Başbakan Erdoğan: Gerçek Mermi ile Yaralanan Hatta Ölen Polislerimiz Oldu - Son Dakika
Güncel

Başbakan Erdoğan: Gerçek Mermi ile Yaralanan Hatta Ölen Polislerimiz Oldu

Başbakan Erdoğan: Gerçek Mermi ile Yaralanan Hatta Ölen Polislerimiz Oldu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son dönemdeki gösterilerde çok masum gerekçelerin ileri sürüldüğünü ifade ederek, "Ne deniyor; "Ağaç söküldü yok ağaçlar kesildi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin veya bazı çevrelerin AK Parti...

03.09.2013 13:13

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son dönemdeki gösterilerde çok masum gerekçelerin ileri sürüldüğünü ifade ederek, "Ne deniyor; "Ağaç söküldü yok ağaçlar kesildi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin veya bazı çevrelerin AK Parti hükümetine karşı bir karalama kampanyası olduğunu savunurken, Gezi Parkı olaylarında "çevre düşmanı" gibi gösterilmesinin partisine büyük haksızlık olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, JW Marrıot Hotel'de gerçekleştirilen Uluslararası Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu'na katılarak bir konuşma yaptı. Konuşmasında, "Bundan 11 yıl önce bir siyasetçinin, bir siyasi partinin her konuda konuşma, her konuda görüş bildirebilme özgürlüğü yoktu" diyen Erdoğan, "Belli konular adeta mayınlı araziydi. Şahsım, ben Talim Terbiye Yüksek Kurulu'nun övgüyle bahsettiği kitaplarda yer alan Ziya Gökalp'e ait bir şiiri okuduğum için mahkum oldum, hapiste yattım. Kimse şu anda bunu görmüyor. Sadece bununla kalınmadı, biz bunların önlerini açtık. Şu anda yazarken, çizerken bırakın eleştiriyi, eleştiri sınırlarını aşarak bize hakaret etme özgürlüğüne sahip olanlar, şu anda bizi "Bizim düşünce özgürlüğümüz yok' diye eleştiriyor. Bunu anlamak mümkün değil" şeklinde konuştu.

Eleştiri sınırlarını aşarak kendilerine hakaret etme özgürlüğüne sahip olanların kendilerini "Bizim düşünce özgürlüğümüz yok" diyerek eleştirdiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, "Bunu anlamak mümkün değil. Küfre varıncaya kadar bunları yapabildikleri halde hala kalkıp özgürlüğümüz yok diyebiliyorlar" dedi.

Siyasi partilerin dahi kendilerini bazı durumlarda kısıtlamak zorunda kaldığını dile getiren Erdoğan, "Biz ise doğru neyse, evrensel değerler neyse bu istikamette yürüdük. Hükümetimiz sağladığı özgürlük alanıyla bu kısıtlamaları, bu korkuları tamamen ortadan kaldırmıştı" diye konuştu.

-"BİZDEN SONRA GELEN ÇIRAKLAR ŞİMDİ USTA OLDU"-

11 yıl öncesinde gazetelerde her haberi yapmanın, her manşeti atabilmenin, her konuda yazabilmenin mümkün olmadığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Belli çevrelerden, özellikle de devlete sirayet etmiş çetelerden korkuluyor, özgürlükle kullanılamıyordu. Hükümetimiz medya üzerindeki, yazarlar üzerindeki, ifade özgürlüğü üzerindeki tüm bu korkuları ortadan kaldırmıştır. Gösteri yapmanın, basın açıklaması yapmanın, yürüyüş yapmanın neredeyse imkansız olduğu, çok sert karşılıklar bulduğu Türkiye'den bugün altını çizerek ifade ediyorum; şiddete başvurmadığı sürece, vatandaşların haklarının kullanmaları bu ülkede mümkündür, imkan dahilindedir. Avrupa Birliği'ne üye olmak için aday durumundaki Türkiye, tabi 50 yıl oldu. Bizden sonra gelen çıraklar şimdi usta durumuna geldiler, Avrupa Birliği'ne alındılar. Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için, ülkemizle ben mukayese etmiyorum bir çoğunu, 11 yılda çok önemli reformlar yaptığımız halde hak ve özgürlüklerin kullanılması noktasında Avrupa Birliği standartlarını yakalamış hatta bazı alanlarda bu standartları aşmıştır. 23 ve 24. fasılların açılması noktasında AB'nin şartı temel hak ve özellikle yargı konusunu ilgilendiriyor. Biz buna hazırız. Faslı engelleyen Güney Kıbırıs. Kim bu Güney Kıbrıs? Malum şurada siyasi nedenlerle Avrupa Birliği'ne üye yapılan, daha sonra Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerin "Biz Güney Kıbrıs'ı üye yaptık ama yanlış yaptık' dediği yerdir. Güney Kıbrıs'ın konumu, durumu bellidir."

