Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çözüm Süreci içerisinde valilerin kendilerine verilen talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı operasyonlara girmediğini belirterek, "Belki kendilerine çekidüzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler ama maalesef kendilerine çekidüzen vermediler tam aksine bu süreç içerisinde ne yazık ki bir hazırlık safhasının içerisine girdiler. Nitekim bundan önceki yaşadığımız 7 Haziran seçimlerinde bunu gördük, Doğu'da, Güneydoğu'da gördük" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 1 ve TRT Haber ortak canlı yayınında gazeteci Nasuhi Güngör'ün gündeme dair sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin terör anlamında sıkıntılı, sancılı bir dönem yaşadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokratik açılım projesiyle başlattıkları terörle mücadele yol haritasını Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ve Akil İnsanlar Toplantıları geliştirdiklerini ve Çözüm Süreci'ne ulaştırdıklarını söyledi.
Birilerinin karşı çıkmasına rağmen hedeflerinin Çözüm Süreci'ni daha ileri safhalara ulaştırmak olduğunu, böylece 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde 78 milyon vatandaşın bir, beraber, kardeşlik içinde Hacı Bektaş-i Veli'nin ifade ettiği gibi "Bir olalım, iri olalım, diri olalım ve kardeş olalım" bilinciyle yaşamasını amaçladıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz bunu 'Hep birlikte Türkiye olalım' hedefiyle yürütelim dedik, bunun adımlarını atalım dedik. Zira yola çıkarken bizim çok farklı hedeflerimiz vardı; Batı'da ne varsa Doğu'da, Güneydoğu'da o olacak, Kuzey'de ne varsa Güney'de de o olacak. 780 bin kilometrekare vatan topraklarını artık modern bir Türkiye olarak anacağız. Yani bir bölge geri kalmış, diğer böyle ilerlemiş, hayır böyle bir Türkiye görmek istemiyoruz. Bunun için de atılması gereken önemli adımlar vardı. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, tarım bütün bunlarda çok farklı, güçlü adımların atılması gerekirdi.
Biz, bu adımları attıkça birileri rahatsız olmaya başladı. Çünkü Türkiye güçleniyordu, biri ikiye katladı, ikiyi üçe katladı vesaire... Kişi başına milli gelire bakıyorsunuz; 3 bin 400 dolardan kişi başına milli gelir 11 binlere ulaştı. Şu anda dünyadaki ekonomik krize rağmen 10 bin 400 dolarlarda bir kişi başına milli gelirimiz var. Bunlar birilerini rahatsız ediyordu. Çünkü Türkiye'nin gidişi onlar için çok farklıydı, kısa zamanda 15 bin dolar kişi başına milli geliri yakalaması, ardından bir 25 bin dolara ulaşması Türkiye'nin hakikaten AB üyesi ülkeler arasında farklı bir konuma yerleşmesini getirecekti."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin şu anda dünyanın en büyük ekonomileri arasında bulunduğunu, G-20 ülkeleri arasında 17. sırada yer aldığını ifade ederek, "Böyle güçlü bir konuma sahip Türkiye'yi içeriden, dışarıdan birilerinin rahatsız etmesini gördük. Çünkü, niye rahatsız oluyordu acaba bu terör örgütü, neden acaba Türkiye'de terör örgütü kendisini temsil edecek birilerini arıyordu? 'Siyasette bizim de yerimiz olması lazım', buyurun olsun, mani bir durum var mı? Yok. Siyasete önce bağımsız girdiler, sonra grup kuracak çoğunluğa da sahip oldular, Parlamento'ya girdiler. Peki Parlamento'ya girdikten sonra bu hal nedir? Bu terör örgütünün alıp veremediği nedir bu milletten? Şu anda Güneydoğu'da, Doğu'da ve ülkemizin değişik yerlerinde yapılan terör eylemleri artık milletimizi ciddi manada rahatsız ediyor" diye konuştu.
Terör eylemleri karşısında devletin de can, mal güvenliği için tedbirler alması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Çözüm Süreci içerisinde valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı. Belki kendilerine çekidüzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler, ama maalesef kendilerine çeki düzen vermediler. Tam aksine bu süreç içerisinde ne yazık ki bir hazırlık safhasının içerisine girdiler" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, 7 Haziran Genel Seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde seçim güvenliği noktasında sıkıntılar yaşandığını belirterek, "Seçim güvenliği noktasında alınan bütün tedbirlere rağmen terör örgütü oralarda sızma hareketlerini yapmak suretiyle, belli yerlere, belli kanallarla tehditlerini yapmak suretiyle başta muhtarlar olmak üzere bu tehditlerle oradaki sandık kurullarında kurdukları otoriteyle ne yazık ki bir çok yerlerde, köylerde, mezralarda, mahallelerde tehditle oyların kendi destekledikleri siyasi partiye gittiğini tespit ettik" dedi.
