Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, aralık ayında da enflasyonla mücadelede güçlü bir performansın yakalanacağını belirtti.
TBMM Genel Kurulu'nda, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler başladı.
Albayrak, 2019 bütçesini sunumunda, makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Küresel ekonominin 2017'de üretim, yatırım ve uluslararası ticarette güçlü bir performans gerçekleştirdiğini hatırlatan Albayrak, ekonomik aktivitenin 2018'de de güçlü bir başlangıç yaptığını ancak kısa vadeli risklerin belirginleşmesiyle yılın ortalarından itibaren göreceli bir ivme kaybı yaşamaya başladığını dile getirdi.
Albayrak, söz konusu ivme kaybının özellikle gelişmekte olan ülkelerde farklılaşan büyüme performanslarından kaynaklandığına işaret ederek, jeopolitik riskler ve sıkılaşan finansal koşullar da değerlendirildiğinde IMF, OECD ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların 2019 yılı küresel büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini anımsattı.
Bu yılın ilk çeyreğinden sonra artan küresel ticari gerilimin, Fed'in sıkılaştırıcı para politikası ve doların güçlenmesiyle gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının ivme kaybettiğini aktaran Albayrak, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının devam edeceği ancak son yılların altında gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü dile getirdi.
Ekonomik büyüme
Türkiye'nin son birkaç yılda yaşadığı iç ve dış şokların makroekonomik istikrarı olumsuz etkilediğini vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:
"Bu şokları bertaraf etmek amacıyla ekonomiyi canlandırmaya yönelik uygulamaya koyduğumuz mali tedbirler, destekleyici makro ihtiyati politikalar, Kredi Garanti Fonu aracılığıyla sağlanan krediler ve olumlu dış konjonktürün etkisiyle 2017'de yüzde 7,4'lük güçlü bir büyüme performansı elde ettik. Bu büyüme performansıyla Türkiye G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olmuştur. 2018'in ilk yarısında da Türkiye ekonomisi yüzde 6,2 büyüyerek küresel ve yerel ölçekteki birçok belirsizliğe rağmen güçlü seyrini sürdürmüştür. Yılın ilk yarısında büyüme tarafındaki pozitif görünümün devam etmesinde tüketim ve yatırım kanalından gelen güçlü katkılar belirleyici olmuştur."
Albayrak, yılın üçüncü çeyreğinde kur ve faizde yaşanan dalgalanmalarla dış finansman imkanlarının azalması sonucu iç talebin ivme kaybettiğini aktararak, iç talepteki daralmayı mal ihracatı ve turizmdeki güçlü performansla dengelediklerini ifade etti.
Yeni Ekonomi Programı'na (YEP) göre sıkı para ve maliye politikaları uygulanarak ekonomideki dengelenme sürecinin etkin bir şekilde yönetileceğinin altını çizen Albayrak, "Bu doğrultuda büyümenin 2018'de yüzde 3,8, 2019'da ise yüzde 2,3 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz." dedi.
Albayrak, büyümenin yanı sıra destekleyici iş gücü politikalarının etkisiyle istihdamda da iyi bir performans elde edildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"2018 yılı genelinde iş gücü arzının artmaya devam etmesi, ekonomik dengelenmenin belirginleşmesi ve yavaşlayan iç talep nedeniyle işsizlik oranının bir miktar artarak yüzde 11,3 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde; ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya rağmen iş gücünün niteliklerinde ve iş olanaklarında sağlanacak iyileşmeler ve uyguladığımız politikalar, iş gücü piyasasını ve ekonomiyi desteklemeye devam edecektir."
Enflasyonla mücadele
YEP sonrasındaki dengelenme sürecinin kur ve faizlerden sonra enflasyon göstergelerinde de etkisini göstermeye başladığına değinen Albayrak, şöyle konuştu:
"Kasım ayı itibarıyla tüketici enflasyonu bir önceki aya göre yıllık bazda 3,62 puan gerileyerek yüzde 21,62 olarak gerçekleşmiştir. Bu süreci, para ve maliye politikalarımızdaki güçlü duruş ile desteklemeye devam ediyoruz. Kasım ayından sonra aralık ayında da devam edecek KDV ve ÖTV indirimlerinin ve enerji fiyatlarında zam yapılmayacak olmasının etkisi ile enflasyonla mücadelede güçlü bir performansı yakalayacağımıza inanıyoruz. Buna ilave olarak kurun daha istikrarlı patikaya oturması ve petrol fiyatlarındaki düşüş dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Böylece Yeni Ekonomi Programı'ndaki 2018 hedefimizi yakalayacağımızı öngörüyoruz."
