MUSA ALCAN - Sultan 2. Abdülhamid tarafından yaptırılan ve 124 yılda yaklaşık 100 bin kişiyi ağırlayan Darülaceze'de, misafirlere eksiksiz bir yaşam alanı sunulmaya çalışılıyor.
Darülaceze Başkanlığı'nın 30 dönümlük yerleşim yerinde, başkanlık binası, poliklinik binası, çocuk yuvası, 7 adet aceze binası, iş ocakları, soğuk hava depoları, çamaşırhane ve mutfak bulunuyor.
Kurum bünyesinde rehabilitasyon için kurulan atölyelerde ise el emeği göz nuru çalışmalar yapan sakinler, başarılı eserler ortaya çıkarıyor.
Bazıları fiziksel engelli olmak üzere 150'den fazla Darülaceze sakini, zamanını Rehabilitasyon bölümünde değerlendiriyor.
Atölyelerde çalışmak isteyen misafirler ilgi alanlarının yanı sıra fiziksel rahatsızlıkları da göz önünde bulundurularak 8 farklı atölyeden birine yönlendiriliyor.
Merkezdeki çalışmalar hakkında AA muhabirine açıklama yapan Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, Darülaceze'de bugüne kadar 30 bini çocuk olmak üzere yaklaşık 100 bin kişinin kaldığını söyledi.
22 çeşidin üzerinde ürün çıkarılıyor
Cebeci, şu anda yaklaşık 500 kişiyi misafir ettiklerini, 450 kişinin de çalıştığını belirterek, "Burada 24 saat hizmet var. Kapıdan hiç kimseyi çevirmeden, devletten ve kalanlardan herhangi bir bedel almadan burada hizmete devam ediyoruz." dedi.
Darülaceze'nin emsallerinden farklı olduğuna değinen Cebeci, "İnsanlar burada sadece bakım hizmeti almıyor. Burada zamanlarını değerlendiriyorlar ve üretiyorlar. Hoş vakit geçirmeleri ve canlarının sıkılmaması için Rehabilitasyon'da ciddi manada üretim yapıyorlar. Üretimler kar amaçlı değil ama hiç olmazsa masrafların yarısını, ürettiklerini gelen ziyaretçilere satarak çıkarmış oluyoruz. Asıl olan buradaki insanların bir şeyler ürettiğini ve kendilerinin hayata bağlanması için burada kalanımızın hemen hemen 3'te 1'ine yakın insan günün belli saatlerinde burada gelip çalışıyor." ifadelerini kullandı.
"Darülaceze'lik olmadan Darülaceze'ye gelin." diyen Cebeci, Halk Eğitim ve İSMEK'ten gelen eğitmenlerin yanı sıra gönüllülerin de Darülaceze sakinleriyle ilgilendiğine işaret etti.
Dokuma, çorap, resim, seramik, baskı, çanta ve el işi gibi 22 çeşidin üzerinde ürün çıkarıldığının altını çizen Cebeci, gazete kağıtlarından sepet, kahve paketlerinden çanta yapılarak geri dönüşüme de katkı sağlandığını belirtti.
"Engellerine rağmen hala bir şeyler üretebildiklerini gösteriyoruz"
Darülaceze'ye yaşlıların yanı sıra çocukları, zihinsel ve fiziksel engellileri de kabul ettiklerine dikkati çeken Hamza Cebeci, "Biz dünyada yaşlısına en iyi bakan milletiz. Bu bizim medeniyetimizin ve inancımızın gereği. Dolayısıyla burada da yaşlılarımıza en güzel şekilde bakmanın gayreti içerisindeyiz. Sağlık hizmeti, 10'un üzerinde doktor var. Gezenler görüyor ki buradakiler hayata son derece bağlı ve mutlular. Türkiye'de bu hizmeti veren sadece biz değiliz tabii, belki İstanbul'da 100'ün üzerinde böyle kurum var ama burası tarihi ve misyonu itibarıyla diğerlerinden çok farklı bir yöne ve geçmişe sahip." açıklamasını yaptı.
Meslekte 22 yılını dolduran, bunun 12 yılını Darülaceze'de geçiren ve 3 yıldır Rehabilitasyon'un sorumluluğunu üstlenen hemşire Gülcan Taşkın da insanların atölyeleri ziyaret etmeleri temennisinde bulunarak, "Fiziksel engelleri doğrultusunda biz onlara hem psikomotor hem de zihinsel anlamda destekleme yapıyoruz. Aynı zamanda da hala ürettiklerinin farkına vardırıyoruz. Çünkü buraya gerçekten tükenmiş olarak geliyorlar aslına bakacak olursanız. Dolayısıyla engellerine rağmen hala bir şeyler üretebildiklerini gösteriyoruz." şeklinde konuştu.
"Yaralı bir kuş gibiydik, şimdi yaralarımız iyileşti
Şeker hastalığından dolayı bacakları kesilen ve yaklaşık 3,5 yıldır Darülaceze'de kalan İstanbul Kasımpaşa doğumlu Erhan Taşkın ise "Yaralı bir kuş gibiydik, şimdi yaralarımız iyileşti. Normal bir insan gibi olduk. Ufak tefek bazı durumlarımız var ama yine de Allah'a şükrediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Taşkın, kurumda her imkandan faydalanabildiğini ve oto boyacılığı mesleğinden dolayı eli yatkın olduğu için atölyede cüzdan yaptığını belirterek, "İnsanlar yaşama sevincini kaybetmesin." dedi.
Aslen Sivaslı olan 1956 doğumlu olan Ömer Özyurt da maden mühendisliği mezunu olduğunu, Darülaceze'ye gelmeden önce tabelacılık yaptığını, gazetelere ve dergilere karikatür çizdiğini ve resimle uğraştığını dile getirdi.
Rehabilitasyon'da da resimle uğraşan ve genelde kedi resimleri çizen Özyurt, "Mutluyum burada yaşamaktan. Aynı mesleğimi icra ediyorum Rehabilitasyon'da. Rehabilite oluyoruz yani. Mesleğimden ayrı değilim. Yine resimle iç içeyim. Hayvanları çok seviyorum, kedilerim var. Onlarla iç içeyim. Sağlığım el verdiği müddetçe hobilerimi burada devam ettiriyorum." diye konuştu.
Özyurt, 5 yıldan fazladır Darülaceze'de kaldığı bilgisini vererek, herkesin mutlaka bir hobisi olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › Darülaceze'nin Sanatçı Sakinleri - İstanbul - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?