Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2005'te başlayan Avrupa Birliği (AB) ile müzakere sürecinde bugüne kadar 14 fasıl açıldığını, bunlardan Bilim ve Araştırma başlığını taşıyan 25'inci faslın geçici olarak kapatıldığını belirterek, "Açılması gereken diğer fasıllar ise şu an tamamen siyasi engellemelere takılmış durumda. Biz, inişli çıkışlı bir şekilde de olsa 10 yıldır müzakere sürecimizi devam ettirmekte kararlıyız" dedi.
Erdoğan, İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) "50. Yılında Türkiye-AB İlişkileri" başlıklı programında yaptığı konuşmada, 1965'ten bu yana Türkiye'nin AB serüveninde yaptığı çalışmalarından dolayı vakfa teşekkür etti.
Vakıf bünyesinde hizmet etmiş, Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesine destek olmuş herkesi hayırla yad ettiğini belirten Erdoğan, 50. yıl plaketi verilecek 3 eski başkanı ve kurucu üyeyi de kutladığını söyledi.
Programın özünde bir barış projesi olan AB'nin temellerinin atıldığı Schuman Deklerasyonu'nun 65. yılına ve 9 Mayıs Avrupa Günü'ne tekabül etmesini de son derece önemli bulduğunu ifade eden Erdoğan, bu programın ve 50. yıl dolayısıyla düzenlenen diğer etkinliklerin Türkiye-AB ilişkilerinin kapsamlı bir şekilde ele alınmasına katkı sağlayacağına inandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 50. yaşına erişen İKV'nin bir anlamda Türkiye'nin AB yolculuğunun en önemli aktörlerinden biri olduğunu belirterek, vakıf mensuplarının 50 yıllık süreçte Türkiye-AB ilişkilerinin her aşamasının, her kriz ve sevinç anının bizzat içinde bulunduklarını, bu süreçte bilgilendirici ve eğitici çalışmalarıyla tıkanıklıkların aşılmasına, hem Türk özel sektörünün hem de kamuoyunun bilinçlenmesine katkı sağladıklarını vurguladı.
AB yolunun tek başına yürünecek bir yol olmadığını bugün artık herkesin çok daha iyi bildiğini dile getiren Erdoğan, "Bu yolda İKV gibi yol arkadaşlarının bulunması başta AB Bakanlığımız olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar açısından önemlidir. Ben nihai hedefimiz olan tam üyelik gerçekleşene kadar bu yoldaşlığın devam edeceğine inanıyorum. Menzile varıncaya kadar el birliğiyle, gönül birliğiyle bu uzun ve meşakkatli mücadeleyi inşallah sürdüreceğiz" diye konuştu.
"Müzakere sürecinde, ilerleme kaydedelim diye çırpındık"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin yarım asrı aşan AB yolculuğunda 4 ana eşik olduğunu belirterek, 1963'te Ankara Anlaşması'nın imzalanması, 1996'da Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesiyle devam eden bu süreçte 1999'da Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin adaylığının tescil edildiğini anlattı.
Erdoğan, 10 yıl önce 3 önemli dönüm noktasının geçildiğini ve müzakere sürecinin başladığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"2005'te başlayan müzakere sürecinde bugüne kadar 14 fasıl açıldı. Bunlardan biri 'Bilim ve Araştırma' başlığını taşıyan 25'inci fasıl geçici olarak kapatıldı. Açılması gereken diğer fasıllar ise şu an tamamen siyasi engellemelere takılmış durumda. Biz, inişli çıkışlı bir şekilde de olsa 10 yıldır müzakere sürecimizi devam ettirmekte kararlıyız. Türkiye olarak her fırsatta AB üyeliğine stratejik bir zaviyeden baktığımızı ifade ediyoruz. Biz kararlı duruşumuzu sürdürürken birliğin yeknesak ve tutarlı bir tutum benimsemediğine de üzülerek şahit oluyoruz. Müzakere sürecindeki genel havadan, yaşanan olumsuzluklardan bağımsız olarak reform çalışmalarını devam ettirdik, devam ettiriyoruz. En sıkıntılı, en gergin anlarda dahi ne dedik? 'Gerekirse Kopenhag siyasi kriterlerinin adını Ankara Kriterleri olarak değiştiririz' dedik. Yolumuza da devam ederiz. Ülkemizin ihtiyacı olan tüm adımları attık. Yapılması gereken düzenlemeleri hayata geçirdik. Ama bu durum AB'nin süreçte ortaya koyduğu yalpalamaları, çifte standardı ifade etmemize asla engel değildir. Türkiye'nin önünü kesmek için olmadık yollara başvurdular. Neler demediler ki? 'İmtiyazlı ortaklık, Türkiye büyük, Türkiye'nin inancı bizimle uyumlu değil, Akdeniz birlik projesi.' Önümüze bunları devamlı olarak sürdüler. Teknik bir unsur olması gereken müzakere sürecindeki engellemelerin hepsinde bu durumu gördük, yaşadık. Müzakere sürecinde biz ilerleme kaydedelim diye çırpınırken, haritayı gösterip 'AB her şeyden önce Avrupa kıtası içindir' dediler."
