YÖK Başkanı Çetinsaya: "Çözüm Sürecinin Destekçisiyiz" - Son Dakika
Güncel

YÖK Başkanı Çetinsaya: "Çözüm Sürecinin Destekçisiyiz"

YÖK Başkanı Çetinsaya: "Çözüm Sürecinin Destekçisiyiz"

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof.Dr.Gökhan Çetinsaya, Üniversitelerarası Kurul Toplantısında üniversiteler, akademisyenler, rektörler ve eğitim görevlileri olarak çözüm sürecine destek vereceklerini söyledi.

19.04.2013 14:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya, Üniversitelerarası Kurul Toplantısında üniversiteler, akademisyenler, rektörler ve eğitim görevlileri olarak çözüm sürecine destek vereceklerini söyledi.

Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Boztosun, alüminyum, bakır, çinko gibi elementlerin birbirine dönüştürülmesini sağlayan, 'foto nükleer reaksiyon' adı verilen ve gama ışınlarıyla atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma deneylerinin başarıyla gerçekleştiğini açıkladı. Türkiye'de ilk kez yapılan bu işlemin dünyada ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde uygulandığı belirtildi.

213. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı Antalya'nın Alanya İlçesine bağlı Konaklı beldesinde Alanya ve Ticaret Odası ile Konaklı Belediyesinin girişimleriyle yapımı tamamlanan 11 bin 610 metrekare alan üzerine kurulu Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Konaklı Kongre Merkezinde düzenlendi. Toplantı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil Kurtcephe, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve rektörlerin katılımıyla başladı.

Toplantıda YÖK Başkanı Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya, çözüm sürecinde üniversitelerin de rol alması gerektiğini ifade etti.

TÜRKİYE TARİHİNİN DÖNÜM NOKTALARINDAN BİRİNİ YAŞAMAKTAYIZ

Türkiye'nin önemli bir dönüm noktasından geçtiğini hatırlatan Çetinsaya,

şunları söyledi: "Son 200 yıllık Türkiye tarihinin dönüm noktalarından birini yaşamaktayız. Bu ileride, geriye dönüp bakıldığında daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizin iktisadi, siyasi, kültürel göstergelerine baktığımızda Türkiye'nin 21'inci yüzyıldaki hedeflerine, 2023 hedeflerine ulaşmasında, küresel ve bölgesel bir güç olmasında neredeyse her şey hazırdır. Tabiri caizse helvayı yapmak için bütün malzeme hazırdır. Bir tek malzeme eksiktir o da toplumsal konsensüs, toplumsal uzlaşma, toplumsal barış veya ülkü birliği, amaç birliği dediğimiz faktördür, malzemedir. İnşallah bu çözüm süreciyle girdiğimiz yolda son malzemeyi de elde edebilirsek, ülkemizin hedeflerinin açık olduğunu görebiliyorum."

ÜNİVERSİTELERİN TOPLUMA HİZMET FONKSİYONU VARDIR

Üniversitelerin de yükseköğretim camiasının da bu sürecin bir parçası olması ve süreçten etkilenmesi gerektiğini belirten Prof.Dr. Çetinsaya, sözlerine şöyle devam etti: "Bu sürece katkıda bulunmalıyız. Hem de bu sürecin sonuçlarından üniversitelerimizi istifade ettirmeliyiz. İki yönlü bir mekanizmada çalışmalıyız. Bu sürece katkı koymamız bizim öncelikli olarak vatandaş olarak görevlerimizdir. İkinci olarak aydınlar, entelektüeller olarak, üçüncü olarak üniversitelerimizin fonksiyonları gereği önemlidir. Üniversitelerin topluma hizmet fonksiyonu da vardır. İşte bütün bunlarla üniversitelerimiz bu süreçte bir rol oynamalı. Geçmişte bu konuda doktora yapanların, doçentlik tezi hazırlayanların cezalandırıldığını, başlarına her türlü belanın geldiğini gördük. Doğal olarak meslektaşlarımızda ve biz de çekingenlik oluşmuştur. Ama bugün artık farklı bir Türkiye'deyiz, farklı bir dünyadayız. Biz bunları araştırma konusu yapmalı, tekrardan sınıflarımıza taşımalıyız diye düşünüyorum"

KAMPÜSLER SÜRECİN PARÇASI OLABİLİR

Üniversitelerin çözüm sürecine hem söylem hem işleyiş hem de toplumsal olarak katkıda bulunabileceğini dile getiren Prof.Dr. Çetinsaya, şunları söyledi: "Bu sürecin bir parçası bizim kampüslerimiz olabilir. Çalıştayların, toplantıların, bilimsel araştırmaların konusu haline gelebilir. Ama biz bulunduğumuz illerdeki tartışmaların, mekanizmaların bir parçası olabiliriz. Öğrencilerle olan diyaloglarımızda bunu da gündeme almalıyız."

ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ

21'inci yüzyılda Türkiye'nin önünü açacak olan üniversitelerin kamu-toplum işbirliğini yürütüp, en ileri seviyeye ulaştırması gerektiğine değinen Prof. Dr. Çetinsaya, sözlerine şöyle devam etti: "Ulaşacağımız toplumsal barış süreci üniversitelerimizin de bilimsel araştırmaların da önünü açacaktır. Üniversitelerimiz de bu sürecin parçası olmalıdır. Hep birlikte bizler de Türkiye'nin bu büyük dönüşüm noktasında elimizi taşın altına koymalıyız. Nasıl Türkiye'miz normalleşiyorsa, yüz yıllık, iki yüz yıllık bagajlarından kurtuluyorsa, bizler de artık normalleşmeliyiz, dünyanın çağdaş üniversitelerine dönüşmeliyiz."

