AA Editör Masası'na konuk olan Aşcı, soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Haziran ayındaki seçimin ardından terör örgütlerinin saldırılarında artış görüldüğü ifade edilerek, bunların ekonomiye yansımalarının sorulması üzerine Aşcı, Türkiye'nin ne zaman bir adım öne geçmeye çalışsa karşısına terör belasının çıkarıldığını söyledi. Aşcı, Çözüm Süreci ile bu sorunun aşılmaya çalışıldığını kaydederek, şöyle konuştu:
"Sonrasında bu açılım sürecinde iyi niyetin kötüye kullanımı var. Kelimenin tam anlamıyla da büyük bir eyleme, ülkeye kalkışmaya hazırlık yapmışlar yığınak, sığınak, bombalar olarak. 7 Haziran seçimleri sonrasında da birden düğmeye basıldı. Zaten terör örgütleriyle devletin ateşkes ilan etmesi, barış yapması söz konusu olamaz. Onlar kendi kendilerine karar verdikleri bir süreçti, onu bitirdiğini ifade ettiler. Haince hunharca tekrar eylemlerine başladılar. Benim en çok ağrıma giden, iki polis kardeşimizin uykularında şehit edilmeleriydi, bu insanlık dışıdır. O iki kardeşimizin bu şekilde şehit edilmesi bardağı taşıran son damla olmuştur."
Aşcı, 63. hükümet olarak asıl vazifelerinin, kamu düzenini sağlayarak, suhulet ve barış ortamı içerisinde ülkeyi seçimlere götürmek olduğunu bildirerek, "Biz sadece seçim yapalım başka bir iş yapmayalım diye çalışan bir hükümet değiliz. İlk Bakanlar Kurulunda bizlere talimatı; barış ortamında ülkeyi seçimlere götürmenin yanında alınması gereken ne karar varsa, 4 yıllık hükümet mantığıyla, ülkeyi başsız, boşluk bırakmamak şeklinde çalışmaktı" diye konuştu.
Terör örgütünün eylemlerini artırdığına dikkati çeken Aşcı, "Bütün dünyanın sabrını test etmekten çekindiği Türk ordusuyla, bütün dünyanın imrendiği güçlü bir emniyet teşkilatı ile basit bir terör örgütünün mücadele etme şansı yok" ifadesini kullandı.
Aşcı, bazılarının birkaç bomba, üç-beş silahla bu işi yapabileceklerini zannettiğini belirterek, terör örgütünün ne kadar zayiat verdiğinin son rakamlardan anlaşıldığını, güçlü, yenilenmiş, kendi silahını kullanan bir Türk ordusuyla başa çıkmanın mümkün olmadığını onların da anladığını vurguladı.
- "Kuru kuruya barış söylemleri ile olmaz"
Bakan Aşcı, terör örgütüne katılanların çoğunun kandırıldığını ve kaçırıldığını, onların da bu ülkenin evlatları olduğunu söyledi. Bu noktada demokratik haklar istediklerinin iddia edildiğini kaydeden Aşcı, "Allah, insanı en yüce varlık olarak yaratmış. Yaratılmışların en yücesi insandır. Hakların en yüce olanı yaşama hakkıdır. Bundan sonrasını konuşmak, tartışmak mümkün değildir. İnancımız gereği bir kişiyi öldüren bütün insanlığı öldürmüş demektir. Dolayısıyla Ankara'da yaşanan vahşeti bir kez daha lanetliyorum. Onlar da hepsi vatan evladıdır. Orada hunharca katleden 2 canlı bomba var ve bağlantıları bulunmaya çalışılıyor, bunlar 102 kez 7 milyar insanı öldürmüş demektir" değerlendirmelerinde bulundu.
Aşcı, barışın herkesin arzusu olduğunu, kendilerinin barış ve kardeşlik istediğini anlattı. Kişinin doğum yerini, annesini-babasını seçme hakkı olmadığına işaret eden Aşcı, "İnsanları, 'şurada doğmuştur, şu ailenin çocuğudur, şu din ve mezheptendir' diye yargılamak kadar, bu çağda saçma bir düşünce olamaz. Yaratan buna karar vermiştir. Biz bunları zenginlik olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.
TBMM'de bütün düşüncelerin ifade edilebileceğini anlatan Aşcı, siyasi partilerin de bunun için var olduğunu belirtti. Aşcı, "Kuru kuruya barış söylemleri ile olmaz. Hele hele siz bir yandan 'barış' deyip de diğer taraftan 'ben sırtımı şuraya, buraya dayadım' derseniz inandırıcı olmaz" dedi.
- "Globalleşmiş dünyada ülkeler birbirinden çok rahat etkileniyorlar"
Aşcı, "7 Haziran sonrasında ülkede ekonomik kriz var, büyüme durdu, işlemler durdu" gibi varsayımların olduğunu ancak bunların gerçekleri yansıtmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Globalleşmiş dünyada ülkeler birbirinden çok rahat etkileniyorlar. Hepiniz, aile, ülke... Bütçeniz, geliriniz düşerse ne yaparsınız? Giderlerinizi kısarsınız. İhracat yaptığımız ülkelerde kriz oluşmuşsa oraya satacağımız malın miktarında azalma olacaktır. Son dönemde Çin'de yaşanan bir durağanlık var ve bu bütün dünyayı etkiliyor. 7 Haziran seçimleri sonucunda tek başına iktidar çıksa, hükümet kurulsaydı da bu ekonomik tabloyla karşılaşmamız mümkündü. 2008-2009 krizindeki bir çeyreklik küçülme haricinde Türkiye 2002'den bu yana sürekli büyümüştür, son 23 çeyrektir kesintisiz olarak büyüyor. 2002'den bu yana yıllık ortalama yüzde 4,9, neredeyse yüzde 5 büyümüş durumundayız. Bir krizden bahsetmemiz mümkün değil. Sadece lira değer kaybediyor olsa anlarım, gelişmekte olan ülkelerinin paraların çoğu dolar karşısında değer kaybetti. 1 Kasım seçimleri sonrasına kadar da alınması gereken kararlar alınıyor. O anlamda boşluk bırakılmadı. Yüce milletin takdirine gidildi, mesele onların vicdanına havale edilmiştir. Türk milleti basiretlidir. '2002'de doğru karar vermiştir, 2015'te vermemiştir' demek adil olmaz. Türk milleti ne zaman sandığa gidilse en doğru kararı vermiştir."
Aşcı, 1 Kasım seçimlerinde, kendi arzusu ve isteğinin tek parti iktidarı olduğunu söyledi.
İhtilal, koalisyon ve tek parti iktidarı yıllarını yaşadığını anlatan Aşcı, ülkenin atılım yaptığı yılların hep tek başına iktidar dönemleri olduğunu vurguladı. Aşcı, ülkenin daha başarılı olmasının yolunun birlik ve kardeşlikten geçtiğini ifade etti.
Son Dakika › Güncel › Bakan Aşcı, AA Editör Masası'na Konuk Oldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?