1)SOMA MADEN FACİASI DAVASINDA 14 SANIĞA CEZA VERİLDİ, 37 SANIK BERAAT ETTİ
MANİSA'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada karar verildi. Mahkeme heyeti, aralarında Can Gürkan'ın da bulunduğu tutuklu 5 sanık için 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar, tutuksuz sanıklar içinde 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezaları verdi. Şirketini patronu Alp Gürkan'ın da aralarında bulunduğu 37 sanık ise beraat etti. Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 5'i tutuklu toplam 51 sanık Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde son kez yargıç önüne çıktı. Üye hakim Tuğşat Buğra Kıyak'ın rahatsızlığı nedeniyle katılamaması nedeniyle geçen 9 Temmuz'daki ara kararla bugüne ertelenen davanın son duruşmasına katılan acılı madenci ailelerine sivil toplum kuruluşu üyeleriyle CHP Grup Başkanıvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ile bazı siyasiler de destek verdi.
CEZALAR AÇIKLANDI, SALON KARIŞTI
Yoklamayla başlayan duruşmada mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu, verdikleri kararı açıkladı. Buna göre Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Mahkeme ayrıca Can Gürkan hakkında 3 yıl süreyle madencilik faaliyetlerinde bulunmama cezası verdi. Bu karar sonrasında, ailelerin ve avukatların tepki göstermesi üzerine duruşma salonu karıştı. Mahkeme başkanı duruşmaya 10 dakika ara verdi. Aradan sonra tekrar kararı açıklamayı sürdüren Mahkeme Başkanı Pehlivanoğlu, tutuksuz yargılanan sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık'a 10 yıl 10'ar ay, yönetim kurulu üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın'a 8 yıl 4'er ay ve Murat Bodur'a 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Aralarında Alp Gürkan'ın da bulunduğu 37 kişi ise beraat etti.
TÜM YOLLARI TAKİP EDECEĞİZ
Karar sonrası açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Karar açıklandı. Ortamın gergin olduğunu biliyorsunuz. Aslında geçen sene hüküm verilecekti. Cumhuriyet savcısının hazır olmasına, tam esas hakkında mütalaayı okumak üzere olmasına rağmen 15 dakika ara verelim dedikten sonra aylarca esas hakkında mütalaa vermekten imtina etmesi, bu gerginliğin sebebi. Daha sonra geçen yıl haziran ayında hükmü başından beri vermek üzere duruşmayı takip eden hakimlerin tayinleri çıktı. Bu insanların isyanı bundan. Bu insanlar hükümden önce güvendikleri mahkeme heyetinin son anda görevden alınmasına isyan ediyorlar. O heyet, bu cezaları bile vermiş olsaydı, beraat bile vermiş olsaydı, içleri huzurlu olacaktı. Adaletin işleyişine normal dışı bir müdahale oldu. Sonucun adaletli olup olmadığı tartışmasına girmek istemiyorum. İstinafı var, temyizi var. Biz tabii ki yasal yolları takip edeceğiz" dedi.
Can Gürkan'ın 15 yıl ceza aldığını söyleyen Metin Feyzioğlu, "İddianame kasten adam öldürmektendi. Yeni savcı tarafından verilen esas hakkında mütalaa ise taksirle adam öldürmek diye hafifletildi. Mahkeme de kasten adam öldürmekten ceza vermedi. Eğer kasten adam öldürmekten ceza verseydi, ölen 301 kişi için ayrı ayrı adam öldürme cezaları verilip, hepsi toplanacaktı. Fakat taksirle adam öldürmekten ceza verildiğinde tek ceza veriliyor. Taksir diye baktığınızda, peki ama burada taksir olamayacak kadar ağır kusurlar var. Bir otobüs kazasında 15 kişi ölseydi de bu ceza çıkardı. 301 kişinin ölümü bir katliam. Katliamın karşılığı bir cezanın çıkmadığını düşünüyoruz. Bizim vicdanımız huzursuz, rahatsız. Hukuka dair bildiklerimiz uygulanmadı" diye konuştu. Aileler ise kararın içlerine sinmediğini, 301 canın cezasının bu olmaması gerektiğini söyledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'teki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıl dönümüne iki ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. Geçen yıl 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, Mehmet Ali Günay Çelik tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Son birikişi raporundaki suçlamalardan dolayı, Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç, hakkında 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
DAVANIN SANIKLARI
Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan 5 kişi şöyle: "Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik ve maden mühendisi Ertan Ersoy." Tutuksuz yargılanan 46 sanığın isimleri ise şöyle:
"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin patronu Alp Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç ile mühendisler Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Mehmet Ali Günay Çelik, Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal."
CHP'Lİ ÖZEL: "ANALARIN O KARARDAN SONRA DİZLERİNDE DERMAN KALMADI"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de karara tepki göstererek, "Unutursak yüreğimiz kurusun diyorduk ya, o unutmayan anaların o karardan sonra dizlerinde derman kalmadı. Mahkemeye gelirken, eşikten çıkarken 'Oğlumun hakkını almadan dönmeyeceğim' dedi analar. O yüzden 2 gün burada oturma eylemi yaptı. Oturdu, kalkmadı. Hepimizin bu davayı sonuna kadar sürdürmek, katilleri ve onların işbirlikçilerini yargılamak boynumuzun borcudur" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Ailelerin görüntüsü
Duruşma sonrası açıklamalardan görüntü
Özgür Özel'in açıklaması
Haber: Taylan YILDIRIM - İlker KILIÇARSLAN, Kamera: Tekin GÜRBULAK/ AKHİSAR (Manisa),
=======================================================
2)ŞANLIURFA'DA 13 YAŞINDAKİ HALİL'DEN HABER ALINAMIYOR
ŞANLIURFA'nın Akçakale ilçesinde, 8 Temmuz'da iş aramak için evden ayrılan ve ailesine Şanlıurfa'ya gideceğini söyleyen Halil Öncel'den (13) haber alınamıyor. Mehmet Emin Öncel, hayatından endişe ettiği oğlunun bulunması için emniyete kayıp başvurusunda bulundu.Akçakale'nin Fatih Sultan Mehmet Mahallesi'nde oturan, 3'ü kız 4 çocuk sahibi Mehmet Emin Öncel'in en büyük çocuğu Halil, 8 Temmuz Pazar günü, iş aramak için sanayi sitesine gitmek üzere evden ayrıldı. Bir süre sonra ailesini telefonla arayıp, iş bulamadığını ve Şanlıurfa'ya gideceğini söyleyen Halil'den bir daha haber alınamadı. Polise kayıp başvurusunda bulunan Mehmet Emin Öncel, hayatından endişe ettiği oğlu Halil'in bulunmasını istedi. Öncel, "Aramadık yer bırakmadık. Emniyete giderek, kayıp başvurusunda bulundum. Yetkililerden bir an önce oğlumu bulmalarını istiyorum" diye konuştu. Halil'in kız kardeşi Feride Öncel (5) de gözyaşı dökerek, ağabeyinin bulunmasını istedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Kaybolan çocuğun evinin önünde bekleyen kadınlar
Mehmet Emin Öncel ile röp.