Terör örgütünün Kandil'deki ileri gelenlerinin sosyal medyada açık ve net şekilde paylaştığı mesajların hepsinin "birer sinyal" mahiyetinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben şimdi buradan bu olayları dışarıdan seyreden aziz milletime diyorum ki buralarda bizim çok hassas, çok dikkatli olmamız lazım. Bunlar niçin acaba bu yollara başvuruyorlar? Bu ülkede birlik, beraberlik istiyorlarsa, bu ülkede barış istiyorlarsa, bu ülkede huzur istiyorlarsa bu yola niye başvuruyorlar. Vatandaş sandığın yolunu bilmiyor mu? Bırakın vatandaş kendiliğinden sandığına gitsin. İstediği partiye oyunu rahatlıkla versin, huzur içinde versin. Ama bir taraftan elinde silahı, öbür taraftan bakıyorsunuz ki tehdidi. Nereye oy vereceğini biliyor, aksi takdirde o köy, mezra akıbeti meçhul" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi böyle bir demokrasi, böyle bir seçim anlayışı olabilir mi? Tabi ki olamaz, olmaması lazım ama bunlar lafa geldiği zaman saz, lafa geldiği zaman caz, öbür taraftan bakıyorsunuz ki şehitleri ağlayan anası, babası ve vatan. Bunu artık yutamayız. Cizre bunun en açık örneği oldu. Cizre'de ne oldu? Burada özellikle paralel medya, onun yanında bakıyorsun 'medyada biz amiraliyiz', vesaire durumunda kendini gösteren medya. Ben buradan soruyorum; ey medya, ey sermaye ve bu vesileyle ben objektif düşünen milletime de sesleniyorum, acaba Cizre başta olmak üzere Silopi, bütün bu civarlarda, Hakkari'nin Yüksekova'sında, diğer yerlerde bu açılan kanallar neyle açılıyordu? Belediyelerin iş makineleriyle, belediyelerin iş makineleri yeterli olmadığı zaman hizmet alımıyla aldıkları makinelerle. Bedeli nereden ödeniyor? Belediyeden. Bu kanallar neyin kanalıdır, buralara güvenlik güçleri giremesin, bu kanallar bunun için açılıyor. Bunca mayın döşeniyor, bu döşenen mayınlar nasıl döşeniyor? Bunca bombalar yerleştirildi, zırhlı araçlar olduğu halde, bu zırhlı araçlarla polisimiz, askerimiz şehit edildi, onlarca, yüzlerce. Bütün bu hazırlıklar kime karşı yapılıyor, niçin yapılıyor? Bu terör eylemlerini biz görmezden gelmeye nereye kadar devam edeceğiz?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan halkının, vatandaşının güvenliğini sağlamaya çalışan polis, asker, köy korucusu varken diğer taraftan polise, askere, köy korucusuna kalleşçe, adice, alçakça bomba, mayın, kanas ve doçka tabir edilen silahlarla saldıranların bulunduğunu belirterek, "Düşünün lojmanlarda yaşayan insanlar, düşünün Ceylanpınar'da uyuyan iki polisimizin orada şehit edilişi... Bütün bunlar açık ortada, yakılan camilerimiz, okullarımız, pansiyonlar, yurtlar bütün bunlar ortada. Bütün bunlar Cizre'de yapılırken, ne yapacaktık? Orada tabi devlet atılması gereken adımı attı" dedi.
Cizre'de ve terör eylemlerinin olduğu bazı yerlerde kaymakamın, valinin yapılması gerekeni yaparak, sokağa çıkma yasağı ilan ettiğini belirten Erdoğan, "Niye bu yasağı ilan ediyor, diyor ki 'Belli saatler arasında sokağa çıkılamaz. Eğer sokağa çıkılırsa, sokağa çıkan teröristtir'. Ama o ilan edilen saatler dışında diyor ki 'Git fırından ekmeğini al, ihtiyaçlarını karşıla'. Çünkü o operasyonun rahatlıkla yapılabilmesi lazım. Benim orada yaşayan vatandaşım da huzur istiyorsa 'benim devletin burada' demeli, bunu görmesi lazım. Evler düşünebiliyor musunuz havan toplarıyla dövülüyor. Kimin evi? Vatandaşın evi, havan topunu kullanan kim? Teröristler" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?