Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ayşem Sargın, YASED olarak hedeflerinin, Türkiye'nin dünyada en fazla doğrudan yatırım çeken ilk 10 ülke içinde yer alma olduğunu belirterek, "Bunu sağlamak için, bugün yüzde 1 olan küresel yatırımlardaki payımızın yüzde 3'lere çıkması gerekiyor. Türkiye bu potansiyele sahiptir." dedi.
"Finansal Metamorfoz ve Geleceğe Dönüş" temasıyla düzenlenen 10. İstanbul Finans Zirvesi'nde konuşan Sargın, zirvede bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Sargın, YASED'in ülkedeki kurumsal uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 80'ini temsil ettiğini belirterek, üyelerinin yıllardır ülke kalkınmasına destek verdiğini söyledi.
Türkiye'de kalıcı etkiler bırakan yatırımların sürdürülebilir kalkınma için temel katalizörler görevi gördüğünü vurgulayan Sargın, "Üyelerimizin pek çoğu uzun yıllardır Türkiye'de faaliyet gösterdikleri için, ülkemizin yıllar içinde karşılaştığı birtakım zorlukların üstesinden gelerek uzun vadeli hedeflerine ulaştığını da deneyimlemiş şirketler. Bu nedenle, Türkiye'ye uzun vadeli bir perspektiften yaklaşan ve ülkemizin potansiyeline inanan bir topluluğu temsil etmenin de gururunu yaşıyoruz." diye konuştu.
Sargın, küresel sermaye akımlarının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında gidip geldiğini belirterek, uluslararası doğrudan yatırımların yine küresel planda gerilediği 5 yıllık bir dönemin geride kaldığını aktardı.
Türkiye'nin, küresel uluslararası doğrudan yatırımlardan yaklaşık yüzde 1 pay altığını aktaran Sargın, şunları kaydetti:
"Ülkemizin bunun çok daha üstünde bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz. Son dönemdeki uluslararası yatırım hareketleri de bu görüşümüzü destekler nitelikte.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü'nün (UNCTAD) 2019 Dünya Yatırım Raporu'na göre Türkiye bu yıl, küresel uluslararası doğrudan yatırım (UDY) sıralamasında, geçen yıla göre 4 basamak yükselişle 21. sıraya yerleşti.
Aynı rapor, küresel doğrudan yatırımların 2018'de yüzde 13 düşerek 1.3 trilyon dolara gerilediğini ancak Türkiye'de yüzde 13'lük bir artışla 13 milyar dolara yükseldiğini de gösteriyor. Dünyada doğrudan yatırımların azaldığı bir dönemde ülkemize yatırım girişlerinde artış gözlemlenmesi, son derece olumlu bir gelişmedir."
"Nitelikli, dönüştürücü yatırımlara odaklanmalıyız"
YASED Başkanı Sargın, doğrudan yatırımlar için küresel rekabetin hayli zorlu olduğu, jeopolitik risklerden ticaret savaşlarına pek çok belirsizliğin yaşandığı bu dönemde başarıyı yakalamanın ve sürekli kılmanın gerekliliğine işaret etti.
"Rekabetçi ortamda hem rakiplerimizden daha iyi olup bu yatırımları çekmeli, hem de seçici davranarak ülkemizi yarının dünyasına hazırlayacak, nitelikli, dönüştürücü yatırımlara odaklanmalıyız." diyen Sargın, ticaret ve yatırımın, el ele yürüyen, birbirini bütünleyen unsurlar olduğunu söyledi.
Ticaret savaşları ve korumacılık politikalarının, malların serbest dolaşımını engellediğini bildiren Sargın, şöyle konuştu:
"Bu ve daha birçok gelişmenin, son zamanlarda yatırım kararlarına etki eden kriterlerin farklılaşmasına sebep olduğunu gözlemliyoruz. Bu zor konjonktürde, uluslararası yatırımcılar için finansman, finansal istikrar, pazar büyüklüğü, nitelikli iş gücü gibi unsurların yatırım tercihlerinde ön plana çıktığını görüyoruz. Çalışmalarımız, yatırımcılara doğrudan finansman sağlanması gibi yeni teşvik sistemlerinin ortaya çıktığını ve yatırımcılar icin tercih sebebi haline geldiğini de ortaya koyuyor."
