İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurulu bu sabah başladı. Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan kurula Adana, Muğla, Edirne, İzmir, Ankara, Eskişehir, Bursa gibi bir çok baro da destek verdi. Kurulun yapıldığı salona 'Susmayacağız', 'Tutuklu avukatlar serbest bırakılsın', 'Baroma dokunma' yazılı pankartlar asıldı. Ümit Kocasal ve baro yöneticileri alkışlar eşliğinde salona girdi. Baro Başkanı Kocasakal dakikalarca ayakta alkışlandı. Kocasakal kürsüye çıkarak baro üyelerini selamladı. Daha sonra genel kurulun açılışı yapıldı. Avukat Köksal Bayraktar da Divan Başkanı olarak seçildi. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 11 baro yöneticisi hakkında 'Yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs' suçlamasıyla dava açılmasının ardından İstanbul Barosu yönetimi tarafından Genel Kurul kararı alınmıştı.
GAZETECİ İLE AVUKATLAR ARASINDA ÖNCE TARTIŞMA SONRA ARBEDE YAŞANDI
İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurulu'nda bir gazeteci ile avukatlar arasında arbede yaşandı. Divan Başkanı Köksal Bayraktar gazetecilerin kürsüden inmesini istedi. Bunun üzerine kürsüdeki gazeteciler aşağı indirildi. Yeni Akit gazetesi muhabiri Mehmet Özmen duruma itiraz etti. Gazeteci kürsüden inmek istemedi. Özmen ile görevliler arasında tartışma yaşanmasının üzerine Özmen, mikrofona doğru yöneldi. Konuşmak isteyen Özmen, görevliler tarafından kürsüden zorla indirildi. Yerine oturan Özmen ile avukatlar arasında önce tartışma sonra arbede yaşandı. Salonda bulunan avukatlar "Dışarı" diyerek tempo tuttu. Özmen, avukatlar tarafından zorla salondan çıkarıldı. Solan dışına çıkarıldığı zaman Özmen fenalaştı. Bir süre yerde yatan Özmen'in kalp rahatsızlığı olduğunu belirtti. Bu sırada bazı avukatların "Provokatör, numara yapıyor" dediği duyuldu. Özmen sağlık ekiplerince kongre merkezinden çıkarıldı. Sedyedeki Özmen, "Esas provokatör sizsiniz" diye bağırdı. Kongre devam ediyor.
AVUKATLAR UZUN SÜRE AYAKTA ALKIŞLADI
Olağanüstü Genel Kurulu'nda konuşma yapmak için kürsüye çıkan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasal avukatlar tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Destek için gelen herkese teşekkür ederek konuşmasına başlayan Kocasakal, "Bu kadar çabuk bir araya geleceğimizi düşünmemiştim. Şu anda karşınıza, 12 Eylül'den bu yana yargılanan sanık konumundaki bir baro başkanı olarak karşınıza çıktık. Savcılık yaptım, avukatlık yapıyorum. Bir tek sanık olmamıştım ona da tamamlamış bulunuyorum. Tarihte bazı anlarda yargılama yapmak ezer, ancak yargılanmak onur verir. Bu onuru da yaşıyoruz" dedi.
"4 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ İLE YARGILANIYORUZ"
Avukatlık onurunu korumak için bedel ödemeye hazır olduklarını belirten Kocasakal, "4 yıla kadar hapis istemi ile yargılanıyoruz. 3 tane daha hakkımızda suç duyurusu var. Ergenekon Davası'nda meslektaşlarımızla görüşürken bunun kayda alındığını, Silivri'deki odasındaki heyete aktarıldığını ve heyetin odasından konuşmalarımızı izlemesine tepki gösterdim. 'Bu bir suçtur, bunun hesabını sorarız' dediğim için suç duyurusunda bulundular. Ama hesabını soracağız. Ben baro başkanı olarak böyle bir hukuksuzluğu gördükten sonra sessiz kalabilir miyim'Bunun için mi seçildik" diye konuştu.
"TÜRKİYE BUGÜN OMURİLİK FELCİDİR"
Silivri'deki duruşmada avukatların salona girmemesi üzerine barodan avukat istenildiğini belirten Kocasakal, "Mahkeme avukatlara 'Çıkın çıkın barodan avukat isteriz' dedi. Baro kimsenin emir eri değildir. İstediğin gibi avukat alamazsın" diye konuştu.
Bu dönemde hukukun ayaklar altına alındığını, baskı ve zulmün sivil bir diktaya dönüştüğü savunan Kocasakal, "Hukuk devletinde bireyler sabaha karşı yaka paça, soyut istinatlarla gözaltına alınmazlar. Bağımlı şekilli kurgulu yargı, hak ve özgürlüklerin en büyük düşmanı iktidarların en büyük silahı haleni gelir. Ne yazık ki Türkiye'de yaşanan budur bugün. Bağımsız ve tarafsız yargı toplumsal düzenin bel kemiğidir. Türkiye bugün omurilik felcidir. Bunun adı ileri faşizmdir. Buradan sonra gideceğiniz bir yer yoktur" diye konuştu.
Bu sırada Çağdaş Hukukçular Derneği'ne üye bir grup avukat "Devrimci avukatlar onurumuzdur" yazılı pankart açarak slogan attı.
HAKİM VE SAVCILARA SESLENDİ
Konuşmasında hakimlere seslenen Kocasakal, "Güce boyun eğmeyin. Biat etmeyin. Korkunun esire olmayın, cesur olun. Hak ve adaleti hukuka göre karar verin. İnsanları delilsiz tutuklayıp hapislere atmayın. Yasaları eğip bükerek, silah gibi kullanmayın. Varsın sizi meslekten atsınlar biz yanınızda oluruz. Yoksa vicdanlarınızdan, aynalardan, çocuklarınız gözlerinden kaçamazsınız. Gizlenecek bir yeriniz yok Savcılara sesleniyorum. Cumhuriyetin ve toplumun savcısı olun. Avcı değil savcı olun. Kürsünün üstende olmak üstün olmak anlamına gelmez. Adil yargılama sizler için görevdir. Görevinizi yapın. Gizli tanıklar emniyetin ve mahkemelerin birer elemanı yardımcısı değildir. Ülkemizde gizli tanık terörü yaşamaktadır" dedi.
"BİZ GÜCÜMÜZÜ İKTİDARDAN DEĞİL HAKTAN ALIRIZ"
Avukatların zorla salonlardan çıkarıldığını belirten Kocasakal, esprili bir dille avukatlara baro olarak artık kask ve kalkan vereceklerini söyledi. ÇHD üyesi bazı avukatların terör örgütü DHKP-C soruşturma kapsamında tutuklanması da değinen Kocasakal, "Avukatları terör örgütü ile yan yana getirip itibarsızlaştırmaktadırlar. Bir avukata sorguda savcı 'Neden hep bu tür davaları alıyorsunuz?' diyor. Size ne? Ben avukatım istediğim davayı alır, istediğimi de almam. Siyasi dava almak bir avukatı örgüt üyesi mi yapar? Böyle sakat bir mantık olur mu? Biz adliyenin müşterisi değil sahibiyiz. Adliyede bizim, duruşma salonu da bizim. Biz hiçbir iktidara biat etmeyiz. Kimsenin kölesi olmayız. Biz gücümüzü iktidardan değil haktan alırız. Biz avukatız, tüccar hiç değiliz. Yargının kurucu unsuruyuz. Yargının yıkıcı unsurlarına karşı da biz varız. Bizi salonlarından çıkarırsanız adaleti çıkarırsınız. Bizi çiğnemeden hiç kimse hak ve özgürlükleri boğamaz" diye konuştu.
"17 MAYIS'TA YARGI KENDİ KENDİNİ YARGILAYACAK"
Avukatlara yönelik saldırılara karşı hak ettikleri cevabın verileceğini vurgulayan Kocasakal, "Bizi hukuksuz davalarla, hapis tehditleriyle, gözaltılarla, görevden alma tehditleriyle, milletvekili twettleriyle, gayrimeşru darbe teşebbüslerinizle, Silivri ve bavul hukukunuzla korkutamaz sindiremezsiniz. Biz boyun eğmemek üzere yola çıkmış adalet savaşçılarıyız. Kof kabadayılıklarınız, kiralık kalemşörleriniz bize vız gelir. HSYK'nın arzuladığı gibi salonlardan geri geri başımız önde değil, salonlardan dimdik çıkarız" dedi.
