Bülent Çebin
Elektrik faturalarında "birim fiyat" içerisinde yer alan kayıp-kaçak bedeli 2011 yılından itibaren dağıtım şirketleri tarafından faturalarda kayıp-kaçak bedeli olarak ayrıca gösterilmeye başlanmıştır. Kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesine göre perakende satış faaliyeti kapsamında satılan elektriğin maliyet unsurlarından bir tanesi olduğu iddia edilmektedir. Yine EPDK'ya göre tüketiciler tarafından ödenmesi zorunlu olan bu maliyet unsurunun faturada birim fiyat içerisinde veya ayrı bir kalem olarak belirtilmesi, tüketiciler açısından bir farklılık yaratmamaktadır(!). Oysa kayıp-kaçak bedeli tahsilatı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun kararlarına dayanan tarifelere göre yapılmaktadır.
Elektrik piyasasında faaliyet gösteren şirketler son kullanıcı olan tüketicilere elektrik satışı yapmakta ve karşılığında elektrik faturasında yer alan toplam bedeli talep etmektedirler. Elektrik faturasında birden çok bedel bulunduğu gibi faturada göremediğiniz bedeller de elektrik birim fiyat içerisinde yer almaktadır. Ancak bunlar kanunun şeffaflık maddesine takılmıyor olacak ki henüz faturada bu bedelleri göremiyoruz. Göremediğimiz için de devletimizde vatandaşımızda çok mutludur. Oysa ki fatura üzerinde gösterilmeyip vatandaştan gizlenen bedellerin hangi kanunlara aykırı olduğunu aşağıda görebilirsiniz.
Anayasa
Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Madde 172 – Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.
Elektrik Piyasası Kanunu
Madde 1 – Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
Madde 1 – Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.
Madde 62 – Bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikte olan uygulamalar ile yönetmelik ekinde yer alan uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir. Tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar yasaktır.
Elektrik fiyatlarındaki artışları açıklayabilmek için elektrik fiyatını oluşturan unsurların bilinmesi ve fiyat artışına hangi unsurların sebep olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Perakende elektrik fiyatı şu şekilde oluşmaktadır;
Faturada görülenler
Elektrik Faturası = (Aktif Enerji Fiyatı + Kayıp Kaçak Bedeli + Taşıma Maliyetleri (İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli) + Sayaç Okuma + Perakende Satış Hizmet Bedeli(faturalama/müşteri hizmetleri) + Fonlar ( Enerji Fonu yüzde 1; TRT Payı yüzde 2 ve Belediye Tüketim Vergisi yüzde 1/5) + KDV.
Faturada görülmeyen diğer yasal yükümlülükler
Kar Marjı + Sıfır Bakiye Düzeltme Kalemi + Ödenmemiş Alacaklar Payı + Fark Fonu + PMUM Piyasa İşletim Ücreti + Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM).
Bu bedellerin toplamı tüketicinin ödeyeceği toplam bedeli ortaya koymaktadır. Elektrik faturasında yer alabilecek bedeller bir tarife kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından belirlenmekte ve yürürlüğe sokulmaktadır.
Her malda olduğu gibi, firenin çok olması enerji bedelini yükseltecektir. Fire konusunu elektrik piyasasına uyguladığımızda iki farklı konu başlığı gündeme gelmektedir: Teknik kayıplar (kayıp) ve Ticari kayıplar (kaçak). Teknik kayıplar elektrik sisteminin doğasından kaynaklanmakla birlikte elektrik sisteminin niteliğine (uzun/kısa mesafe, sistemin eski/yeni oluşu…) göre teknik kayıp oranı değişebilmektedir. İletim sisteminde yüzde 1-3 arasında bir teknik kayıp normal kabul edilebilirken; bu oran dağıtım sistemi için yüzde 5-8 gibi bir aralıkta olabilmektedir. Ticari kayıp içerisinde en önemli yeri tutan kaçak ise ülkenin gelişmişlik düzeyi, kişilerin sosyal ve ekonomik durumları ve değer yargıları gibi birçok sebepten kaynaklanabilen bir olgudur ancak netice itibariyle kaçak enerji kullanımı bir tür "hırsızlık"tır. İster teknik kayıp olsun ister kaçak olsun neticede şebekeye verilen enerjinin tamamı faturasını düzenli ödeyen tüketiciye ulaşmamaktadır. Örneğin; santralde üretilip sisteme verilen 100 birimlik enerjinin ancak 85-90 birimlik kısmının nihai tüketiciye ulaşabildiğini varsayalım. Bu durumda enerji üretim maliyeti 100 birim üzerinden olacaktır. Ancak kayıp ve kaçak nedeniyle 85-90 birimlik tüketim, sanki 100 birim enerji tüketilmiş gibi fiyatlandırılacaktır. Dolayısıyla teknik kayıp ve kaçağın yüksek olması elektrik enerjisine ödenen birim fiyatı da yükseltecektir.
Fatura içeriğini incelediğimizde, usulüne uygun olarak elektrik enerjisi satın alan ve tüketen tüketicinin, bir anlamda bedeli karşılığında elektrik enerjisi satın alan müşterinin, onlarca kalemden oluşan maliyet dizilerinin oluşturduğu tutarları ödemek zorunda kaldığı, daha da ötesinde ülke genelinde elektrik enerjisi tüketimindeki kaçak kullanım bedellerinin dahi tüketiciye yansıtıldığı anlaşılmaktadır.
Kayıp-kaçak bedeli, 2011 yılı öncesinde de fiyat eşitleme mekanizması sebebiyle bütün dağıtım bölgelerinde perakende satış tarifesi içerisinde yer alıyordu ve birim fiyat içerisinde tahsil ediliyordu. 2011 yılından itibaren gerçekleşen bu yeni durumun sebebi tüketiciler açısından şeffaf(!) bir uygulamanın gerçekleşmesini sağlamak istenildiği söylenerek faturada gösterilmeye başlandı. Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin tüketicilerin bilgilendirilmesine yönelik düzenlemeleri faturalarda şeffaflığı(!) gerekli kılmaktadır. Anlaşıldığı üzere kayıp-kaçak bedeli, 2011 yılından itibaren tüketicilerden tahsil edilen yeni bir bedel değildir.
Perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketleri, tarifeleri düzenlemeye tabi tüzel kişilerdir. Yani bu şirketlerin sattığı elektriğin ve verdiği hizmetlerin ücretleri kendileri tarafından değil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından Elektrik Piyasası Tarife Yönetmeliğinin 5. maddesi çerçevesinde bir tarife ile belirlenmektedir. Bu hükümlerden açıkça anlaşıldığı üzere tarifeleri onaylama yetkisi EPDK'ya aittir ve EPDK'nın onayı olmaksızın tarifedeki bedellerde değişiklik dahi yapılamaz. Bu durum göstermektedir ki, elektrik faturalarında yer alan tüm bedeller EPDK tarafından onaylanmaktadır. Nitekim EPK'nın 4. maddesinin 7. fıkrasının ( l ) bendine göre Kurul'un yetkilerinden birisi de "Bu Kanun hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda, idari para cezası vermek ve lisansları iptal etmek"tir. Ticari işletmeler hiçbir zaman karından vazgeçmek istemez. Dolayısı ile herhangi bir elektrik dağıtım şirketinin bu bedelin tahsiline karşı çıkmasını beklemek saflık olacaktır. Bu hüküm gereğince lisans sahibi dağıtım şirketlerinin tarife hükümlerine aykırı işlem yapması durumunda EPDK kendilerine lisans iptali dahil ağır yaptırımlar uygulaması söz konusu olur.
Bu düzenlemeler gereğince tarifelerin onaylanması ve uygulanmasının sağlanması yetkisi doğrudan EPDK'ya aittir ve perakende satış lisansı dağıtım şirketlerinin kendi iradeleri ile tüketicilerden tarifede yer almayan herhangi bir ücreti tahsil etmesi mümkün değildir. Zira şirket tüketicilere her ay elektrik faturası göndermektedir ve tüketiciye yansıttığı ücretlerin büyük bir kısmı bu faturada yer almaktadır. Eğer faturada yer alan bedellerden herhangi birisi tarifede yer almayan bir bedel ise, bu durum tarifenin fiyat yapısına bir müdahale teşkil eder ki bu durumda EPDK, lisans sahibi şirkete yaptırım uygulamalıdır. EPDK kurulduğundan beri böyle bir uygulama görülmemiştir.
212 sayılı Kurul kararında perakende satış tarifesinin bileşenlerinden birisinin kayıp-kaçak oranı olduğu açıkça ifade edilmiştir. Her yıl için hedeflenen kayıp-kaçak oranlarının ne kadar olduğu ise yine EPDK Kurul kararı ile açıklanmıştır. 16/10/2010 tarihinde alınan 2932 sayılı Kurul kararı ile her bir elektrik dağıtım bölgesindeki kayıp-kaçak oran tahminleri yıllara göre ayrı ayrı belirlenmiştir. Her ne kadar her bir dağıtım bölgesinde kayıp-kaçak oranı farklılık arz etse de fiyat eşitleme mekanizması sebebiyle tüm bölgelerde kayıp-kaçak oranı aynı oran olarak uygulanmaktadır. Elektrik perakende satış tarifesinin unsurlarının neler olduğuna dair en önemli düzenlemelerden birisi "Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" (RAG Tebliği)'dir.
Netice itibariyle perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketleri kayıp-kaçak oranlarını kendileri belirlememekte ve bunun maliyetini perakende satış fiyatına kendi iradeleri ile eklememektedir. Bilakis bu bedeller EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe sokulan tarifeler gereğince devlet tarafından faturalara yansıtılmaktadır. Elektrik perakende satış tarifesi, lisans sahibi şirketlerin tüketicilerden tahsil edebileceği ücretleri belirlediğine ve bu tarife EPDK tarafından onaylandığına göre elektrik dağıtım şirketlerini suçlamak yersiz olacaktır. Yapılan bu uygulama devlet eliyle vatandaşı mağdur etmekten başka bir şey değildir.
Üstelik haksız ve hukuksuz olarak tüketiciden tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin üzerinden yüzde 1 Enerji Fonu, yüzde 2 TRT Payı ve yüzde 5- yüzde 1 Belediye Tüketim Vergisi ve yüzde 18 KDV ödersiniz. İnsana artık bu kadarı da fazla dedirtiyorlar. Yapılan bu uygulamalar ile devlet tüketiciyi korumak yerine sermaye sahibi şirketleri korumayı daha uygun bulmuş ve işi abartarak bu bedel üzerinden vergi ve fon tahsilatı yapmıştır.
Kayıp-kaçak bedelinin tüketicilerden tahsil edilmemesi durumunda, yatırım harcamaları açık verir ve elektrik dağıtım şirketlerinin sürdürülebilirliği tehlikeye girer. Tüketicilerin KK Bedeli için tepkilerini engellemek için de kayıp-kaçak bedeli artık faturada gösterilmeyip tarife içerisine konulmak zorunda kalınır ve yine tüketici tarafından ödenir. Sadece artık vatandaş fatura üzerinde bu bedeli görememektedir. Öyleyse işin başına dönelim. Nerede kaldı şeffaflık?
İşte bu sebeplerden uzun yıllar kayıp-kaçak bedeli elektrik birim bedeli içerisinde tahsil ediliyordu ve tüketiciler bu bedeli faturalarında görmüyorlardı. Bunun gibi görmediği bir dolu bedel var. Kayıp Kaçak kadar kötü bir bedel var ki bunun adı "Sıfır Bakiye Düzeltme Kalemi" ve KK Bedelinden çok daha fazla maliyetlidir.
Mevzuatın tüketici haklarına, satış sözleşmesinin amacı ve kapsamına, satın alınmayan, tüketilmeyen ürünün bedelinin talep edilemeyeceği ve tahsil olunamayacağı kuralına ve benzer diğer tüm hukuksal disiplin ve kurallara apaçık aykırı olduğu açıktır. Uygulamada her ne kadar usule uygun yönetmelikler ile bir yığın fon ve kayıp-kaçak gibi kalemler ile tüketicinin yükü gittikçe artmaktadır.
Belirtildiği gibi tüm tüketiciler "Kayıp-Kaçak Bedeli"ni her ay faturalarında ödeyemeye devam edeceklerdir. Oysa ki kaçak elektrik kullanmak suç olup, kaçak elektrik enerjisi tüketimini görevli personel tarafından tespit ettikten sonra bir tutanakla durumu saptayıp, derhal elektrik enerjisini keserek, savcılığa suç duyurusunda bulunduktan sonra kaçak elektrik kullanan tüketici aleyhine icra takibi başlatılmaktadır.
Tüketiciden fatura ile birlikte kaynakta tahsil olunan kaçak elektrik bedeli ve noksan tüketim bedelleri avans faizleri ve yargılama giderleriyle birlikte tahsil olunmaktadır. Bu durum elektrik dağıtım şirketinin hem kaçak elektrik tüketenden hem de diğer abonelerden tahsil edilen kayıp kaçak bedelleri ile iki kez tahsilat yaptığı açıkça ortaya konulmaktadır. Kaçak elektrik kullanımından yakalanan şahıslardan tahsil edilen ücretlerin kaçak elektrik havuzunda toplanması gerekirken elektrik dağıtım şirketlerinde prim ve teşvik olarak dağıtıldığı iddiası dikkat çekicidir. Bu iddiayı güçlendiren bilgi edinme cevapları vardır.
Öyle anlaşılıyor ki, yetkililerce tercih edilen bu bedel ile dağıtım şirketlerinin desteklenmesi sağlanırken tüketicilerin hakları ihlal edilmektedir.
Bülent Çebin
Sizin düşünceleriniz neler ?