Saadet Partisi GİK Üyesi ve Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, Sur İlçesinin büyük kısmında yasağın kalkmasına rağmen gerginlik ve ticari durgunluğun devam ettiğini, vatandaşların yasaklardan ve çatışma ortamından aşırı derecede bunaldığı ve çıkış yolu aradığını gözlemlediklerini söyledi. Vatandaşlarımız, sokaklardaki hendek ve barikatlardan aşırı derecede rahatsız olduğu gibi, iktidarının, "zamanında tedbir almayışı" ve "taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakılmayacak" yaklaşımından da çok rahatsız olduğunu dile getirdiğini bildirdi.
Saadet Partisi Gik Üyesi ve İl Başkanı Fesih Bozan, SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın Diyarbakır'da gerçekleştirdiği temaslar ve çatışmalara ilişkin çözüm öneriyle ilgili basın açıklaması düzenledi.
Saadet Partisi İl Binasındaki toplantıda konuşan Bozan, geçtiğimiz hafta SP Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak ve Genel Başkan Yardımcılarının katılımlarıyla, Diyarbakır'da gerçekleştirdikleri 'Kardeşlik Divanı' ve Diyarbakır temaslarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerini paylaştı.
Genel Başkan ve Başkan Yardımcılarının Diyarbakır ziyaretinin oldukça anlamlı ve verimli geçtiğini anlatan Bozan, "Medrese Ziyareti ve "Âlimlerin Görüşülmesiyle" başlayan programlarının "Başkanlık Divan Toplantısı", "Basın Toplantısı", "Ulu Camide İkindi Namazı", "Sur Esnafını Ziyaret" ve "İş Dünyası STK'larıyla Görüşme" şeklinde devam ettiğini hatırlattı. Bütün bu temasların neticesinde, tespit, değerlendirme ve önerilerini Bozan şu sözlerle paylaştı:
Vatandaş Bunaldı
"Sur İlçemizin büyük kısmında yasak kalktığı halde gerginlik ve ticari durgunluk devam ediyor. Ziyaret esnasında görüştüğümüz tüm vatandaşlarımızın ortak yanı, sokağa çıkma yasağı ve çatışma ortamından aşırı derecede bunaldığı ve çıkış yolu aradığını gördük. Vatandaşlarımız, PKK'nın sokaklarda açtığı hendek ve barikatlardan aşırı derecede rahatsız olduğu gibi, Ak Parti iktidarının, "zamanında tedbir almayışı" ve "taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakılmayacak" yaklaşımından da çok rahatsızdır.
Çözüm Sürecine Tekrar Dönülmeli
Çözüm sürecine tekrar dönülmesi hususu vatandaşlarımızın ortak talebi olarak öne çıkmaktadır. Ancak yeni çözüm sürecinin, geçmişteki hataların tekrar edilmemesi sağlıklı, şeffaf ve toplumun bütün kesimlerinin yer aldığı, milletle beraber yürütülmesi gerektiğinin dikkatini çekmektedirler. Sur'da yaşayan vatandaşlarımızın çoğunun gelir seviyesi düşük olduğundan meselenin sosyo-ekonomik boyutuna çok daha önem verilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Nüfusunun çok önemli bir kısmı genç olmasına karşın, işsizlik oranlarının çok yüksek olması, üretime yönelik kamu yatırımlarının halen olmayışı önemli eksiklikler olarak görülmektedir.
"Hükümete de HDP'ye Tepki Vardır"
Genelde bölge halkında özelde ise Diyarbakır'daki vatandaşlarımızda devlete karşı güven duyma sorunu göze çarpmaktadır. Gerek iktidardaki Ak Parti'nin, gerekse muhalefet partileri CHP, MHP ve HDP'nin kullandıkları çatışmacı dil vatandaşlar arasında kutuplaşmaya ve huzursuzluklar çıkmasına zemin oluşturmaktadır. Halkımızın büyük çoğunluğunda, Hükümete de, HDP'ye de tepki vardır.
Değerlendirmeler ve Öneriler
Acilen TBMM bünyesinde bir "Araştırma Komisyonu" kurulmalı, sivil ölümleri, vatandaşın ve esnafın mağduriyeti gibi olayları objektif bir şekilde araştırılmalıdır. Güvenlik tedbirleri elbette olacaktır, ancak meselenin çözümü için, kısa ve uzun vadede siyasal-sosyo-kültürel, ekonomik ve eğitim müfredatının inanç değerlerimize göre yeniden düzenlenmesi adımlarının da atılması gerekmektedir. Siyasetin acilen dilini düzeltmesi ve kutuplaşmadan vazgeçmesi gerekmektedir. Milletimizi bir birine bağlayan en güçlü bağ, İslam bağıdır. Bundan dolayı, kalıcı çözüm için karar ve uygulamalarda İslami değerler göz ardı edilmemelidir. Hızlı, planlı kalkınma ve istihdam için, serbest piyasa anlayışı yerine, geçici süreyle de olsa yatırımlar devlet tarafından yapılmalıdır. Devletin riske girmediği bir yerde özel sektörün riske girmesini beklemek, hayal ve zaman kaybı olur. Ne olursa olsun, çözüm süreci sürdürülmeli, ancak bunun muhtevası, yöntemi ve metodu değiştirilmelidir. Bölgede sadece bir grup ya da siyasi oluşum değil, bütün kesimler bu sürece dâhil edilmelidir. Kürt halkının İnsani ve İslami olan tüm hakları herhangi bir pazarlık ve minnet yapılmadan verilmeli, Çatışma ortamı mazeret gösterilerek ötelenmemelidir.
"Tavrımız Kardeşlikten Yana Olmalı"
Türkiye, adına ister Kürt Sorunu, ister Güneydoğu sorunu, isterse terör sorunu diyelim, tabularını yıkmalı ve bu sorunla yüzleşmelidir. Aksi durumda mesele gittikçe çok daha içinden çıkılmaz hale gelecektir. Ülke bölünmesin diyenlerin, Öncelikle duygusal bölünmelere engel olması ve Kürt halkıyla barışması ve kucaklaşması gerekmektedir. Genel Merkezimizin, kardeşlik duygularıyla yaptığı Diyarbakır ziyaretinde, halkımızın da Saadet Partisi gibi kardeşlikten yana düşündüğünü, Heyetimize gösterdiği yakın ilgiden anlaşılmıştır. Vatandaşlarımız barış ve kardeşlik ortamının acilen tesis edilmesini beklemektedir.
Bu temaslarımızdan tespit ettiğimiz iki temel durum bulunmaktadır. Bölgenin çok gergin ve endişeli olduğu ve bölgenin acilen normalleşme istediğidir. Şunu da ifade edebiliriz ki, Bölge halkımızın ekseriyeti, siyasi tercihini 7 Haziran seçimlerinde, HDP'den, 1 Kasım seçimlerinde ise, AKP den yana kullandığı için, pişman olmuş, yaşananlardan da büyük rahatsızlık duymaktadır. Çünkü sıkıntıyı yaşayan, evi başına yıkılan ticareti kesilen ve işsiz kalan halkın kendisidir ve her iki partiden de beklenen istikrar ve huzur ortamı sağlanamamıştır. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Halkımızın bölünme ve ayrılma gibi bir düşüncesi yoktur. Ancak halkımızın devlet kurumlarına da güven kalmamıştır. Bu sorun, "bizden şu kadar gitti ama onlardan da şu kadar öldürdük" yaklaşımıyla çözülemez. Ancak bölgede sağduyu sahibi, uzlaştırıcı, İslamı referans alan, herkesi sevgiyle kucaklayan bir siyasi anlayışa ihtiyaç vardır. Bunun adresi de Milli Görüş'tür, Saadet Partisi ve kadrolarıdır"
Son Dakika › Yerel › Bozan: Vatandaşlar Bunaldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?