Deloitte Türkiye'nin 2013 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu'na göre, 2013'te işlem hacmi yaklaşık 17,5 milyar dolar olan 217 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti.
İşlem hacmi ve adedi, rekor yılı olan 2012'ye göre sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 15 oranında geriledi.
Rapora göre özelleştirmeler yüzde 38'lik bir pay ile toplam işlem hacmi üzerinde belirleyici bir rol oynarken, yabancı yatırımcıların işlem hacmine katkısı yüzde 30 ile tarihsel olarak en düşük seviyesinde gerçekleşti. Yabancı yatırımcıların işlem hacmi de 2012'ye göre yüzde 60 geriledi.
Gerçekleşen ilk 10 işlem, toplam işlem hacminin yaklaşık yüzde 49'unu meydana getirdi. İşlem sayısının yüzde 74'üne tekabül eden 50 milyon doların altındaki işlem büyüklüğüne sahip 161 işlem ise toplam işlem hacminin yalnızca yüzde 17'sini oluşturdu.
Raporun tanıtım toplantısında konuşan Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı Başak Vardar, 2013 yılında hem iç pazardaki sosyopolitik tansiyon hem FED kararlarının gelişmekte olan ülkelere etkileri ile zaman zaman kesintiye uğrasa da birleşme ve satın almalarda hem işlem hacmi hem de işlem adedinin göz ardı edilemez bir seviyede olduğunu söyledi.
Geçmiş yılların aksine 2013'te yabancı yatırımcıların oldukça temkinli davrandığını gördüklerini aktaran Vardar, yabancıların işlem hacimlerindeki paylarının son 10 yılın en düşük seviyesine geldiğini dile getirdi.
İşlem hacmine en büyük katkıyı özelleştirme işlemlerinin yaptığını vurgulayan Vardar, finansal yatırımcıların birleşme ve satın alma işlemlerinde en önemli aktörler olduğunu ve Türkiye'nin potansiyeline olan güveni ortaya koyan bir performans sergilediklerini ifade etti.
Vardar, 50 milyon doların altında işlem büyüklüğüne sahip olan işlemlerin toplam işlem adedinin yüzde 74'ünü, işlem hacminin ise yüzde 17'sini oluşturduğu bilgisini verdi.
2009'dan sonraki 4 yılda Türkiye'de ortalama 18 milyar dolarlık bir işlem hacmi görüldüğünü ve 200'ün üzerinde ortalama işlem adedi olduğunu anlatan Vardar, bunun önemli bir performans olduğunu söyledi.
2013 yılının zor bir yıl olmasına rağmen 217 işlemlik, 17,5 milyar dolarlık performansın başarılı olduğunun altını çizen Vardar, sözlerine şöyle devam etti:
"217 işlemi düşündüğümüzde 80 milyon dolarlık bir ortalama işlem hacmi oldu. Yılın en büyük işlemi yine bir özelleştirme işleminden geldi, Toroslar Elektrik Dağıtım kendi başına toplam işlem hacminin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturdu. Büyük işlemler, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar oldu. Özelleştirmeler özellikle enerji sektöründe idi. 11 işlemde yaklaşık 6,6 milyar dolarlık işlem hacmi oluştu. TMSF işlemlerini de buna dahil edersek, 7 milyar dolarlık bir kamu satış hacminden bahsedilebilir. Bu da toplam işlem hacminin yaklaşık yüzde 38'ini oluşturdu. Özelleştirme işlemlerini genellikle Türk yatırımcılar domine ediyor."
"Uzakdoğulu yatırımcılar ilk defa yabancı yatırımcılar arasında öne çıktı"
Vardar, son 10 yılda yabancı yatırımcıların Türkiye piyasasına kesintisiz ilgi gösterdiğini vurguladı.
