CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı - Son Dakika
Güncel

CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu (3): "Biz bu (Kürt) sorunu çözmeye kararlıyız ve çözeceğiz, göreceksiniz.

05.09.2014 15:15
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu çözmeye kararlı olduklarını ve çözeceklerini belirterek, "Çözeceğiz, göreceksiniz. Her soruna değindik, bu sorunu da çözeceğiz. Çünkü bu sorunun temelinde özgürlük ve demokrasi var" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin ATO Congresium'daki 18. Olağanüstü Kurultayında yaptığı konuşmada, kadınların siyasete girmesi için tüzüğe yüzde 33 cinsiyet kotası getirdiklerini ve bunun hiçbir partide olmadığını söyledi. Gelecek yılki genel seçimlerde kadınların siyasete damga vuracağını ifade eden Kılıçdaroğlu, aynı şekilde yüzde 10 gençlik kotası getirdiklerini, gençlerin PM'de temsil edildiğini, ülkenin en genç belediye başkanının partisinde bulunduğuna işaret etti.

"Daha değişim bitmedi. Durmayacağız. Biz, devrimci bir partiyiz, özgüveni yüksek bir partiyiz" diyen Kılıçdaroğlu, partide, aktif ve pasif üyelik getireceklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Aidatını ödeyen gelecek, seçme seçilme hakkını kullanacak. Yoksa 500 kişinin aidatını yatırıp, 'Gelin bana oy verin' diyen zihniyeti sileceğim. Bir sendika ağaları var, bir de parti ağaları var. Parti ağalarını da sileceğim" diye konuştu.

Partisi için "CHP geçmişiyle yüzleşemez" denildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Niye yüzleşmeyelim? Biz özgüveni olan bir parti değil miyiz? Yeri, zamanı gelirse elbetteki geçmişimizle yüzleşiriz. Biz geçmişle onur duyuyoruz. Cumhuriyeti kuran partiyiz, sosyal demokrasiyi getiren partiyiz, kadın erkek eşitliğini getiren partiyiz. İlk kez Anayasa Mahkemesini telaffuz eden partiyiz. İlk kez hukukun üstünlüğünden söz eden parti biziz. Elbetteki yüzleşiriz, korkmayacağız. Korkarak siyaset yapılmaz. Siyaset cesur insanların, söyleminin arkasında duran insanların alanıdır."

Kılıçdaroğlu, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mezarına gittiğini, bunun yanında Adnan Menderes ve Celal Bayar'ın da mezarını da ziyaret ettiğini anlatarak, ülkeye katkı yapan tüm siyasetçilere saygılarının sonsuz olduğunu belirtti. Kamplaşmanın ve kavganın değil, birbirini kucaklayan, sevgi hanesi olan yeni bir anlayışın ülkeye egemen kılınması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Diyorlar ki CHP Atatürk'ü dışladı. Atatürk kimsenin tekelinde değildir. Mustafa Kemal Atatürk, 77 milyonun yüreğinde olan kişidir. Mustafa Kemal Atatürk'ten söz edildiği zaman bütün CHP'lilerin yüreği oynar, gözleri dolar. Sadece bizlerin değil, düşmanlarının bile saygı duyduğu bir liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Ama kimse kusura bakmasın, ben Kenan Evren Atatürkçüsü değilim, ben onun gibi Atatürkçü değilim. Rahmetli Nadir Nadi, onu eleştirdiği için 'Ben öyle Atatürkçü değilim' diye makale yazmıştı. Kitabının da adı oydu. Gazeteye ceza verdiler. Ben öyle Atatürkçü değilim. Yine İlhan Selçuk'un dediği gibi, ben gardırop Atatürkçüsü de değilim. Ben yüreğinde Mustafa Kemal Atatürk'e yer açan bir liderim. Mustafa Kemal'in Atatürkçülüğü çağdaş uygarlıkla tanımlanır. Hedef var, çağdaş uygarlık. Kadın erkek eşitliği, cumhuriyet, çok partili rejim, hukukun üstünlüğü, bunlardır Atatürkçülük. Bunlardan ödün mü verdik? Hayır. Birisi diyor 'Ben Atatürkçüyüm, partide bana yer vermediniz, o zaman bu parti Atatürkçü değil.' Kişiye endeksli Atatürkçülük mü olur? Böyle bir alan mı var? Atatürkçülük kimseye el avuç açmamaktır, Atatürkçülük kimsenin önünde diz çökmemektir, Atatürkçülük, büyümek, üretmek ve kazanmaktır. Atatürkçülük kazandığını hakça bölüşmektir, Atatürkçülük ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen demektir. Atatürkçülüğü biz böyle anlarız. Atatürkçülük mazlumdan yana olmaktır, zulme karşı gelmektir. Atatürkçülüğü biz böyle anlarız. Otur masa başına Atatürkçülük edebiyatı yap. Biz o Atatürkçülerden değiliz, kimse kusura bakmasın."