"Fasıllar siyasi reform süreciyle doğrudan ilgili"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu anda Avrupa kıtası içinde olmayan ülkelerin AB üyesi olduğunu belirterek, Türkiye'nin ise iki kıtada, hem Asya hem de Avrupa'da yer aldığını söyledi.
"Türkler küçük Asya'dalar" şeklinde işi yokuşa sürenler, "AB yerine Doğu-Batı arasında köprü olmaya devam etsinler" diye çıkışanlar olduğunu anlatan Erdoğan, bu menfi tutuma, artık kayda değer sandalye sayılarına kavuşan yabancı düşmanı, göç karşıtı, AB projesini sorgulayan parti ve çevreler de dahil edildiğinde başka bir manzarayla karşılaşıldığını belirtti. Erdoğan, "Tamamen siyasi, keyfi sebeplerle açılmayan fasıllarda da benzer bir ruh halini görüyoruz. Bloke edilen fasıllar arasında yer alan 'Yargı ve Temel Haklar' başlıklı 23. fasıl, ki görüştüğüm tüm Avrupa ülkeleri, 'Haklısınız, bunu en kısa zamanda sonuçlandıracağız' diyor. 'Adalet, Özgürlük ve Güvenlik' başlıklı 24. fasıl, AB tarafından öncelikle açılacak ve son kapanacak fasıllar olarak belirlendi" ifadelerini kullandı.
Katılım sürecinin omurgasını teşkil eden bu fasılların siyasi reform süreciyle doğrudan ilgili olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"AB'nin Türkiye'ye yönelik eleştirilerinin önemli bir bölümü de yine bu fasıllar kapsamına giriyor. Bir yandan Türkiye'yi bu konuda eleştiriyorlar, diğer yandan bu fasılların açılmasını engelleyerek AB müktesebatıyla entegrasyona mani oluyorlar. Madem bu kadar önem veriyorsun, öyleyse bir an önce fasılları aç ki, Türkiye bu yönde bir dönüşüm gerçekleştirsin. Ayrıca herhangi bir başlangıç kriteri bulunmayan 17 nolu Ekonomik ve Parasal Politika faslı da halen müzakereye açılmadı. Ukrayna krizinin menfi etkileri sebebiyle enerji alanındaki iş birliğimizin önemi bu kadar ortadayken 15 nolu Enerji faslının açılmamış olmasını da anlamakta zorlanıyoruz."
"Nabucco'da AB parasal sorunu halledemedi"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ciddi bir başarısızlık olduğunu ifade ederek, Ankara'da Nabucco ile ilgili sözleşmelerin imzalandığını, buna rağmen iktisadi olarak parasal sorunu halletmesi gereken AB'nin bunu çözemediğini, tedarikçileri bulamadığını kaydetti.
Transit noktasında Türkiye'nin sözünü yerine getirdiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz hazırız. Tüketici olarak Türkiye olarak biz buna da varız. Peki kardeşim siz ne yaptınız? Hiçbir şey yok. Ne para ne tedarikçi ne tüketici sadece AB'de bu kadar. Nabucco'da bu adımı atamadılar. Arkasından TANAP bu adımı attı. Şu anda da süratle bu iş yürüyor. İhaleler vesaire bunların hepsi yapıldı. Dozerler her şey çalışmaya başladı. Kaldı ki yeni bir adım daha şu an da gelişiyor. O da nedir? Türk akımı. Güney akıma AB üyesi bir ülke 'hayır' dedi. Bu defa geldiler. Rusya Federasyonu bizimle oturdu, bu işi konuştu. Bizler de 'Enerjide çeşitlendirmenin bir zenginlik olduğuna inanarak bunları değerlendirebiliriz, görüşebiliriz' dedik ve görüşüyoruz."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › 50. Yılında Türkiye-Ab İlişkileri - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?