:

"Hospis, Türkiye'nin kanayan en büyük yaralarından biri. İyi doğmak hakkımız, iyi yaşamak hakkımız. Niye Türk halkının iyi ölmek hakkı olmuyor? Ben buna anlam veremiyorum. Hospis, kurtulma ümidi olmayan hastaların hastanesidir. Hospis, bir bakımevi gibi değildir, tam teşekküllü bir hastane de değildir. Burada insanlar hayatlarını ve son günlerini aileleriyle düzgün şekilde geçirerek, vefat eder. Amerika'da 2 milyon kişi 5 bin Hospis Hastanesi'nde vefat ediyor. Türkiye'de bir tane bile yok. Yaşlı evleri ile Hospis'i aynı zanneden arkadaşlar var. Ben 300'e yakın Hospis gezdim. Hospislerin yapılması çok önemlidir."

Meme kanseri teşhisinde "elle muayene"

Florence Nightingale Hastanesi'nden operatör doktor Zeynep Civelek Çaynak da meme kontrolünün 20'li yaşlardan itibaren başladığını belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

"Rutin doktor kontrolü dediğimiz senelik kontrolü 30 yaşında başlatıyoruz. 30-40 yaş arasında ultrasonografi ve meme muayenesiyle bu kontrolleri yaptırmamız gerekiyor. 25-30 yaş arasında da birtakım oluşabilecek hastalıkların erken teşhisini hedeflemek amacıyla her zaman 'elle muayeneyi anlatalım' diyoruz. Yapılması gereken özel muayene olması değil, kadınların vücutlarına hakim olması gerekiyor. Elle muayene vurgulanmalıdır ancak 'Ben elimle muayene ettim, bir şey yok.' Bu da yanlış. Sonuç olarak insanların kendi kendilerine muayeneleri kontrol için yeterli olmaz. Bazı şeyleri bilinçlendirmek için sunuyoruz. Dernek aracılığıyla gönüllü olarak kadınları muayene ediyorum ama mutlaka ultrasonografi ve mamografi tetkiklerin de yapılması gerekiyor."

"Meme kanserinde erken tanı ve teşhis yüzde 100'e kadar hayat kurtarıyor"

Toplantıya katılan oyuncu Deniz Çakır, AA muhabirinin soruları üzerine, meme kanserine karşı kontrollerini yaptırdığını ve ailesinin de bu konuda eğitim verdiğini söyledi.

Genç yaşlardan itibaren insanların meme kontrolü yapabilmelerinin önemine işaret eden Çakır, "Meme kanserinde erken tanı ve teşhis yüzde 100'e kadar hayat kurtarıyor. Bu önemli bir bilgi ve bu bilgiyi yaymalıyız. Kadınlarımızı bilinçlendirmemiz gerekiyor. Meme kanseri yaygın bir vaka. 16 yaşından itibaren kendimiz, 18 ve 20 yaşından sonra da doktora meme kontrolünü yaptırmalıyız. Ben de düzenli doktora gidiyorum" diye konuştu.