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. İsrafil Kurtcephe, Akdeniz Üniversitesinin son geride kalan 4 yıllık sürede her bakımdan büyüdüğünü söyledi.

Son 10 yıl içinde bilimi önemseyen ve rehber edinen bir Türkiye olduğunu belirten Kurtcephe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye çalışmaya ve üretmeye devam ediyor. 2008 yılında 9 fakültesi bulunan Akdeniz Üniversitesi 18 fakülte ve 46 bin öğrenci, bin 66 öğretim üyesi ile yer almıştır. Risk alarak farkındalık adına imza atmak için ciddi girişimlerde bulunduk. 25 Eylül 2010 da çift kol nakli başlattıktan sonra, bu önemli işle birlikte kompozit doku nakline zemin hazırlamıştır. Bunların ötesinde rahim nakli gerçekleştirerek çok önemli bir başarıya imza attık. Rahim nakli yaptığımız hastamız şimdi bebek bekliyor. İnşallah doğacak bebeğimizi elimize alır ve sağlık anlamında Nobel'e aday gösterilir ve ödül alırız."

Antalya'nın sadece turizmle tanınan değil cazibe ve çeşitlilik anlamında hizmet veren bir yer olduğunu aktaran Rektör İsrafil Kurtcephe, şöyle konuştu: "AÜ, Avrupa, Balkan ve Kafkas ülkelerinden kurum ve insanın bizden sağlık hizmeti almak için başvurdukları bir kurumdur. 1 yılda VİP kaliteli odalara sahip hastanemizi hizmete soktuk. Tarımla ilgili araştırma ve çalışmaların yapıldığı bir yerdir. 4 yıl önce Fen ve Mühendislik Fakültesi'nde var olan öğretim üyesi sayısı dört kat artmıştır. Adı duyulan bir çok üniversite mensubu arkadaşlar bize katılmış ve teknoloji anlamında gelişmiş üniversiteler arasında ODTÜ ve İTÜ'nün arkasında 3'ncü olmuşuzdur. Kendi kategorisinde ise 1'nci sıradadır. Nükleer ekibimiz fizik ve nano teknoloji anlamında çalışarak ürettiği patent ve ürün anlamında, 2012 de ürettikleri ürün sayısı 11'i bulmuştur. Son zamanlarda bu günden üniversiteler arası kurumun gündemini oluşturacak. 2023'e vizyon çizen bir ülke olarak temel bilimler ve fen bilimlerinin geldiği bir gerçektir. Türk insanı eğitime yatırım yapıyor, bilimi önemsiyor."

AÜ Konaklı Kongre Merkezi'nin 30 milyon liraya malolduğunu hatırlatan Kurtcephe, şunları söyledi: "Kongre merkezi yerinin tamamı eğitim aşkına kendini adamış insanların fedakarlığı ile yapıldı. Konaklı

belediye başkanı, yöneticileri, turizmciler, tesisin sorumluluğunu yürüten fen işleri müdürlüğüne,

üniversitem adına teşekkür ediyorum."

Rektör Kurtcephe, daha sonra gecelerini gündüzlerine katıp dört yıl önce 14 kişilik fizik ekibinin başarıyla gerçekleştirdiği bir deneyi sunmak için Türk milletinin gururu olan bu deneyin sahibi Prof. Dr. İsmail Hostosun'u tebrik ettiğini söyledi.

TÜRKİYE'DE BİR İLK

Prof. Dr. Hoştosun da, Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ve Nükleer Bilimler Araştırma Uygulama Merkezi olarak nükleer

fiziğin en temel deneylerinden biri olan, gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma deneyleri yaptıklarını ve bunu başardıklarını söyledi. Deneysel nükleer fizikteki bu büyük başarının, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinden Fizik Bölümüne hibe edilen klinik elektron çizgisel hızlandırıcısı (e-linac) ile alüminyum, bakır, çinko, titanyum, kalay, kurşun ve kadmiyum gibi örneklerin ışınlanmasıyla gerçekleştirildiğini belirterek şöyle konuştu: "Işınlama sonrası eskiden beri simyacıların düşlerini süsleyen atom elementlerinin dönüşümleri, Alüminyumun Magnezyuma, Bakır'ın Nikel'e,

Çinkonun Bakır'a, ve Galyum'a, Titanyum'un, Skandiyum'a, Kalay'ın İndiyum'a, Kurşun'un Talyum'a,

Kadmiyum'un Skandiyum'a, Klay'ın İndiyum'a, Kurşun'un Talyum'a ve Kadmiyum'un gümüşe dönüşmeleri ile gerçekleştirmektedir."

Prof. Dr. İsmail Baştosun, Türkiye'de ilk kez elementlerin farklı maddelere dönüştürüldüğünü açıkladı ve salondan alkış aldı.

Toplantıda, Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir, Alanya'ya yılda 3 milyonun üzerinde turistin geldiğini ve Türkiye'nin bu anlamda birinci turizm merkezi olduğunu belirtti. Akdeniz Üniversitesi'nin ve kamu kuruluşlarının ilçeye

kazandırdığı bu kongre merkezinin kongre turizmine bakış açısına yeni bir yön vereceğini söyleyen

Özdemir, emeği geçen herkese teşekkür etti. - ANTALYA

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel YÖK Başkanı Çetinsaya: 'Çözüm Sürecinin Destekçisiyiz' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement