AK Parti Grup Başkanvekili Ünal Açıklaması

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Çözüm Süreci'nin kamu düzenini sağlamak, insanların onurunu, haysiyetini, özgürlüğünü ve kendi özgür tercihini rahatça yaşayabilmesini sağlamak için başlatıldığını söyledi.

Ünal, AK Parti Şırnak İl Başkanlığınca sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderlerine yönelik İl Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen iftar programında, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Parti olarak 13 yıldır temel hak ve hürriyetlerin güvence altında olduğu bir ülkeyi var etmenin mücadelesini verdiklerini belirten Ünal, gelinen noktada demokratik siyaseti egemen kılmak adına millet iradesinin sandıkta tecelli ettiğini ifade etti.

Ünal, şöyle konuştu:

"Ama yıllar önce bir sorundan yola çıkarak, bu sorunun çözümü için silahı ve şiddeti çözüm aracı olarak görenler, demokratik siyaseti silahtan ayrıştırarak sadece demokratik siyasetin egemen olduğu bir Şırnak, bir Hakkari, bir bölge, bir ülke oluşmasına rıza göstermiyorlar. Biz bu süreçte çok ciddi bir risk aldık. Biz bu meseleyi siyasi bir mesele olarak görmedik, bu meseleyi bir ülke meselesi olarak gördük. Kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin olmasa olmazı olarak gördük ve bugün bunun mücadelesine devam ediyoruz."

" Türkiye, 10 Kasım 2013'te DAEŞ'i terör örgütü olarak kabul etti"

HDP'nin Suriye'nin Kobani kentindeki DAEŞ'in saldırılarından Türkiye'yi sorumlu tutmasını eleştiren Ünal, bunların gerçekten uzak olduğunu, Türkiye'nin DAEŞ'i terör örgütü olarak kabul ettiğini hatırlattı.

HDP'nin seçimden önce herkese gülücükler dağıttığını, güzel mesajlar vermeye çalıştığını anlatan Ünal, şöyle devam etti:

"Ama seçimden sonra vasileri duruma el koydular. Kandil konuşmaya başladı. Biz dedik ki hani demokratik siyaset olacaktı? Hani milletin seçtiği temsilcileri Meclis'te temsil ettikleri millet adına konuşacaklardı? Kandil konuşunca siz susmaya başladınız. Yetmedi geçtiğimiz günlerde Suriye'de bizim de lanetlediğimiz bir olay oldu. DAEŞ Kobani'ye saldırdı. HDP'nin Eş başkanının ilk açıklaması ne oldu? Türkiye Cumhuriyetini ve AK Parti'yi suçlamak oldu. YPG sözcüsü çıktı ve 'bu meselenin Türkiye ile ilgisi yok. Türkiye'den geçtiklerine dair bir kanıt yoktur' dedi. DAEŞ ile bugüne kadar Türkiye mücadele etti. Türkiye, 10 Kasım 2013'te DAEŞ'i terör örgütü olarak kabul etti. Bakanlar Kurulu kararıyla."

"Çözüm Süreci bu milletin malı olmuştur" diyen Ünal, birlik, beraberlik ve kardeşlik mücadelesi vermekten asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Ünal, bölge insanının artık şiddeti, silahı ve baskıyı istemediğini; özgür, bağımsız bireyler olarak yaşamak istediğini ifade ederek, "Devletin baskıcı tutumu ortadan kalktığında bu defa kimler baskı yapmaya başladı onu çok iyi biliyoruz. Ben şuna inanıyorum. Demokratik siyaset, çözüm, kardeşlik kazanacaktır. İnsanların demokratik talepleri kazanacaktır" diye konuştu.

Milletvekili genel seçimi

Ünal, partisinin 7 Haziran seçiminde yüzde 41 oyla güçlü bir siyasi parti olarak yoluna devam ettiğini vurgulayarak, "Belki sakalımız kesildi biraz. Ama sakalımız yerine gelir. Kimse bundan şüphe etmesin. Biz 2009'da yüzde 38 oy aldığımızda da oturduk muhasebemizi yaptık. 2011'de yüzde 50 oy aldık. Şimdi yüzde 41 oy aldığımızda da biz otururuz muhasebemizi yaparız. Şimdi inşallah daha güçlü yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Demokratik siyasetin sunduğu fırsatları silahla korku düzeni kurarak bozanlara izin vermeyeceklerini anlatan Ünal, açık, net, şeffaf siyaset yapmayanların; ayak oyunları kuranların, iftiradan, yalandan, kara propagandadan medet umanların her zaman kaybedeceğini bildirdi.

Ünal, her vatandaşın hür ve özgür olmasını istediklerini belirterek, insanların Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Çerkez gibi farklı kimlikler üzerinden ayrımcılığa maruz bırakılmasına asla izin vermeyeceklerini kaydetti.

"Bölgenin iradesi üzerinde kendisini bir üst irade olarak gören hangi mihrak, hangi odak olursa olsun bizim çelik irademiz çarpacaktır" diyen Ünal, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Çözüm Süreci, birilerinin rahat at koşturması ve meydanı boş bulması anlamına gelmiyor. Çözüm süreci oraya buraya tehdit savurması, kamu düzenini hiçe sayması değildir. Çözüm süreci tam da kamu düzenini sağlamak, insanlarımızın onurunu, haysiyetini, özgürlüğünü ve kendi özgür tercihini rahatça yaşayabilmesini sağlamak için başlatılmıştır. Gönlünüz rahat olsun, yolumuz açık, Türkiye'nin önü aydınlık. Bölgede başka hayaller peşinde koşmak isteyenler yok mu? Var. Ama biz milletimizin iradesi ile hareket ettiğimiz sürece. Biz bu milletle beraber yürüdüğümüz sürece bunların her biri bertaraf olacaktır."