Ecco Homo Kitabı Çıktı - Son Dakika
Güncel

Ecco Homo Kitabı Çıktı

Friedrich Nietzsche'nin kaleme aldığı Avrupa Yakası Yayınları'ndan Ecco Homo kitabı raflardaki yerini aldı.

03.04.2014 23:48  Güncelleme: 23:50

Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un hukuki durumu 71 sayfada anlatıldı. Gerekçeli kararın "Delillerin Değerlendirilmesi, Hukuki Nitelendirme ve Cezanın Belirlenmesi" başlıklı bölümünde, İlker Başbuğ ile ilgili kısımda, "HTS dökümlerinin karşılaştırma sonucuna göre, sanıklardan Tuncer Kılınç, Zekeriya Öztürk, Levent Göktaş, Erdal Şenel, Ünal İnanç, Mustafa Balbay, Hulusi Gülbahar, Güler Kömürcü, Hasan Iğsız, Şener Eruygur, Abdulvahit Özkaya, Hıfzı Çubuklu, Levent Ersöz, Mustafa Koç ve İsmail Hakkı Pekin ile irtibatlı olduğu anlaşılmıştır. Sanık İlker Başbuğ'un, sanıklar Fatma Cengiz ve İbrahim Şahin ile de irtibatlı olduğu, sanığın sadece kendi mesai arkadaşları ile değil, bunların dışındaki bazı sanıklarla da irtibatlı olması nedeniyle aralarındaki irtibatın örgütsel nitelikte olduğu anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.

"BAŞBUĞ İLE PERİNÇEK ARASINDA İRTİBAT BULUNDUĞU ANLAŞILMIŞTIR"

Gerekçeli kararda, Başbuğ'un, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin tarafından illegal olarak kurulan, ülkede suikast ve tedhiş eylemleri gerçekleştirmek için oluşturulan, S-1 ismi verilen ekipten haberdar olduğunun anlaşıldığı belirtilerek, "Sanık Doğu Perinçek tarafından yazılan ve 2002 yılından bu yana görev yapan 3 Genelkurmay Başkanı hakkında değerlendirmenin yapıldığı yazıda, 'Org. İlker Başbuğ komutanlığında yeni bir komuta kademesi oluştu, onlara içtenlikle güveniyoruz, onların Özkök'ler olmadığını biliyoruz. Ancak bu yetmiyor. Türk Ordusu güvenliği yeniden tanımlamalıdır, güvenlik milli hedefin, milli stratejinin güvenliğidir, somut olarak bugün Türkiye'nin güvenliği Kemalist devrimin güvenliğidir' şeklinde yazılardan, sanıklar İlker Başbuğ ile Doğu Perinçek arasında da bir irtibatın bulunduğu anlaşılmıştır" denildi.

"ANDIÇ'IN SANIK İLKER BAŞBUĞ TARAFINDAN ONAYLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ ANLAŞILMIŞTIR"

Gerekçeli kararda şu ifadeler yer aldı:

"Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Şubesi bünyesinde, bir kısım sanıklarca illegal olarak işletilen internet sitelerinde, özellikle 2006 yılından 2008 yılına kadar sanık Dursun Çiçek, 2008-2009 yılları arasında sanıklar Fuat Selvi ve Ziya İlker Göktaş tarafından işletilen "irtica.org" isimli internet sitesinde, AK Parti, bazı bakanlıklar ve Hükümet aleyhine yoğun bir şekilde kara propaganda mahiyetli yayınlar yapıldığı anlaşılmıştır. İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı döneminde, 4 Şubat 2009 tarihinde bir gazetede bu sitelerle ilgili haber çıkması üzerine siteler kapatılarak yayınlarına ara verildiği, sanık İlker Başbuğ ve sanık Hasan Iğsız'ın talimatıyla sitelerin farklı isimlerle ancak aynı içerikle tekrar yayına başlaması için sanık Dursun Çiçek öncülüğünde "İnternet Andıcı" isimli belgenin hazırlandığı belirlenmiştir. Ekinde, takip edilen, Türkçe yayın yapan, karşılarında "irticai internet sitesi", "bölücü internet sitesi", "anarşist internet sitesi", "solcu internet sitesi" gibi ibareler bulunan 292 adet internet sitesinin adresleri ile ek güvenlik tedbirleri bölümünde gri ve kara propagandanın nasıl yapılacağı yazılı olan "Andıç" isimli belgenin, sanıklar Cemal Gökçeoğlu, Sedat Özüer, Ziya İlker Göktaş, Dursun Çiçek, Hulusi Gülbahar, Orhan Güçlü, Mustafa Bakıcı, Mehmet Eröz, İsmail Hakkı Pekin, Mehmet Otuzbiroğlu, Hıfzı Çubuklu ve Hasan Iğsız tarafından paraflandığı anlaşılmıştır. Sanık Hasan Iğsız'a ait parafın yanında Sn.K.'a arz ibarelerinin bulunduğu, Andıç'ın sanık İlker Başbuğ tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır."

"BAŞBUĞ'UN SAVUNMALARINA İTİBAR EDİLMEMİŞTİR"

İlker Başbuğ'un, savunmalarında, "Andıç" isimli belgenin kendisine arz edilmediğini ve onaylamadığını söylediği anlatılan gerekçeli kararda, Hasan Iğsız, Mehmet Eröz, Dursun Çiçek ve Murat Uslukılıç'ın ise, Andıç'ın Başbuğ'a arz edildiği ve onun tarafından onaylandığı, Andıç'ın onaylanmadan yürürlüğe giremeyeceği yönünde beyanlarda bulundukları vurgulandı. Gerekçeli kararda, "Dosyadaki diğer deliller dikkate alındığında, sanık İlker Başbuğ'un söz konusu Andıç isimli belgeyi onayladığı sabit kabul edilmiş, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik inkar mahiyetli bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir" denildi.

"BAŞBUĞ HABERDARDI"

"Andıç isimli belgenin bir karargah çalışması olmayıp, sanıklar tarafından illegal olarak hazırlandığı anlaşılmıştır" denilen gerekçeli kararda, şöyle denildi:

"İlker Başbuğ'un emrinde çalışan Dursun Çiçek tarafından hazırlanan, ülkede kaos ve kargaşa ortamı yaratıp darbeye zemin hazırlamak yönünde planların hazırlandığı "İrticayla Mücadele Eylem Planı" isimli çalışmanın, sanığın Genelkurmay Başkanlığı döneminde yapıldığı, belgenin bir gazetede haber yapılıp kamuoyunda duyulması üzerine sanığın yaptığı basın

açıklamasında, belgeyi 'kağıt parçası' olarak nitelendirmesi, belgenin ıslak imzalı aslı ortaya çıkıp, belgenin sanık Dursun Çiçek'in el ürünü olduğu yönünde çok sayıda rapor alındıktan sonra da, bu beyanlarını düzeltir mahiyette bir açıklama yapmaması, bu şekilde başta bu belge ve sanık Dursun Çiçek ile ilgili soruşturma olmak üzere, tüm Ergenekon soruşturmalarını itibarsızlaştırmaya ve kamuoyunu yönlendirmeye çalışması nedeniyle, İlker Başbuğ'un Dursun Çiçek tarafından hazırlanan bu çalışmadan haberdar olduğu anlaşılmıştır. Sanık İlker Başbuğ'un Dursun Çiçek tarafından hazırlanan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" isimli çalışmadan haberdar olduğu, hatta sanık Dursun Çiçek'in bu çalışmayı sanık İlker Başbuğ'un bilgisi ve kontrolünde hazırlayarak uygulamaya koyduğu anlaşılmış, sanık İlker Başbuğ'un bu şekilde, Ergenekon silahlı terör örgütünün nihai hedefine ulaşması yönünde hazırlanan ve uygulamaya konan bu çalışmayı, örgütün yöneticisi olarak, örgüt hiyerarşisi içinde ve kendi kontrolünde, kendi hakimiyeti

altında bulunan sanık Dursun Çiçek'e yaptırdığı anlaşılmıştır. İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın sanık İlker Başbuğ tarafından uygulamaya geçirildiği anlaşılmıştır."

"GÜLEN GRUBU"NUN DA ADI GEÇTİ

Başbuğ'un, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, yine örgütün amaçları doğrultusunda Meclis'teki siyasi partileri yönlendirerek, AK Parti ve Hükümete müdahale planları yaptığı belirtilen gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi üyeleri ile de görüşerek, AK Parti'nin kapatılması yönünde çalışmalar yaptığı, kamuoyunu yönlendirip ülkede kaos ve kargaşa ortamı yaratıp, darbeye zemin hazırlamak için kurulup faaliyet yürüten, AK Parti, bazı bakanlıklar ve hükümet aleyhine kara propaganda mahiyetli yayınlar yapan internet siteleri ve özellikle "irtica.org" isimli internet sitesinden ve yayınlarından haberdar olduğu anlaşılmıştır."

Gerekçeli kararda "Yapılan yargılama sonucunda, sanık İlker Başbuğ'un Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticilerinden olduğu, Genelkurmay Başkanlığı döneminde, kendisine bağlı silsile içinde bir kısım üst düzey komutanlar ve Bilgi Destek Dairesi Başkanlığı'nda görevli bazı asker ve sivil sanıklar ile birlikte cebir ve şiddet kullanarak AK Parti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ederek faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır. İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın mahkememizde görülen davayı ilgilendiren yönü, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti hakkındaki kısmıdır. Yoksa Gülen grubuna yönelik planlar değildir. Bu planda, Gülen cemaati diye bilinen grup ile AK Parti ve Hükümetin birbirine verdiği düşünülen destek nedeniyle hakkında bazı planlar yapıldığı ve bu planlar üzerinden AK Parti Hükümetinin hedeflendiği görülmüştür. Ama bir bütün olarak bu plan içeriği, çok açık olarak AK Parti Hükümeti'nin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye yöneliktir" denildi. - İstanbul

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement