GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
İngiltere Başbakanı David Cameron'ın konuşması İngiltere'nin AB ile anlaşmaya varması
İngiltere Başbakanı Cameron:
"İngiliz halkının reformun sağlandığı bir AB'de daha güvenli olacağına inanıyorum. Ülkemin AB'de kalması için kampanya yürüteceğim"
"AB göçmenleri, İngiliz sosyal yardım sisteminden faydalanmak için 4 yıl bekleyecek. Bu uygulama, 7 yıl geçerli olacak"
" Brüksel'i değil, Birleşik Krallık'ı seviyorum. Ancak sırtımızı AB'ye dönmek çözüm değil"
İngiltere Başbakanı David Cameron, Avrupa Birliği (AB) ile varılan ve ülkesinin birlikle ilişkilerini yeniden düzenleyen anlaşmadan sonra, Birleşik Krallık'ın AB'de kalması yönünde kampanya yürüteceğini söyledi.
Cameron, ülkesinin AB üyeliğiyle ilgili yürüttüğü yeniden müzakereler kapsamında Brüksel ile iki gündür süren pazarlıkların ardından varılan anlaşmayla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Birleşik Krallık'a AB içinde "özel bir statü" verilmesi için müzakereler yürüttüğünü ifade eden Cameron, bir anlaşmaya varıldığını, Londra'ya dönerek, sabah kabineyi bu konuda bilgilendireceğini kaydetti.
"Önemli kazanımlar elde ettik"
Cameron, varılan anlaşmayla, AB göçmenlerinin sosyal yardım sisteminden faydalanmalarına katı kısıtlamalar getirileceğini ve Avro Bölgesi dışında bulunan ülkesinin ekonomisinin korunmasıyla ilgili önemli kazanımlar elde ettiklerini dile getirdi.
İngiltere Başbakanı, "Avrupa'nın işimize yaramayan kısımlarının dışında yer alacağız. Açık sınırların, ekonomi kurtarma paketlerinin, avronun ve İngiltere'nin yer almak istemediği düzenlemelerin dışında yer alacağız" dedi.
Anlaşmaya ilişkin detaylara değinen Cameron, 28 AB üyesinin tümünün egemenlik, ekonomi yönetimi, rekabet ve göç başlıklarında talep ettiği reformlara onay verdiğini kaydetti.
Ortak pazarda bulunan ancak Avro Bölgesi'nde olmayan İngiltere'nin korunması çerçevesinde Cameron, sterlinin korunması, İngiliz vergi mükelleflerinin Avro Bölgesi'ndeki ülkeleri kurtarma paketinde yer almaması, Avro Bölgesi'nde olunduğu için ayrımcılığa maruz kalınmaması gibi konularda anlaşma sağlandığını belirtti.
"Anlaşma yasal olarak bağlayıcı"
Şirketlerin, avro kullanarak ticaret yapmak istemeleri durumunda Avro Bölgesi'ne yerleşmeleri zorunluluğunun anlaşmayla kalktığına dikkati çeken Cameron, "İngiltere ya da AB üyesi olmayan bir ülke, kuralların ihlal edildiği kanaatine varırsa, acil koruma sistemini devreye sokabilecekler" değerlendirmesinde bulundu.
Cameron, anlaşmanın yasal olarak bağlayıcı olduğunu belirterek, Avrupa'nın daha rekabetçi hale getirilmesi çerçevesinde, AB'nin ilk kez "rekabetin birliğin gerekli amacı olduğunu" kabul ettiğini söyledi. AB'nin İngiltere üzerinde uyguladığı ve ticaretin yavaşlamasına neden olan bürokratik zorunlulukların da azalacağını dile getiren David Cameron, anlaşmayla hedeflenen bir diğer konunun da AB içindeki yoğun göçü azaltmak olduğunu ifade etti.
İngiltere'ye işsiz gelen AB göçmenlerinin sosyal yardım sisteminden faydalanamayacağını aktaran Cameron, "AB'den gelen ve 6 ay içinde iş bulamayan kişilerin, ülkelerden ayrılmaları istenecek. Bir 'emniyet freni' üzerinde anlaştık. Buna göre, AB göçmenleri sosyal yardım sisteminden faydalanmak için 4 yıl bekleyecekler. Bu, ülkemize gelerek 'hiçbir şey için bir şeyler koparma' olgusuna son verecek. 'Emniyet freni' yürürlüğe girdikten sonra 7 yıl boyunca geçerli olacak" diye konuştu.
Referandum tarihi bugün açıklanabilir-
Ulusal parlamentoların yetkilerinin artırılmasının da yeniden müzakereler çerçevesinde görüşüldüğünü ifade eden Cameron, "İngiltere hiçbir zaman Avrupa süper devletinin parçası olmamıştır. Varılan anlaşma sonucu, her yıl AB ulusal parlamentolar üzerindeki yetkilerini gözden geçirecek ve gereksiz olan yetkileri üye ülkelere geri verecek" dedi.
Avrupa'nın reforme edilmesinin bugünkü anlaşmayla son bulmadığını belirten İngiltere Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anlaşmadan sonra İngiliz halkı, reformları sağladığımız AB'de kalmak mı, ayrılmak mı istiyor, ona karar verecek. Bu, Birleşik Krallık için tarihi bir an olacaktır ve herkes kendi kararını vermelidir. Sırtımızı AB'ye dönmek çözüm değildir. Brüksel'i değil, Birleşik Krallık'ı seviyorum. İngiltere Başbakanı olarak işim, İngiliz çıkarlarını korumak. AB ile ilgili şüphelerim var ama bu birlikten çıkmak için bir neden değildir. İngiliz halkının reformun sağlandığı bir AB'de daha güvenli olacağına inanıyorum. Reforme edilmiş bir AB'de daha güçlü, iyi ve güvenli olacağımıza inanıyorum. Ülkemin AB'de kalması için kampanya yürüteceğim."
Cameron'ın bu sabah kabine toplantısı yapması ve ardından referandum tarihini açıklaması bekleniyor. Halka "Birleşik Krallık AB'nin üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusunun yöneltileceği referandumun, haziran ayında yapılma ihtimali bulunuyor.
Son Dakika › Güncel › İngiltere'nin AB ile Anlaşmaya Varması - Cameron - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?