-"CHP neredeyse, aslanlar gibi oradadır"

Kılıçdaroğlu, 1960'lı yıllarda eski nüfuz cüzdanına "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" yazdığını anlatarak, "Özgürlüğü ve bağımsızlığı savunuyorsanız, işte Atatürkçülük budur. Atatürk'ü dar kalıplar içine sokamazsınız. Onu Kenan Evren ve arkadaşları yaptı" dedi.

Bunların hiçbirinin sağ politika olmadığını bildiren Kılıçdaroğlu, buna karşın partisinin sağa kaydığının söylendiğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, "Niye söylüyorlar bunu? Size söyleyeyim, ben merkezci sol anlayış bunu söyletiyor. 'Ben varsam CHP'nin içinde sol var. Ben yoksam CHP solda değil.' Kimse kusura bakmasın, sol kimsenin tekelinde değil. Ben merkezci sol anlayıştan, halk merkezci sol anlayışa geçtik. Sağır kulaklar duysun, halkın çıkarlarını savunacağız, halk için mücadele edeceğiz. Onun derdi almış başını gidiyor, biz tutturmuşuz, 'CHP sağa kaydı, CHP solda'. Yok böyle bir şey. CHP neredeyse, aslanlar gibi oradadır. Hiç kimsenin endişesi olmasın. CHP, halktan yana politika tutuyor" diye konuştu.

"Yoksulluk edebiyatıyla solculuk olmayacağını, bu anlayışı da değiştireceğini" ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ben daha yoksulum, ben daha fazla solcuyum, yok böyle bir şey" dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yeni bir anlayışı egemen kılıyoruz, halk zenginleşecek diyoruz. Halkın gelir düzeyi artacak diyoruz. Zenginliği öneriyoruz, ama üreterek zenginlik, üreterek, kazanarak ve hakça bölüşerek. Türkiye güçlü ve zengin bir ülke olmalı. Neyle? Üreterek zengin olursunuz. Üretmeyen bir toplumun zenginlik şansı yoktur. Halkıma açık çağrıda bulunuyorum, senin çıkarlarını savunuyorum ben, oy versen de vermesen de senin çıkarlarını savunuyorum. Senin çocuğun iş bulsun diye mücadele ediyorum. Ailende huzur olsun diye mücadele ediyorum. İnandığın bütün değerlere saygı gösteriyorum. Kimliğinde şeref duy, kimliğine saygı duyulsun istiyorsan, adresin bellidir, yerin bellidir, halkın partisidir, CHP'dir. Barışı vaat ediyorum, umudu vaat ediyorum, geleceği vaat ediyorum. Ben, yandaşlarım köşeyi dönecektir diye bir mücadele içinde değilim. Eğer birileri köşeyi dönecekse, köşeyi dönecek olan bu milletin kendisidir, halktır. Onlar köşeyi dönecek, onlar zenginleşecek, onlar için çalışacağız."

-"Adresin belli..."

