Şırnak - Yüksekdağ: Başbakan Tehditle Oy Toplama Teşebbüsünde Bulundu -Detay

Yüksekdağ: Başbakan tehditle oy toplama teşebbüsünde bulundu

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek; "Bakın tehditle oy toplayanın kim olduğu görmek ve kayıtlara geçmek istiyorsanız Başbakan Davutoğlu'nun dünkü konuşmasını dinleyin ve kayıtlara geçsin. Bu memleketin koskoca Başbakanı, gözümüzün içine baka baka Van'da tehditle oy topluyor. İhbar ediyorum. Var mı şerefli namuslu bir savcı, hakim, yargıç. Gitti Başbakan, Van'ın göbeğinde halkı beyaz Toros'larla, JİTEM'le tehdit ederek eğer AKP'yi iktidardan indirirseniz. Burada JİTEM saldırır, JİTEM çalışır. Beyaz Toros'lar sokaklarda dolaşır dedi. Gözümün içine baka baka tehditle oy toplamak için teşebbüste bulundu" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim çalışmalarını bugün Şırnak'ta partilileriyle bir araya gelerek sürdürdü. 1990 yıllarda JİTEM'in kontgerillanın, türlü savaş politikalarının çoğaldığı, kaçırma, kaybetme olaylarının en yoğun yaşandığı kentlerden birinin Şırnak olduğunu savundu. Yüksekdağ, "7 Haziran seçimlerinden bu yana halk 400 milletvekili vermedi diye savaş ilan edildi" diyerek, " Türkiye'nin dört bir yanından tam bir savaş siyaseti karşımıza çıkarıldı. Bugün karşımıza çıkmış 7 Haziran'da söylediklerini tekrar ediyorlar. Eğer AKP tek başına iktidar olursa, eğer Tayip Erdoğan başkan olursa bu dertler bu sıkıntılar yaşanmazdı, yaşanmayacaktı diyorlar. Halkımızın demokratik iradesini, onurunu, şerefini, savaşla tehdit ve şantajla ele geçirmeye çalışıyorlar ama bu halkın cevabı sizlere bir şaka değildir. Onlar hala şaka yaptığımızı sanıyorlar, onlar hala durumu idare ettiğimizi sanıyorlar, bu halk size esaslı bir tokat attı, esaslı bir ders verdi. Sizi başkan yaptırmayacağız. Size diktatörlük ilan ettirmeyeceğiz ve diktatörlüğün kazanmasına asla izin vermeyeceğiz dedik. Biz 7 Haziran'da neysek onun arkasındayız" diye kaydetti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dün Beyaz Toros'larla tehdit ettiğini ileri süren Yüksekdağ, şunları söyledi:

"Bakın hele bu halkın görmediği ne kaldı? Şırnaklılar soruyorum, bunlar artık savaştan, kaostan çatışmadan adımlarını bulamamışlar. Akıllarını kaybetmişler. Bizimde aklımız cesaretimiz kalmamış, onlar gibi olmuşuz sanıyorlar. Bu halk beyaz Toros'ları da gördü. Beyaz Toros'ların dışında her türlü tankınızı, topunuzu, sizin yasal kayıtlarınızda, envanterlerinizde olmayan kirli savaş silahlarınızı da gördü. Kimyasal silahları, bombaları, roketleri. Evinin bombalanmasını, çoluğunun çocuğunun katledilmesini, gün yüzüne çıkmamış silahları gördü bu halk. Ne oldu Cizre'de yenebildiniz mi? O beyaz Toros'larla, siyah kara arabalarla. Kocaman kahverengi yeşil tanklarla, panzerlerle. Cizre halkını yene bildiniz mi? Çok şükür halkımız inancıyla, birliğiyle, sizin o gözü kararmış saldırılarınız karşısında, o insanlık dışı saldırılarınız karşısında, onurlu ve yaşama alanlarını korudu. Bugünde bu halkı ve bizleri değil beyaz Toros'lar, sizin adına ak dediğiniz o kara iktidarınız, kara faşizminiz. Hiçbir şey durduramaz. Başbakan başka bir gerçeği işaret etti. Bize diyorlardı ki, 7 Haziran seçimlerinden sonra bu halkın gücüne inanamıyorlar. Bu halkın ayakları üzerinde durabileceğine, bu kadar büyük bir başarı elde edebileceğine inanamıyorlardı. Üstelik o kadar zulme rağmen. O kadar sansüre, yasağa, hırsızlığa, arsızlığa rağmen. Halkın kendilerini sıfırlayabileceğine inanmıyorlardı. Bunların kibrinden başları dönmüş, güç sarhoşluğundan başları dönmüş. Kendilerini kaybetmişler. Sanıyorlardı ki Kürt halkı, bölge hakları kendilerine gerekli siyasi cevabı vermeyecek. Ama halkımız sağ olsun var olsun. Bu zalimlere hak ettiği cevabı verdi. 7 Haziran seçimlerinde. Ondan sonra ne dediler bu böyle olmaz. HDP tehditle oy topluyor dediler. Bakın tehditle oy toplayanın kim olduğu görmek ve kayıtlara geçmek istiyorsanız Başbakan Davutoğlu'nun dünkü konuşmasını dinleyin ve kayıtlara geçsin. Bu memleketin koskoca Başbakanı, gözümüzün içine baka baka Van'da tehditle oy topluyor. İhbar ediyorum. Var mı şerefli namuslu bir savcı, hakim, yargıç. Gitti Başbakan, Van'ın göbeğinde halkı beyaz Toros'larla, JİTEM'le tehdit ederek eğer AKP'yi iktidardan indirirseniz. Burada JİTEM saldırır, JİTEMçalışır. Beyaz Toros'lar sokaklarda dolaşır dedi. Gözümün içine baka baka tehditle oy toplamak için teşebbüste bulundu. ve bunu halada yapıyorlar. Yine Van'da, Mardin'de HDP'ye oy veren halkımızı, jandarma karakollarına çağırıyorlar. İmza örneklerini alıyorlar. Muhtarlarımızı tehdit ediyorlar. Tehditle silah zoruyla savaş zoruyla kendilerini 1 Kasım seçimlerinde kendilerini tek başına iktidar ve Tayyip Erdoğan'ı başkan yapmaya çalışıyorlar. Bu savaş niye çıktı. Herkes bu soruyu soruyor. Bu sorunun cevabını arıyor. Bu savaşın nedenini halkımızın demokratik iradesini beyan etmesine bağlayanları biz şiddetle lanetliyoruz."

