TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 1915 yılı olaylarının tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını en fazla Türkiye'nin istediğini belirterek, "Ne varsa bu işlerin önünde ve arkasında, kim bu olayları kışkırttı, kim teşvik etti ve sonuçta ne olduysa bunun tüm yönleriyle, belgelere dayalı olarak ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İstiyoruz ki istismar ortadan kalksın, tarihi gerçekler gün ışığına çıkarılmak suretiyle barışa katkı sağlayalım" dedi.
Washington temasları kapsamında Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde (CSIS), "21. Yüzyılda Türkiye-ABD İlişkileri" başlıklı konferansta konuşan Çiçek, Kafkasya'daki etnik çatışmaların ve donmuş ihtilafların bu bölgenin potansiyelini kullanmasını önlediğini kaydetti.
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan'ın bölgede diyalog, etkileşim ve dayanışmanın tesis edilmesi için somut adımlar attığını ama daha fazla ilerleme için Dağlık Karabağ gibi problemlere adil ve kalıcı çözüm bulmak gerektiğini belirten Çiçek, bu noktada Ermenistan'ın da bu bölgesel plana dahil olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme iradesinde değişiklik olmadığını ve Ermenistan'a samimi ve açık yüreklilikle yaklaştığını dile getiren Çiçek, "Ancak Ermenistan'ın 24 Nisan'a giden süreçte, ülkemizden gelen tüm iyi niyetli girişimlere olumlu yanıt vermemeyi seçtiğini, enerjisini normalleştirme sürecini ileriye taşıma hedefi yerine 1915 yılı olaylarının yıldönümü kapsamındaki Türkiye karşıtı faaliyetlerinin üzerine yoğunlaştırmayı tercih ettiğini görüyoruz" dedi.
Çiçek, Türk-Ermeni ilişkilerini normalleştirmek için daha umut olduğuna da işaret ederek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve sayın Başbakanımızın bu olaylarla ilgili vermiş olduğu taziye mesajı ve yaptığı açıklamalar bu yönde atılmış önemli adımlardır" diye konuştu.
Çiçek, 1. Dünya Savaşı'nda 1915'in Anadolu tarihinde acılı ve hüzünlü olayların yaşandığı yıl olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çünkü savaş varsa acı vardır ve bu her toplum için, toplumun her kesimi için vardır, sadece Ermeniler için değil. 1. Dünya Savaşı'nda 20 milyon insan ölmüştür ve bu savaşın önemli kısımları bizim coğrafyamızda cereyan etmiştir. Elbette bu savaşın acılarından Ermeniler, Türkler, Kürtler, Araplar, Anadolu'daki tüm değişik gruplar bu acılardan nasibini almıştır. Bütün Anadolu halkları için böyledir ve bunun bir sebebi vardır. Bu dönemi adil bir hafıza perspektifinden değerlendirmek, insani ve ilmi bir sorumluluktur. Bu amaçla biz arşivlerimizi tüm araştırmacılara açtık. Temenni ederiz ki Ermeniler de, Boston'daki arşivler de dahil, kimin elinde ne bilgi ne belge varsa bunu ortaya koymalı ve bilim adamları, tarihçiler ortaya çıkarmalıdır."
En fazla Türkiye'nin 1915 yılı olaylarının tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını istediğine dikkati çeken Çiçek, "Ne varsa bu işlerin önünde ve arkasında, kim bu olayları kışkırttı, kim teşvik etti ve sonuçta ne olduysa bunun tüm yönleriyle belgelere dayalı olarak ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İstiyoruz ki istismar ortadan kalksın, tarihi gerçekler gün ışığına çıkarılmak suretiyle barışa katkı sağlayalım. Biz her türlü araştırmaya katkı vermeye hazırız" ifadesini kullandı.
"Umarız 2015 Kıbrıs'ta çözüm yılı olur"
Çiçek, Kıbrıs meselesinin de adil, kalıcı ve siyasi eşitlik temelinde kapsamlı çözüme kavuşması yönündeki kararlılıklarının devam ettiğini, ancak Rum tarafının Akdeniz'de tek taraflı sondaj çalışmalarına başlaması ve Kıbrıslı Türklerin bu kaynaklar üzerindeki asli haklarını korumak için aldığı önlemleri gerekçe göstererek müzakerece sürecinde görüşmelere katılmama kararı almasının son derece talihsiz olduğunu söyledi.
Çiçek, "Rum tarafının müzakere masasına geri dönerek görüşmelerin yeniden başlaması Kıbrıs'ta çözüme yönelik umudu yeniden yeşertecektir ve temennimiz Kıbrıs'ta 50 yıldır süren bu ihtilafın sona ermesi ve 2015'in çözüm yılı olmasıdır" dedi.