Kılıçdaroğlu, Türkiye için 60 yıldır "Kalkınmakta olan ülke" denildiğini, ancak "Gelişmiş Türkiye" denilmediğini belirterek, Türkiye'nin Güney Kore'den önce otomobil üreten, 1925'te uçak fabrikasının temelini atan bir ülke olduğunu söyledi. Türkiye'nin ilk uçağının 1934'te Kayseri'den Ankara'ya uçtuğunu, 1930'larda denizaltı omurgasının Haliç'te denize indirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bugün bizim bir otomobil markamız var mı? Yok. Niye yok? İşte bu politikacılar yüzünden. Değişeceksin, ben değişiyorsam, sen de değişeceksin. Çocuğuna iş mi istiyorsun, AŞ mı istiyorsun, güzel bir Türkiye mi istiyorsun, zengin bir Türkiye mi istiyorsun, güçlü bir Türkiye mi istiyorsun, o zaman adresin belli, yerin belli, CHP. Kul hakkı yemeyen CHP, onurlu CHP" diye konuştu.

Atatürk'ün, "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybederler" sözünü aktaran Kılıçdaroğlu, "İşte Mustafa Kemal budur, işte Atatürkçülük budur" dedi.

İktidarın, öğrencilere devlet tarafından bilgisayar dağıttığını söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Onları sen üretiyor musun?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, "Bakın bir kamyon domates gönderirsiniz, size bir cep telefonu verirler. Sonra zaman geçer, siz cep telefonu üretirsiniz, oradan size bir yazılım satarlar. Biz arkadan nal toplayan bir ülke olmamalıyız. Geleceğe bakan, teknoloji üreden, bilgi toplumuna geçen bir ülke olmak zorundayız. Zeka ekonomisinin ne olduğunu Adalet ve Kalkınma Partisinin yöneticileri biliyor mu? Emin olun bilmiyorlar. Bilgi toplumu nedir, acaba bunu biliyorlar mı? Üretmek, ama nasıl üretmek? Katma değeri yüksek ürün üreteceksiniz" diye konuştu.

Çamaşır makinasının 1800'lerin ürünü olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, 1800'lerin ürününü üretmekle övündüğünü söyledi ve "1800'lerin ürününü üretmekle övünen bir başka ülke var mı?" diye sordu.

Katma değeri yüksek ürünleri üretmenin yolunun eğitim ve aklın özgürleşmesinden geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu yapıldığında Türkiye'nin büyüyeceğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, "Bunların bir bakanı dedi ki, 'Bizden mucit çıkmaz, biz Müslüman ülkeyiz'. Emin olun bu Müslümanlığı da bilmiyor. Şunu hepimiz kabul etmeliyiz, İslamiyetten sonra dünya bilim tarihi çok büyük kazanımlar elde etmiştir. Astronomi, cebir, matematik, anatomi, bütün bunların hepsi vardır. Avrupa'da rönesansın doğuşuna kaynaklık eden İslam dünyasındaki, bilimdeki gelişmedir. Şimdi biz onu bile bilmiyoruz, onu bile anlamıyoruz" dedi.

-"Yeni bir Türkiye, güçlü bir Türkiye..."

Eğitim sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, çocukların "kobay gibi kullanıldığını" iddia etti.

Milli Eğitim Bakanlarının ve eğitim politikalarının 2,5 yılda bir değiştiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunları düzelteceklerini dile getirdi.

Sokaktaki vatandaşın borç batağında olduğu için günlük siyasetle uğraşamadığını savunan Kılıçdaroğlu, "O vatandaşıma da sesleniyorum:  Seni o borçlardan kurtarmak CHP'nin boynunun borcudur. Desteği ver borçlardan nasıl kurtaracağımı göstereceğim sana" diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerde çocuklara ücretsiz kitap verilmesinin yanında, hafta sonu kurslarının, öğle yemeklerinin, yurtların da ücretsiz olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kendilerinin de bunu savunduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Yeni bir milli eğitim politikası, yeni bir gelişmişlik tanımı, yeni bir Türkiye, güçlü bir Türkiye, zengin bir Türkiye, hiç kimsenin önünde diz çökmeyen bir Türkiye, onurlu bir Türkiye, bizim savunduğumuz budur" dedi.