-"GERÇEK MERMİ İLE YARALANAN HATTA ÖLEN POLİSLERİMİZ OLDU"-

Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin veya bazı çevrelerin AK Parti hükümetine karşı bir karalama kampanyası olduğunu savunarak, "Biz tabi bunun Avrupa Birliği'ndeki dostlarımız tarafından yürütülüyor olması, Avrupa'nın Türkiye hakkında son derece yanlış bilgilendirilmesi için özel bir gayretin gösterildiğini görüyoruz. "Tutuklu ve hükümlü gazeteciler' diyorlar. Bunu Adalet Bakanımız Avrupalı dostlarımıza anlattı. Tutuklu ve hükümlü gazeteciler konusunda Avrupa ve dünya kamuoyu sistematik ve tamamen yanlış bir şekilde bilgilendirilmektedir. Türkiye'deki ifade özgürlüğü konusunda aynı çevreler yine son derece yanıltıcı bir biçimde bilgilendirilmektedir" ifadelerini kullandı.

Türkiye toplumsal olaylara müdahale, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması konularında aynı şekilde dünya ve Avrupa kamuoyunun sistemli bir şekilde yanlış yönlendirildiğini altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabi ki yüzde yüz her şeyi çözdük iddiasında değiliz. Örneğin bir seyahatte Almanya'daydım. Oradan birileri bize doğru yöneldi. Alman polisi hemen gitti bileğine sarıldı ve dirseğinden çevirdi, yere yatırdı ve tekmeledi. İngiltere'de Londra'da neleri yaşandığını izledik. Fransa'da aynı şekilde neleri gördük. Bu kötü örnekleri örnek alarak almıyoruz ama bizim polisimiz dayak yemiştir ve son ana kadar tahammül etmiştir. Biber gazı sıkmak Avrupa Birliği mevzuatında zaten var. Burada açısının, derecesini isabetli bir şekilde kullanmamıştır ki bunlar hakkında zaten gereği yapılıyor. Ama biber gazı kullanılamaz gibi bir şey Avrupa Birliği müttesabatında da mevzuatında yok. Su kullanılabilir ama gerçek mermi kullanılamaz. Ama gerçek mermiyi gösteri yapan polise yönelik kullanıyorsa buna ne denmeli. Bunlar karşısında polis ne yapacak? Bu soruların da cevabını bulmamız lazım. Gerçek mermi ile yaralanan hatta ölen polislerimiz de olmuştur. Bütün bunlar da bu son dönemdeki gösterilerde ne yazık ki önümüzde olan gerçeklerdir. Ama bunlar görülmeden, bilinmeden ülkemiz hakkında kampanyalar yürütülmüştür."

-"AVRUPA'YA FRANSIZ DEĞİLİZ"-

Son dönemdeki gösterilerde çok masum gerekçelerin ileri sürüldüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, "Ne deniyor; "Ağaç söküldü yok ağaçlar kesildi. Bundan dolayı gösteri yapıldı.' Avrupa Birliği üyesi ülkelerle biz ağaç dikme noktasında şu anda rekabetteyiz. Biz ön alırız. Biz bu konuda vagon değiliz, lokomotifiz. İktidara geldiğimizden bu yana milyonlarca ağaç diktik. Avrupa'nın her yerinde yeri gelir ağaçları sökersin, bir yerden alıp bir yere nakil edersin. Bunları hep görürüz. Avrupa'ya Fransız değiliz. Avrupa'yı tanır, biliriz. O makinaları nasıl ürettiklerini de biliriz. Hatta şurada birkaç yıl öncesine kadar o makinaları Avrupa'dan ithal eden bir ülkeyiz. Yani ağaç sökme makinalarından bahsediyorum. Sökeriz başka bir yere nakil ederiz. Ağaç sökülmez diye bir anlayış artık yok. Ben yeşile hastayım. Bize adeta çevre düşmanı gibi bir yaklaşım içerisinde olmak inanın bize karşı çok büyük bir haksızlık olur" dedi.