Dış ticaret ve bankacılık sektörü
Bakan Albayrak, ekonomideki dengelenme sürecinin dış talep yönünden beklentilerinden çok daha olumlu seyrettiğini ifade etti.
İhracatın dış ticarette artan korumacılık ve jeopolitik risklere rağmen 2018'de artışını sürdürerek kasımda yıllık bazda 168,1 milyar dolar ile bugüne kadarki en yüksek değerine ulaştığını dile getiren Albayrak, "İnşallah yıl sonu itibarıyla 170 milyar dolarlık hedefi de yakalayacaktır." dedi.
Turist sayısı ve turizm gelirlerindeki artışa işaret eden Albayrak, bölgesinde bir cazibe merkezi haline gelen Türkiye'nin önümüzdeki dönemde bu rakamları çok daha yukarılara taşıyacağına inandığını vurguladı.
Mayıs ayından itibaren cari dengede çok ciddi bir iyileşme yaşandığını belirten Albayrak, "Ağustos ve eylül aylarında verilen cari fazlalardan sonra ekim ve kasım aylarında da cari fazla vereceğimizi hep beraber göreceğiz." diye konuştu.
Albayrak, 2018 yıl sonunda cari açığın Yeni Ekonomik Program ile öngörülen 36 milyar doların altına inmesini beklediklerini kaydetti.
Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalara karşın bankacılık sektörünün sağlıklı ve güçlü yapısını koruduğunu, finansal istikrarı ve reel ekonomiyi desteklemeye devam ettiğini dile getiren Albayrak, "Ayrıca YEP'te belirlediğimiz çerçevede bankaların mali yapıları ve aktif kaliteleri yakından izlenmekte ve sektörün mali yapısını güçlendirecek kapsamlı bir politika seti uygulanmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Mali disiplin ekonomi politikasının temel çıpası"
Albayrak, küresel ekonomideki riskler ve yavaşlayan büyüme ortamı göz önüne alındığında; Türkiye ekonomisinin sermaye akımlarındaki hızlı değişimlere ve jeopolitik risklere karşı zayıf kalmasının önüne geçilmesinin önem arz ettiğini söyledi.
Bakan Albayrak, bu çerçevede içinde bulunulan ekonomik dengelenme sürecinde yüksek borçlanma maliyetlerini azaltacak, yatırımcı ve tüketici güvenini artıracak ve döviz kuru istikrarını sağlayacak adımları attıklarını anlattı.
Mali disiplin temel çıpa
Bu yıl kamu maliyesini bir yandan mali alanı ve enflasyonla mücadeleyi desteklerken diğer yandan yapısal, konjonktürel ve sosyal ihtiyaçları karşılayacak şekilde yürüttüklerini ifade eden Albayrak, şunları kaydetti:
"Bu dönemde kamu gelirlerini artıran önemli düzenlemeler yürürlüğe konulmuş, kamu giderlerinde tasarruf sağlayan kararlar alınmış, yapılan vergi düzenlemeleriyle enflasyonla mücadeleye katkı sağlanmıştır. Öte yandan yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı destekleyen nakdi ve vergisel teşvikler sağlanmış, gelir dağılımını ve sosyal adaleti pekiştiren düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Ekonomik ve sosyal teşvikler mali dengeler üzerinde bir miktar maliyet yaratmıştır.
Yeni Ekonomi Programı'nda mali disiplini ekonomi politikasının temel çıpası olarak belirledik. Başta tasarruflar olmak üzere uygulamaya konulacak yapısal tedbirlerle, merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranını program dönemi boyunca yüzde 2'nin altında tutacağız. Bu çerçevede 2017'de yüzde 1,5 olarak gerçekleşen merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının 2018'de yüzde 1,9, 2019'da ise yüzde 1,8 olacağını öngörüyoruz. Buna bağlı olarak 2017'de yüzde 1,8 olan genel devlet açığının GSYH'ye oranının 2018'de yüzde 2,4, 2019'de ise yüzde 1,6 olmasını hedefledik. Bu oranlar yüzde 3 olan Maastricht kriterinin oldukça altında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bütçe açıklarına kıyasla oldukça düşük düzeydedir."
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › 2019 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?