Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, İslam ülkeleri arasındaki tercihli ticaret ve bölgesel ticaret anlaşmalarının küresel anlamda yapılacak düzenlemelerin alternatifi değil tamamlayıcısı gibi algılanması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, açılışı dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 31. Toplantısı'na ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda İSEDAK'ın statüsü ve stratejisinin yenilendiğini belirten Yılmaz, artık İSEDAK'ın eskisinden de güçlü bir şekilde faaliyetlerini sürdüreceğini kaydetti.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'nin 2016 yılı nisan ayında Türkiye'de düzenleneceği bilgisini veren Yılmaz, bu zirvelerin 3 yılda bir gerçekleştiğini, zirvenin yapıldığı ülkenin sonraki 3 yıl boyunca dönem başkanlığını yürüttüğünü ve bu bağlamda Türkiye'nin İİT'nin dönem başkanlığını yürüteceğini dile getirdi.
Yılmaz, İİT Zirvesi'nde önemli bir karar alınacağını belirterek, "Uzun bir süredir 10 yıllık eylem planı hazırlanıyor. Bu zirvede büyük ihtimalle bu 10 yıllık eylem planının onaylandığını göreceğiz" dedi.
İİT'nin önemli bir yapı olduğuna dikkati çeken Yılmaz, söz konusu teşkilatın Birleşmiş Milletler'den (BM) sonraki en büyük organizasyon olduğunu, 57 üye ülkesi ve dünya nüfusunun 4'te birine tekabül eden bir yapı olduğunu ifade etti.
Yılmaz, bu yılki İSEDAK'a 51 ülke ve 21 uluslararası kuruluştan katılım sağlandığını, delege sayısının ise 415 olduğunu söyledi.
İSEDAK Bakanlar Toplantısı'nda ana temanın "2015 sonrası kalkınma gündemi ve İslam ümmetinin kalkınma sorunları ile temel kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi" olarak belirlendiğine işaret eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Sürdürülebilir kalkınmanın sadece devletlerin veya kamu sektörünün başaracağı bir iş olmadığını kabul ediyoruz. Burada özel sektörün ve sivil toplumun rolü çok daha ön plana çıkmış durumda. Bunu gerçekleştireceksek iklim değişikliğinden yoksullukla mücadeleye, kadınların konumundan kalkınma yardımlarına kadar birçok alanda mutlaka kamu, özel sektör ve sivil toplum iş birliği gerekiyor. Bu konuları İSEDAK bünyesinde de ele aldık."
"TPS-OIC'de yeterli imza sayısına ulaştık ve uygulama aşamasındayız"
Bakan Yılmaz, İSEDAK finansmanı çerçevesinde 2014 yılında 8, bu yıl içinde 14 proje olmak üzere toplamda 22 projenin finanse edildiğini söyledi.
Her bir projede en az 3 ülkenin katılımının gerektiğini aktaran Yılmaz, bu düşünüldüğünde 40 civarı ülkenin bu projelerden istifade ettiğini dile getirdi.
Yılmaz, dünyanın büyüme hızında bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu, aynı zamanda dengesiz büyüme ile ticarette bir duraklamanın da olduğunu, dünyanın uzun bir süredir böyle bir durumla karşı karşıya kalmadığını ifade etti.
"Bugün ticaret büyümeden bile daha olumsuz bir tablo çiziyor" diyen Yılmaz, İSEDAK çerçevesinde uzun süredir İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeler Arasında Tercihli Ticaret Sistemi Anlaşması (TPS-OIC) inisiyatifini geliştirdiklerini, burada yeterli imza sayısına ulaştıklarını ve uygulama aşamasında olduklarını kaydetti.
Yılmaz, bunun için de üye ülkeler tarafından taviz listelerinin sunulması gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İİT üyesi ülkelerin ticaret bakanlarını özel olarak bir toplantıda buluşturduk. Burada şöyle bir prensip kararı alındı: Türkiye'deki zirveye kadar taviz listelerinin sunulması ve tercihli ticaretin hayata geçirilmesi… Böylece TPS-OIC ile ilgili önemli bir eşiği de hep beraber aşacağız. Tercihli ticareti tamamladıktan sonra daha kapsamlı ticaret müzakerelerine devam etmeyi düşünüyoruz. İslam ülkelerinin dış ticaret fazlası var. Ama kendi içerisinde ticareti zayıf. Bu bundan bir 10 sene önce yüzde 10'lar civarındaydı. Ticareti yüzde 20 seviyesine çekmek gibi bir hedefimiz söz konusu idi. Buna da aşağı yukarı yaklaşmış durumdayız.
Türkiye'nin bu ülkelerle yaptığı ticaret de önemli bir aşamaya gelmiş durumda. Bundan 10 yıl kadar önce Türkiye'nin toplam ihracatı içinde bu ülkelerin payı yüzde 15'ler civarında iken, şimdi yüzde 30'lar civarında. Dünyada talebin daraldığı, Avrupa'da durgunluğun yaşandığı bir ortamda Türkiye'nin ticaret hacmini artırmasında İİT üyesi ülkelerin önemli bir payının olduğunu söyleyebilirim."
"İSEDAK'ta gelecek yılın ana teması olarak İslami finans stratejilerini belirledik"
Yılmaz, teşkilata üye ülkelerde her yıl belli bir ölçüde finansman fazlası olduğunu, bunu yatırımlara dönüştürmenin önemli bir gündemleri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl ilk defa başkan olarak konuşma yaptığını ve orada İslam Altın Borsası ile İslam Gayrimenkul Borsası önerilerini dile getirdiğini anlatan Yılmaz, bu çerçevede geçen yıldan bu yıla önemli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumu Sekretaryası sıfatı ile Borsa İstanbul ve İSEDAK Sermaye Piyasaları Düzenleyici Otoriteleri Forumu sıfatıyla da SPK tarafından birer fizibilite raporları hazırlandı" ifadelerini kullandı.
Her iki alanda da çalışmaları derinleştirerek sürdüreceklerini vurgulayan Yılmaz, İslami finansın G20'nin de gündem maddesi olduğunu anımsatarak, mutlaka bu enstrümanları çeşitlendirmek, derinleştirmek ve daha fazla kaynağı yatırımlara sevk etmenin önemli olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, İSEDAK'ta gelecek yılın ana teması olarak İslami finans stratejilerini belirlediklerinin altını çizdi.
"Mülteci krizinde İslam dünyasından önce batılı devletlerin sorumluluklarını kontrol etmesi gerek"
Yılmaz, Türkiye'nin İİT ülkelerinin tamamıyla ticaret yaptığını belirterek, Türkiye'nin birlik içerisinde en fazla ihracat yaptığı ülkelerin Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır olduğunu söyledi.
Türkiye'nin dönem başkanlığını üstlendiği İİT'nin gelecek dönemde İslam coğrafyasının sorunlarıyla ilgili daha güçlü ilgileneceğine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin başkanlığının birliğe yeni bir heyecan katacağına inanıyorum. Özellikle Cumhurbaşkanımızın tüm üye ülkelerde çok önemli bir karşılığı var. Türkiye'nin son 13 yıllık reform, demokratikleşme ve ekonomik tecrübesinin getirdiği etkiler söz konusu. Tarihsel ilişkilerimiz söz konusu… Dolayısıyla Türkiye'nin dönem başkanlığının İİT'ye yeni bir görünürlük ve etkililik katacağını düşünüyorum."
Suriye'nin birliğe üyeliğinin askıya alındığını anımsatan Yılmaz, İİT zirvelerinde Müslüman ülkelerinin ekonomik gelişimlerinin yanı sıra siyasi sorunlarının da tartışıldığını kaydetti.
Mülteci krizinde İslam dünyasından önce Batılı devletlerin sorumluluklarını kontrol etmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, "Mülteci konusu belli ülkelerin ve ülke grubunun değil bütün insanlığın sorunudur. Uluslararası hukuk da bunu söyler" ifadelerini kullandı.
"Tercihli ticareti TTIP'ye alternatif olarak görmemek lazım"
Yılmaz, TPS-OIC'in 12 üyenin onayıyla kabul edildiğini belirten Yılmaz, anlaşmanın ticareti artıracağını söyledi.
Körfez ülkelerinin bu işin içinde olduğuna işaret eden Yılmaz, "En önemli pazarlardan biri Körfez ülkeleri… Dolayısıyla onlar anlaşmayı daha çekici hale getiriyor. Önümüzdeki dönemde daha fazla ülkenin bu sisteme dahil olabileceği bir zemin var" diye konuştu.
Tercihli Ticaret Sistemi Anlaşması'nın Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ve Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) gibi bölgesel anlaşmalara karşı hamle olarak görülmemesi gerektiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"İslam ülkeleri arasındaki tercihli ticaret ve bölgesel ticaret anlaşmaları, daha küresel anlamda yapılacak düzenlemelerin alternatifi değil tamamlayıcısı gibi algılanmalı. Üye ülkelerin kendi içlerindeki ticaret çok düşük düzeyde. İslam ülkelerinin kendi içindeki ticareti, toplam ticaretlerinin yüzde 20'sine gelebilmiş değil. Dolayısıyla İslam ülkelerinin kendi içinde ticareti mutlaka artırması gerekiyor.
Diğer taraftan küresel düzeyde de ticareti kolaylaştırma anlaşması var. Türkiye'nin G20 gündeminde de dile getirdiği bir husus. TTIP gibi anlaşmalar dünyadaki genel ticareti kolaylaştırma dışında yürürse, o bence küresel bir risk oluşturur. Küresel düzeyde daha liberal bir ticaret rejimi yerine, belli bölgelerin kendi içlerinde ticaret yapıp diğer bölgelere karşı kendilerini kapatmaları gibi bir risk, diğer durumlarda söz konusu olabilir. TPS-OIC'in böyle bir risk oluşturduğunu söyleyemeyiz."
Yılmaz, zirvede İSEDAK sekreteryasını yürüten Kalkınma Bakanlığı ile İslam Kalkınma Bankası arasında mutabakat zaptı imzaladıklarını belirterek, "İş birliğimizi artıracağız. Soft projelerden çıkan bir takım fikirleri İslam Kalkınma Bankası gibi farklı finansal mekanizmalara yönlendirmemiz mümkün" dedi.
Birliğin küresel ticaretteki yerini rakamlarla ifade eden Yılmaz, "İİT'nin toplam ihracatı 2013'te 2 trilyon 732 milyar dolar, toplam ithalatı ise 2 trilyon 299 milyar dolar. Dolayısıyla 433 milyar dolarlık bir dış ticaret fazlasından bahsediyoruz" bilgisini verdi.
Son Dakika › Ekonomi › 31. İsedak Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?