İşlem hacminin büyük oranını, yani yüzde 70-80'ini yabancı yatırımcıların gerçekleştirdiğini belirten Vardar, 2013 yılında yabancı yatırımcıların Türk yatırımcıların gerisinde kaldığını, bunda özelleştirme işlemlerinde Türk yatırımcılarının öne çıkmasının etkili olduğunu, bu nedenle yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirilen işlemlerin toplam işlem hacmi içerisindeki payının yüzde 30 gibi tarihsel olarak en düşük seviyede gerçekleştiğini kaydetti.
Yabancıların 89 işlemde 5,2 milyar dolarlık bir işlem oluşturduğu bilgisini veren Vardar, bunun 2012 yılına göre yüzde 60 oranında gerilediğini dile getirdi.
Yabancı yatırımcıların ortalama işlem büyüklüğünde geçen yıla oranla dörtte bir oranında azalma olduğunu vurgulayan Vardar, 2013 yılının yabancı yatırımcıların biraz daha temkinli olduğu bir yıl olduğunu söyledi.
Avrupalı ve Amerikalı yatırımcıların işlem sayısında 2012 ve 2011 yıllarına kıyasla önemli bir düşüş olduğunu bildiren Vardar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Uzakdoğulu yatırımcıların ise ilk defa yabancı yatırımcılar arasında öne çıktığını, bu kadar fazla sayıda işleme imza attığını gördük. Bu, bir süredir beklediğimiz bir hareketti, somutlaştığını ve önümüzdeki dönemde de artacağını düşündüğümüz bir husus. Yerli ve yabancıların her ikisinin de gıda, medya ve hizmet gibi alanlara ilgi gösterdiğini görüyoruz.
Finansal yatırımcılar Türkiye'de son yılların birleşme ve satın almalar pazarının en önemli aktörlerinden birisi. Finansal yatırımcılar geçtiğimiz yıl 2,1 milyar dolarlık 35 işlem adedi gerçekleştirdi. İşlem adedi bakımından en fazla üretim, ticaret ve gıdaya yatırım yaptıklarını görüyoruz. Finansal yatırımcılar buna paralel olarak 15 tane de satış işlemi gerçekleştirdi. 2013'ün Türkiye'nin uzun dönemli potansiyeline, ekonomik büyümesine, demografik yapısına ve büyüme potansiyeline finansal yatırımcıların güvenini kanıtlayan bir yıl olduğunu söyleyebiliriz."
"Seçim dönemi yaklaştığı için biraz belirsiz bir takvim olacak"
Birleşme ve satın almalarda 2014 yılında yüzde 20-30 gibi değerlemelerde aşağı yönlü revizyon beklediğini aktaran Vardar, 2014 için beklenen bir özelleştirmenin olup olmadığına ilişkin sorulan bir soru üzerine ise şunları kaydetti:
"Bu yıl için beklediğimiz hazırlık aşamasında olan birkaç büyük çaplı özelleştirme işlemi var. Finansal yatırımcıların hala aktif olacağını düşünüyoruz. Özelleştirme takvimi belirsiz. Aslında çok fazla sayıda özelleştirme var. Hem üretim tarafında, milli piyangoda, limanlar olsun hepsi bir seneye toplandığında işlem hacmine katkısı çok fazla olacaktır. Hepsi bir yıla toplandığında istisnai bir yıl olacağından bahsedebiliriz. Ama seçim dönemi yaklaştığı için biraz belirsiz ancak makul bir takvim olduğunu söylemek mümkün. Eğer beklenildiği gibi alıcısını bulursa, perakende, finansal hizmetler, gıda ve lojistik gibi alanlarda 2-3 tane milyar doların üzerinde özel sektör işlemi bekliyoruz."
"Son olaylar Türkiye'nin uzun dönemli potansiyeline olan güveni etkilemez"
Son dönemdeki siyasi olayların Türkiye'nin uzun dönemli potansiyeline olan güven ve yatırımcı ilişkisi üzerinde etkisi olmayacağını aktaran Vardar, belki işlem adetlerinde sürecin uzamasından kaynaklanan bir azalma, işlem hacminde ise bir daralma gerçekleşebileceğini dile getirdi.