-"AVRUPA BİRLİĞİ MISIR'DAKİ ASKERİ DARBEYE DARBE DEMEMİŞTİR"-

Erdoğan, gösteri ve yürüyüşlerde hukuk içerisinde haklarını kullananları koruduklarını, onlara karşı herhangi bir tavrın olmasına müsaade etmeyeceklerinin altını çizdi. Erdoğan, "Bizi eleştirenlerle, bizi dünya kamuoyuna şikayet edenlerle Türkiye'de yıllardır değişimin ve demokrasinin önünde duran kesimler maalesef aynıdır. Dikkatinizi çekiyorum, Türkiye'yi dünyaya ifade özgürlüğü olmayan bir ülke olarak lanse edenlerle içeride çözüm sürecine karşı çıkanlar aynı kişilerdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin seçimle demokratik yollarla gelmiş ve demokrasiyi güçlendiren Hükümetini dünyaya diktatör olarak lanse edenler aynı kişilerdir" diye konuştu.

Suriye ve Mısır konularına değinen Başbakan Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği ne yapıyor? Avrupa Birliği Mısır'daki askeri darbeye darbe dememiştir. Sadece müdahalede kalmıştır. O zaman darbeyi bize tanımlasınlar. Darbe nedir? O zaman aklına geldiği zaman bu tür darbeler rahatlıkla yapılabilir, meşrudur. Son zamanlarda çoğunluğun azınlığa tahakkümü diye bir şey tutturuluyor. Ne demek Çoğunluğun azınlığa tahakkümü? Çoğunluk eğer halkından ülkeyi yönetme yetkisini almışsa ülkeyi yönetir. Zulmediyorsa, yargı niye vardır; bunları yargılamak için vardır? Sandık da onu indirmek için vardır. Böyle diyerek azınlığın, seçkinlerin çoğunluğa tahakkümünü neyle izahat edeceksiniz? Bir de bu var.

-"MOLOTOF KOKTEYLİNİ ALIP SOKAĞA DÖKÜLMEDİLER"-

Bakıyoruz ki Danıştay gibi öneli bir kurumumuz bir karar alıyor. Başı örtülü olanlarla ilgili bir olumlu karar. Şu anda hukukçu, akademisyen, avukat neyse birisi de çıkıyor diyor ki "Biz bunu kabul edemiyoruz, kınıyoruz' diyor. Bu nasıl iş. Bir taraftan inançlara saygıdan bahsedeceksin, öbür taraftan inancının gereğini yerine getirenlere karşı böyle bir tavrın içine gireceksin. Bir de "yargı kararını üzüntüyle karşılıyoruz' diyorsun. İşine geldiği sürece evet, gelmediği sürece hayı. Yıllarca bu ülkede azınlık konumunda olanlar bunlara hep sabrettiler zaten. Ama Molotof kokteylini alıp sokağa dökülmediler. Biz başı örtülü ve başı açık bütün vatandaşlarımıza hep saygı duyuyoruz ve hepsi de bizim güvencemiz altında. Böyle yaptık halkımız bizi kucakladı. Biz Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarını gerçekleştiren ve reform kararlığını sürdüren bir hükümetiz. Demokrasi, hukuk güçlendikçe imtiyazlarını kaybedenler var ülkemizde. Biz hiç kimseye ayrıcalık tanımadan 76 milyonun tamamına eşit yaklaşıyoruz. Türkiye'de artık devlet vatandaşına tepeden bakan, kibirle bakan ceberut bir devlet değildir. Vatandaşının hizmetkarı bir devlettir." (ANKA/SON)

(HM/ÖZK) - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Başbakan Erdoğan: Gerçek Mermi ile Yaralanan Hatta Ölen Polislerimiz Oldu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement