Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, aşırılığı körükleyen nefret ve kin söylemlerinin günümüzde hala yaşatılmasının acıları daha da artırdığını belirterek, "Terör küresel bir beladır. Bizi korkutmayı, sindirmeyi ve doğru bildiğimiz değerlerden uzaklaştırarak bize diz çöktürmeyi amaçlamaktadır" dedi.
Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu (ASALA), Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları (JCAG) ve Ermeni Devrimci Ordusu (ARA) mensubu teröristlerin saldırılarında 22 Ekim 1975 tarihinde şehit edilen Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil, Çalışma Müşaviri Vekili Erdoğan Özen ve Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi'nde görevli Türk diplomatı Evner Ergun anısına Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'nde tören düzenlendi.
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, şehit yakınları, diplomatlar ve vatandaşların katıldığı törende, şehit diplomatlar anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ve iki ülkenin milli marşları okundu.
Bakan Sinirlioğlu, burada yaptığı konuşmada, 40 yıl önce Türkiye'yi temsil eden Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil'in odasını basan 3 ASALA teröristi tarafından şehit edildiğini söyledi.
"Karşılarında dimdik duran, silahsız ve savunmasız, vakur bir insani otomatik silahlarla barbarca katlettiler" diyen Sinirlioğlu, "Büyükelçi Danış Tunalıgil'in dudaklarından korkusuzca dökülen son sözler, muhtemelen 'Evet, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi benim' olmuştur. Sayın Tunalıgil, bu sözleriyle, kendine olacakları bilmesine rağmen, nefrete ve teröre karşı dimdik durmuş, diğer meslektaşlarına da zarar gelmesini önlemiştir" dedi.
Tunalıgul'in öldürüldüğü haberini Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenci iken aldığını belirten Sinirlioğlu, "Hissettiğim isyan ve infiali, bu trajik olayın bende yarattığı öfkeyi hatırlıyorum. Barış için görev yapan bir diplomat teröristler tarafından öldürülmüştü. O gün bilmiyorduk ki, daha ne çok cesur yürekli diplomatımızı şehit verecekmişiz. Öğrenciliğim, akademisyenliğim ve diplomasi kariyerim boyunca çok mesai arkadaşımızı, ağabeyimizi ve devlet adamlarımızı terörüne şehit verdik. Her birinin bir ismi, bir ailesi, bir kariyeri, bir hayatı, sevenleri, umutları ve hayalleri vardı. Her biri, her sabah işe gitmek için evlerinden çıkarken, Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyada temsil etmenin risklerinin farkındaydılar. Ama hiçbir zaman korkmadılar" şeklinde konuştu.
Sinirlioğlu, Çalışma Müşaviri Erdoğan Özen'in memleketine dönmeye hazırlanırken 20 Haziran 1984'te Ermeni Devrimci Ordusu (ARA) mensuplarınca arabasına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu şehit edildiğini ve bu saldırıda 5 kişinin yaralandığını, Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi'nde Sosyal Kalkınma ve İnsani İşler Merkezi Direktör Yardımcısı Enver Ergun'un 19 Kasım 1984 tarihinde kırmızı ışıkta beklerken ASALA terör örgütü mensuplarının silahlı saldırısında şehit edildiğini hatırlattı.
Sinirlioğlu, "Ergun, BM Viyana Ofisi'nde en üst düzeyde görev yapan tek Türk olmasının yanı sıra, yüksek vasıflarıyla dikkat çeken, BM'nin evrensel ilkelerine bağlı, parlak bir diplomattı. O sadece bizim için değil, Afrika'dan Güney Amerika'ya projeler yürüttüğü tüm coğrafyalardaki insanlar ve Birleşmiş Milletler ailesi için de büyük kayıp olmuş, bizi olağanüstü bir yasa boğmuştur. Sadece Türkiye'ye değil, dünyaya hizmet eden bir ışık söndürülmüştü. Oysa, diğer şehitlerimiz gibi, daha ne hizmetler verecek, ne güzel günler görecekti" diye konuştu.
"Adalet tecelli etmemiştir"-
Viyana'da teröristler tarafından katledilen diplomatların katil zanlılarının halen bulunamadığına dikkati çeken Sinirlioğlu, "Viyana'da kaybettiğimiz şehitlerimizin katilleri maalesef bulunamamış, adalet tecelli etmemiştir. Adalet olmadan, bu kayıplarımızı içselleştirmemiz, bu olaylarla barışmamız, affedebilmemiz ve belki de en önemlisi şehitlerimizden haklarını helal etmelerini beklememiz mümkün değildir" ifadesini kullandı.
"Türkiye terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürecektir"-
Feridun Sinirlioğlu, "Türkiye, bir insanlık suçu olan terör belasından ziyadesiyle zarar görmüştür. Burada, bu vesileyle vurgulamak isterim ki Türkiye Cumhuriyeti tüm terör örgütleriyle, hiçbir ayrım gözetmeksizin, mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir" dedi.
"Terör küresel bir beladır"-
Aşırılığı körükleyen nefret ve kin söylemlerinin günümüzde hala yaşatılmasının acıları daha da artırdığını vurgulayan Sinirlioğlu, "Terör küresel bir beladır. Bizi korkutmayı, sindirmeyi ve doğru bildiğimiz değerlerden uzaklaştırarak bize diz çöktürmeyi amaçlamaktadır. Terör, bizi biz yapan, sıkı sıkıya sarıldığımız, özümüzdeki ilkelerden uzaklaştırmayı hedeflemekte. Bugün burada andığımız, sahip oldukları canı dahi verme pahasına, görev bilinci ve hizmet aşkıyla kendilerini ülkelerine ve barışa adayan üç değerli insanı hiç unutmayacağız. Bize düşen, onların naçiz hatıralarını her daim yaşatmanın ötesinde, yaşamları boyunca her zaman yüceltmeye gayret ettikleri bayrağımızı, cumhuriyetimizi ve demokratik insani değerlerimizi tavizsiz bir biçimde ileriye götürmek ve böylece, onların her türlü takdirin ötesindeki isimlerini ve miraslarını yüceltmektir" diye konuştu.
Avusturya Dıişleri Bakanı Sebastian Kurz-
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz ise 1970 ve 1980 tarihleri arasında diplomatlara yönelik gerçekleştirilen terör saldırılarını kınadığını söyledi ve uluslararası toplumdan kaynaklanan yükümlülüklerinin farkında olduğunu belirtti.
Kurz, Avusturya'nın uluslararası bazı kurumları da barındırması nedeniyle tüm diplomatların görevlerini güvenli bir şekilde yerine getirmesi için tüm gücüyle çalıştığını söyledi.
Türkiye ve Avusturya'nin jeopolitik olarak iyi bir işbirliği içinde olduğunu ve iki ülkenin hem teröre hem de aşırıcılığa karşı birlikte çalıştığını vurgulayan Kurz, "Avrupa terörle mücadele konusunda sorumluluğunun bilincindedir. Bu konuda faal olarak çalışıyoruz. Avrupa'dan 5 bine yakın kişinin DAEŞ saflarına katılmış olması, Avrupa'nın sorumluluğunu bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Avrupa'nın özellikle sığınmacılar konusunda, dış sınırların güvenli bir şekilde korunması konusunda görevler üstlenmesi gerekmektedir. Terörle mücadelede birlikte çalışmaktan mutluluk duyacağımızı belirtmek isterim" şeklinde konuştu.
Şehit diplomat Erdoğan Özen'in eşi Monika Özen, "Eşim ve diğer şehitlerin unutulmaması ve isimlerinin yaşatılması hepimizi çok mutlu etti" dedi.
Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş, Büyükelçiliğin dış duvarına yerleştirilen plaketin şehit diplomatların isimlerini ölümsüzleştirdiğini belirtti. Göğüş, "Bizim mesleğimiz barış mesleğidir. Barış mesleğini icra eden arkadaşlarımız, barış düşmanları tarafından katledildi. Bizler, Atatürk'ün 'yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesinin temsilcileriyiz" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Sinirlioğlu, şehit diplomatların yakınlarına plaket takdim etti.
Sinirlioğlu ve Kurz, şehit diplomatlar anısına Viyana Büyükelçiliği duvarına yerleştirilen plaketin açılışını yaptı.
-Ermeni terörüne 37 diplomat kurban gitti-
1970'li ve 1980'li yıllarda Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu (ASALA), Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları (JCAG) ve Ermeni Devrimci Ordusu (ARA) terör örgütlerinin saldırılarında 37 diplomat şehit düştü.
1973'de Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Muavin Başkonsolos Bahadır Demir'in şehit edilmeleriyle başlayan Ermeni terör örgütlerinin saldırı dalgası, 1984'de Viyana'daki Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma ve İnsancıl İşler Merkezi Direktör Yardımcısı Evner Ergun'un öldürülmesiyle son buldu.
Dışişleri Bakanlığı, şehit diplomatların anılarını yaşatmak amacıyla saldırıların düzenlendiği ülkelerde anıt ve plaket yerleştirme çalışması başlatmıştı. Bu kapsamda şimdiye kadar Sydney, Ottava, Lahey, Lizbon ve son olarak Viyana'da plaket açıldı.
Son Dakika › Güncel › Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu Viyana'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?