Gelecek 18 aylık dönemde seçim olacağını, hem kurdaki çalkantılar hem de sosyal siyasal olayların Türkiye'nin dünya piyasalarıyla çok entegre olmasından dolayı sorun getirmesinin doğal olduğunu anlatan Vardar, stratejik ve finansal yatırımcılar açısından bunların dönemsel olaylar olarak kabul edildiğini ve orta vadede bir sorun oluşturacağını düşünmediğini belirtti.
Vardar, geçen yılda Amerika'nın son 10 yılın en iyi, Avrupa'nın en kötü dönemini geçirdiğini, gelişmekte olan piyasaların ise yüzde 30-35 oranında toplam işlem hacmine katkı yaptığını aktararak, gelişmekte olan ekonomiler arasında da bu tarz dönemsel olayların kısa vadeli olduğunu düşündüğünü ifade etti.
"Yatırımcıların 2014'te daha seçici davranmalarını bekliyoruz"
Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Almalar ve Borç Danışmanlığı Hizmetleri Lideri ve Global Kurumsal Finansman Komite Üyesi Mehmet Sami de 2014 yılı için bir sürü belirsizlik olduğunu ancak buna rağmen Türkiye'nin bölgesel cazibe merkezi olduğunu altını çizerek vurguladıklarını söyledi.
Türkiye'nin ana makro verilerine bakıldığında Türkiye'nin bölgesel üs rolünün giderek devam edeceğini aktaran Sami, bu rolün gelecek 12-15 ayda değişeceğini zannetmediklerini, bunun halen yatırımcıyı çekmeye devam edeceğini kaydetti.
Global ekonominin yeniden dengelendiğini vurgulayan Sami, kurdaki volatilitenin yatırımcıların bazı kararlarını kısa vadede erteleyebileceği, ama orta ve uzun vadede Türkiye'nin bölgesel cazibe merkezi olmasını değiştireceğini zannetmediklerini dile getirdi.
Yatırımcıların 2014'te daha seçici davranmalarını beklediklerini vurgulayan Sami, "Risk primlerinin nisbi şekilde artabileceği, finansmana erişimin belki biraz daha zor olabileceği ve şirket değerlerinin dengeleneceğini öngörebiliriz" dedi.
Türkiye'nin son 10 yılı aslında primli bitirdiğini, yani aktiflerin primli satıldığını belirten Sami, "Yabancılar bu belirsizlik ortamında gelişmekte olan ülkelere eskisi kadar prim vermeyebilir, Türkiye de bundan payını alabilir" değerlendirmesini yaptı. Türkiye'nin cazibesinin hala devam ettiğine dikkati çeken Sami, bunu öngören ve alternatif kaynak oluşturmak isteyen Türk şirketleri için şirket evliliklerinin finansal veya stratejik açıdan 2014 yılında önemli bir rol oynayacağını söyledi.
Sami, 2014 yılında sermaye piyasasının, portföy yatırımcılarının hareketli davranacağı varsayımı altında özellikle borsa tarafının çok aktif olmayacağı, bono tarafıyla daha fazla ilgilenileceği öngörüsünde bulundu. Sami, "Sermaye piyasasındaki bu oynaklık, yabancı sermayenin finansal veya stratejik işlemlere kayabileceğini veya Türk şirketlerinin buna odaklanması gerektiğini bize gösteriyor" öngörüsünde bulundu.
Değerlemelerin düştüğü bir sürede şirket sahiplerinin varlıklarını daha düşük seviyelerden satmaya razı olup olmayacakları konusunda ise Sami, bu konuda Türk şirketlerinin çok dikkatli davrandığının, mümkün olduğu kadar primli işlemler yapmaya çalıştığının altını çizdi.