"Türkiye, bölgede istikrarı arzulayan her ülke için vazgeçilmez ortak"
Küresel ekonomik krizin ardından Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki halk hareketleri ve sonrasında bazı ülkelerde ortaya çıkan iç çatışmalar ile Rusya'nın Ukrayna'daki hamlesinin mevcut dönemi daha çalkantılı hale getirdiğini aktaran Çiçek, "Türkiye bahsettiğimiz yeni ve risklerle dolu küresel denklemin içinde, demokratik ve laik siyasal sistemi, dinamik ekonomisi, nüfus yapısı ve özgün kültürel mirasıyla çağdaşlığı bağdaştıran, sosyal geleneğiyle kendi bölgesinde ve ötesinde barış ve istikrarı teşvik eden merkezi bir aktördür" dedi.
Çiçek, "İşte bu ortamda çeşitli fırsatlar ve zorlukların oluşturduğu arka planda Türkiye ve ABD, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, serbest piyasa ekonomisi gibi ortak paydalar temelinde ikili işbirliği konularının zeminini genişletmiş, kırılgan ve yayılma riski bulunan coğrafyada yer alan Türkiye, bölgede istikrarı arzulayan her ülke için vazgeçilmez bir ortak konumuna gelmiştir" diye konuştu.
ABD ve Türkiye'nin dış politika gündemlerinin büyük ölçüde örtüştüğünü belirten Çiçek, bunun da ortak konularda işbirliğini hem karşılıklı çıkarlar hem de uluslararası barış ve istikrar açısından vazgeçilmez kıldığını kaydetti. Çiçek, "Bu noktada Türkiye ve ABD'nin, ortak amaç ve ideallerini, bazen farklı araçlarla da olsa etkili biçimde savunup ilerletebilen, her zaman aynı düşünmeseler de hayati meselelerin çözümünde ortak paydada buluşabilen, uluslararası düzene pozitif katkı yapabilme yeteneğine sahip iki yakın müttefik olduklarının" altını çizdi.
ABD ile ilişkilerin kazandığı içerikten memnuniyetlerini dile getiren Çiçek, "Her iki ülkenin birbirlerine karşı önemli üstünlükleri var. Bu ilişkinin etkili işbirliği stratejileri üzerinde mutabık kalındığı takdirde her daim başarılı olabilmesinin altında bu gerçeklik yatmaktadır. Türk-Amerikan ilişkilerin model ortaklık kavramına uygun biçimde daha da ileri aşamalara taşınmasını arzu ediyoruz" dedi.
Çiçek, ABD ile ticaretin ve ABD firmalarının Türkiye'deki yatırımlarının artmasını beklediklerini, özellikle Ar-Ge alanında ABD ile daha fazla işbirliği yapılabileceğini kaydetti. ABD ile AB arasındaki görüşmeleri yapılan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'na (TTIP) değinen Çiçek, Türkiye-ABD ikili ticaretinin liberasyonu sağlayacak düzenlemelere ulaşmasının Türkiye açısından önemini anlattı.
"Tek taraflı aşk olmuyor"
TBMM Başkanı Çiçek, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soru üzerine, "Avrupa Birliği bizim 52 yıllık maceramız. Koş Allah koş ama bir türlü belli bir noktaya gelemedik" dedi.
AB üyeliğinin Türkiye'nin stratejik tercihi ve devlet politikası olduğunu ve Türkiye'nin AB'ye girmek istediğini ama AB'nin de adil davranması ve çifte standart uygulamaması gerektiğini dile getiren Çiçek, "Bazı ülkeler bazı başlıkları bloke ediyor, bazı ülkeler de bazı başlıkları bloke etmiş, şimdi müzakere edilecek başlık kalmamış. Şu an bazı müzakerelerin başlıklarının açılış kriterleri, bazılarının kapanış kriterleri yok. Biz neyi nasıl müzakere edeceğiz? Ortada ciddi büyük bir belirsizlik var. Dolayısıyla tablo ortadadır. Biz istiyoruz ama önümüzde ciddi engeller var. Tek taraflı aşk olmuyor. Onun için bizim samimi arzumuz bu engellerin ortadan kalkması, en azından 3 başlıkta müzakerelerin canlandırılması gerekiyor" diye konuştu.
"Parlamenter sistem sürdürülebilir bir durum değil"
Başkanlık sistemine dair soru üzerine, geçmişteki koalisyonlar döneminin Türkiye için çok sancılı ve sıkıntılı geçtiğini belirten Çiçek, başkanlık sisteminin Türkiye için daha iyi bir tercih olacağını söyledi.
Çiçek, yeni anayasa sürecinde muhalefet partilerinin başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemin doğru olacağı görüşünü savunduklarını ifade ederek, "Kanaat olarak ifade edeyim ki en kötüsü bugünkü haldir. Bugünkü halden Türkiye'nin kurtulması lazım. Çünkü bugünkü durumda Türkiye kurumlar arası çatışmadan kendisini kurtaramaz, geçmişte de kurtaramadı. Onun için bugünkü durum bizim açımızdan daha uzun süre sürdürülebilir bir durum değildir" dedi.
Çiçek, Haziran'daki seçimlerin ardından Türkiye'nin üzerinde duracağı önemli konulardan birinin bu olacağını düşündüğünü söyledi.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › TBMM Başkanı Çiçek Washington'da: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?