Moody's notu düşürdü diye ekonomi sarsılmaz!

Türkiye ekonomisi bunu da aşacak güçte…

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'ye 2013'ün Mayıs ayında verdiği "yatırım yapılabilir" seviyedeki kredi notunu, yaklaşık 40 ay sonra 23 Eylül 2016'da geri aldı.

Konuyla ilgili bilgi veren (GOSB) Gebze Organize Sanayi Bölgesi, (OSBDER) Organize Sanayi Bölgeleri Derneği, Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım ''Moody's'in not indirimini kesinlikle yanlı buluyorum ama bir gerçek var ki uluslararası piyasalar da bu kriterlere bakıyor. Gelin hep beraber bu ve bunun gibi yanlı kurum ve kuruluşları bizimle uğraşamayacak noktaya getirelim. Üretim ve eğitim reformlarımızı, seferberlik ilan edilmiş gibi, laftan çok icraat ile hayata geçirelim; ki bizim ile uğraşmasınlar değil uğraşamasınlar.'' açıklamasında bulundu.

Organize Sanayi Bölgeleri olarak Türkiye ekonomisine yön veriyoruz

Vahit Yıldırım "Gebze Organize Sanayi Bölgesi  olarak Türkiye ihracatının %4,5'lik kısmını tek başımıza yapmaktayız dedi. Yıldırım ''Gerek sanayinin gelişimine, gerekse Türkiye ekonomisine ve istihdama sağladığı katkılar nedeniyle, Türkiye'deki Organize Sanayi Bölgelerinin dünyaya örnek olduğu gerçeği tartışılmazdır. OSB'ler ülkenin kalkınması, sermaye birikiminin sağlanması, bölgenin ve kentin gelişimi ve değişimine katkı sunan alanlardır. Sanayideki olumsuzluklar ihracatı, istihdamı, büyümeyi önemli oranda etkilemektedir. Bu kadar önemli bir yapılanmada OSB yönetimlerine büyük görevler düşmektedir. Yatırımcının lehine olabilecek adımlar atmanız lazım. Türkiye'nin ihracat hedefini gerçekleştirmesinde OSB'ler önemli bir yer tutmaktadır. GOSB (Gebze Organize Sanayi Bölgesi) Türkiye ihracatının %4,5'lik kısmını tek başına yapmaktadır. GOSB olarak 24 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. OSB'ler Türkiye genelinde 2.8 milyon kişiye istihdam sağlıyor. OSBDER  olarak Türkiye ihracatının  % 30 nı biz yapıyoruz.  Bu anlamda Türkiye ekonomisine yön veriyoruz. Biz işimize bakalım, çalışmaya üretmeye devam edelim. Ekonomimiz bu sıkıntıları aşacak güçtedir.'' dedi.

Organize Sanayi Bölgeleri gelişmeye devam ederek dünyaya örnek teşkil ediyor…

"Gerek sanayinin gelişimine, gerekse Türkiye ekonomisine ve istihdama sağladığı katkılar nedeniyle; bölgenin ve kentin gelişimi ve değişimine katkı sunmasıyla Türkiye'deki Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) dünyaya örnek teşkil ediyor." diyen Vahit Yıldırım; ''Önümüze bakalım. Ekonomiyi normalleştirmede hızlı davranalım. Üretim artışını sağlayalım. İhracattaki duraklamaya son verelim. Üretim artışı ile üretim ve ihracata dayalı büyüme ile yolumuza devam edelim" diye konuştu.

OSB''nin  %30 'a yakını yabancı sermayeli şirketler

Yıldırım ''GOSB'de 189 parselde, 159 firma üretim yapılmaktadır, Bu işletmelerden 42 adedini yabancı sermayeli kuruluşlar oluşturmaktadır. Bu kuruluşlar  arasında; Almanya, Amerika, Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsveç, İsviçre, İsrail, İtalya, Japonya, Kore ve Lüksemburg'dan katılımcılar bulunuyor. Yabancı sermayeli şirketlerin varlığı önemlidir. Ekonomiyi güçlendirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz'." açıklamasında bulundu.

Üreten ve Eğiten OSB'ler

Globelleşen dünyada bugün ve yarın geleceğimizi garanti altına almanın en önemli argümanı, eğitimde ve üretimde seferberlik ilanı olmalıdır. Bu konuda acilen kısa, orta ve uzun vadeli planları ortaya koymalı ve acilen hayata geçirmeliyiz.  Çeşitli nedenlerle Türkiye, teknoloji "üreten" bir kültürde değil; teknoloji "ithal eden" bir kültürde gelişti. Firmalar daha çok geleneksel üretim süreçleri ile düşük katma değerli ürünler üretmeye devam etmekte.  Ancak küresel rekabet ortamında ucuz işgücü gibi avantajları artık üstünlük için yeterli olmamaktadır. Ar-Ge'ye dayalı ihtiyaçlarını üniversite- sanayi işbirliği ile çözüme kavuşturma ve inovasyon ve Ar-Ge'nin önemini kavramış, kendi teknolojisini üreten ve satan, rekabet gücü ve refah seviyesi yüksek bir Türkiye hepimizin en büyük arzusu… Kendi teknolojisine hakimiyet, taklitçilikten çok inovatif olmaya çalışmak, şirketlerin bağımsızlığı ve sürekliliği için şart. Bu nedenle, sanayide paradigmaların değişmesi lazım. Müşteri odaklı ürün ve hizmet üreten, teknolojisine hakim olması gerektiğini görebilen, katma değere ve yenileşmeye önem veren, ekosistemini (müşteri, çevre, toplum, tedarikçi) gözetmek zorunda olan bir sanayiye ihtiyacımız var. Bunu da eğitim ile aşabileceğimize inanıyorum. Üniversitenin sanayiye, sanayinin de üniversiteye katacağı girdiler, diğerinin gelişmesinde ve güçlenmesinde ve taleplerinin gerçekleşmesinde çok önemli katkı sağlayacaktır. Eğer yüksek katma değer üreteceksek, bilgiyle üretimi mutlaka buluşturmamız şart… İnsana yatırım yapmalıyız. Ülkemizin özellikle üretimini, istihdamını ve ihracatını arttırması için ihtiyaç duyduğu alan nitelikli insan kaynağıdır. Nitelikli insan kaynağını karşıladığımız ölçüde üretimde de kalite yakalanabilir."