GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Bakan Müezzinoğlu'nun konuşması- Detay görüntüler Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hapse mahkum eden anlayışın sahiplerinin "diktatör" olarak lanse edilmediğini belirterek, "Milletin hak ve hukukunu korumakta mert duruşumuz diktatörlükse evet biz diktatörüz; millet, milli irade, demokrasi adına. Ha siz bizi idama götürecekseniz, biz diktatör olarak gidelim idama, siz yarın milletin vicdanında ne noktada olacaksınız yine görün" dedi.Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesinde iş adamlarıyla bir araya gelen Müezzinoğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye'de sağlığı konuşmaktan önce, demokrasinin sağlığını konuşmakta yarar olduğunu söyledi.Müezzinoğlu, Türkiye'de demokrasiyi, milli iradeyi özümseyemeyen süreçlerin millete ödettiği bedellerin etkilerinin yaşandığını ifade etti.Türkiye'de merkeze alınması gereken konu başlıklarından birinin, milli irade, demokrasi, sandığın hak ve hukukunun korunması olması gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, cumhuriyet döneminde çok partili dönemin millete umut, heyecan verdiğini ancak demokrasiyi hazmedemeyenlerin 1960 darbesiyle milli iradeyi idama götürdüğünü anlattı.Müezzinoğlu, Türkiye'de sandık, demokrasi derken sandığın temsilcilerinin idama götürüldüğünü hatırlatarak, şöyle konuştu: "Bugün aynısı Mısır'da yapılıyor. Mısır'da yapılan, 1960'ta Türkiye'de yapılanın aynısıdır. O Mısır halkının iradesi idama götürülüyor, o gün Türkiye'de 1960'ta o darbeyi kimler alkışlıyorsa, hangi zihniyet alkışladıysa, hangi zihniyet destek verdiyse, hangi dünya görüşü onun arkasında durduysa, içeride ve dışarıda fotokopi kağıdı gibi, Mısır'da bugün aynısı yaşanıyor. Gerek Mısır'ın içinde destek verenler gerekse 'medeniyim, insan hakları, demokrasi' diyen ama çok yüzlülüğü de dünyada arkasında güç olarak kullanan irade, bugün bakıyorsun Mısır'da yine ya destek veriyor ya alkış tutuyor ve seyirci kalmaya devam ediyor."- "Onlar alışmış hep milletin ümüğünü sıkmaya"Türkiye'de, 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül'de de millet iradesinin engellendiğini anlatan Müezzinoğlu, ülkede yıllarca kimin nasıl giyineceğine, sermayenin renklerine göre kimin büyüyeceğine ve küçüleceğine yine aynı güç odaklarının karar verdiğini ve utanmadan, sıkılmadan milli iradeyi birilerinin kullandığını dile getirdi.Bakan Müezzinoğlu, 2002 yılından bu yana AK Parti'ye ve millete hep bedel ödettirilmeye çalışıldığını söyleyerek, şöyle devam etti: "411 milletvekiliyle başörtüsü sorununu çözüyorum diyorsun, 'Eller kaosa kalktı' diye manşet atıyor ve bugün o manşet atanlara bakın yine aynı zihniyet. İstikrar bozulsun. İstikrar bozulduysa onların işi iyi ama milletin istikrarı varsa... Hani onlar alışmış hep milletin ümüğünü sıkmaya, karambol var su bulanık, onlar milletin ümüğünü sıkacak, bir elleri milletin o ümüğünde diğer elleri hortumlamada. Ne zaman ki milletin ümüğü rahatladı, millet geleceğe güvenle bakmaya başladı, baktılar ki onların ümüğü sıkılıyor. Niye? Faizler düşüyor, alışmış, faiz yüksek, enflasyon yüksek ve o yattığı yerde rahat ediyor. Bu ülkenin 100 lira gelirinin 85 lirası faiz olarak ona geliyorsa oh, hormonlu büyümeyi devam ettiriyor. Ne zaman ki 100 liralık gelirden onun payı 25'e indi, başladı kıvranmaya. Faizler yüzde 5'in altına inmeye başladı 'Ben can çekişeceğim, bu sistemi bir yerden bozmam lazım' dedi, Gezi olaylarını çıkardı. Şimdi o gün çıktı göğsünü açarak 'Ben çapulcuyum' dedi, esasında yanlış söyledi, 'Ben hortumcuyum' deseydi ben ona saygı duyacaktım, alkış tutacaktım ve faizlerin yükselmesini ama 2, 3, 4 puan başardılar."Şimdi de AK Parti'nin yeniden iktidar olmaması için çalışanların bulunduğunu ifade eden Müezzinoğlu, onların, "Kimler bir araya gelecekse gelsin, içeriden dışarıdan kim olursa olsun, yeter ki AK Parti olmasın" anlayışıyla hareket ettiğini belirtti.AK Parti'nin milli iradeden yana, mert ve dik durduğuna dikkati çeken Müezzinoğlu, "Mert ve dik durduğu için de 'diktatör' diyorlar. İdam edenlere, darbe yapanlara, milli iradeyi yok farz edenlere, milletin başörtülü evlatlarını eğitimden uzaklaştıran rektörlerine, dekanlarına, YÖK başkanlarına hiç 'diktatör' demediler ama 14 yılda bu milletin karşısına 9 defa giden, 10'uncu defa gidecek olan bir siyasi partiye 'diktatör' diyorlar, utanmadan sıkılmadan. Şimdi esasında kanser, öldürücü virüs burada. Milli iradeyi öldüren, zayıflatan, zayıf bırakan hastalık burada ve milli iradeyi hazmedemeyen bir anlayış" diye konuştu.- "Beyefendilere altın hisse"Müezzinoğlu, "dağdaki çoban", "bidon kafalı", "göbeğini kaşıyan adam", "O anlamaz", "Dağdaki çobanla buradaki profesörün oyu eşit mi olacak?" yaklaşımıyla milli iradenin engellenmeye çalışıldığını ifade etti.Bu anlayışla milli iradenin yok sayılmak istendiğini vurgulayan Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Şimdi şöyle bir şey lazım o zaman; dağdaki çobanın bir oy hakkı, ilkokulu bitirene 10 oy hak, liseyi bitirenlere 20 oy hak ama beyefendilere altın hisse. O altın hisseyi yukarıda onlar kullanacak, altın hisseyle demokrasi yapacaklar ama bugüne kadar hep o altın hisseyi kullandılar. O yüzde 90 onların altın hissesi, yüzde 10'da millete 'Hadi sandığa git, benim hoşuma giderse devam eder, dediğimi yapmazsa yine ezer geçerim.' Bu altın hisseyi kullanarak demokrasi, milli irade olmaz. Millet artık ilk defa 2002'den bu yana kendi hissesinin van olduğunu gördü, hissesinin dengesini koruyabilmek için de var gücüyle bu yapının sağlıklı yürümesine destek veriyor. Şimdi bütün tezgah yine bu yapının hissedarlarının paylaşımını 'Yok arkadaş burada eşit hisse olmaz, ben yine bu eşit hisse sistemini bozmam lazım. Bunun için de koalisyonsa koalisyon, hiç fark etmez, HDP, MHP, CHP hükümeti olsun, olsun kardeşim niye olmasın demokrasi değil mi? Yeter ki istikrar bozulsun. HDP'den içişleri bakanı, MHP'den dışişleri bakanı, CHP'den maliye bakanı ne kadar güzel olur.' Ondan sonra millet ne hali varsa görsün. Millet umurlarında değil. Yeter ki o arka plan onların istediği gibi yürüsün ama hiç kusura bakmasınlar, Türkçemizde güzel bir söz var; 'Tarlada izi olanın harmanda yüzü olur.' Milletin gönlünde yeri olan, sandıkta karşılığını bulur. Bunların milletin gönlünde yeri de tarlada izi de yok."- "Cumhuriyet tarihinde böyle bir dönem yok"Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken şiir okuduğu için cezaevine gönderildiğini anımsattı.Erdoğan'ı hapse mahkum eden anlayışın sahiplerinin "diktatör" olarak lanse edilmediğine değinen Müezzinoğlu, şu ifadeleri kullandı."Şiir okudu diye cezaevine götüren anlayış diktatör olmuyor, 1 milyon 200 bin oyun hiçbir hükmü yok ama utanmadan sıkılmadan yine köşelerinde 'ya demokrasi ya insan hakları' diyorlar. ya kardeşim neredesin ya? 1 milyon 200 bin oyu İstanbul'da alan bir başkanı cezaevine gönderdin, ömür boyu siyaset yasağı koydun. 'Muhtar bile olamazsın, milletvekili olamazsın, seni listeden çıkarıyorum' dedin. Neresi demokrasi? Millet, iradesine sahip çıkacak kadroları gördüğü zaman 'Kardeşim sen ne yaparsan yap, ben sandıkta hakkımı kullanıyorum' dedi. Üç kelime söylüyorum; mütevazıyız, merhametliyiz ama mertiz. Milletin hak ve hukukunu korumakta mert duruşumuz diktatörlükse evet biz diktatörüz; millet, milli irade, demokrasi adına. Ha siz bizi idama götürecekseniz, biz diktatör olarak gidelim idama, siz yarın milletin vicdanında ne noktada olacaksınız yine görün. Bugün milletin vicdanında diktatör, rahmetli Menderes mi yoksa o idama götürenler mi?"Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak şu anda 36 bin yatak kapasiteli 226 hastane inşa ettiklerini, bunların 2-2,5 yıl içinde tamamlanacağını bildirdi.Cumhuriyet tarihinde böyle bir dönemin olmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, şunları kaydetti: "26 bin yatak kapasiteli 16 tane şehir hastanesi yine önümüzdeki 2-2,5 yıl içinde hizmete girecek. Toplam 62 bin yatak kapasite şu anda ihale bitmiş, teslimat yapılmış, bir kısmının inşaatları neredeyse yüzde 50, 60, 70, bir kısmını bu yıl açacağız, bir kısmını gelecek yıl, en geç 2017 sonu bunların tamamını bu milletin hizmetine sunacağız. Bu yıl kamu olarak, 12 bin yatak kapasiteli 43 hastanenin ihalesini yıl sonuna kadar yapacağım. Yine 20-24 bin yatak kapasiteli kamu özel iş birliğiyle 20 civarında hastanenin ihalesini yıl sonuna kadar yapacağım ve 2018'e geldiğimizde toplam 95 bin yatak kapasitesini sıfırdan, yeniden ileri inşaat teknolojisi ve ileri tıbbi donanımla tamamlamış olacağız. Cumhuriyet döneminde böyle bir şey var mı?"
Son Dakika › Güncel › Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Müsiad'ı Ziyaret Etti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?