Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, "Sayısal anlamda kentleşmeyi değil, sosyokültürel anlamda kentleşmeyi ve medenileşmeyi esas alıyor, şehirlerimizi bu doğrultuda inşa etmeye gayret ediyoruz" dedi.
Etyemez, Memur-Sen İzmir Şube Başkanlığı'nın Sabancı Kültür Sarayı'nda düzenlediği, "Şehir ve Medeniyet Paneli"nin açılışında yaptığı konuşmada, göçebe insan topluluklarının yerleşik hayata geçerek şehirleri, şehirlerin de topluluklar halinde yaşayan insanlardan toplumları ve medeniyetleri meydana getirdiklerini anlattı.
Kentlerin medeniyetleri ortaya çıkarırken oluşan kültür birikimlerinin de sonraki dönemlerde yeni kentlerin oluşmasına doğrudan tesir ettiklerini belirten Etyemez, medeniyetin Medine yani şehir kelimesinden türetildiğini, yaşanan mekanların iskan ve ikamet yeri olmanın çok daha ötesinde anlamlar ifade ettiğini dile getirdi.
İnsanların yaşadığı çevreyi etkileyen ve aynı oranda da yaşadığı çevreden etkilenen varlıklar olduğunu ifade eden Etyemez, "İnsanlar şehirlerin, şehirler de insanların aynasıdırlar. Şehirler inşa etmek uzun soluklu, sabır gerektiren ve maddi harçlarla beraber manevi harçların da karışımından meydana gelen bir süreçtir. Şehirler maddi ve manevi anlamda bir bütünlük arz etmektedir. Bu açıdan şehir sadece insanın inşa ettiği değil insanı da inşa eden bir yapıdır. Şehirler insanlığın geçmişinden etkilendiği kadar bugününü ve yarınını da etkilerler" dedi.
Dünya tarihi boyunca kentlerin önemini korumuş hatta giderek de bu önemi arttırdıklarına dikkati çeken Etyemez, Kudüs'ün yüzyıllar boyunca semavi dinlerin birleştiği merkez, Antik Yunan kentlerinin demokrasinin ilk filizlendiği yerler, Roma'nın hukukun beşiği olarak anılageldiği, Konya'nın hoşgörü merkezi, Bağdat, Buhara ve Semerkant'ın ilim yuvaları, İstanbul'un kutlu müjdeye mazhar kent, Ankara'nın onurlu bir mücadeleye sahne olan kent, İzmir'in ise onurlu ve gururlu mücadelenin zaferle taçlandığı yer olarak kendi kimliğine önemli değer kattığını anlattı.
Şehirlerin sadece insanların yaşadığı bir mekan değil insanlarla beraber yaşayan bir dost mekan olduğunu, camiler, okullar, çarşılar, imarethaneler, şifahaneler, hanlar ve diğer bütün eserlerin insana hizmet için, insanı merkeze alarak inşa edildiğini dile getiren Etyemez, şöyle konuştu:
"Bizim şehirlerimiz aynı manada vakıf şehirlerdir. Anadolumuzun her şehri suyundan imaretine, okulundan köprüsüne kadar vakıflarımız tarafından yaptırılmış yaşatılmış pekçok eserle doludur. Bizim coğrafyamızın şehirleri insanı merkeze alarak inşa edilmişlerdir. Ecdadımız şehrin tüm cümle varlıklarını kuşatan eserler meydana getirmişlerdir. Camiyi yaparken kuş evlerini de düşünen şehrin sakinleri için dört bir yana çeşme yapan, halen bizleri hayrete düşüren sadaka taşları yüzyıllarca süregelen yüksek karakterli medeniyetin en güzel örnekleridir.
Hükümet olarak hedefimiz, şehirlerimizin demokratik, güçlü, saygın, müreffeh Türkiye'ye yakışır şehirler olmasını sağlamaktır. Bu açıdan şehirlerimizi kendi medeniyet kodlarımızla inşa etmemiz gerekiyor. Bize mahsus değerlerle birlikte inşa edeceğimiz şehirler medeniyet tasavvurumuzun en iyi ifadesi olacaktır. Şehir veya kent sadece binaların, taşların, düzgün yapı yığınlarından ziyade medeniyetin manevi harcıyla yükselen ve insanı yaşatma idealiyle kendine yaşam alanı bulan adeta canlı bir varlık hükmündedir. Üstat Necip Fazıl, estetik duyguya sahip olmayan belediye başkanının gözleri, görmeyen şoförden daha zararlı olduğunu söylemiştir.
Şehrin maddi büyüklüğünden ziyade kimlik derinliğini esas alıyor ve almaya devam edeceğiz. Sayısal anlamda kentleşmeyi değil, sosyokültürel anlamda kentleşmeyi ve medenileşmeyi esas alıyor, şehirlerimizi bu doğrultuda inşa etmeye gayret ediyoruz. Büyük Osmanlı ve Selçuk medeniyetlerinin varisi olan Türkiye Cumhuriyeti devleti, tarihsel rolüyle kadim İslam medeniyetine yeniden ev sahipliği yapacaktır. Türkiye, doğu ve batı arasında araçsal köprü olmanın ötesinden geçerek bölgesinde lider, dünyada örnek bir ülke olma yolunda hızla ilerlemektedir. Türkiye tüm politikalarında olduğu gibi şehirleşme alanında da tarihsel felsefe ile hareket edecektir. Bu bağlamda şehirlerin medeniyetlerin ortaya çıktığı geliştiği ve ilerlediği yerler olduğunu vurgulamak istiyorum. Medeniyetin merkezi olan şehirlerin kamu hizmetlerinin yürütülmesinin yanında kendi kültürel dokularını inşa etmesi ve koruması gerektiğini ifade etmek istiyorum."
Büyükşehir sayısı 30'a çıktı
Hizmetleri daha etkin götürebilmek için Büyükşehir Yasasının düzenlenmesiyle 14 ilin daha büyükşehir statüsüne alındığını ifade eden Etyemez, böylelikle 30 kentin büyükşehir olduğunu kaydetti.
Şehirlerin yönetimlerden ayrı düşünülemeyeceğini, belediyelerin alt, üst yapıların yanında sosyal, kültürel, kent kültürüne de önemli bir katkı sağlayacağını vurgulayan Etyemez, "Önümüzdeki yeni yerel yönetim döneminde, katılımcılığı esas alan, kültürel anlamda kadim medeniyetimizden beslenen, sosyal devletin yerele daha fazla yansımasını hedefleyen, çevrenin korunması, kullanımını gözeten son olarak hizmeti yani kuru lafları değil, somut icraatları ortaya koyan bir belediyeciliği esas alıyoruz" diye konuştu.
Birbirini tanımayan, bilmeyen medeniyetlerin birbirinden korktuklarını, onun için de şehirlerde medeniyetleri inşa etmek kadar onların birbiriyle etkileşim içinde olmasının da sağlanması gerektiğine değinen Etyemez, bu noktada eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'ın hakkını herkesin teslim etmesi gerektiğini söyledi.
Etyemez, "Anadolu'nun şehirlerini duble yollarla, hızlı tren hatlarıyla, köprü ve havaalanlarıyla birbirine bağlamak kültürlerin kaynaşması ve kardeşliğin güçlenmesi için önemlidir. Hızlı tren hatlarımız sadece Eyüp Sultan'ı Mevlana'ya bağlamıyor, aynı zamanda Londra'yı da Pekin'e bağlayacak zemini de oluşturuyor" dedi. - İzmir
Son Dakika › Yerel › Şehir ve Medeniyet Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?