Sargın, gelişmiş ülkelerin uluslararası yatırımları çekmek için daha iddialı adımlar attığını belirterek, "2017 yılının sonunda ABD'nin gerçekleştirdiği vergi reformu bunun en önemli örneklerinden biri. Amerika, vergi reformu ile kurumlar vergisini yüzde 35'ten yüzde 21'e düşürdü. Bu her ne kadar iç pazar için atılan bir adım gibi görülse de orta vadede dünyadaki toplam doğrudan yatırımların yarısını etkilemesi bekleniyor. Amerika'daki kurumlar vergisi indirimi ve yatırımları ülke içinde tutmaya yönelik sıkı politika, Amerikan şirketlerin geçmiş dönem karlarının yeniden ülkeye dönmesine neden oldu. Öyle ki, Amerika'daki bu vergi reformu en çok Avrupa Birliği'ni etkiledi." değerlendirmesini yaptı.
Yatırımların verimliliğinin, uluslararası doğrudan yatırımları etkileyen bir başka önemli gelişme olduğunu vurgulayan Sargın, dijitalleşme ile gelen verimlilik artışlarının yatırım kararlarına etkisinin giderek arttığını bildirdi.
Sargın, "Finansman bolluğu, maliyeti ve çeşitliliğinin yatırımlara etkisi her zaman olduğu gibi bugün de yüksek. Önümüzdeki dönemde ekonomik yavaşlama yatırımlar üzerinde baskı oluştursa da, genel olarak faizlerdeki düşüş trendinin bu daralmayı dengeleyici ve yatırımları teşvik edici bir etki yaratacağına inanıyoruz. İstanbul Finans Merkezi'nin (İFM) yatırımlar için gereken finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve yatırımcının Türkiye algısının güçlendirilmesi açısından önemli bir adım olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
YASED'in İFM projesini çok önemli gördüğünü aktaran Sargın, "İstanbul'un bölgesel ve küresel finans merkezi olması, ülkemizde istihdamın, teknolojinin ve uluslararası fon girişinin yanısıra, doğrudan yatırımların da artmasına destek olacağını öngörüyoruz. Projenin başarıyla hayata geçmesi için gereken 'güçlü insan kaynağı', 'teknolojik altyapı ve dijitalleşme' ve 'yasal düzenleme ile teşvik mekanizmaları' alanlarında atılmakta olan adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin daha da artırılması, işlem maliyetlerinin rekabetçiliğinin sağlanması, vergi sisteminin basitleştirilmesi, düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesi ile veri güvenliği ve dolaşımı gibi konularda da ilgili kurumlarla birlikte çalışıyor, uluslararası diğer finans merkezlerindeki en iyi uygulamaları ülkemize getirmek için önerilerimizi kendileriyle paylaşıyoruz." dedi.
Sargın sözlerini şöyle tamamladı:
"Ülkemizin yatırım rekabetçiliği üzerine yapılan pek çok çalışmada, YASED'in kamu ve özel sektör paydaşlarıyla birlikte çalıştığını belirten Sargın, "Türkiye UDY Stratejisi, Yatırımlar Çerçeve Kanunu, öncelikli yatırım kriterlerinin belirlenmesi gibi çalışmalarda öncü rol üstleniyoruz. Hedefimiz, Türkiye'nin dünyada en fazla doğrudan yatırım çeken ilk 10 ülke içinde yer almasıdır. Bunu sağlamak için, bugün yüzde 1 olan küresel yatırımlardaki payımızın yüzde 3'lere çıkması gerekiyor. Türkiye bu potansiyele sahiptir, ancak bu potansiyele ulaşmasının yolu dünyadaki dönüşümü yakalaması ve rekabetçiliğini değişen koşullara uyumlu olarak arttırmasından geçiyor."
Son Dakika › Ekonomi › 10. İstanbul Finans Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?