Haklarında açılan dava kapsamında 17 Mayıs'ta yargılanacaklarını belirten Kocasakal, "17 Mayıs'ta yargı kendi kendini yargılayacak ve kendi kendi ile ilgili hüküm verecek. Bugün Apaydın'ı yargılayanların ismini bilen var mı? Hayır. Ama Apaydın'ı hatırlıyoruz. Kendine hukukun üstünlüğü adını veren grubun cunta döneminde düşünülmemiş hükümleri gündeme getirmesi, sözde bir ihtarname ile genel kurul iradesine karşı girdiği darbe teşebbüsü ve fırsatçılıkta tarihte hak ettiği yeri alacaktır. Avukatız biz. Aramızda ideolojik farklılıklar olsa da hukuku ve mesleğe yapılan saldırılar karşısında ideolojik olarak körleşir, birleşir ve cüppeden çıkan tek bir yumruk olarak ineriz. Gün ayrımcılık günü değil ileri faşizme karşı bir olma, mücadele günüdür. Söz artık yetersiz kalmaktadır. Artık eylem zamanıdır" ifadelerini kullandı.
Nazım Hikmet'in şiirini okuyan Ümit Kocasakal, konuşmasının ardından uzun süre ayakta alkışlandı. Salonda "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.
AVUKATLAR ARASINDA ARBEDE YAŞANDI
Kurulda bazı avukat grubu temsilcileri sırasıyla konuşmaları yaptı. Özgürlükçü Hukukçular Platformu temsilcisi Fırat Epözdemir konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Avukat Epözdemir'in konuşmasında "Sayın Öcalan" demesi salonda tartışmalara neden oldu. Bir kadın avukat ayağa kalkarak tepki gösterdi. Kadın avukat ayağa kalkarak, 'Bebek katiline sayın Öcalan, diyene saygı duyamam' diye bağırdı. Bu sırada kürsünün yanında ellerinde KCK davasında tutuklu avukatların fotoğrafını taşıyan avukatlar, kadın avukata tepki gösterdi. Bu sırada avukatlar arasında itiş kakış yaşandı. Gerginlik salonda bulunanların araya girmesi ile bitirildi.
BARO SONUÇ BİLDİRGESİ
Sabah başlayan kongre öğleden sonra 'sonuç bildirgesinin' okunmasının ardından tamamlandı. Sonuç bildirgesini İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Mehmet Durakoğlu okudu.
Avukatların mahkemelerdeki görevini yapamadığının belirtildiği bildirgede, "Biz savunmanın ihmal edildiği, görmezden gelindiği, şekli unsura dönüştüğü bir yargılamayı 'adil' saymayız. Biz adaletin ayrımsız biçimde herkes için gerekli olduğuna inanırız." denildi.
Baro yönetiminin görevinin başında olduğunu, seçimle gelen yönetimin ancak seçimle gideceğinin vurgulandığı bildirgede, "Savunmaya yönelik bu saldırıların giderek baromuza kadar vardırılmış olması, onun da susturulmasını amaçlıyorsa, bu amaca asla ulaşılamayacağı bilinmelidir. 17 Mayıs 2013 tarihinde Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada kamuoyunun da tanık olacağı güç, bükülmeyi reddeden bir özgün haykırış olacaktır. O gün yargılanacak olan baro yöneticileri değil, yargının bizzat kendisidir. Tüm yurttaşlara söz veriyoruz ki, avukatlar hak arama özgürlüğü içinde mücadele vermekten asla vazgeçmeyecektir. Asla egemenlere teslim olmayacağız. Meşru müdafaa hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Bu ülkede avukatlar var..." ifadeleri kullanıldı. Okunan bildirge daha sonra oylamaya sunuldu. Bildirge oy çokluğu ile kabul edildi.
Son Dakika › Güncel › İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?