Kayıp çocuğun kardeşlerinin ağlaması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Hadi KURT-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 115 MB
=======================================================
3)RİZE İLE ARTVİN İLLERİ ARASINDAKİ PLAJ, SINIR ANLAŞMAZLIĞINA YOL AÇTI
RİZE'nin Fındıklı ilçesi ile Artvin'in Arhavi ilçesi arasında kalan ve iki il tarafından paylaşılamayan 500 metre uzunluğundaki plaj, tartışmalara neden oldu. İki kentin sahiplendiği ve kendi sınırlarında kaldığını iddia ettiği plaj için İçişleri Bakanlığı devreye girdi. Bakanlık görevlileri, her iki kentte oluşturulan heyetle inceleme başlattı. Yaşanan sınır anlaşmazlığının çözülmesi için heyet bölgede kapsamlı inceleme yaparak, nihai kararı belirleyecek. Plaja ilişkin yaşanan tartışmalar, Türk sinema tarihinin klasikleri arasında yer alan 'Tosun Paşa' filmindeki 'Yeşil Vadi' olayını anımsattı. Rize ve Artvin arasındaki plaj nedeniyle iki kent arasında sınır anlaşmazlığı yaşanıyor. Rize'nin Fındıklı ilçesi Kıyıcık köyü ile Artvin'in Arhavi ilçesi Güngören köyü arasında, eski Karadeniz Sahil Yolu'na da paralel uzanan ve iki il tarafından paylaşılamayan 500 metre uzunluğundaki plaj için İçişleri Bakanlığı devreye girdi. Fındıklı ilçesi Kıyıcık köyünün muhtarı Azmi Köroğlu, il sınırının Hastaş Kayası olduğunu ve plajın ilçelerine ait olduğunu iddia ederken, Artvin'in Arhavi ilçesi Güngören köyünün muhtarı Bünyamin Özçelebi ise il sınırının Rubadidi Irmağı olduğunu belirterek, plajın yıllardır kendilerinde olduğunu söyledi.
HEYET İNCELEME BAŞLATTI
Belirsizliğin yaşandığı ve mevcut haliyle Arhavi Belediyesi'nce işletilen plajdaki sınır sorununun çözüme kavuşması için harekete geçen İçişleri Bakanlığı, 2 merkez valisini görevlendirdi. Sınır ilçelerin yetkilileri de bir araya gelerek plaj ve çevresinde bir süre önce inceleme yaptı. Bakanlıkça görevlendirilen merkez valileri de beraberindeki Fındıklı Kaymakamı Vedat Yılmaz, Arhavi Kaymakamı Hasan Ongu, Arhavi Belediye Başkan Vekili H. Tahsin Kurdoğlu, Kıyıcık köyü ile Güngören köy muhtarları ve her iki ilçenin il özel idaresi ve tapu kadastro müdürlüğü yetkililerinden oluşan heyetle kapsamlı incelemede bulundu. Bahse konu anlaşmazlığın çözümü için görevlendirilen valiler tarafından hazırlanacak rapor doğrultusunda, bakanlık tarafından nihai karar verileceği belirtildi.
TOSUN PAŞA FİLMİ GERÇEK OLDU
Fındıklı ilçesi ile Arhavi ilçesi arasında belirsizliğin yaşandığı, şu anda da Arhavi Belediyesi'nce işletilen ve iki ilçe arasında paylaşılamayan 500 metre uzunluğundaki plaja ilişkin yaşanan tartışmalar, Türk sinema tarihinin klasikleri arasında yer alan, 1976'da Kartal Tibet'in yönettiği, başrollerinde Kemal Sunal, Şener Şen, Adile Naşit gibi usta oyuncuların oynadığı 'Tosun Paşa' filmindeki 'Yeşil Vadi' olayını da anımsattı. Sosyal medyada da tartışılan plaj için bazı kişiler 'Tosun Paşa' filminden esinlerek yaşanalara 'Saldırın Tellioğulları', 'Saldırın Seferoğulları' diye esprili yorumda bulundu.
