İso Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan Açıklaması

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "Güvenlik ve yeni savaşlar endişesinin küresel ölçekte olduğu kadar coğrafyamızda da giderek arttığı dönemde, savunma helikopteri ATAK, gemi projesi MİL-GEM, milli tank projesi ALTAY ve yerli insansız hava aracı ANKA önde gelen başarı hikayeleridir" dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleştirilen İSO Meclisi'nin Ocak ayı olağan toplantısı, "Savunma Sanayisinde Kendine Yeterli Bir Türkiye Vizyonu ve Bu Alandaki Gelişmelerin Ekonomimize ve Geleceğimize Katkıları" ana gündemiyle düzenlendi.

Açılışını İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay'ın yaptığı toplantıda konuşan Bahçıvan, temel çatışma biçiminin değiştiğini, Kuzey Kafkasya'dan Afganistan'a, Nijerya'dan Gazze'ye uzanan çatışmalarla "İkiz Kuleler ve Paris'teki insanlık dışı son terör saldırısındaki" temel dinamiklerin geleneksel tanımlarla açıklanamadığını söyledi.

Savaş riski yükselirken, insanlık tarihinde eşine rastlanmayacak güvenlik kaygısının yaşandığını ve en çok güvenlik önleminin alındığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Bahçıvan, şunları belirtti:

"Güvenlik ve yeni savaşlar endişesinin küresel ölçekte olduğu kadar içinde bulunduğumuz coğrafyada da giderek arttığı bir dönemde, savunma helikopteri ATAK, gemi projesi MİL-GEM, milli tank projesi ALTAY ve yerli insansız hava aracı ANKA, önde gelen başarı hikayeleridir. İSO olarak, ülkemizin bu alandaki başarıları daha ileriye götüreceğine inanıyoruz. Savunma sanayinin ülkemiz açısından vazgeçilmez bir önemi bulunmaktadır. Yalnızca ülkenin iç ve dış güvenliği değil aynı zamanda endüstriyel gelişimi için de büyük bir öneme sahiptir. Savunma sanayini yalnızca silah, mühimmat, askeri araç üretimi olarak düşünmemeliyiz. Ne mutlu bizlere ki askeri endüstriyle sivil endüstri arasındaki ilişkiye artık ülkemizde de tanıklık etmekteyiz."

Bahçıvan, ASELSAN ve TUSAŞ gibi dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firması içinde yer alan firmalar başta olmak üzere stratejik öneme sahip KİT'lerin yanı sıra özel sektör firmaları ve yerli savunma sanayinin üretiminin büyümeyi sürdürdüğünü anlattı.

Savunma sanayisinde 15 yıl önce yüzde 25'in altında olan yerlilik oranının bugün yüzde 55'e kadar yükseldiğini vurgulayan Bahçıvan, teknoloji geliştirme ve Ar-Ge alanında yoğunlaştırılacak yatırımlarla bu oranın daha da arttırılması büyük önem arz ettiğini söyledi.

-"Sektör net ihracatçı konuma yükseldi"-

Erdal Bahçıvan, 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı'nda ithal bağımlılığı yüksek olan stratejik alanlarda Ar-Ge teşvikleri ve TÜBİTAK projelerinde öncelikli sektörlerden birinin savunma sanayi olarak belirlenmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

Savunma Sanayii Müsteşarlığının savunma sanayi projelerini yürütmek üzere geçmişten bugüne teşvik ve destekleriyle ürün ve teknoloji geliştirme konusunda önemli bir rol oynadığını aktaran Bahçıvan, bu amaçla çıkarılan teşvik yasaları, üniversite-sanayi işbirliği ve kurulan teknokentlerle sektörün, yurtdışı pazarlara da açıldığını anlattı.

Bahçıvan, gelinen noktada savunma ve havacılık sanayisinin, ürün ve teknoloji geliştirme harcaması en yüksek sanayi sektörü olduğunu, 2010-2013 döneminde bu alana yönelik harcamanın 3 milyar doları geçtiğini, bu harcamanın neredeyse dörtte üçünün proje teşvik desteğiyle gerçekleştiğini vurguladı.

Bu teşvikler sayesinde son dört yılda savunma sanayisi cirosunun yüzde 65'in üzerinde arttığını ve 2013'te 5,1 milyar dolara yaklaştığını bildiren Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Sektörün siparişlerinde görülen artış da yakalanan canlılığın devam edeceğini işaret ediyor. Sektörün ihracatı 2013'te 1,6 milyar dolara yaklaşırken, sektör net ihracatçı konuma yükselmiştir. Savunma sanayimiz böylece ülkemizin cari açığına da olumlu yönde katkı yapmaya başladı. İSO olarak, 2013 - 2016 çalışma programımızda da belirttiğimiz gibi savunma sanayisinde nitelikli firmalar aracılığıyla İstanbul ve hinterlandının en önemli üretim merkezi olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İSO üyesi firmaların savunma sanayimize katkısını silah, mühimmat, askeri araç üretimiyle sınırlı görmememiz gerekir. Firmalarımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve savunma sanayimizin ihtiyaçlarını yetkinlikle karşılayacak potansiyele sahip olduğuna inanıyorum."

Savunma alanında gelişmiş ülkelerin savunma bütçelerindeki düşüş nedeniyle sektörün büyük oyuncularının gelişmekte olan pazarlarda daha fazla faaliyet göstermesinin beklendiğini aktaran Bahçıvan, bu durumun, firmaların daha yüksek bir rekabetle karşı karşıya kalacağı anlamına geldiğini söyledi.

Bahçıvan, dolayısıyla sektörün son yıllarda sağladığı gelişmeyi aralıksız sürdürebilmesi için ürün çeşitliliğini arttırma, verimlilik artışı yoluyla daha uygun fiyatlarla yeni pazarlara açılma, teknoloji transferi ve yabancı ortaklıklar gibi konulara daha fazla odaklanması gerektiğini belirtti.

Savunma sanayisinin yerli ve kaliteli ürüne ihtiyaç duyarken sanayicilerin de bu alandaki fırsat ve imkanlardan istifade etmek istediğini vurgulayan Bahçıvan, "Milli Savunma Bakanlığı bütçesinde yaklaşık 22 milyar lira olan 2014 bütçesinin yüzde 41'ini mal ve hizmet alımı giderleri oluşturmuş. Savunma sanayimizdeki bürokrasimizle özel sektörümüzün, birbirini tamamlayan unsurlar olarak, yoğun bir işbirliği ve iletişim içinde olmaları büyük bir önem taşıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Bahçıvan, İSO Meclis Başkanlık Divanı, Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri olarak ekonomi ve sanayideki güncel gelişmeleri konuşmak, sanayinin sorunlarını değerlendirmek amacıyla bir grup meclis üyesiyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile 21 Şubat'ta tekrar bir araya geleceklerini açıkladı.

-"Avronun aşırı değer kaybetmesi, ihracatımız açısından olumsuz"-

Türkiye ve dünya ekonomisini de değerlendiren Erdal Bahçıvan, petrol fiyatlarındaki azalmayı 2014'ün en önemli gelişmesi olarak nitelendirdi.

Avrupa Merkez Bankasının (ECB) parasal genişleme programının Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğinin bilinmediğini aktaran Bahçıvan, "Bu konuda öngörü yapmak için henüz erken. Ekonomik aktivite açısından kritik rol oynayan sıcak para hareketlerinde artış olması muhtemeldir. Ancak avronun aşırı değer kaybetmesi, ihracatımız ve cari açığımız açısından olumsuz sonuçları olacaktır" diye konuştu.

Toplantı sonrasında, İSO ile Sivas Ticaret ve Sanayi Odası arasında işbirliği protokolü imzalandı. - İstanbul