AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hayatının baharında tüm ümitleri ve heyecanıyla birlikte toprağa verilen Aybüke kızımız için yüreği yanmayan taş kalplilerin dertleri kesinlikle insan değildir, insan hakları hiç değildir. Bunların tek derdi terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır. Bunların tek gayesi teröristleri ve onların kanlı eylemlerini toplum nezdinde aklamaya çalışmaktır." dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, kuruldukları günden beri milletle bütünleştiklerini ve karşılarında hiçbir gücün duramadığını söyledi.
Bu süreçte en büyük hakaretler ve en ağır saldırıların, ayrıcalıklarını kaybeden kesimlerden geldiğini ifade eden Erdoğan, "Çok rahatsız oldular. Öyle rahatsız oldular ki sürekli saldırdılar." diye konuştu.
Erdoğan, zahirde elit, hakikatte lümpen olan bu çevrelerin, ellerindeki tüm imkanları kendilerini karalamak için seferber ettiğini, yol, hastane, okul, cami, hangi hizmeti yapmaya kalktılarsa hemen karşılarına dikildiğini ifade etti.
"4. yılını da kutlasalar, 40. yılını da kutlasalar..."
Recep Tayyip Erdoğan, havalimanı, baraj, köprü inşa etmek istediklerinde birden bire çevre hassasiyetlerinin kabardığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zannedersin ki çevreci. Biz milyonlarca ağaç dikiyoruz. Onlar ise, 'Bunlar çevreci değil, çevre düşmanı'... Hep böyle saldırdılar. Bu Geziciler değil mi, 10-12 tane ağacı bir yerden bir başka yere taşırken isyan edenler. Çünkü bunlarda ağaç taşıma kültürü de yok. O da ayrı bir beceri, bunlar beceri isteyen işler. Artık Batı'da bakıyorsun devasa ağaçları bir yerden bir yere nakledebiliyorlar. Hatta bu işin ihracatını yapanlar böyle yapıyor, hem besliyor, yetiştiriyor ondan sonra ihracatını bu şekilde yapıyor. Ama bunlar, bundan anlamaz. Bunlar başka yerde geziyor. Bunlar böyle Gezici ama alışacaklar. 4. yılını da kutlasalar, 40. yılını da kutlasalar yine buna alışacaklar. Bunlar İstiklal Caddesi'nde istiklalimiz ve istikbalimiz için yürümüyorlar. İstiklal Caddesi'nde bölücü terör örgütünün temsilcileriyle el ele, kol kola yürüyorlar. Bunların yaptığı bu.
Eğitimde darbe dönemlerinin yol açtığı haksızlıkları düzeltmeye çalıştığımızda, 'Laiklik elden gidiyor' diyorlardı, ortalığı böyle ayağa kaldırdılar. Biz dış politikaya yeni bir vizyon kazandıracak adımları atarken onlar 'eksen kayması' tartışmaları üzerinden birilerine mesajlar veriyorlardı. Gidip oralarda bizleri şikayet ediyorlardı, söylemedikleri hiçbir şey kalmadı. Kültürde, sanatta, fikir ve yazı hayatında kendileri dışında kimseye hayat hakkı tanımamak için yapmadıkları çirkefliği bırakmadılar."
"Kötü mü yaptık?"
Erdoğan, dün akşam İstanbul Tarabya'da sanatçılar ve sporcularla iftarda bir araya geldiğini anımsatarak, Taksim'deki AKM'yi anlattığını söyledi.
Türkiye'de opera binası bulunmadığını, Ankara'da görünen yerin ise opera binası değil, ufak bir tiyatro salonu olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'ye yakışır opera binasını ilk kez Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde yaptıklarını anımsattı. Erdoğan, mimarlara, "Gidin tüm dünyadaki opera binalarını inceleyin." dediklerini, inceleyip, bu binayı inşa ettiklerini anlattı.
Erdoğan, asıl olanın İstanbul'a böyle bir opera binasını kazandırmak olduğunu dile getirerek, bunun için de en başından itibaren "AKM'yi yıkalım çünkü depremden zarar görmüş bina konumunda. Burayı halletmemiz gerekir." dediklerini söyledi. Erdoğan, "Hemen isyanlar. Aynı şeyi Muhsin Ertuğrul'da da yaptılar. Biz 17 ayda oradaki Harbiye Kongre Merkezi'ni inşa ettik. 3 bin kişi alıyor. Yanına Muhsin Ertuğrul'u yaptık. Gösteri üstüne gösteriler. Ne oldu? Şu anda eski Muhsin Ertuğrul'un iki kat büyüklüğünde bir Muhsin Ertuğrul kazandırdık İstanbul'a. Kötü mü yaptık?" diye sordu.
"Ölüm tarlaları ve kuru kafa kulelerini sembolleştirdiler"
Erdoğan, sözünde duran bir kadro olduklarını, ne aldatan ne aldanan olduklarını kaydetti. Erdoğan, AKM'de projenin tamamlandığını, yanındaki, arkasındaki boşluğu da katarak dev bir opera binasını Taksim Meydanı'nda inşa edeceklerini bildirdi.
Ortada muhteşem proje bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, projeyi inşa ederek, İstanbul'daki bu açıklarını gidereceklerini, Taksim'e 3 dev projeyle zenginlik kazandıracaklarını bildirdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Önümüzü kesemezler. Bu millete hizmet yolunda bizim önümüzü kesemezler. Biz bu millete hizmet ettikten sonra, bu vatana hizmet ettikten sonra önümüzü kesemezler. Bunlar terör örgütlerine gösterdikleri sempatinin onda birini kendi insanına göstermediler. Sarıldıkları ideolojilerinin içinde şiddet, zulüm ve baskıdan başka bir şey bulamazsınız. Hep bunu yaptılar. Sembolleştirdikleri tarihi şahsiyetlerin geçmişlerine baktığınızda göreceğiniz tek şey var -isim vermeyeceğim siz anlarsınız- ölüm tarlaları ve kuru kafa kuleleridir. Bunları sembolleştirdiler. Yaptıkları hep budur. Senelerece devrimci şiddet güzellemeleriyle eli kanlı teröristleri, gençlerimize rol model olarak sundular. Yaşamak ve yaşatmak yerine ölmek ve öldürmek üzerine mesajlar vererek körpe zihinleri iğfal ettiler. Bakıyorsunuz beyefendi çıkıp konuşuyor; barış, sevgi. Lafla barış, sevgi olur mu? Bal bal demekle ağız tatlanır mı? Balı yersen ağız tadlanır.
Bunların kirli yüzlerinin farklı tonlarına terörle mücadelemizde, Gezi olaylarında, 15 Temmuz darbe girişiminde, son yıllarda yaşadığımız her kritik hadisede bunlara şahit olduk. Terör örgütüne arka çıkarak, 'katil devlet' bildirileri yayınlayanlar bugün de nerede ve nasıl öldüğü meçhul bir kadın terörist üzerinden yine aynı oyunu oynuyorlar. Her gün askerimizin, polisimizin, sokakta yürüyen vatandaşlarımızın hayatına kast eden eli kanlı teröristleri allayıp, pullayıp öne çıkardıkları bir isim üzerinden aklamaya çalışıyorlar. Buna karşılık aynı çevrelerin karne günü PKK'lı teröristlerce şehit edilen Aybüke öğretmenle ilgili ciddi bir tavrına, üzüntü beyanına, bir tepkisine şahit oldunuz mu? Terörist cenazesinde birbirini ezen sözüm ona milletvekilleri, yazarlar, aydınlar, gazeteciler, Aybüke öğretmenimiz için, terör örgütünün katlettiği diğer masumlar için kıllarını kıpırdattılar mı? Aynı kesimlerin terör örgütü tarafından dağa kaçırılan gençler ve bu gençlerin gözü yaşlı anneleri için bir kez bile seslerini yükselttiğini duydunuz mu? Elbette hayır. Daha hayatının baharında tüm ümitleri ve heyecanıyla birlikte toprağa verilen Aybüke kızımız için yüreği yanmayan taş kalplilerin dertleri kesinlikle insan değildir, insan hakları hiç değildir. Bunların tek derdi var terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır. Bunların tek gayesi teröristleri ve onların kanlı eylemlerini toplum nezdinde aklamaya çalışmaktır."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?