Yüz yüze eğitim: Eğitimciler kademeli olarak ilerleyecek süreç için ne diyor? - Son Dakika
Dünya
BBC

Yüz yüze eğitim: Eğitimciler kademeli olarak ilerleyecek süreç için ne diyor?

Koronavirüs salgını sebebiyle yüz yüze eğitime geçiş Türkiye'de kademeli olarak sürüyor.

09.10.2020 13:43  Güncelleme: 14:18

Pazartesi günü itibarıyla okullarda 2, 3, 4, 8 ve 12'nci sınıflarda yüz yüze eğitim başlıyor. Uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimin bir arada sürdürüleceği yeni düzende okullarda yoklama alınmayacak, katılım isteğe bağlı olacak.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okullarda kademeli olarak yüz yüze eğitime geçileceğini açıkladı.

Bakanlığın (MEB) dün 81 ile gönderdiği genelgeye göre, Pazartesi'den itibaren 1, 2, 3 ve 4'üncü sınıf ile 8'inci sınıflarda haftada 2 gün, 6'şar ders saati olmak üzere toplam 12 ders saati yapılacak.

Lise hazırlık sınıfları ve 12'nci sınıflarda ise haftada 2 gün, 8'er ders saatinden toplam 16 ders saati yapılacak.

Bu sınıflardaki öğrencilerin yüz yüze eğitime katılımı zorunlu değil, isteğe bağlı olacak. Okullarda yoklama alınmayacak ve devamsızlık geçerli olmayacak.

Velisi tarafından okula gönderilmeyen öğrenciler EBA üzerinden uzaktan eğitime devam edecek.

İl Hıfzıssıhha Kurulu'nun görüşlerine göre bazı okulların açılmaması ve kapatılması söz konusu olabilecek.

Sağlık Bakanlığı sınıfların en fazla 15 öğrenci ile sınırlı olmasına özen göstermek gerektiğini belirtiyor ancak MEB genelgesinde sınıf mevcutlarına ilişkin net bir sınırdan bahsedilmiyor.

Sınıflarda kaç öğrenci olacağı okul yönetimine bırakılarak, "sınıfların öğrenci mevcudu doğrultusunda sosyal mesafeye göre gruplara ayrılacağı" belirtiliyor.

Her ders süresi 30 dakika, dinlenme süreleri ise 10 dakika olarak belirlendi.

Ayrıca ilkokullarda ve ortaokul 8'inci sınıflarda valilik kararıyla cumartesi günleri de okullarda yüz yüze eğitim faaliyetleri gerçekleştirilebilecek.

Okul öncesi eğitim kurumlarının tamamında ise haftada 5 gün ve günde 6 etkinlik saati olacak şekilde yüz yüze eğitim yapılacak.

Köy ve benzeri seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki ilkokullar, ortaokullar ile imam hatip ortaokullarının bütün sınıf seviyelerinde derslerin tamamı yüz yüze eğitim yoluyla işlenecek.

Yüz yüze eğitim dışında kalan tüm dersler uzaktan eğitim yoluyla tamamlanacak, uzaktan eğitimlerde bir ders süresi 30 dakika olarak planlanacak.

Okulda pozitif vaka tespit edilirse ne yapılacak?

Sağlık Bakanlığı salgına karşı okullarda hangi kurallara uyulması gerektiğine dair bir rehber yayımlayarak okuldaki bir öğretmen veya öğrencide COVID-19 görülmesi ihtimalinde atılacak adımları belirledi.

Buna göre sınıftaki öğrencilerden birinde tek bir pozitif vakanın tespit edilmesi halinde, tüm sınıf ve öğretmenler yakın temaslı kabul edilecek ancak o sınıfta eğitim devam edecek.

Öğretmen ve öğrenciler 14 gün boyunca günde iki kez semptom sorgulaması yapılarak ateşleri ölçülecek ve bunlar kayıt altına alınacak.

Bu sınıftaki çocukların teneffüs saatleri ise diğer öğrencilerden ayrılacak.

Sadece aynı sınıfta 14 gün içerisinde birden fazla vaka çıkması durumunda eğitim sonlandırılarak sınıftaki tüm öğrenciler eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı takibine alınacak.

Öğretmenler arasında pozitif vaka çıkması durumunda da benzer bir yol izlenecek.

Tek bir öğretmende pozitif vaka görüldüyse, diğer tüm öğretmenler ve dersine girdiği sınıftaki öğrenciler temaslı kabul edilmekle birlikte maske takmak koşuluyla okula devam edecek.

Temaslı kişiler 14 boyunca günde iki kez semptom sorgulaması yapılarak ateş ölçümleri gerçekleştirilecek.

Semptom gösteren veya yüksek ateşi tespit edilenler sağlık kuruluşuna yönlendirilecek ve "sağlık kuruluşunun değerlendirmesine göre" bu kişiler de okula devam edebilecek.

'Şu ana dek en az 682 okulda Covid-19 pozitif vaka görüldü'

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, MEB'in salgın başlangıcından bu yana "son derece plansız" hareket ettiğini söylüyor.

Feray Aytekin Aydoğan'a göre uzaktan eğitime erişimde yaşanan sorunlar çözülemediği için milyonlarca öğrenci eğitimden kopuyor ancak yüze yüze eğitime başlamak da çözüm değil.

Aydoğan, salgınla ilgili bilimsel veriler referans alınmadan okulların yüz yüze eğitime açılmasının kaygı verici olduğunu söylüyor:

" Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre okulların sağlık riskine sebep olmadan açılabilmesi için günlük vakaların 700-800'ün altına düşmesi gerekiyor. Türkiye'de vakalar bunun çok üzerinde. Bilim insanları, yüz yüze eğitime hazırlık olmadığımızı söylüyor."

Aydoğan, okulların önce öğretmenler sonra da öğrenciler için kademeli olarak açıldığı günden bu yana sadece Eğitim-Sen'e ulaşan 682 okulda Covid-19 pozitif vaka görüldüğünü aktarıyor.

Aydoğan'a göre bu rakam buz dağının görünen yüzü bile değil:

"Tüm Türkiye'de il ve ilçe özelinde yaptığımız araştırmalarda okullarda hala salgına karşı yeterli ve gerekli önlemlerin alınmadığını görüyoruz. Okul idarecileri bile okulda vaka görüldüğünde ne yapacağına dair bilgi sahibi değil. Bu konuda dahi bir çalışma yürütülmemiş.

"MEB Bakanı okullarda COVID ile mücadele kurulları oluşturulduğunu ifade etti ama gittiğimiz okullarda görüyoruz ki bu kurullar oluşturulmamış, öğretmenlerin bu kurullardan bilgisi dahi yok.

"Okullarda sınırlı sayıda dezenfektan malzemesinin bulunduğunu görüyoruz. Birçok okulda temizlik görevlisi sorunu hala devam ediyor. Tüm okullara sağlık görevlisi istihdamı konusu gündeme dahi alınmadı."

Aydoğan, sınıfta bir öğrenci pozitif olsa bile eğitimin devam edecek olmasına da eleştiri getiriyor.

Sağlık Bakanlığı'nın pandemi başlangıcından bu yana, pozitif vaka ile temaslı olan kişilerin 14 gün boyunca izolasyon kuralına uyması kuralı getirdiğini hatırlatan Aydoğan, "Okullarda neden bu en temel önlemden vazgeçildi?" diye soruyor.

"Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmuyor"

MEB, 21 Eylül'den itibaren veli inisiyatifine bağlı olarak yüz yüze eğitime katılan 1'inci sınıflarda katılım oranının yüzde 80 olduğunu açıkladı.

Eğitim Reformu Girişimi'nden Yeliz Düşkün, bakanlığın okullarda gerekli tüm önlemlerin alındığına dair açıklamalarının velilerde karşılık bulduğunu söylüyor.

Okulların fiziki şartlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Düşkün, ayrı düzeydeki sınıfların farklı zamanlarda yüz yüze eğitime başlayacak olmasının bir avantaj olduğunu belirtiyor:

"Eğer tüm okullar, tüm çocuklar için aynı anda eğitime başlayacak olsaydı, okulların fiziksel olarak kesin olarak yetersiz kalacağını söyleyebilirdik. Çünkü halihazırda çok kalabalık olan, ikili eğitim uygulayan, bahçesi yetersiz olan pek çok okul var. Ancak şu anda zaten var olan fiziksel koşullar gözetilerek planlama yapılıyor.

"Altı sınıf düzeyi için yüz yüze eğitim başlamıyor, diğerleri için de okula geçen süreler çok sınırlı olacak. Bakanlık maske ve temizlik malzemesi gibi konularda da her önlemin alındığını ve sahada sıkı denetimler olduğunu açıkladı. Eğer buralarda problemler yaşanmazsa, fiziksel olarak büyük sorunlar yaşanmayabilir."

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sosyal destek kapsamına alınan 65 bin 924 hanede yapılan araştırmaya, yoksul çocuklu ailelerin dijital kaynaklara erişimi oldukça kısıtlı olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre hanelerin yüzde 40,2'sinde sabit internet yok. Çocuğu okula giden hanelerin yüzde 58,5'unda bilgisayar, yüzde 83'ünde tablet bulunmuyor.

Uzaktan eğitimin, yüz yüze eğitimin yerini tamamen tutmadığını söyleyen Düşkün, MEB'in ve okulların her çocuğu izlemesinin büyük önem taşıdığını belirtiyor:

"Çocuk evde kronik bir hastalığı olan biri olduğu için mi, ulaşım sorunu nedeniyle mi, ailenin kaygıları nedeniyle mi, çocuğun kaygıları nedeniyle mi yoksa başka bir sebeple mi okula gelmiyor? İzleme yaparak bunu tespit etmek çocukların eğitim hayatından kopmasının önüne geçmek için önemlidir. Ayrıca televizyondan derslerin takip edilip edilmediği konusunda da bir izleme önemli olacaktır."

'Öğretmenler birçok sorunla karşı karşıya kalıyor"

Yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimin bir arada sürmesi öğretmenler açısından da pek çok soruyu beraberinde getiriyor.

Bu yıl 1'inci sınıfa başlayacak öğrencilerin okuma-yazma eğitiminin kısmen uzaktan verileceğini söyleyen Düşkün, "Uzaktan eğitimle bu yaş grubunun okuma-yazma eğitimi nasıl desteklenebilir, bu konuda sahada bir birikim yok. Araç ve internet eksikliği nedeniyle canlı derslere gelemeyen öğrencileri kapsamak da öğretmen için ayrı bir mesele olmaya devam edecek" diyor.

Aydoğan'a göre ise hem artan iş yükü hem de salgınla mücadelede üstlendikleri rol öğretmenleri zorlamaya devam edecek:

"Öğretmenler hem yüz yüze hem de uzaktan eğitimden sorumlu. Aynı zamanda görev tanımına uygun olmayan bir şekilde filyasyon ekiplerinde görevlendirmeler devam ediyor. Salgınla ilgili koruyucu malzemelerin üretimi de meslek liselerindeki öğretmenlere bırakılmış durumda.

"Uzaktan eğitim sabahtan akşama dek son derece esnek çalışma koşullarını dayattı ancak buna rağmen ek ders ücretlerinde kesintiye gidildi. Uzaktan eğitimde öğrencilerimizin bilgisayar, tablet, internet ihtiyaçları giderilmediği için bu yük de öğretmen arkadaşlarımıza bırakıldı.

"Çok sayıda öğretmen bilgisayar alarak borçlanmış durumda. Canlı dersler üzerinden kendi ekonomik olanaklarını zorlayarak internet kullanıyorlar. Hem çalışma koşulları açısından hem ekonomik anlamda çok ciddi zorluklarla karşı karşıyalar."

Hem yüz yüze eğitim hem de uzaktan eğitimde salgınla mücadelenin sadece öğretmenlere bırakıldığını düşünen Aydoğan, isteyen velilerin öğrencileri okula göndermeyecek olmasını da bu bağlamda değerlendiriyor:

"MEB, Sağlık Bakanlığı ve siyasi iktidar kendi sorumluluğunu öğretmenlere ve velilere devretti."

Kaynak: BBC

Son Dakika Dünya Yüz yüze eğitim: Eğitimciler kademeli olarak ilerleyecek süreç için ne diyor? - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

BBC

Advertisement