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, bugün halklarının sözde savaşın nedeni ve tetikleyicisi olarak gösterildiğini söyleyerek; "Niye? Şırnak'ta özyönetim ilan edilmiş, öz yönetim talebi ortaya konulmuş diye. Özyönetim talebi ve hakkı bu halkın anasının sütü kadar helaldir. Siz bu halka mecliste siyaset mi yaptırdınız? Siz bu halkın seçilmiş temsilcilerini tanıdınız mı? Siz bu halkın demokratik taleplerine bir günden bir güne en ufak bir insani cevap verdiniz mi? Yıllardan bu yana tehdit, savaş, ölüm, katliam, bu siyaset üzerinden halkın demokratik taleplerini yok farz ettiniz. Halk tabi ki bunun karşısında. Ben demokratik yaşam istiyorum talebini ortaya koyacak. Herkes sorarsanız demokratik Türkiye der. Bu demokrasiyi inşa etmek kolay mı? Karşınızda bir faşizm varken, diktatörlük yapısı varken, bu demokrasiyi kim inşa edecek? Bütün siyasi kurumları felç, feshetmişsiniz. Bu demokrasi nereden inşa edilecek? Şırnak halkı bunun cevabını verdi. Çok güzel ve ahlaki demokratik bir cevap verdi. Demokrasi yerelden inşa edilecek dedi. Merkezdeki ceberut devlet. İşi gücü bırakmış, hiçbir demokratik kaygısı kalmamış, halkına, Suriye'ye savaş açıyor. Devletin yapmadığını halk kendisi için yapma hakkına sahiptir. ve bu onursal ve tarihsel bir görevdir. Ben hepinizi kutluyorum. Halkımızın iradesi önünde saygıyla minnetle eğiliyorum. Burada söylüyorum kayıtlara geçsin. Sizler çok yakın bir gelecekte göreceksiniz. Halkımızın özyönetim iradesini bölücülükle yaftalayıp, savaş nedeni olarak gören bu karanlık diktatör yapı, tarihe karışacak. Sadece lanetlemek için hatırlayacak. Ama Şırnak halkını ve öz yönetim iradesini kuşanan halkımızı Türkiye'de demokrasinin mimarı olarak anacak ve hatırlayacak. Bütün Türkiye halkları, Türkiye'de demokrasi ne zaman ne şekilde kuruldu sorusuna işte Şırnak'tan cevap verecek. demokrasiyi halk kurdu diyecek. Tarih Türkiye'ye barısı ve özgülüğü demokratik bir siyasal rejimi halk getirdi diyecek. İşte bizim amacımız budur. Amacımızı içimiz kadar aydınlıktır. Bu amacımızın karatılmasına asla izin vermeyeceğiz" dedi.

Yüksekdağ, davalarının sadece oy olmadığını belirterek; "Bu sandıklar için bu kadar kan dökenler utansın. Bu seçim sandıklarından 400 vekil çıksın diye savaş çıkaranlar utansın. 400 milletvekili için 500 insanı ölüme gönderenler utasın. Bu sandıkların, bu koltukların bizim için insan yaşamından, demokrasiden öte bir anlamı yoktur. O sandıklar barış, demokrasi getirmiyorsa, huzur getirmiyorsa ne anlamı var. Bizi iktidar getirmesin. Biz o sandıklardan haşa iktidar istemiyoruz. ama halkımızın istediğini istiyoruz. Halkımızı o sandıklardan kendi yönetimini istiyor. Bu istek kazanacak. Buna inanıyoruz. 1 Kasım seçimlerinde halklarımızın yerelden geliştirdiği özyönetim, demokratik inşa, hareketi ile sandıklardan çıkan zaferimiz birleştiğinde, daha büyük bir demokratik temsiliyetle bizler bütün bir coğrafyada demokratik özyönetime dayanan, halklarımızın doğrudan siyasete katılması dayanan bir yeni yaşamı şansına sahip olacağız" diye kaydetti.

Yüksedağ, daha sonra kentteki esnafları ziyaret ettikten sonra öldükten sonra polis aracına bağlanarak sürüklenen HDp Şırnak Milletvekili Leyla Birlik'in kayınbiraderi Hacı Lokman Birlik'in ailesine taziyede bulundu.