BAĞIMSIZ TÜRKİYE KOMİSYONU, "AVRUPA'DA TÜRKİYE: DEĞİŞİMİN KAÇINILMAZLIĞI" BAŞLIKLI ÜÇÜNCÜ TÜRKİYE RAPORUNU İSTANBUL'DA AÇIKLADI:
Komisyon'dan çözüm önerisi: "MÜZAKERE SÜRECİ YENİDEN CANLANDIRILMALI!"
Açık Toplum Vakfı'nın desteğiyle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecini izlemek amacıyla kurulan ve kamuoyunda "Akil Adamlar" olarak da bilinen Bağımsız Türkiye Komisyonu, "Avrupa'da Türkiye: Değişimin Kaçınılmazlığı" başlıklı üçüncü Türkiye raporunu açıkladı. 7 Nisan 2014'te İstanbul'da kamuoyuna açıklanan raporda bugünün gereği şöyle ifade edildi: "Yaşadığımız türbulans ortamında, istikrarlı, demokratik ve müreffeh bir Türkiye, hem Türkiye hem de AB'nin yararınadır. Türkiye'ye demokratikleşme sürecini yeniden başlatmasını ve siyasi sorunlarını aşması çağrısında bulunuyoruz. Katılım sürecinin inandırıcı bir şekilde yeniden canlandırılmasının Türkiye'nin iç çatlaklarını giderebilmesine ve siyasi reformları hızlandırabilmesine destek vereceğine kuvvetle inanıyoruz."
Haziran 2010 ile Ekim 2013 arasında müzakere sürecinde tek bir başlık açılmadığına dikkat çeken Komisyon, "Müzakere sürecinde düşme hızına varan duraklama sadece AB'den kaynaklanmamaktadır, Türkiye de üzerine düşen sorumluluğu üstlenmelidir" görüşünü ifade etti. Bağımsız Komisyon, değişimin kaçınılmaz hale geldiğini vurgulayarak, her iki tarafa da "Müzakere süreci yeniden canlandırılmalıdır" çağrısında bulundu.
3'üncü raporun farkı...
Başkanlığını 2008 Nobel Barış Ödülü'nü alan Finlandiya'nın eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin yaptığı Bağımsız Türkiye Komisyonu, AB ülkelerinde cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, dışişleri bakanlığı ve Avrupa Komisyonu üyeliği gibi görevlerde bulunan önde gelen devlet adamları ve aydınlar tarafından oluşturuldu.
Önceki raporlarda olduğu gibi, hazırlanan 3'üncü raporda da son 5 yılda AB'de ve Türkiye'de gerçekleşen olayların ve Türkiye'nin katılım sürecine ilişkin önemli gelişmelerin analizi yapıldı. 2004 ve 2009 yıllarında hazırladığı 2 raporu Brüksel'de açıklayarak AB ülkelerinde Türkiye'nin üyeliği konusunda olumlu bir kamuoyu baskısı oluşturan Komisyon, bu kez İstanbul'da açıklamayı tercih ettiği 3'üncü raporla öncelikle Türkiye kamu yönetimi ve fikir önderlerine gelişmelerle ilgili değerlendirmelerini ve önerilerini aktarmayı tercih etti.
Gelişmeler mercek altında...
Bağımsız Türkiye Komisyonu raporunda son 5 yılın gelişmelerini siyasi reformlar, ekonomi, enerji ve dış politika başlıkları altında değerlendirdi. Siyasi reformların değerlendirildiği bölümde Türkiye'deki otoriterleşme eğilimi gösteren hükümetin uygulamalarına yönelik eleştiriler ve Türkiye ile AB arasındaki farklılıkların yeniden artmaya başladığına vurgu yapıldı. Yargının bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, özgür medya, internet erişim kısıtlamaları ile Gezi Parkı olaylarıyla kıvılcımlanan düşünce, ifade ve gösteri özgürlüğü zaafiyetleri gibi konulara dikkat çekildi. Komisyon politik reformlara ilişkin değerlendirmesinde, 2009 yılından itibaren sivil-asker ilişkilerinin dengesinin yeniden oluşturulması gibi bazı alanlarda kayda değer olumlu adımların atıldığını belirtirken, ifade hürriyeti, yargı reformları ve Kürt sorununda barış süreci açısından ise tam tersine geri adımlar gözlendiğini kaydetti. Bazı gelişmelerin "kaygı verici" olduğuna vurgu yapıldı.
"Türkiye farklı siyasi güçler ve hükümet ile sivil toplumun önemli kesimleri arasında şiddetli kutuplaşmanın yaşandığı bir dönemden geçmektedir" sözlerine yer verilen raporda, Gülen Hareketi ile hükümet arasında yaşanan son gelişmelere de değinildi ve "Türkiye'de reformların yarım kaldığı ve güçlü bir AB çıpasının bulunmadığı bu konjonktürde, mevcut kutuplaşma ve iç çatışmalar demokratikleşme sürecini tehlikeye atmaktadır" denildi.
Komisyon, AB ortalamalarının üzerinde büyüme sergileyen Türkiye ekonomisi ile AB arasındaki farkın kapanmaya devam ettiğini ifade etmekle birlikte, Türkiye'nin AB çıpasından uzaklaşmasının ekonomide kırılganlığı artırdığını da şu sözlerle hatırlattı:
"Türkiye Avrupa'nın ekonomik dinamosu olmaya devam edebilir, ama bunun için AB Türkiye'yi kısa dönemli krizlere ya da uzun dönemde orta gelir tuzağına yakalanmaktan koruyacak bir çıpa olabilir ve olmalıdır; böylece gelecekte Türkiye ve AB ekonomileri karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde gelişmeye devam edecektir."
Raporda, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada bir bölgesel merkez rolü taşıdığı enerji ve dış ilişkiler alanlarında da AB şemsiyesi altında hareket etmesinin hem AB hem de Türkiye'nin çıkarına olacağı belirtildi.
Güçlü bir gelecek için ortak çözüm arayışı...
Geçtiğimiz yıllarda Avrupa ülkelerini saran ekonomik krizin Türkiye'nin AB üyeliği müzakereleri üzerindeki yavaşlatıcı etkisinin artık kaybolduğunu, Fransa gibi sürece ilişkin güçlü siyasi itirazlar sergileyen bazı ülkelerde de artık olumlu bir atmosferin ortaya çıktığına işaret eden Bağımsız Komisyon, raporda önümüzdeki döneme ilişkin öneri ve tavsiyelerini de sundu.
Bu çerçevede, Türkiye-AB ilişkilerinde son 5 yılda yaşanan keskin duraklamanın aşılması, Türkiye'nin ekonomik istikrar ve enerji-dış politika ortak güvenlik konuları ötesinde, özellikle politik reformlar konusunda son dönemde attığı geri adımları gidermesi ve hatta ileri taşıması açısından AB'ye düşen sorumluluğun, AB Konseyi'nde görüşülmesi halen devam eden kritik fasılların hızla müzakereye açılması olacağına işaret etti.
Raporda bu perspektifle, "Enerji (15), Yargı ve Temel Haklar (23), Adalet, Özgürlük ve Güvenlik (24) ile Dış, Güvenlik ve Savunma Politikaları (31) fasıllarının müzakereye açılmasının, önümüzdeki 3'lü seçim süreciyle birlikte Türkiye'nin AB şemsiyesi altında sağlıklı bir yol haritası çizmesi için kolaylaştırıcı olacağı kaydedildi.
Hem AB hem de Türkiye açısından "değişimin kaçınılmazlığı vurgulanan raporda, Bağımsız Komisyonun'un müzakere sürecinin yeniden canlandırılmasının yaratacağı sonuçlara ilişkin beklentisi de şu sözlerle ifade edildi:
"Türkiye'de yetkililerin 2001-2002'de katılım sürecinin verdiği ivmeyle dev bir reform süreci başlatmaları gibi, 2014'te AB-Türkiye katılım sürecine yeni bir başlangıç yapılması, Türkiye'nin girmekte olduğu 1 yıllık seçim süreci sonrasında iktidara gelecek yeni yönetim üzerinde benzer bir etki yapabilir."
Son Dakika › Güncel › 'Müzakere Süreci Yeniden Canlandırılmalı!' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?