Başbakan Ahmet Davutoğlu, ne varoluşsal alandan, ne onurdan fedakarlık etmeyen bir güvenlik ve özgürlük anlayışına sahip olduklarını belirterek, "Dolayısıyla son dönemde üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformu, aslında özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alan içerikler barındırıyor. Kesinlikle özgürlük alanımızdan, demokratikleşmeden hiçbir surette taviz vermeyeceğiz" dedi.
Davutoğlu, İçişleri Bakanlığında gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına verilen arada yaptığı açıklamada, en başından itibaren özgürlük-güvenlik dengesi, hatta daha doğru bir ifade ile özgürlük-güvenlik uyumu kavramlarını ısrarla vurguladıklarını dile getirdi.
"Çevre şartları, uluslararası alanda gelişen imkanlara bakıldığında güvenliği, özgürlüğü tehdit eden araçlar ve örgütlenmelerin çeşitliliği ve açıkçası kapasiteleri arttı" ifadesini kullanan Davutoğlu, buna karşı devletin ve güvenlik birimlerinin de en etkin mücadele kapasitesine ve kabiliyetine ulaşması gerektiğini söyledi.
Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Özgürlük-güvenlik uyumundan kastettiğimiz şudur; Nihayette yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak için de dikte ediyorum. Güvenlik insanoğlunun varoluşsal bir alanıdır, özgürlük ise onurudur, izzetidir. Eğer insanın var oluşundan fedakarlık edip, yani güvenliğini tehlike edip özgürlüğü korumaya kalkarsanız, bir kargaşaya ve özgürlüğün uygulanamadığı topluma evrilirsiniz. Buna mukabil güvenliği temin edeceğim derken özgürlükleri kısıtladığınızda insanın en önemli vasfını, kendi iradesini kullanma vasfını sınırlayarak insanlık onurunu tehlikeye atarsınız. Biz ne varoluşsal alandan, ne onurdan fedakarlık etmeyen bir güvenlik ve özgürlük anlayışına sahibiz. Dolayısıyla son dönemde üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformu, aslında özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alan içerikler barındırıyor. Kesinlikle özgürlük alanımızdan, demokratikleşmeden hiçbir surette taviz vermeyeceğiz."
Demokratik hakların kullanılmasının da bir kamu düzeni içinde olacağını vurgulayan Davutoğlu, "Barışçıl gösteri yapmak herkesin hakkıdır. Demokrasiler bu gösterileri kısıtlamaz. Ama bir gösterinin barışçıl bir şekilde yapılabilmesi için güvenlik ortamının olması gerekir. Şimdi Suriye'nin herhangi bir şehrinde, hatta Irak'ın herhangi bir şehrinde barışçıl yapma özgürlüğü var mı? Yok. Çünkü güvenlik ortamı yok" diye konuştu.
Göstericilerin de güvenliğinin nihayetinde İçişleri Bakanlığı tarafından sağlandığını ifade eden Davutoğlu, özgürlüğün uygulanmasının teminat altına alınmasının ancak ve ancak kamu düzeniyle sağlanabileceğini belirtti.
-"Hayat hakkını yok eden hiçbir özgürlük meşruiyet kazanamaz"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Son gelişmelerde de açık bir şekilde gördük ki özgürlüklerin kötü kullanımı, istismar edilmesi, bu sefer başka insanların hayat özgürlüğünü, yaşam hakkını bile ortadan kaldırıyor. 33 vatandaşımızı, 2 polisimizi niye kaybettik biz? Bu özgürlük kullanıldığı için mi kaybettik? Hayır. Özgürlük, gösteri hakkı görüntüsünde, tamamıyla şiddet odaklı, gösteri hakkıyla hiçbir alakası olmayan, şiddet odaklı bir vandalizm sebebiyle kaybettik. Ben açık söylüyorum, bir vatandaşımızın hayat hakkı, bütün o gösteri adı altında yapılan şiddet eylemlerindeki kullanıldığı iddia edilen haktan daha önemlidir. Çünkü yaşamayan insanın diğer hakları olmaz. Hayat hakkını yok eden hiçbir özgürlük meşruiyet kazanamaz."
Mülkiyet özgürlüğü konusuna da değinen Davutoğlu, "Yıllarca biriktirerek, bir ev sahibi olmuş, işyeri sahibi olmuş, mülkiyet özgürlüğünü yok eden bir özgürlük, özgürlük olarak görülebilir mi? Diyarbakır'da, Siirt'te, değişik vilayetlerimizdeki... Mülkiyet özgürlüğünü teminat altına alacak bir gösteri özgürlüğü olması lazım. Kimsenin herhangi bir mülkiyeti yok edecek şekilde gösteri özgürlüğünü kullanması mümkün olmaz" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, burada bu dengeyi koruyacak bir yaklaşımı esas alacaklarına dikkati çekerek, niyetlerinin salt güvenlik tedbirleri almak olmayacağını vurguladı.
Geçen hafta içinde, Adalet ve İçişleri Bakanları ile üçlü olarak bunların üzerinde çalıştıklarını, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, Bakanlar Kurulu'nda kapsamlı bir sunuş yaptığını hatırlatan Davutoğlu, bugün ise İçişleri Bakanlığında brifing aldıklarını ve tekrar istişarelere devam edeceklerini aktardı.
-"Suç işleyenin işlediği suç yanına kar kalmaz"
Davutoğlu, "Öylesine tahkim edilmiş, sağlam temellere oturtulmuş bir güvenlik ortamı sağlamak istiyoruz ki gösteri hakkı da fikir, ifade özgürlüğü de en iyi şekilde korunabilsin. Bunun biri, diğerinin alternatifi değil. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Suç işleyenin de işlediği suç yanına kar kalmaz. Kalmamalıdır. Aksi takdirde insanları suça teşvik etmiş oluruz" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu dengeyi koruyacak, AB standartlarında, evrensel standartlarda temel kriterleri karşılayan, kesinlikle bunları aşındırmayan, bunları tahkim eden bir güvenlik reformu çerçevesini oluşturmak üzere çalışmalara devam ediyoruz. Burada da tabii en önemli unsur, iki boyutu var, biri bu güvenliğin sağlanması ve özgürlüklerin de korunması, bir insan unsuru. Valilerimizle, kaymakamlarımızla ilgili zikrettiğim gibi alanda mücadele eden, alanda bu özgürlükleri korumak, güvenliği tehdit eden unsurları da bu tehditlerini ortadan kaldırmak için mücadele eden emniyet teşkilatımızın, jandarma teşkilatımızın insan unsurunun iyi donatımının, eğitiminin en iyi şartlarda yapılması ve kademelendirilmiş bir güvenlik stratejisinin uygulanması, hangi alanda hangi güvenlik biriminin nasıl kullanılacağının net bir şekilde tanımlanması, her türlü ihtimaliyeti olabilecek senaryoya hazır şekilde güvenlik birimlerimizin gerekli donanımlara ve tecrübelere sahip olması konusunda çok ciddi tedbirler alacağız. Türkiye'nin her yerindeki vatandaşımızın güvenliğini teminat altına alacak, özgürlük alanlarını koruyacak bir çalışma içindeyiz. İnsan unsurunu takviye edeceğiz. Bu insan unsurunun müdahale kabiliyetini artıracağız. Ayrıca artık güvenlik temin ederken de bazen salt insan unsurunun, çok sayıda insan unsurunun yapacağı etkin bir müdahaleyi daha iyi bir donanımla teçhizatla yapmak mümkün olabilir. Bunun için de altyapıyı yenileyeceğiz. Yani toplumsal olaylarda."
Davutoğlu, "Gösteriler kesinlikle haktır ve hiçbir şekilde engellenmeyecektir. Barışçıl gösteri yapma hakkını sınırlayan hiçbir tedbir getirmeyeceğiz. Kimse bunda yanlış bir kanaate sahip olmasın. Herkesin ifade hakkını, gösteri hakkını kullanma imkanını muhafaza edeceğiz. Burada bir sınırlama olmaz" değerlendirmesinde bulundu.
Toplumsal olaylar söz konusu olduğunda, buna hukuk düzeni içinde müdahale edileceğini belirten Davutoğlu, "Toplumsal olayların hani kitlesel bir şekilde olduğunda, onun da bir şekilde öyle tedbirler alınacak ki göstericilerin de can güvenliği sağlanacak" dedi.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Ama şiddet içerirse, hele hele silah ve kaba güç kullanmaya kalkarsa o andan itibaren o olay gösteri niteliğinden uzaklaşır, hatta toplumsal olay niteliğinden uzaklaşır, provokasyon, çatışma ve iç kargaşa çıkarma eylemi olarak görülür. Gösterilerde en müşfik bir şekilde emniyet görevlilerimizi göreceksiniz. En müşfik, en hukuka o anlamda hukuk devletinin bütün kurallarına saygılı. Ama birisi şiddet kullanıp başka bir vatandaşımızın hayat hakkını yok etmeye yönelirse bunun içinde belediye otobüsü yakmak vardır, ambulans yakmak vardır, molotof kokteyli atmak vardır, maske takıp kendi kimliğini gizleyerek, neredeyse bir sivil çatışma ortamı yaratmaya çalışmak vardır. Arkadaşlar, bunlara da kesinlikle tolerans gösterilmeyecektir. Onlara göstermeyeceğimiz tolerans aslında özgürlüğümüzün teminatı oluyor. Onlara tolerans gösterirsek barışçıl gösteri yapmak isteyenler barışçıl gösteri yapacak meydan bulamazlar. Mesela bu olaylar sürerken, herhangi vilayetimizde, Diyarbakır'da bir grup başka görüşte insan, çıkıp 'Ben barışçıl gösteri yapmak istiyorum' deseydi yapabilir miydi? O silahlı çeteler, vandallar, şehir teröristleri oradayken, başka bir farklı görüşten birisinin, şu veya bu görüş, gösteri yapma imkanı olabilir miydi? Gösteri hakkı ancak ve ancak kamu düzeni varsa ve o düzeni, o meydanda, o caddelerde koruyabilecek etkin bir emniyet tedbiri olmuşsa yapılabilir. Aksi takdirde kimse gösteri yapamaz hale gelir. Bugün başka bazı ülkelerde gördüğümüz gibi."
Davutoğlu, "Bizim, bu çerçevede üzerinde çalıştığımız güvenlik reformu, kesinlikle polisiye tedbirler paketi değildir, güvenlik reformudur. Avrupa ve dünya standartlarında insan haklarını koruyan, gözeten, kollayan ve aynı zamanda da bu hakların kullanımına ve yaşanmasına engel teşkil edecek her türlü şiddete karşı da etkin tedbir alan, alma imkanı sağlayan bir çerçeve üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin, demokratik hukuk devleti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Her şey hukuk kuralları içinde olur. Hukuk kuralları dışına çıkan her uygulamaya da bir anlamda öncesinde hukuk kurallarını teminat altına almak, sonrasında da o hukuk kuralları dışına çıkanları yargıya teslim etmek İçişleri Bakanlığımızın ve emniyet birimlerimizin görevidir. Bunları bihakkın yerine getireceklerdir" görüşünü dile getirdi.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › İçişleri Bakanlığında Bilgilendirme Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?