'ARHAVİ BELEDİYESİ PLAJA SAHİP ÇIKMAK İSTEDİ'
Taraflardan Rize'nin Fındıklı ilçesi Kıyıcık köyünün muhtarı Aziz Köroğlu, Karadeniz Sahil Yolu'nun yapılması sonucunda yüzme alanlarının azaldığını ve bu durumun iki ilçe arasında sorun yarattığını belirtti. Köroğlu, "Uzun zamandır Arhavi ile bir sınır problemimiz yoktu. Karadeniz Sahil Yolu'nun yapılmasıyla insanların denize gireceği yüzme alanları azaldı ve Arhavi Belediyesi, Kıyıcık Plajı'na sahip çıkmak istedi. Plajın ismini değiştirerek Güngören Plajı gibi tabelalar koydular. Arhavi Belediyesi, Arhavi sınırının başlangıcının sınır bölgesinden akan Rubadidi Deresi'nin olduğunu iddia ediyor. Biz ise sınırın başlangıç noktasının sınır bölgesinde bulunan Hastaş Kayası olduğunu söylüyoruz. Burada bulunan kaya, yol geçmeden önce denize doğru uzanır vaziyetteydi. İl ve ilçe sınırları uzun zaman kaybolmayacak ve değiştirilmeyecek nitelikteki emarelerle belirlenir" dedi.
Köroğlu, "Bürokratları göreve davet ediyorum. Plajımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Biz plajda kimin yüzeceğinin değil, bu plajın kimin olduğunun peşindeyiz. Bu plajda herkes yüzecek ama bu plajın kimin olduğu bilinecek. Yıllardır burası Kıyıcık Plajı olarak bilinir" diye konuştu.
'BÖYLE BİR ŞEY ÜLKE SINIRINDA BİLE OLMAZ'
Artvin'in Arhavi ilçesi Güngören köyünün muhtarı Bünyamin Özçelebi ise sınır belirlenirken yapılan kadastro çalışmalarında yanlışlık yapıldığını ve yapılan bu hatanın fırsata çevrilmeye çalıştığını ileri sürdü. İl sınırın Rubadidi Irmağı olduğunu ifade eden Bayçelebi, "Bu plaj Arhavi tarafında bulunuyor. Kadastro çalışmalarında bir yanlışlık oldu. Bunu kendileri de biliyor ancak yapılan hatayı fırsata çevirmeye çalışıyorlar. Sınır burada bulunan dere ama plajdan dolayı bu sınırı değiştirmeye çalışıyorlar. Sınırın kaya olduğunu söylüyorlar. 200 metre uzunluğunda bir kayanın sınır olma şansı yok. Böyle bir şey ülke sınırında bile olmaz. Kıyıcık köyünün bir plajı var ama burası değil. Buraya da Kıyıcık Plajı adını takmışlar. Yalan konuşuyorlar" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Drone görüntüleri
-Plaj görüntüler
-Muhtarlar konuşma
-Sınır tabeleları alandan görüntüler
-Detaylar
Boyut: 723 mb
HABER: Osman ŞİŞKO KAMERA: Emre KOLTUK
======================================================
4)GÖRME ENGELLİ TAKLİDİ YAPAN KADIN DİLENCİ, ENGELLİ MAAŞLI ÇIKTI
GAZİANTEP'in İslahiye ilçesinde, elindeki sopayla görmek engelli taklidi yapıp dilenen Sevda K.'nın (32), engelli maaşı aldığı ortaya çıktı.İslahiye'de vatandaşların dini duygularını istismar edip dilenenlere yönelik zabıta tarafından operasyon düzenlendi. İlçenin değişik bölgelerinde denetim yapan ekipleri gören Sevda K. (32), elindeki sopayla sağa, sola vurarak görme engelli taklidi yaptı. Ekipler, kadının 2 yıl önce de aynı şekilde zabıtayı kandırmaya çalışan ve gözleri gören Sevda K. olduğunu tespit etti. Kendisini bırakması için zabıtaya yalvaran ve engelli maaşı aldığı ortaya çıkan kadın dilenci, hakkında işlem yapıldıktan sonra ilçeden gönderildi.
Görüntü Dökümü
-------------------
Kent merkezi
Zabıta ve dilenci kadın
Zabıta dilenciyi götürürken
Dilenci ve zabıtanın açıklaması
Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 65 MB
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-8 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?