MHP Grup Toplantısı'nda Bir İlk - Son Dakika
Politika

MHP Grup Toplantısı'nda Bir İlk

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "ABD Başkan Yardımcısı Sayın Joe Biden’ın bizimle bir görüşme talebi oldu ancak bilahare bu talebin gerçekleştirileceği zemin, muhtemel konusu ve diğer siyasi partilerin temsil profili nedeniyle görüşmeye katılmayacağımız muhataplarına bildirildi" dedi.

26.01.2016 12:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "ABD Başkan Yardımcısı Sayın Joe Biden'ın bizimle bir görüşme talebi oldu ancak bilahare bu talebin gerçekleştirileceği zemin, muhtemel konusu ve diğer siyasi partilerin temsil profili nedeniyle görüşmeye katılmayacağımız muhataplarına bildirildi" dedi.

MHP Grup Toplantısı'nda, geçtiğimiz günlerde anjiyo olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yerine kürsüye MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural çıktı. 1997'den bu yana genel başkanlık koltuğunda oturan Bahçeli'nin yerine ilk kez bir başka isim partililere hitap etti.

Genel Başkan Bahçeli'nin 5 Ocak 2016'ta yapılan grup toplantısında ülke ve dünya meselelerini detaylarıyla paylaştığını hatırlatan Vural, "Arkasından Sayın Genel Başkanımızın daha önceden planlanmış bir tedavi süreci gerçekleşti. Genel Başkanımız 15 Ocak'ta son derece başarılı bir operasyon geçirmiştir. Kısa zaman içinde aramıza katılacak olan Sayın Genel Başkanımızın istirahati şu an itibarıyla devam etmektedir. Bu dönemde ülke gündemini takip etmekte ve parti çalışmalarını sürdürmektedir. Bizzat Sayın Genel Başkanımızın talimat ve tensipleriyle düzenlediğimiz bugünkü grup toplantımızda Türkiye'yi yakından etkileyen meselelerle ilgili kanaatlerimi sizinle paylaşacağım. Aziz milletimize Sayın Genel Başkanımızın selamlarını, muhabbetlerini arz ediyorum. Bu vesileyle sağlık dileklerini paylaşan siyasi parti temsilcilerine, devlet ricaline, kültür, sanat, spor, iş, sivil toplum çevrelerine MHP Grubu'nun teşekkürlerini sunuyorum. Hepinizin huzurunda Sayın Genel Başkanımıza sağlık ve afiyet diliyor, sözün sahibini heyecanla beklediğimizi belirtiyor, katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum" ifadelerini kullandı.

VURAL'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI

Konuşmasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç için başsağlığı mesajını ileten Vural, "Cumhuriyet Türkiye'sinin kalkınmasına, rekabet gücüne önemli katkılar sağlamış, bir ifadeyle Türk ekonomisini ekonomisinin koçbaşı olmuş, Koç topluluğunun Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mustafa Koç'a Allah'tan rahmet diliyor, ailesine ve Koç çalışanları ile milletimize başsağlığı diliyorum" dedi.

Vural, "TBMM'de uzun dönem milletvekilliği, Meclis Başkanvekilliği yapan Kamer Genç'e de Allah'tan rahmet, ailesine ve CHP ailesine başsağlığı diliyorum. 26 Ocak 2014 tarihinde, 2 yıl önce bugün İstanbul Esenyurt İlçe Seçim Koordinasyon Merkezimizin açılışı sırasında uğradığı hunhar saldırı sonucunda şehit olan Yusufiyeli Cengiz Akyıldız kardeşimize de Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Mekanı cennet olsun" diye konuştu.

2016 yılında hem terör, hem bölücü talepler hem de milli güvenlik ve menfaatleri haleldar eden gelişmelerin hız kazandığını belirten Vural, Pazar günü Şırnak'ın Cizre ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarına yönelik operasyonda şehit düşen Topçu Üsteğmen Uğur Taşçı'nın berzah alemine yolculuk törenine İstanbul'da katıldığını hatırlattı. Vural, "Şehidimize Allah'tan rahmet şehidimizin ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.

"22 TEMMUZ'DAN BU YANA 245 ŞEHİDİMİZ VAR"

Oktay Vural, 22 Temmuz 2015 tarihinden bugüne kadar 135 asker, 105 polis ve 5 korucu olmak üzere 245 şehidin bulunduğunu belirtti. 2016 yılının ilk 26 gününde 17 polis, 14 asker ve 1 korucu olmak üzere toplam 32 şehidin olduğunu söyleyen Vural, "Terör örgütüne karşı güvenlik güçlerimizin yürüttüğü mücadele muhakkak başarıya ulaşacak ve bölücü terör örgütü bertaraf edilecektir. Buna inancımız tamdır. Yeter ki yine gaflete düşülmesin, yeter ki devleti yönetenler yine uyumasın. Yılların ihmal ve tavizler milletimize pahalıya mal olmuştur" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi esnafın, muhtarların ve milletin tamamının terörle mücadele iradesinin tam olduğunu dile getiren Vural, şöyle devam etti:

"Ancak bu iradeyi kaybettiğimiz yer Kayseri değildir. Vatanımız hiçbir köşesi değildir. Muhtarlarımız değildir. Bu iradenin kaybedildiği yer Habur'dur, Oslo'dur, 1 Ağustos 2009'da başlatılan açılım sürecidir, İmralı'dır, Dolmabahçe'dir. Keşke akrep kurbağa hikayesi, terör akrebinin gün gelip el sıkıştıklarının elini sokacağı, Oslo'da, İmralı'da hatrlansaydı. Vatandaşımız akrebin elini soktuğunu biliyor da bu akrebi kim korudu, kim kolladı? Bunları da hatırlamak gerekmez mi? Oslo'da, İmralı'da, Dolmabahçe'de PKK'nın yol haritasını milletimize baldıran zehri olarak içiren kimdi, bu akrebin milletimizi zehirlemesine yol açan kimlerdi? Şimdi ben milletime sormak istiyorum, 'analar ağlamasın' diyerek İmralı'daki akreple görüşmelerin başladığını ilan eden kimdi?"

"BUNCA BADİRENİN BİR SORUMLUSU OLMALI"

"İyi ama bunca badirenin ve daha da önemlisi kahraman güvenlik güçlerimizin can kaybının bir sorumlusu olmalı, bunca meşakkatin bir müsebbibi olmalı" diyen Vural, "Siz şehit haberlerinin yürekleri dağladığı bu ortamda hükümet tarafında bu utanma arlanma hissi görüyor musunuz? Ben görmüyorum. Siz, terörün sokaklarda cirit attığı, kimin nerede canlı bomba olarak kendisini patlatacağının bilinmediği bu kaosta hükümet üyelerinde bir mahcubiyet ve öz eleştiri görüyor musunuz? Ben görmüyorum" ifadelerini kullandı.

"İMRALI TUTANAKLARININ AVRUPA BASIMI YAYINLANDI"

Oktay Vural, İmralı tutanaklarının Avrupa basımının yayınlandığına işaret ederek, şunları söyledi:

"Bazı gazeteler bu tutanaklardan akla durgunluk veren pasajlar yayımladı. Mesela bu tutanaklara göre Erdoğan, Başbakan iken HDP'li bir siyasetçiye diyor ki, 'Bana ne yapacağımı soruyorsun, söyleyeyim. Her şeyi yapacağım. Bir zamanı var ve bu konuda Apo ile anlaştım.' İddia bu. Bizim İmralı canisi dediğimiz, sizin ise Apo diyerek seslendiği bebek katiliyle ne konuşulmuştur? Hangi konularda anlaşılmıştır? Çıkın bunları Türk milletiyle paylaşın. Eğer bunlar doğru değilse bunları yalanlayın ve yayınını durdurmak için girişimde bulunun. Meğerse AKP, İmralı canisine örgütünü yönetme konusunda icazet vermiş, göz yummuş. Tutanaklardan bu anlaşılmaktadır. Bu tutanaklara göre Hükümet adına konuşan Kamu Güvenliği Müsteşarının konuşmaları göstermektedir ki bugün PKK ile mücadele eden AKP hükümeti değil güvenlik bürokrasisidir."

"VİLAYET MERKEZLERİNİ ÇÖZÜM GÖREN BİR İKTİDAR MANZARASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

"Her gün gelen şehitler, PKK'nın ve siyasi uzantılarının 'terörü ülkenin her yerine yayarız' tehditleri ve bu tehditlere pabuç bırakarak vilayet merkezlerini taşımayı çözüm gören bir iktidar manzarasıyla karşı karşıya olunduğunu" savunan Vural, "AKP hükümetinin PKK bölücü terör örgütüyle kurduğu masaların, verilen tavizlerin sonucu bu süreçte PKK cesaretlenmiş, şehirlere yerleşmiş, şehirleri bombalarla hendeklerle, militanlarla doldurmuş, devlete meydan okur hale gelmiştir" dedi.

Dün Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un "Terörle mücadele parantezinin etkin bir sonuç alınarak kapatılmasını arzu ediyoruz. Silopi'de olumlu bir sonuç alınmıştır. Ama Silopi'de bu parantez kapandığına göre telafi ve restorasyon çalışmaları yapacağız" yönündeki sözlerini eleştiren Vural, şunları söyledi:

"Çözüm ve açılım sürecinin kirlettiği ilçelerimizde, illerimizde güvenlik güçlerimizin verdiği mücadele bir destandır. Her yerde devlet ve kanun hakimiyeti, sağlanmalıdır. Ancak terörle mücadeleyi bir aç parantez, kapa parantez olarak ele almak aymazlıktır. Terörle mücadele anlık değildir, parantez içine alınamaz. Terörle mücadele PKK terör örgütü bertaraf edilinceye kadar devam etmeli, alan hakimiyeti sağlanarak buralarda terörist unsurların bir daha yer almamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Önleyici bir terörle mücadelenin sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede bölge halkının tüm ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler, güvenlik şemsiyesi altında alınmalıdır. Aziz milletimiz her şeyi bilmelidir. Bunların unutulmasına izin veremeyiz. Unutmamalıyız ki ders alalım, tekrar yanlış yapmayalım. Şüphesiz herkes yaptığından veya yapmadığından sorumludur. Şimdi bütün tespitleri yaptıktan sonra terörle mücadele konusunda ortaya konan iradenin akamete uğratılmadan devam etmesi gerektiğini ifade ediyoruz."

"1178 AKADEMİSYENİN İHANET BİLDİRİSİ"

Terörle mücadele sürecinde devleti "planlı, kıyım sürgün yapmakla suçlayan sözde akademisyenler bildirisi"ne MHP olarak tavırlarını ortaya koyduklarını dile getiren Vural, şunları kaydetti:

"Maalesef bu süreç içinde gerek bu sözde aydınların gerekse devletimizi yönetenlerin gafleti, ihanete varan gafletinin bedelini ödüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı çeşitli konuşmalarında haklı olarak bu akademisyenleri eleştirmiş ve son olarak da 1128 bildirgeci sözde akademisyenlere yine bu konuşmasında 'akademik terörün aktörleri' demişti. Bu ihanet bildirgesini imzalayan sözde akademisyenlere karşılık 2577 vatansever akademisyen ve 1178 STK temsilcisi tarafından imzalanan 'Vatansever Türk Aydınları' bildirisi tüm gerçekleri ortaya koymuş, gerçek manada Türk milletini aydınlatma görevini yerine getirmişlerdir. Bakınız bu aydın bildirisi hangi tesbitleri yapıyor. Şimdi MHP grubundan Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakana sesleniyorum. Sözde akademisyenlerin ihanet bildirisine koyduğunuz tepki kadar vatansever akademisyenler de desteğinizi ifade etmenizi bekliyoruz. Aziz milletimize bağlı aydınlara da sahip çıkınız. 1128 sözde aydının özde ihanet bildirisine karşılık 2577 vatansever Türk aydının bildirisine sahip çıkıyor musunuz? Destekliyor musunuz? Bu vatansever aydınların yanında yer alacak mısınız? Bizler bu bildirinin altına imzamızı ve irademizi ortaya koyuyoruz: ya siz ne yapacaksınız? Hodri meydan."

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYANLAR TÜREDİ"

Devlet ve milletin bir beka tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirten Vural, "Şüphesiz terörle mücadele önemlidir ama unutulmasın ki karşımızdaki tehdit bölücülüktür. Terör sadece bir araçtır. Siyasi çözüm arayışlarının hedefinde milletimizin ve devletimizin birliği ve bütünlüğü vardır. Ülkemiz son zamanlarda büyük ve amansız bir cenderenin içine sıkıştırılmaya çalışılıyor. Türkiye diplomatik, silahlı, siyasi amansız bir saldırıyla karşı karşıyadır. İçeride ve dışarıda milli menfaatlerimizi haleldar edecek girişimler giderek artmaktadır. Bir yandan bölücü terör örgütü PKK saldırılarıyla ülkemizin huzurunu güvenliğini tehdit ederken, öbür yandan akademisyen kisvesi altında bölücü terör örgütünün değirmenine su taşıyanlar türemiştir. Dünün müstemleke aydınları, bugünün küresel güçlerin kiralık kalemleri, PKK muhipleri dün olduğu gibi bugün de devrededir" ifadelerini kullandı.

ABD BAŞKAN YARDIMCISI BİDEN'IN TÜRKİYE ZİYARETİ

Türkiye'yi ziyaret eden devlet adamlarının zaman zaman parlamentoda temsil edilen partilerden randevu talep ederek görüşme talep ettiğini ifade eden Vural, "Milliyetçi Hareket Partisi de bu görüşmelerde Türkiye'nin milli menfaatlerini ilgilendiren hususlarda görüş ve düşüncelerini ifade etmektedir. Bildiğiniz gibi ABD Başkan Yardımcısı Biden da 22-23 Ocak tarihlerinde Türkiye'ye geldi, bazı vekillerle görüşme talebinde bulundu. Yine bu çerçevede ABD başkan yardımcısı Sayın Joe Biden'in bizimle bir görüşme talebi olmuştur ancak bilahare bu talebin gerçekleştirileceği zemin, muhtemel konusu ve diğer siyasi partilerin temsil profili nedeniyle görüşmeye katılmayacağımız muhataplarına bildirilmiştir. Türkiye'nin meselelerinin yabancı bir devlet adamının etrafında, yapısı ve zihniyeti belli temsilcilerle konuşulmasını doğru bulmadığımızı söyledik. Böyle bir yuvarlak masanın MHP'nin temsil ettiği siyasi düşüncesine, milliyetçi duruşuna uygun olmadığını da yine dile getirdik" dedi.

Bağımsız ve egemen Türk milletini temsil eden bir parti olarak yabancı bir devlet başkanının başkanlığında toplantı yapılmasını uygun görmediklerini, bunun yanında dileyen ve isteyen herkese MHP'nin düşünce ve politikasını ilk elden anlatabileceklerini söyleyen Vural, şöyle devam etti:

"Eğer Biden'la birebir bir görüşmede bulunmuş olsaydık, kendisine şu can alıcı soruları soracağımız ifade etmiştim. Terörle mücadelede Türkiye'nin yanında yer aldığını söyleyen bir ülkenin PKK'nın uzantısı PYD'ye silah yardımı yapması müttefiklik anlayışına uymakta mıdır? IŞİD'e karşı ortak mücadele edilirken PKK'ya karşı neden ortak bir mücadele sergilenmemektedir? Irak ve Suriye'de Türkmen varlığını, siyasi ve hayatı varlığını göz önüne almayan politikalar neden ABD tarafından desteklenmektedir? Türkiye'nin Başika'da bulunmasına tepki gösteren, bizim orada bulunmamızı sorgulayan Biden'a yine şunu sorardım, Türkiye'nin birkaç yüz kilometre ötesinde bulunan Başika'da ne işi var diyenler, onbinlerce kilometre ötedeki Irak'ta ne işi olduğunu açıklamak zorundadır? Biden'a son sözüm de şu olurdu, Türkiye'nin Kürt vatandaşlarıyla sorunu yoktur. Türkiye bölücü terör örgütü PKK'yla mücadele etmektedir, Türkiye'de Kürdistan diye bir yer yoktur, olmayacaktır da."

"MÜSTERİH OLUN, HİÇBİR GÜCÜN BU TOPRAKLARDA AMELİYAT GİRİŞİMİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

ABD Başkan Yardımcısı Biden'la yapılan görüşmelerin ardından çıkan mesajların aslında milletle yürüyor gibi yapıp uluslararası projelerin payandalığına soyunanları açıkça gözler önüne serdiği savunan Vural, "Medyaya yansıyanlardan, yapılan konuşmalardan anlaşılmaktadır ki MHP bu davetle ilgili duruşunda da yine doğru bir tavır sergilemiş, haklı çıkmıştır. PKK'nın arabuluculuk talebi üzerine bu vekillerle 'sözde çözüm masası' kurulmuş, Erdoğan'ın buzdolabından indirmek istediği çözüm süreci Biden'ın arabuluculuğunda derin dondurucundan çıkarılmıştır. Biden PYD'nin terör örgütü olmadığını ayrı bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini söylemiştir. Biden, Türkiye'nin nasıl bir anayasa yapacağına dair görüşlerini kendi başkanlık sistemlerini örnekleyerek de serdetmiştir. Görünen o ki, Biden başkanlık ve özerklik pazarlığının ön eskizlerini yapmış, PKK ile siyasal çözümcü AKP/CHP ve HDP arasında yeni bir kanal açmıştır. Yabancı bir devlet adamı geliyor sizin rejiminizin ne olması gerektiğini, terör örgütü dediğiniz yapıların terör örgütü olmadığını söylüyor ve ne oradaki vekiller ne de AKP hükümetinden tek bir itiraz gelmiyor. Müsterih olun, Milliyetçi Hareket Partili olarak bu topraklarda hiçbir gücün ameliyat girişimine müsaade etmeyeceğiz. Bu topraklarda Kürdistan diye bir ucubenin kurulmasına MHP olarak izin vermeyeceğiz" değerlendirmelerinde bulundu. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika MHP Grup Toplantısı'nda Bir İlk - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement