2014 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 2014 yılı bütçesinin sırtını işçilere, emekçilere ve yoksullara döndüğünü öne sürdü.

Baluken, 2014 bütçesinin tümü üzerinde BDP grubu adına yaptığı konuşmada, tahliye edilen CHP Milletvekili Mustafa Balbay'a ve ailesine geçmiş olsun dileklerini ileterek, tutuklu vekillerin, belediye başkanlarının ve tüm siyasetçilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

İktidarın bütçeden güvenliğe ayırdığı payın her yıl daha da arttığını belirten Baluken, "Çevre Bakanlığı'na binde 3'lük bir pay layık görülürken, güvenlikçi ve toplumu sindirmeye dönük uygulama alanlarına yüzde 13,2'lik bir pay ayrılmaktadır. Kamu emekçileri sözleşmeli hale getirilirken, taşeronlaştırılırken, yüzbinlerce öğretmenin ataması yapılmazken, polis sayısı 300 binin üzerine çıkartılmaktadır" dedi.

"2014 bütçesi de sırtını işçilere, emekçilere ve yoksullara dönmüştür" ifadesini kullanan Baluken, şunları söyledi:

"Buradan iktidar vekillerine seslenmek istiyorum; 2014 bütçesinde de istihdam yaratacak yeni yatırımları azalttınız; kamusal hizmet sunumlarını daha da düşürdünüz; Ücret artışlarını enflasyonun altında bıraktınız; Kamuya yeni personel alımını yarıya indirdiniz; Sırtınızı bu ülkenin yoksullarına dönerken, yüzünüzü ise rantiyeye ve finans kapitalizmin uzantılarına döndünüz; Sermayeye dönük teşvikleri, bütçenin yüzde 15'ine ulaştırdınız; Bütçenin bütün yükünü, ÖTV ve KDV artışlarıyla halkın sırtına yüklediniz.

Sosyal güvenliğe, sermayenin güvenliği olarak yaklaştınız. Bir taraftan 'sosyal güvenlik sisteminde açık var' deyip, diğer taraftan yapılan yasal değişiklikler ve teşvik uygulamalarıyla işverenlerin ödediği primlerden yüzde 25 oranında indirim yaptınız. 11 yıllık iktidarınız döneminde halk yoksullaşırken, AKP ise daha fazla zenginleşti ve kendi zenginini yarattı. Şimdi bizim bu bütçeye onay vermemizi mi bekliyorsunuz? Bizim de halk siyaseti değil, rant siyaseti yaptığımızı mı sanıyorsunuz? Bu bütçeye onay vermemiz mümkün değil."

-"Erkek bütçesi"

Sağlık, eğitim politikasına ilişkin eleştirilerde bulunan Baluken, "Bir halkın anadilinin parasal karşılığı olmaz, bu ülkede Türk çocukları parası kadar anadilde eğitim mi alıyor ki Kürt çocuklarına parası kadar anadilde eğitim öngörülüyor?" sorusunu yöneltti.

Baluken, 2014 bütçesinin de "bir erkek bütçesi olduğunu" ve "toplumsal cinsiyete duyarlı hazırlanmadığını" öne sürdü.

Uludere'nin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar yargı önüne çıkartılan tek bir fail, görevden alınan tek bir askeri, sivil yönetici olmadığını belirten Baluken, çözüm sürecinin başlangıcına ilişkin bazı hatırlatmalarda bulundu.

Baluken, "Sıfır sorun diyerek yola çıkan iktidar, halklardan yana olmayarak, iktidar kavgalarının tarafı olarak dış politikasının çökmesine neden olmuştur. Ortadoğu ülkelerini saydığımızda Türkiye ile ilişkisi olan tek bir ülke kalmamıştır" dedi.

"Ama bugün yüz yıl sonra Kürt-Türk ittifakı bir kez daha Türkiye'nin önündeki en önemli seçenek olarak kendini dayatmaktadır" diyen Baluken, Kürtlerin, birlikte mücadele verdiği Türkiye ve bölge halklarıyla bugün artık hem Türkiye'nin hem de Ortadoğu'nun en önemli demokrasi ve değişim gücü olduğunu ifade etti.

Avrupa Birliği'ne yönelik dar ideolojik yaklaşımın esas alınmasının, demokratikleşme süreçlerini yavaşlattığını ve AB'den gittikçe uzaklaşıldığını öne süren Baluken, iktidarın,  Ortadoğu'da olduğu gibi AB ile ilişkilerinde de insanlığı ve halkların ortak geleceğini esas alması gerektiğini söyledi. Baluken, şunları dile getirdi:

"Duvar örmek yerine halklar arasına kardeşlik köprüleri kurmanın doğru politika olacak ve hepimize kazandıracaktır. Biz, özellikle içeride yürüyen diyalog süreciyle ilgili ifade ettiğimiz bütün önerilere Hükümetin bir an önce yanıt vermesi gerektiğini, müzakere süreçlerinin yasal zemini ve hukuki statüsünün bir an önce oluşturulması gerektiğini, bu konuda gerek akil insanlardan gerekse de Türkiye'nin vicdan sahibi kanaat sahiplerinden süreci takip edecek üçüncü bir gözün, üçüncü bir heyetin bir an önce oluşturulması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Ortadoğu'da iflas noktasına gelmiş, içeride sıkıntı yaşayan dış ve iç politikalardan kurtulmanın yolunun, tek reçetesinin bu olduğunu ifade etmek istiyoruz."

-"Karadeniz'de dere bırakmadınız"

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, tutuklu milletvekillerini anımsatarak, özel yetkili mahkemelerin zulüm mahkemeleri olduğunu savundu. Kaplan, "Derhal olağanüstü yargıya son vermemiz gerekir" dedi.

"Bu Meclis'te Hitler ve Kenan Evren'den fazla oy alamazsınız, bu Meclis'ten çıkmaz. O zaman sandık her şey değildir" diyen Kaplan,  Uludere'de yaşanan olayı hatırlattı ve olaya ilişkin bir resim göstererek, "Bu resme iyi bakın, bu dobrovski değil Roboski" diye konuştu.

Sayıştay raporlarına ilişkin eleştirilerde bulunan Kaplan, "Tarihi, doğayı tahrip etmekte o kadar zalimsiniz ki Karadeniz'de dere bırakmadınız. O dereler şarkılarda kaldı" diye konuştu. Kaplan, şunları söyledi:

"Bu geçtiğimiz süreçte sıfır sorun, sırf sorun olmuş, Ermenistan'la, Suriye'yle, Irak'la, her tarafla... Burada herkes elini vicdanına koyacak. Bir yıl geçirdik 2013'te ve bir tek kurşun patlamadı daha dün Yüksekova'da olandan başka. Bu, hayatidir, tarihidir; özenle korumamız gerekir, bu ülkenin geleceği için son derece önemlidir. Bu nedenle, bu sürece her ne surette olursa olsun, akil insan, çözüm komisyonu üyesi, danışman, adada, dağda, karada, havada kim katkı sunduysa, Allah adına hepsine teşekkür ediyoruz. Kim ki yaşatıyorsa insanları, Allah da onları yaşatsın diyoruz.

Bu demokratikleşme paketini bir daha bize açmayın, gıcık oluyorum. Öyle bir hurç ki içinde Kürtlere üç harf var, Romanlara bir enstitü, Alevilere 'Hacı Bektaş Veli' isimli bir üniversite ismi, Süryanilere gaspettiğiniz 1-2 parsel arazi, 76 milyona da baraj üstüne baraj. Dayatın bakayım ne olacak? Milletin iradesine çok saygılısınız değil mi? Saygınızı öperler. Ne saygısı? Barajı koyacaksınız, sonra Hazine yardımını üç parti kırışacaksınız."

Ankara'da doğalgazda karne dönemi başladığını ifade eden Kaplan, ekonomiye ilişkin de bazı eleştirilerde bulundu.

Halkın borcunun da katlanarak arttığını savunan Kaplan, akaryakıta yapılan zamları anımsatarak, "LPG artışları taksicileri vurdu. Bu arada taksiye bindiğinizde AKP'li olduğunuzu söylemeyin" dedi.

Öte yandan, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, konuşma sırası MHP'ye geldiğinde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, dün yaptığı açıklamadaki gerekçelerle konuşmasını yapmayacağını söyledi. - TBMM