Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Maden şirketleri, belli bir geçiş süreci içinde madenlerle çalışan işçi kardeşlerimize yaşam sigortası, hayat sigortası yapacaklar. Bir ön fizibilite yaptırdık, makul görünüyor. Yani hayat sigortasının işverene getireceği yükle, muhtemel kazanın getireceği mali yük karşılaştırıldığında hayat sigortası daha sağlıklı ve daha az maliyetli görünüyor. Bir geçiş süreciyle bütün madenlerde hayat sigortası sistemine geçmeyi düşünüyoruz" ifadesine yer verdi.
Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Binadaki basın toplantısıyla iş güvenliği alanında yapılacak yeni düzenlemeleri açıkladı.
Maden ve inşaat sektöründe iş sağlığı güvenliği teftişlerinin görüntülü ve fotoğraflı olarak yapılacağını bildiren Davutoğlu, müfettişin kendi yaptığı teftişi kendisinin görüntüleyeceğini ya da yanında bunun için bir elemanın gideceğini, bizzat görüntüleyeceğini söyledi.
Davutoğlu, "Ola ki müfettişlerle ilgili bir haksız suçlama geldiğinde, müfettiş diyebilecek ki 'bakın ben gittim, çalışma şartları şuydu, ama adam orayı kapatmış, bunu görme şansı da kimsenin yok'. O zaman işverenin sorumluluğudur. Ama müfettiş gidip de tam detaylı bir teftiş yapmadan, sadece kağıt üzerinde bir şey yapmışsa, artık buna imkan olmayacak" şeklinde konuştu.
Her bir müfettişin yaptığı teftişin kayıtlarda tutulacağını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bir önceki teftişte durum neydi, bir sonraki teftişte durum nedir, bu arada ne değişmiş, neler eksik kalmış. Bunu da, süreci de takip edebileceğiz. Dolayısıyla kendisi bizzat veya yanındaki bir elemanla bunu video kaydına alacak. Şimdi biz mesela Ermenek'te teftiş yapılmış, bazı yerler bloke edilerek örtülmüş... Tabii bunların hepsinin idari soruşturması yapılacak, yasal soruşturması yapılacak. Hiç kimseye, hiçbir imtiyaz tanınmadan suçlu ve kusurlu olan herkes cezalandırılacak. Hiçbir şey emekçinin canından daha kıymetli değil. Ama bu, bu usulle olmuş olsaydı, aylarca yıllarca o müfettiş de gitmeden daha önceki kayıtları inceleyerek, bu maden nereden nereye gelmiş, safahatı nedir diye görme imkanı olurdu."
Yılda bir olan acil durum planlarının ve tatbikatlarının 6 ayda bir yapılacağına dikkati çeken Davutoğlu, "Yani eskiden yılda bir yapılan tatbikat, plan değişiklikleri, çünkü madenler ilerliyor bir taraftan, ona göre tatbikat yapılması lazım, artık 6 ayda bir yapılacak ve bu da kayda alınacak. Yani tatbikat yapıldı denilip sadece bir bildirimle yetinilmeyecek" dedi.
-"Fosforlu hayat hattı kurulacak"
Acil durumlarda çıkışın kolaylıkla sağlanması amacıyla fosforlu bir hayat hattı kurulacağını bildiren Davutoğlu, "Yerinde dibinde, karanlıklar içinde bir tünele girmiş işçimizin psikolojisini düşünün, onun yerine bu fosforlu hayat hattıyla bir anlamda acil çıkışta en azından nereye doğru yürümesi lazım, o panik halinde onun muhakemesine ihtiyaç hissetmeden, onu yönlendirecek bir fosforlu hayat hattı kurulacak" görüşüne yer verdi.
-Şikayetleri değerlendirecek ek bir birim kurulacak
Sadece madenlerde şikayetleri değerlendirmek üzere ALO 170'e ek bir birim kurulacağını ifade eden Davutoğlu, Alo 170'te zaten iş güvenliği ile ilgili bütün şikayetlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirildiğini ayrıca madenlerde daha zor şartlarda olduğu için ve acil durum gerektiren haller olduğu için ayrı bir düzenleme yapılacağını söyledi.
"Kendisine özgü zorluklardan dolayı kömür madenlerine yönelik ayrı bir mevzuat çalışması için de ayrıca arkadaşlara talimat verdim" diyen Davutoğlu, bu kapsamda 5 ülkenin kömür madenleriyle ilgili mevzuatlarını gözden geçirdiklerini ifade etti.
Ek olarak genel çalışma şartları dışında kömürle madenleriyle ilgili özel bir yasal mevzuata ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını belirten Davutoğlu, "Bununla ilgili de ayrı bir düzenleme yapacağız" dedi.
Madencilik sektörüyle ilgili yapılan değerlendirmelere göre, iş güvenliği ve madenlerin daha etkin çalıştırılmasıyla ilgili üç farklı alan bulunduğunu anlatan Davuoğlu, şöyle devam etti:
"Bir, ömrü biten işletmelerin rehabilitasyonu ve denetimi. Yani bir maden alanı veya havza değerlendirilmiş, üretim tamamlanmış, onun rehabilite edilmesi, o alanın herhangi bir risk üretmeyecek hale gelmesi. İki işlemekte olan madenlerimizin modernizasyonu. Şu andaki madenlerin üretimi devam ediyor, bunun modernize edilmesi ve az insan çok mekanizasyon esasına göre.. Yani aslına bakarsanız kömür madenleri bir istihdam alanı gibi, mümkün olsa en az değerlendirilecek yer, çünkü hayat şartlarının zor olduğu alanlar. Modernizasyonların sağlanması, çok ciddi bir modernizasyona ihtiyacımız var, bunun için bir çalışma yapmak lazım. Üçüncüsü de yeni başlayanların, yeni üretime başlayacak olanların standardizasyonu. Yani geçmişte standardize olması çok zor, Türkiye'de yüz yıla aşkın çalışan madenler de olabiliyor çok eski şartlarda başlayan çok geniş alanlara yayılmış olan. Ama yeni başlayanlar kesinlikle bir standardizasyon içinde çalışmaya başlayacaklar."
-Yaşam sigortası yaptırılacak
Yeni maden kanunu ile ilgili olan önemli değişikliklere de değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Maden şirketleri, belli bir geçiş süreci içinde madenlerde çalışan işçi kardeşlerimize yaşam sigortası, hayat sigortası yapacaklar. Bu çok önemli bir husus. Bir ön fizibilite yaptırdık arkadaşlarımıza, makul görünüyor. Yani hayat sigortasının işverene getireceği yükle, muhtemel kazanın getireceği mali yük karşılaştırıldığında hayat sigortası daha sağlıklı ve daha az maliyetli görünüyor. Ama bunu daha detaylı yaptıracağız. ve bir geçiş süreciyle bütün madenlerde hayat sigortası sistemine geçmeyi düşünüyoruz. Böyle olursa devletin yapacağı denetim dışında özel sigorta şirketlerinin de kendileri de ayrı bir ikinci bir denetim yapmak durumunda kalacaklar. Çünkü olabilecek iş kazalarında onlar bu hayat sigortasını ödeyecekleri için... Dolayısıyla bir kamu denetimi olacak. Bir de özel sigorta üzerinden sağlanabilecek denetim. Bunun geçiş süreci nasıl olacak ve hangi ekonomik şartlar içinde gerçekleşecek, bunun çalışmalarını en kısa sürede tamamlayacağız."
Maden sahalarının denetimi, faaliyetlerinin izlenmesinin akredite bağımsız kuruluşlar tarafından yapılması için düzenleme yapacaklarını bildiren Davutoğlu, küçük işletmelerin birleşmesini ve havza madenciliğin gelişmesini özendireceklerini söyledi.
Davutoğlu, "Son Ermenek kazasında da olduğu gibi veya başka birçok yerde işletme ne kadar küçülürse, orada kalan rezerv de azaldıkça, işveren ya da taşeron kısa sürede olabilecek maksimum karı elde etmeye kendisini odaklamaya başlıyor. Ama işletme büyükse bir yerde rezerv azalmaya başladığında, diğer yerde devam etmekte olduğu için, daha geniş kapsamlı bir perspektifle bakma imkanı oluyor" şeklinde konuştu.
Ruhsat harçlarını maden türüne ve ruhsat alan büyüklüğüne göre yeniden değerlendireceklerini bildiren Davutoğlu, "Bazı madenler var ki zaten piyasa değeri itibariyle çok yüksek değil, onların alacağı ruhsat bedelleri, diğerleri hepsi tekrar düzenlenecek" ifadesini kullandı.
-Devlet hakkı bedelinin belirlenmesi
Devlet hakkı bedelini dünya maden fiyatlarındaki değişimler dikkate alarak, kademeli olarak belirleyeceklerini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu da çok önemli bir reform. Bir şekilde devlet hakkı bedeli belirleniyor, sonra o madenin değeri çok yüksek bir düzeye çıkıyor ama devlet hakkı bedeli aynı kalıyor. ya da çok düşüyor bedel, devlet hakkı bedelini kaldıramaz hale geliyor o işletmeyi alan. Şimdi borsadaki değere, borsadaki iniş çıkışa, o madenin uluslararası piyasadaki değerine göre eğer yükselme varsa devlet hakkı bedeli de yükselecek ve ona göre devletin ve kamunun hakkı gözetilecek."
-Tek bir ruhsat bedeli olacak"
Ruhsat sahiplerine harç, teminat ve çevreyle uyum teminatı adı altında toplanan bedelleri, "ruhsat bedeli" adı altında tek kalemde toplayacaklarını bildiren Davutoğlu, "Yani bu şu demek; Orman Bakanlığımız, Çevre Bakanlığımız, Enerji Bakanlığımız, farklı farklı, ayrı bir takım harçlar ruhsat bedelleri alınca bürokratik işler zorlaşıyor madencilerimizin, hem de bunları tek kaynaktan değerlendirmesi imkanı kalmıyor. Bunları tek bir ruhsat bedeli adı altında tek bir kalemde toplayacağız. Eski yıllık ruhsat harcı uygulamasını kaldıracağız bu şekilde, tek bir ruhsat bedeli olacak" ifadelerine yer verdi.
-Ruhsat bedelinin bir kısmı rehabilitasyonda kullanılacak
Ruhsat bedelinin bir kısmını maden ocaklarının rehabilitasyonu ve modernizasyonu için kullanılmasına ilişkin bir düzenleme yapacağız" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Yani ruhsat bedellerini aldık, o devletin hazinesine irat kaydediliyor. Ama biz bu ruhsat bedellerinin belli bir miktarını, oranını belirleyeceğiz, yüzde 20 olabilir, 30 olabilir buna bakacağız. Yine Maliye Bakanlığının bütçe sistematiği içinde bunun karşılığı olan bir bütçe oluşturulacak. Bu tam dışarıda bağımsız bir fon değil, ama ruhsat bedelinin toplamı üzerinden bir oran Maliye Bakanlığı tarafından iki alana hasredilecek. ve Enerji Bakanlığımız bunu denetleyecek, rehabilatasyon ve modernizasyon. Nasıl işleyecek bu da? Mesela Ermenek'teki olayın bize öğrettiği ders, daha önce bundan 30-40 sene önce, bir alan bitmiş, bu alanda rehabilitasyon yapmadan kapatmış. Yani göçertmemiş, doldurmamış, ve orada yukarıda 50-60 metre derinlikte boğulmuş, onun altına girmiş sonra. Altında kömür aramaya devam etmiş, üstte rehabilite edilmemiş eski kömür galerisi var, altta çalışıyor. Yaklaşınca da bu sefer oraya toplanan su aşağı kardeşlerimizin üstüne geliyor. Burada kim suçlu, orayı rehabilite etmeden onun altında maden arayan suçlu."
Rehabilite etmenin bir göçük ya da su basması olma ihtimalini ortadan kaldıracak şekilde oranın tahkim edilmesi, gerekiyorsa doldurulması, tedbir alınması demek olduğunu anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi biz bunları niye yapıyoruz? Ruhsat bedellerinin yüzde 25'ini diyelim ayırdık, Maliye Bakanlığında bir fon, bir hesap içinde bunu tuttuk ve bu hesap ki yılda 150 milyonu bulabilecek, takriben söylüyorum, bunların hepsi hesaplanacak. Bir maden daha önce rehabilite edilmemiş ise devlet gidecek orayı rehabilite edecek bu fondan. Rehabilite edecek, kapatacak ve işvereni borçlandıracak. Diyor ki 'ben yaptım ama sen de bana bunu ödeyeceksin'. Bu işi üretim biten yerlerdeki rehabilitasyon. Bir de modernizasyon yani işletme devam ediyor şu anda, dolaşılacak, teftiş edilecek. Girilecek, bakılacak eğer modernizasyona ihtiyaç varsa devlet o modernizasyonu yapacak ve işverene onu borç kaydedecek. Yani bu mesele işverenin maddi durumuna , öncelik sıralamasına, zihni değerlendirmesine veya ekonomik planlamasına bağlı olmayacak. Devlet gidip yapacak, işverene fatura edecek."
-Maden arama çalışmaları için teşvik mekanizmaları
Başta tuzlalar olmak üzere küçük işletmelere devlet hakkı konusunda kolaylık sağlanacağını bildiren Davutoğlu, maden arama çalışmaları için teşvik mekanizmaları oluşturacaklarını söyledi.
Türkiye'nin çok ciddi bir enerji ve maden ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, fakat milli arama kapasitenin zayıf olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, şu görüşlere yer verdi:
"Bir alanı geliyor, maden arayacağım diye ruhsatı alıyor. Sonra bu ruhsatı uzun süre elinde tutuyor. Belli bir rant ve orada bir şey oluşunca, bu ruhsatı birine devrediyor. Şimdi bunların hepsini ortadan kaldıran 2010 yılında bir düzenleme yapılmıştı zaten. Belli bir süre kullanılmayan ruhsat geri alınıyor idi. Şimdi başka bir şey yapacağız. Maden arama, madenini nihayet arayıp bulana kadar en önemli aşama, ondan sonra işletmesi nispeten zaten profesyonelleşecek bir şey. Türkiye'nin büyük bir maden potansiyeli var. Maden arama şirketlerinin ve maden arama kapasitesinin, milli kapasitenin artırılmasına çalışacağız. Bu sadece Türkiye için önemli değil, yurt dışında da aramalara girebilmesi, MTA'nın ve diğer kuruluşların, şirketlerin girmesi için bu teşvikleri de artıracağız. ve maden arama şirketlerini daha profesyonel, kapasitesi yüksek hale getireceğiz."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › İş Güvenliği Eylem Paketi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?