Fetullahçı Terör Örgütü'nce (FETÖ), 2012 yılı Polis Akademisi Giriş Sınavı sorularının sınav öncesi elde edilerek aynı yapılanmaya mensup kişilere verildiği iddiasıyla haklarında dava açılan 20'si tutuklu 45 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile sanık yakınları katıldı.
Duruşma, soru hazırlama komisyonunda görevli sanıkların dinlenmesiyle başladı.
Komisyonda görevli sanık Fatih Yıldırım, FETÖ/PDY'yle bağının olmadığını iddia ederek, üzerine atılı suçları reddetti.
Polis Akademisine 2007'de girdiğini ve Türk dili okutmanlığı yaptığını, akademi kapatıldıktan sonra Çankırı Karatekin Üniversitesinde bir yıl görev aldığını anlatan Yıldırım, 2012 yılında Polis Akademisi Başkanlığınca o yıl kendisinden sınava Türkçe soru hazırlamasının istendiğini söyledi.
Yıldırım, görevlendirmenin yapıldığı ertesi gün servis aracıyla Polis Koleji'nin yakınında, Emniyet Genel Müdürlüğünün matbaasına gittiklerini, yanında herhangi bir dijital malzeme olmaksızın içeri girdiklerini ifade ederek, girdikten sona Komisyon Başkanı'nın talimatıyla matbaanın içeriden ve dışarıdan kilitlendiğini anlattı.
Eşyalarını yerleştirdikten sonra lavaboya gittiğini, çıktıktan hemen sonra Yusuf Aygın'ın bir yere doğru baktığını görüp ne olduğunu sorduğunu belirten Yıldırım, Aygın'ın başkan ile üyeler arasında bir konuşma geçtiğini ama kendisinin de tam olarak anlayamadığını söylediğini öne sürdü. Yıldırım, kendisinin de bunu önemsemediğini iddia ederek, kısa zamanda çok soru hazırlaması gerektiğini belirterek, sınavdan bir gün önce soruları matbaaya verdiklerini hatırladığını dile getirdi.
Komisyon Başkanı Recai Aydın ile de irtibat içinde olduğunu belirten, "Açık yüreklilikle de 'Hocam istediğiniz ya da beğenmediğiniz, takdir etmediğiniz, yanlışlığından endişe ettiğiniz bir soru varsa değiştirebilirim.' demiştim." ifadelerini kullanan Yıldırım, soruların komisyon başkanının da onayından geçtikten sonra baskıya gönderildiğini kaydetti.
Yıldırım, sınav bittikten sonra kapıların açıldığını ve servise binerek eve gittiğini ifade ederek, işlerini ve benzeri sorumlulukları vatan millet aşkıyla yerine getirdiğini savundu.
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını öne süren Yıldırım, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Mahkeme Başkanı'nın, Komisyon Başkanı Recai Aydın'ın olması gerekenden üç katı fazla soru hazırlaması yönünde isteği olup olmadığını sorması üzerine Yıldırım, böyle bir talebi duymadığını, lavabodan çıktığı sırada gördüğü Yusuf Aydın'ın başkan ile üyeler arasında tartışma geçtiğini ancak nedenini kendisinin de bilmediğini söylediğini anlattı.
Sınav için 2 soru hazırlamış
Sanık Hüseyin Şafak da üniversitenin fizik bölümünden mezun olduğunu, 1985 yılında Polis Kolejinde görev aldığını, akademi kapandıktan sonra da MEB'e bağlı çalıştığını belirterek, hayatının hiçbir safhasında terör örgütünün hiçbir kurumunda çalışmadığını, çocuklarının da devlet okullarında okuduğunu söyledi.
Komisyonda bulunmasına yönelik görev verildikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğünün İstanbul yolu üzerindeki matbaasına gittiğini, kapıların kapatıldığını ve mühürlendiğini ifade eden Şafak, yerleştikten sonra Komisyon Başkanı'nın sınav güvenliği için 3 katı kadar soru hazırlamalarını istediğini bildirdi.
Şafak, "Ben 2 soru hazırlayacaktım. 3 kat fazlayla 6 soru hazırlamam gerekecekti. Bu, beni zorlamaz. Ondan 2 soru seçerlerdi. Soru sayısı çok olan, özellikle matematikçi arkadaş 90 soru hazırlamak gerektiğini belirterek karşı çıktı. Bunun üzerine Komisyon Başkanı teklifinden vazgeçti." dedi.
Şafak, Bank Asya'daki hesabının eşine ait olduğunu, faize karşı oldukları için finans kurumlarına para yatırdıklarını savundu.
ByLock çıktığı iddia edilen hattın kendi adına olduğunu da belirten Şafak, telefonu oğlunun kullandığını, kendisinin böyle bir program indirmediğini ve kullanmadığını öne sürdü.
Kayınbaba ile damat aynı davada yargılanıyor
Sanık Muhammet Emin Erçetin de Polis Akademisi lağvedilene kadar İngilizce okutmanlığı yaptığını, sonrasında Kırşehir Ahievran Üniversitesine yerleştirildiğini belirterek, darbe girişimi sonrası kanun hükmünde kararname ile ihraç edildiğini söyledi.
Başka bir davadan 6 yıl ceza aldığını ve dosyanın bölge idare mahkemesine gönderildiğini anlatan Erçetin, komisyonda İngilizce sorularını hazırladığını bildirdi.
Erçetin, güvenlik kontrolünün ardından komisyonun toplandığı matbaaya girdiklerini belirterek, üyeler yerleştikten sonra Komisyon Başkanı Aydın'ın kısa toplantı yaptığını ifade etti.
Aydın'ın, kimin ne kadar soru hazırlayacağı, soruların ne zaman teslim edileceği, kitapçıkların ne zaman verileceği gibi konulardan söz ettiğini dile getiren Erçetin, burada 3 katı soru hazırlanması istendiği için kısa tartışma yaşandığını ama kimlerin itirazda bulunduğunu hatırlamadığını savundu.
Erçetin, tartışmada yer almadığını, alanı İngilizce olduğu için üç katı soru hazırlayabileceğini söylediğini belirterek, Aydın'ın, dışarıdaki yetkililere ulaşamadığı için talebinden geri adım atmak zorunda kaldığını söylediğini ancak bunun doğru olmadığını çünkü acil durumlar için kapı önünde polis memurları bulunduğunu söyledi.
Fransızca-Almanca öğretmenleriyle koordinasyon içinde soruları hazırlayıp verdiğini belirten Erçetin, sınavla alakalı ne öncesinde ne de sonrasında usulsüzlük duymadığını iddia etti.
Erçetin, 9 yıllık memuriyet hayatında devlete en ufak bir ihanet içinde bulunmadığını savunarak, FETÖ ya da başka bir terör örgütüyle iltisaklı olmadığını öne sürdü.
Eşinin de 2010 KPSS şüphelisi olduğunu emniyetteyken öğrendiğini anlatan Erçetin, bu davada yargılanan Muzaffer İşçi'nin de kayınbabası olduğunu söyledi.
7 yıl hüküm verilmiş
Sanık Muzaffer İşçi de hiçbir terör örgütüyle bağı olmadığını iddia ederek, hiçbir suçlamayı kabul etmedi.
İşçi, imam hatip mezunu olarak Diyanet İşleri Başkanlığında göreve başladığını, sonrasında coğrafya okuduğunu, 1984'te coğrafya öğretmenliği yaptığını ve 1993'te Polis Kolejinde görev aldığını anlattı.
OHAL nedeniyle emekli olamadığını ve ihraç edildiğini dile getiren İşçi, 9 Ağustos 2016'da gözaltına alınıp Bank Asya'daki hesabı nedeniyle tutuklandığını iddia ederek, Kırşehir'de hakkında 7,5 yıl hapis cezası verildiğini söyledi.
İşçi, Polis Akademisi sınavı için matbaaya dijital materyallerden arındırılmış şekilde girdiğini ifade ederek ancak acil durumlar için kapıda polis memurlarının beklediğini kaydetti.
Komisyon başkanının yatakhanede yaptığı toplantıda üç katı soru hazırlanmasına yönelik talebini ilettiğini, bunun kendisi için sıkıntı oluşturmadığını ve hazırlayabileceğini söylediğini öne süren İşçi, bazı üyelerin sessiz kaldığını, bazılarının da zaman kısa olduğu için yetiştiremeyeceklerini bildirdiklerini savundu.
İşçi, komisyon başkanının da ısrarcı olmadığını belirterek, yapılan toplantıda üye Yusuf Aydın'ın iddia ettiği üzere sert tartışmalar yaşanmadığını söyledi.
Akademi Başkanlığının gönderdiği iki ya da üç kaynak test kitabını inceleyip 5 soru hazırladığını dile getiren İşçi, matbaa kapılarının sınavdan sonra açıldığını ifade etti.
İşçi, Bank Asya'ya umre için para yatırdığını, ayrıca ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle de ceza aldığını ifade ederek, aksine bu programı kullanmadığını öne sürdü.
Sanık Özkan Arıkan da SEGBİS bağlantısıyla yaptığı savunmada suçlamaları reddetti.
Arıkan, komisyondaki görevinin soru hazırlamak olmadığını belirterek, işinin, hazırlanan sınav sorularını noktasına, virgülüne dokunmadan bilgisayara aktarmak olduğunu kaydetti.
Komisyonun göreve başlamasından bitene kadar telefon görüşme kaydının bulunmadığını, ayrıca öğretmenlerle önceden de görüşmediğini savunan Arıkan, ByLock kullandığı iddiasının da doğru olmadığını ileri sürdü.
Son Dakika › Güncel › Polis Akademisi Sınav Sorularının Sızdırılmasında İkinci Dava - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?