MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 15 Ağustos'tan itibaren Anayasa'nın 101. maddesince, taşıdığı milletvekilliği görevinin kendiliğinden düştüğünü, parti genel başkanlığıyla ilişiğinin otomatikman kesildiğini ileri sürerek, "Şayet Türkiye bir hukuk devletiyse, şayet herkes kanun önünde eşitse, şayet şeriatın kestiği parmak acımayacaksa Erdoğan, 15 Ağustos'tan itibaren milletvekilliğini kaybettiğinden Başbakan da sayılmayacaktır" dedi.
Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Türkiye'nin şu anki manzarasını hangi açıdan bakılırsa bakılsın yürek parçalayıcı olarak niteleyen Bahçeli, AK Parti'nin politik ömrünü tamamladığını öne sürdü.
Bahçeli, cumhurbaşkanı seçiminin beklenenin aksine yeni bir sorun yumağı ürettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı seçimi kesin sonuçlarının 15 Ağustos'ta açıklandığını anımsatan Bahçeli, Anayasa'nın 101. maddesi'nin çok açık olduğunu, bu tarihten itibaren Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının resmileştiğini savundu.
Erdoğan'ın yemin etmesi ve mazbatayı almasının sadece şeklen yerine getirilmesi gereken bir işlem olduğunu ifade eden Bahçeli, "Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonucunun 15 Ağustos'ta duyurulmasına rağmen, Resmi Gazete'de yayımlanma safhası henüz yerine getirilmemiştir. Bu kuşku verici ihmal ve gecikmede çok açık bir kasıt olduğu anlaşılmaktadır. Erdoğan ve emir verdiği kukla ve köle bürokratlar, yasaları hiçe saymakta, Resmi Gazete'ye ahlaksızca ve ale ambargo koymaktadır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Recep Tayyip Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı olduğundan dolayı Anayasa'nın 101. maddesince, taşıdığı milletvekilliği görevi kendiliğinden düşmüş, parti genel başkanlığıyla ilişiği otomatikman kesilmiştir. Şayet Türkiye bir hukuk devletiyse, şayet herkes kanun önünde eşitse, şayet şeriatın kestiği parmak acımayacaksa Erdoğan, 15 Ağustos'tan itibaren milletvekilliğini kaybettiğinden Başbakan da sayılmayacaktır. Halihazırda Türkiye hükümetsizdir. 61. Cumhuriyet Hükümeti şeklen ve esasen bitmiştir. Atılan imzaların, yapılan atamaların, verilen kararların hiçbir hukukiliği ve meşruiyeti yoktur. İkaz ve önemle bildiriyorum ki, Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık makamını derhal boşaltmalıdır. Herkesi uyarıyorum, Türkiye Cumhuriyeti sivil ve silahsız bir darbeyle karşı karşıyadır."
Türkiye'nin yönetiminin gasp edildiğini savunan Bahçeli, "Erdoğan'ın lehine kalemşörlük ve müfterilik yapan yeni yetmelerin hücum ve hakaretlerine muhatap kalan Sayın Gül, artık biraz dik durmalı, giderayak Türkiye'ye sahip çıkmalıdır. 'Bizim cenahtan epeyce saygısızlık gördüm' diyerek sızlanan Sayın Gül elini taşın altına koymalıdır" dedi.
Gül'ün 31 Ekim 1989'da 8. Cumhurbaşkanı seçilen dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın yerine bir gün sonra yapılan görevlendirmeye paralel adım atması gerektiğini belirten Bahçeli, Özal'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, 1 Kasım 1989'da vekaleten başbakan yardımcısını görevlendirdiğini, Özal'ın 9 Kasım 1989'da cumhurbaşkanlığı görevine başladığını anlattı.
-"Maksat Gül'ün partiye dönüşünü engellemek"
Bahçeli, "Bugünkü şartlarda Türkiye, parti devletine doğru adım adım sürüklenmektedir. Erdoğan, kendisinden sonraki hükümet ve parti yapısını dizayn etmektedir. 27 Ağustos 2014 günü yapılacak AKP'nin olağanüstü kongresinde kimin genel başkan seçileceğini dayatmayla, iç ve dış mihrakların icazetiyle şekillendirmektedir. Maksat Sayın Abdullah Gül'ün partiye dönüşünü engellemektir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu "zorlamayla" halef olarak belirlediğini ileri süren Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu esnada 28 Ağustos'tan sonra AKP'ye döneceğini açıklayan Sayın Gül, Erdoğan tetikçilerinin iştahlı saldırılarıyla ıslah ve terbiye edilmektedir. Erdoğan'ın danışmanı olarak şöhret yapmış, ün kazanmış bir isim de sürekli konuşarak, sürekli yazarak yeni dönemde AKP'nin şifrelerini birer birer kamuoyuna bildirmektedir. AKP'nin kimseye diyet borcu, açık hesabı bulunmamaktadır diyen bu danışman, ganimet avcılığına soyunarak gizliden gizliye acaba başbakan olur muyum sevdasındadır. Biz hırslarına yenilmiş, aklını makam ve mevkiye kurban vermiş bu danışmanın 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun tartışmalarını azaltmak amacıyla 62. hükümeti kurmasını, 4 Ocak 2014 tarihinde Bursa'da söylemiş ve teklif etmiştik. Madem ki bu şahıs AKP'nin bilirkişisidir, madem ki AKP'nin yol haritasını çizmektedir, madem ki AKP'nin kuruluşunda emeği geçen onca isme ayar verecek kadar etkilidir, o zaman Erdoğan'dan sonraki başbakanı uzaklarda aramaya gerek yoktur. Erdoğan, Davutoğlu ile vakit kaybetmektense mührü bu danışmana vermeli, artık özel kalem, özel danışmak, özel sekreter olarak gördüğü başbakanlık görevini bu yeni yetmeye teslim etmelidir. 'Kardeşlik bağlarımız bozuluyor' diyerek mırıldananlar da çaresizce başlarını öne eğmeli, sergilenen vefasızlıklardan dolayı göz pınarlarından yaş akıtmalıdır."
Erdoğan'ın AK Parti kongresine katılmasının cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve bağımsızlığıyla örtüşmeyeceğini ifade eden Bahçeli, hukuk ihlallerinin çok tehlikeli sonuçlar ortaya çıkaracağını söyledi.
Bahçeli, ayrıca, 1945'te CHP'nin içinden "dörtlü takrir"le filizlenen muhalif hareketin bir benzerinin AK Parti bünyesinden çıkabileceğini savundu. Kabinede görev almanın kuralının "Erdoğan için ölümüne fedakarlık olduğunu" öne süren Bahçeli, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili endişe duyduklarını kaydetti.
- Lice'deki heykel gerginliği
Lice'deki heykel gerginliğine de değinen Bahçeli, "Mehmetçiğe ilk kurşunu sıkan teröristin heykelini dikenler ve tepkiler karşısında yıkmak zorunda kalanlar aynı yolun yolcusudur. 4 gün boyunca dikili duran, gökten de zembille inmeyen kanlı heykele Erdoğan'dan çıt çıkmamış, AKP'den provokasyon yapılıyor dışında herhangi bir eleştiri gelmemiştir. PKK heykelini dikenler kadar, dikilmesini seyredenler de işlenen suça ortaktır. Heykeli yıkmakla kimse kurtulacağını ve vaziyeti kurtaracağını zannetmemelidir" dedi.
-"Seçim adil yapılmadı"
Cumhurbaşkanı seçiminin adil yapılmadığını, devlet imkanlarının Erdoğan'ın hizmetine seferber edildiğini ileri süren Bahçeli, 13 milyon 671 bin kişinin sandığa gitmediğini, seçim sonucunu bunun belirlediğini ifade etti. Bahçeli, vatandaşlık görevini yerine getirmeyenlerin gelecek seçimlerde 10 Ağustos'u telafi edeceğine inandığını belirtti.
Erdoğan'ın şimdiden kriz ürettiğini ileri süren Bahçeli, "Adli yıl açılış törenlerine katılma şartı koyması, muhalefetle ilişkilerini nasıl kuracağına dair sakat yaklaşımı, Çankaya'ya çıkmasına rağmen hala yapımı süren yeni Başbakanlık binasının etrafında gezmesi az çok izleyeceği yöntemler hakkında ipucu vermektedir" diye konuştu.
Bölgesel sorunların da içinden çıkılmaz hal aldığını savunan Bahçeli, peşmerge yönetimi ve terör örgütünün, IŞİD ile mücadele görüntüsü altında küresel yardım ve yataklık neticesinde legal bir kisveye büründürüldüğünü söyledi.
-"Stratejik iflas olacaktır"
"Türkiye'yi bölgesel ve küresel bataklığa çekmek için can havliyle görev yapan stratejik kabus mucidinin, böylesi bir dönemde başbakanlık makamına oturma ihtimali ülkemiz adına talihsizliktir" diyen Bahçeli, "Eminim ki, AKP'nin vicdanlı delege ve mensupları tehlikeleri öngörerek ölçüsüzlüğe, tefrikaya, savurganlığa, içten pazarlıklı anlayış ve tercihlere vize vermeyecektir" görüşünü savundu.
Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin milli güvenlik duvarlarını Erdoğan ile birlikte yıkan birisinin Başbakan olması stratejik felaket, stratejik iflas olacaktır.
Almanya'nın istihbarat teşkilatı bile çatır çatır Türkiye'yi dinlerken, içimiz dışımız böceklerle sarılmışken düzen kurucu ülke olmaktan bahsetmek eğer bir cahillik değilse, biliniz ki art niyetliliktir. BOP'un mahzeninde tıpışlananlar Türkiye'nin cılkını çıkarmaktadır. Almanya'ya göstermelik tepki koyanlar, izahat bekleyenler, yürekliyse daha etkili ve caydırıcı tedbirleri vakit kaybetmeksizin alacak iradeyi sergilemelidir. Türk milletinin baştan ayağa dinlenmesi, izlenmesi ve özel hayatının arşivlenmesi geçiştirilemeyecek kepazelik olup esasen bir rejim krizidir."-
- Sorular
Bahçeli, konuşmasının ardından TBMM'deki cumhurbaşkanı yemin törenine katılıp katılmayacakları sorusu üzerine, MHP'nin Türk devlet geleneğini ve felsefesini çok iyi bilen bir kurum olduğunu ve yemin töreninde yer alacağını söyledi.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı sıfatıyla miting yapması durumunda karşı miting hazırlığı içinde oldukları yönünde iddialar bulunduğunun belirtilmesi üzerine Bahçeli, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra geçmişteki alışkanlığı paralelinde 81 ilde miting yapmayı düşünenin amacı netleştikten sonra Milliyetçi Hareket Partisi, Sayın Erdoğan nerede miting yapıyorsa aynı gün, aynı yerde, aynı saatte miting yapacaktır" dedi.
Son Dakika › Güncel › Bahçeli: ''PKK heykelini dikenler kadar, dikilemesini seyredenler de suçludur'' - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?