Sami, şirketlerin mali durumlarına, döviz kurundaki ve faizlerdeki değişikliklere bakarak, finansmana erişimin biraz daha zor bir yıl olacağı düşünüldüğünde bunu 1-1,5 yıl beklemektense uygun bir koşulda işlem yaparak gerçekleştirebileceklerine işaret etti. Gelirlerde meydana gelecek azalmanın veya büyüme hızında yavaşlamanın, şirketlerin karını da etkileyeceğini söyleyen Sami, kurdaki hareketliliğin en çok yabancı yatırımcı açısından etkili olduğuna işaret etti. Sami, "Beklenmedik bir unsur eğer 100 doları 80'e indirirse, bu özellikle yabancıların yatırım kararı verme sürecini etkileyecek. Dolayısıyla bazı ertelemeler söz konusu olabilir" diye konuştu.
Sami, Türklerin ilgi alanının özelleştirme ağırlıklı olduğunun altını çizerek, birebir Türklerle birleşme ve devralmaların özel sektörde çok fazla görülmediğini söyledi.
"Türkiye, hanehalkı borç oranının milli gelire oranı açısından Avrupalıların imrendiği bir orandadır"
Avrupa'da son yapılan ankette CFO'ların 2013 sonuna doğru şirket satınalma zamanı olabileceğini ifade ettiklerini belirten Sami, 2014'te Avrupa'daki önemli bir hareketlenme ve büyümenin bu yönde bir adım attırabileceğini, 2014'ün yabancı ağırlıklı bir yıl olabileceğini dile getirdi.
Sami, geçen yılın 2014 öngörülerinde Asya Pasifik'ten Türkiye'ye çok ciddi ilginin olacağı tahmininde bulunduklarını hatırlatarak, "Bunun şimdi gerçekleştiğini görüyoruz. Malezyalılar, Koreliler Türkiye'de. Japonlar özellikle son 6 aydır Türkiye'ye ilgi gösteriyor. Belki Çin de hareket gösterebilir, onu tam bilemiyoruz. Ancak Asya Pasifik ciddi bir aktör olmaya başladı" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin büyük bir iç pazar olduğunu ancak aynı zamanda bölgesel üretim ve servis üssü olduğunu belirten Sami, Batı Avrupa'daki maliyetlerden kaçmak isteyenlerin doğuya yöneldiğini dile getirdi.
Türkiye'nin Almanya'nın doğusundaki, Hindistan'ın batısındaki en önemli pazarlardan birisi olduğunu vurgulayan Sami, yabancıların muhakkak buraya bakacaklarını söyledi.
Sami, Türkiye'nin son zamanlarda yaşadığı siyasi ve sosyal sorunların yabancı yatırımları etkileyip etkilemediği yönündeki bir soruyu ise şu şekilde yanıtladı:
"Türkiye'nin hedef alanındaki yatırımcılar ani giriş çıkışlar yapmayan, uzun vadeli düşünen, stratejik düşünen yatırımcılar. Dolayısıyla geçmişe baktığınızda Türkiye'nin çok daha derin ve çalkantılı dönemlerinden, ciddi makro ekonomik sorunlarından nereye geldiğini görüyorlar. Tabiki son bir kaç aydır gelişmeleri yakından takip ediyorlar. Daha fazla soru soruluyor, belki de bu seçim döneminde sorulmaya da devam edecek. Türkiye'nin borçluluk oranları, milli borç, özel sektör borcu ve hanehalkı borcunu GSYH'ye kıyasladığınızda Türkiye, rakip ülkelerden çok çok daha iyi bir konumda. Özellikle hanehalkı borç oranının milli gelire oranına bakarsanız, yanılmıyorsam yüzde 19-20 civarında, bu Avrupalıların imrendiği bir orandır. Bütün bu nedenlerle Türkiye'nin stratejik konumu açısından çok önemli olacağını düşünüyorum." - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Türkiye'de 2013'te 17,5 Milyar Dolarlık 217 Birleşme ve Satın Alma İşlemi Gerçekleşti' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?