Antalya'da özellikle son yıllarda gerçekleştirilen yüz, kol ve rahim nakillerinde kritik görevleri üstlenen Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezinin çalışanları, organ nakli yapılan hastaların görünmez kahramanları oldu.
Türkiye, son dönemde gerçekleştirilen çift kol, rahim ve yüz nakilleri ile tıp dünyasında adını sıkça duyurdu. Nakillerin arkasında ise görev alanı Antalya, Konya, Karaman, Burdur, Isparta ve Afyonkarahisar illerini kapsayan Antalya Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi çalışanları bulunuyor.
Merkez çalışanları 2006-2012 yıllarında gerçekleşen 774 beyin ölümü vakasıyla ilgilendi. Bunlardan 265'inin ailesinin organ bağışını kabul etmesi sonucu nakil bekleyen binlerce hasta sağlığına kavuştu.
İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Ferhat Sarıbek sorumluluğunda, Gülen Kurt Bulut, Hatice Yeniçerioğlu, Seval Gökçen ve Hilal Gedikli'den oluşan 4 kişilik ekip hem beyin ölümü gerçekleşen kişilerin aileleriyle görüşüp bağışta bulunmalarını sağlamaya çalışıyor hem de merkeze bağlı illerdeki organların alımından hastaya ulaştırılıncaya kadarki koordinasyonu sağlıyor.
Ekip, çalışmaları sırasında beyin ölümü gerçekleşen hastaların aileleriyle üzülürken, diğer yandan bağışlanan organlarla her yaştan insanın sağlığına kavuşmasının sevincini yaşıyor.
"Organları toprağa götürmeyelim"
Merkez çalışanlarından Gülent Kurt Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezlerinin İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı olarak Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hizmet verdiğini söyledi.
Görevlerinin hayatı farklı nedenlerle sonlanmış vatandaşların aileleriyle görüşerek, hayatını organ gelirse devam ettirebilecek vatandaşlar için organ bağışına aracılık yapmak olduğuna işaret eden Bulut, bağış talebinin yanı sıra organların yerine ulaştırılmasında koordinasyon ve insanların bu konuda bilinçlendirilmesi çalışmaları da yaptıklarını anlattı.
Organ bağış ve nakil sayılarını mümkün olduğunca artırmaya gayret ettiklerini dile getiren Bulut, "Bir yılda yaklaşık bin 600 insanımızı organ beklerken kaybediyoruz. Organları toprağa götürmeyelim. Onlarla can verelim. Cana can katmak isteyenlere umut olalım, hayat verelim" dedi.
"Biz de onlarla beraber ağlıyoruz"
Hatice Yeniçerioğlu da ailelerin acılı anlarında organ talebinde bulundukları sırada onlarla empati yaptığını vurgulayarak, o andaki duygularını kendilerinin de hissettiğini kaydetti.
Son görevinde 5 yaşındaki bir çocuğun organlarının bağışını anne ve babasından istediğini belirten Yeniçerioğlu, şöyle konuştu:
"Organ bağış talebini iletirken hüngür hüngür ağladım. Belki onlardan daha fazla ağladım ama diğer tarafta kalp, böbrek ve karaciğer bekleyen aynı yaşta çocuklar vardı. Onları düşünerek biraz daha metanetli bir tavırla organ bağışı istiyorsunuz ama yüreğiniz de taştan değil ki... Biz de onlarla beraber ağlıyoruz."
Yeniçerioğlu, organların alınmasından sonra sevk edilmesi sırasında çok dikkatli olmak gerektiğine işaret ederek, çok kısa süre içerisinde organları istenilen merkeze iletmeye çalıştıklarını söyledi.
Zor anlarında nakil yapılan bebeğin fotoğrafına bakıyor
Seval Gökçen ise daha önce yoğun bakım servisinde çalışması nedeniyle beyin ölümü gerçekleşen hastaların aileleriyle yapılan görüşmelere şahit olduğunu anlatarak, daha sonra koordinatörlükte görev almak istediğini ifade etti.
Görevi sırasında yıprandığını hissettiği anlarda iş yerindeki buzdolabının üzerinde bulunan organ nakli yapılmış bir bebeğin fotoğrafına baktığını belirten Gökçen, böylece yaptığı işin önemini yeniden hatırladığını dile getirdi.
Türk toplumunun bağlarının çok kuvvetli olduğunu vurgulayan Gökçen, "Birbirimizi çok seviyoruz. Komşumuzun kedisine bile bir şey olsa mutlaka bir yardımımız olsun diye uğraşıyoruz. Yabancıların aile bağları ve ölüme bakış açıları insanlarımızdan daha farklı. Bu nedenle bazı zorluklar yaşıyoruz" diye konuştu.
"Verici ailelerin acılarını paylaşıyoruz"
Hilal Gedikli, insanların hayatına bir nebze de olsa dokunabilmek adına organ nakil koordinatörlüğünü tercih ettiğini ancak insanlarla en zor anlarında karşı karşıya geldiklerini vurguladı.
Kamuoyunda görevlerinin verici aileleri ikna etmek gibi algılandığını, oysa ikna etmek değil, sadece organ bağışında bulunmalarını istediklerini belirten Gedikli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Verici ailelerin acılarını paylaşıyoruz. Biz de onlarla üzülüyoruz, ağlıyoruz. Bu yapay bir durum değil, gerçekten spontane gelişiyor. Onlarla oturup ağladığımız zamanlar oluyor. Üzüldüğümüz anlar da kendimizi ifade edemediğimiz zamanlar da oluyor ama işimiz bu. O sıkıntılı durumu bir kenara bırakıp görevimizi yapmak durumundayız."
Son Dakika › Sağlık › Organ Nakillerinin Görünmez Kahramanları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?