Demokrasisi gelişmeyen bir ülkenin asla gelişemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 2012 verilerine göre 7 milyar dünya nüfusunun sadece yüzde 11,3'ünün demokrasisi gelişmiş ülkelerde yaşadığını, bunlarda kişi başı gelirin 30-60 bin dolar arasında değiştiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, gelişmiş ülkeler sınıfında yer almak için dördüncü büyük devrimden, özgürlük ve demokrasiden söz ettiklerini kaydetti.

-"Kürt sorununun temelinde özgürlük ve demokrasi var"

"İşsizlik sorunu ne kadar derinse Kürt sorunu da o kadar ağırdır" diyen Kılıçdaroğlu, bu konuda en net görüşleri kendilerinin ortaya koyduğunu savundu.

Bu sorunun silahla, askere, güvenlik güçlerine ihale ederek çözülemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ne diyorlardı, 'Siz Sivas'ın ötesine bile gidemiyorsunuz' şimdi CHP'liler Türkiye'nin her tarafına gidiyorlar. Onlar gidemiyorlar. Biz bu sorunu çözmeye kararlıyız ve çözeceğiz, göreceksiniz. Her soruna değindik, bu sorunu da çözeceğiz. Çünkü bu sorunun temelinde özgürlük ve demokrasi var. Özgürlük ve demokrasiyle çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok" ifadelerini kullandı.

Dış politikada büyük sıkıntılar olduğunu ve bunu en sert kendisinin eleştirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, çözüm üretip, çözüm sunanın da kendisi olduğunu söyledi.

Bugün Ortadoğu'da Müslüman kanı aktığını, insanların birbirlerini "Allah Allah" diye öldürdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, bu sorunun akılcı yöntemlerle çözülmesi gerektiğini kaydetti.

İktidara nasıl yürüyeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bir, çok başlılıkla değil, güçlü liderlik olması lazım. İki, bölünmüşlükle değil, örgütsel birliktelikle olması lazım. Üç, tek adamcılıkla değil, uyum içinde çalışan inançlı kişilerle olması lazım. Deneyimiyle birikimiyle kalkınma hamleleriyle halkın partisiyle yani CHP ile olması lazım. Eğer biz bu dinamizmi harekete geçirebilirsek, iktidar uzağımızda değil" değerlendirmesinde bulundu.

-"Tasfiye'den yana değilim ama birlikten yanayım"

Partililerle beraber ortak ses çıkaracaklarını, farklı ses çıkaranların ayrılacakları yerler olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Diyorlar ki, 'Bu kurultay bir tasfiye kurultayı mıdır?'. Asla, her oya ihtiyacımız var, her kişiye ihtiyacımız var. Tasfiyeden yana değilim, ama birlikten yanayım. Bir karar çıkar, karar onaylanırsa hiç kimse o kararın aleyhine çıkıp televizyon ekranlarında konuşamaz. İzin vermeyeceğim buna. CHP bir düşünce kuruluşu değil. Gidersin üniversitede istediğin gibi konuşursun. Sivil toplum örgütüne başkan olursun istediğin gibi konuşursun. Ama CHP kimliğini aldıktan sonra programının dışına çıkamazsın, tüzüğünün dışına çıkamazsın. Seni sınırlayan odur, beni de sınırlayan odur."

CHP'nin iktidarı için toplumun tüm kesimleriyle yakın bağ kurmak zorunda olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Kavgaya izin vermeyeceğim. Herkes bunu bir kez daha bilsin. Kavgaya izin vermeyeceğimi kurultayın önünde söyleyeyim de 'Efendim sen bunu niye yaptın' kimse demesin" ifadesini kullandı.

Daha fazla çalışacağına söz veren Kılıçdaroğlu, "Sözüm söz, güzel, aydınlık, özgürlükçü bir Türkiye için, zengin bir Türkiye için, sorunu olmayan bir Türkiye için herkesin barış içinde yaşadığı bir Türkiye için, Kürdü,  Türkü, Lazı Çerkezi ile herkesin etnik kimliğinden gurur duyduğu bir Türkiye için çalışacağım" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması ise 56 dakika sürdü.

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement