"Taşkın Direktifinin Uygulanması İçin Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi"

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye'de taşkınların en önemli sebeplerinden birinin yanlış imar uygulamaları olduğunu belirterek, "Türkiye'de maalesef dere yatağının üzerini kapatarak, buradan birtakım otopark alanı, yol vesaire geçirmek suretiyle bu alanı kullanmak şeklinde bir hastalık var. Taşkınların temel sebebi de bu oluyor" dedi.

DSİ Genel Müdürlüğü Konferans Salonu'nda, Türkiye, Fransa ve Romanya'nın işbirliğiyle gerçekleştirilecek Taşkın Direktifinin Uygulanması için Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi'nin başlangıç toplantısı düzenlendi.

Toplantıda konuşan Eroğlu, Türkiye'de 25 havza bulunduğunu ve bunlardan ilk olarak Batı Karadeniz Havzası'nda taşkın eylem risk haritasının hazırlanacağını belirtti.

Bu çalışmaların diğer havzaları da kapsayacağnı bildiren Eroğlu, küresel iklim değişikliği nedeniyle bazı bölgelerde yağışların arttığına, yağış rejiminin değiştiğine ve bu nedenlerle taşkın konusunun giderek önem kazandığına dikkati çekti.

Dünyanın belli bölgelerinde, belki 3-4 ayda yağması beklenen yağışların, 48 saatte düştüğünü ifade eden Eroğlu, bunun taşkınlara sebep olduğunu anlattı.

Türkiye'de de bazı bölgelerdeki yağışlarda yüzde 15-20 civarında artış gözlendiğini vurgulayan Bakan Eroğlu, Türkiye ile Rusya ve Arnavutluk'un da gelecekte taşkınlar konusunda risk taşıdığını kaydetti.

-"Dere yataklarının işgal edilmesi taşkınların en önemli sebeplerinde biri"-

Türkiye'de, dere yataklarının işgal edilmesinin taşkınların en önemli sebeplerinde biri olduğunu vurgulayan Eroğlu, birtakım konut ve sanayi tesisi ile altyapı tesislerinin dere yataklarına kurulduğunu, buralara moloz ve hafriyat döküldüğünü, buraların bazen de çöp depolama yerleri olarak kullanıldığını ifade etti.

Eroğlu, konuşmasına şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de maalesef geçmişte bir hastalık var. Dere yatağının üzerini kapatarak, buradan birtakım otopark alanı, yol vesaire geçirmek suretiyle bu alanı kullanmak şeklinde bir hastalık vardır. Hakikaten temel sebebi de bu oluyor. Her belediye başkanının arzusu şudur Türkiye'de; 'Efendim dere yataklarını kapatayım, oradan yolu rahatlatayım veya burada yeni imkanlar sağlayayım' şeklinde birtakım imar uygulamaları da maalesef yapılmıştır.

Yamaçlarda plansız yapılaşma, tekniğine aykırı yol açma çalışmaları, dere yataklarından kaçak kum, çakıl alınma gibi pek çok sebeplerle dere yataklarının kapasitesinin azalması ve bunların aşırı yağışlarda sel baskınlarına sebep olması gibi durum meydana geliyor."

DSİ'nin en önemli görevlerinden birinin de taşkın ve taşkın önleme faaliyetleri olduğunu anlatan Eroğlu, 2003 yılından bu yana 643 taşkın koruma tesisi ve dere ıslahı çalışması yapıldığını ve 2012 yılı sonuna kadar da 400 taşkın koruma tesisinin tamamlanacağını aktardı.

Eroğlu, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nde geliştirilen teknolojik imkanlarla birlikte artık hava durumuna ilişkin yüzde 90'ın üzerinde tahmin oranını yakaladığını belirterek, erozyon kontrolü ve ağaçlandırma çalışmaları kapsamında da Türkiye'nin dünyada ilk üç ülke arasına girdiğini, bunun taşkınların önlenmesi açısından da önemli olduğunu söyledi.

-"Ağaçlandırma çalışmaları Afrika'dan başlamalı"-

Türkiye'de son yıllarda 600'e yakın taşkın meydana geldiğini ve 500'den fazla kişinin yaşamını yitirdiğini kaydeden Eroğlu, can ve mal kaybını önlemek için taşkınların önlenmesine ilişkin projelerin yaşama geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Dünya genelinde bir fon oluşturulması ve zengin ülkeler tarafından fakir ülkelere ağaçlandırma konusunda yardımda bulunulması önerisinini dile getiren Eroğlu, bu çalışmaların Afrika'dan başlaması durumunda insanlığa faydalı olunacağını ifade etti.

Fransa'da bir nehirde bulunan asker heykelinin su seviyesinin belirlenmesinde kullanıldığını anımsatan Eroğlu, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Fransa Kralı Fransçois'a yazdığı mektubun bir sayfasının, Türkiye'de bir köprünün yanına konularak, bunun su seviyesinin görülmesi için kullanılabileceğini kaydetti.

Eroğlu, gerçekleştirilecek proje ile Türkiye, Fransa ve Romanya'nın tecrübe ve birikimlerini ortaya koyacağını belirtti.

-Diğer konuşmacılar-

Fransa Ekoloji, Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji Bakanlığı yetkilisi ve aynı zamanda Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürülüğü Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkan Yardımcısı Herve Boisguillaume da proje ile Fransız ve Romanyalı uzmanların tecrübelerini Türkiye'ye aktaracağını söyledi.

Türkiye'nin su alanındaki başarılarının farkında olduklarını dile getiren Boisguillaume, bu tür projelerin devamının gelmesi gerektiğini savundu.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölümü Başkanı Javier Menendez Bonilla da çevre konusunun, AB fasılları içinde en önemli müktesebatlardan biri olduğunu vurgulayarak, bu anlamda Türkiye'deki reformların da sevindirici olduğunu söyledi.

Su Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı ise 21. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa ve Orta Asya'da ekstrem iklim değişikliklerine maruz kalacak 3 ülkeden birinin Türkiye olduğunu ileri sürerek, bu kapsamda, taşkın risk önleme çalışmalarının önem taşıdığını anlattı.

Kınacı, taşkın risk yönetim planları ile yerinde yapılacak düzenlemelerle taşkınların zararının en aza indirileceğine dikkati çekti.

Romanya'nın Ankara Büyükelçisi Radu Onefrei de Türkiye'nin, çevre ve çevrenin korunması açısından çok önemli başarılar elde ettiğini, projenin Türkiye ve Romanya arasındaki ilişkiler açısından da değer taşıdığını ifade etti.

Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili de ülkesinin bulunduğu coğrafi konum itibarıyla taşkınlarla mücadele konusunda büyük bir tecrübeye sahip olduğunu belirterek, gerçekleştirilecek proje ile Fransız uzmanların, bu konudaki bilgilerini Türkiye'ye aktaracağını kaydetti.

Muhabir: Hüseyin Gazi Kaykı

Yayıncı: Tolga Özgenç - ANKARA