Başbakan Binali Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Irak'ın kuzeyinde sınırın 30 kilometre derinliğinde, 300 kilometrekarelik alanda konuşlandığını belirterek, "Bunun ötesi Kandil de olabilir Mahmur da olabilir Sincar da olabilir." dedi.
Yıldırım, NTV yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Özellikle AK Parti milletvekili adayları oyuna gelmeyin. İttifakımız AK Parti ve MHP'dir. Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Kendinize dikkat edin, fitneye düşmeyin. MHP'yi dışlamaya gücünüz yetmeyecektir. Bunu böyle bilin." şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Yıldırım, Bahçeli'nin sözlerinin açık olduğunu belirtti.
"Biz bir yol arkadaşlığı kurduk, Cumhur İttifakı'nı kurduk. Cumhur İttifakı birden bire ortaya çıkan bir ittifak değil." ifadesini kullanan Yıldırım, Bahçeli'nin 201 6 Ekim ayında sistem değişikliğine ilişkin sözlerini çağrı olarak kabul ettiklerini söyledi. Yıldırım, "O zaman ben Başbakandım, partinin Genel Başkanıydım. Kendisiyle temasa geçtik ve ilk toplantımızı 10 Kasım 2016'da yaptık." diye konuştu.
Sistem değişikliğini öngören, Anayasa'daki temel değişiklikleri hayata geçirmeye ilişkin sürecin 9 Aralık'ta anayasa değişiklik teklifinin Meclise verilmesiyle başladığını hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süre içinde iki partinin görevlendirdiği arkadaşlar çalıştı, hazırladı. Biz genel başkanlar olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın da görüşlerini alarak değişikliği yaptık, Meclise verdik. Komisyonlar da 21 Aralık'a kadar devam etti, sonradan da ocak ayında Meclis Genel Kurulunda görüşmeler tamamlandı. Nihayet 16 Nisan 2017 halk oylamasına giden süreç geldi. Bunu şunun için detaylı anlattım; bizim Ekim 2016'da başlayan bir ittifak, birlikte yol yürüme sürecimiz var. Bu, esasen 15 Temmuz hain darbe girişiminde çok daha güçlü hale geldi. Daha sonra Yenikapı ruhuyla bunu uzun soluklu, uzun vadeli beraber yol yürüme, bir ittifaka dönüştürme kararı aldık. Bunlar kendiliğinden gelişen konular. Nihayet bunu 24 Haziran'da yapacağımız seçimlere taşıyacak Cumhur İttifakı'nı da kurduk. Bunlarla ilgili yasal düzenlemeleri yaptık."
"MHP'yi dışlamak söz konusu olamaz"
Cumhur İttifakı'nın AK Parti ve MHP'den oluştuğunu hatırlatan Yıldırım, "MHP'yi dışlamak diye bir şey söz konusu olamaz. MHP'nin de AK Parti'yi dışlamak diye bir şeyi olamaz. Çünkü biz beraber çıkmışız bu yola, biz birlikte ittifakız. AK Parti'de, MHP içinde bilgimiz dışında çok lokal bazı olumsuzluklar olabilir ama bunları genele yaymak ve genelde oluyormuş gibi düşünmemiz söz konusu değildir. Her mitingimizde Cumhur İttifakı'na vurgu yapıyoruz. Aramıza fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz." diye konuştu.
"Gündemimizde af yok"
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin af önerisi hatırlatılarak, "Seçimden sonra da ısrarlı olursa tavrınız ne olur?" sorusuna Yıldırım, "Bizim gündemimizde af yok. Sayın Bahçeli bunu gündeme getirdi. Tabii onlar ayrı siyasi parti, biz ayrı siyasi partiyiz. Buna saygı duyarız ama bizim gündemimizde yok. Bu kadar net. Seçimden sonra ne olur ne biter. Meclis kompozisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimi belli olmadan bu konuda ortaya bir formül koymak, bir fikir işaret etmek çok sağlıklı bir şey olmaz ama bugünkü durum çok açık ve net; hele hele FETÖ, PKK, bölücü örgütlerle DEAŞ ile mücadele devam ederken milletin vicdanını sızlatacak kararlara bizim 'olur' dememiz mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Bahçeli ile konu hakkındaki açıklamadan sonra görüştüğünü anlatan Yıldırım, diğer cumhurbaşkanı adaylarının " Selahattin Demirtaş'ın dışarı çıkması lazım" söylemleri ve cezaevine ziyaretine gitmelerinden rahatsızlık duyan Bahçeli'nin "Nasıl oluyor da bölücüleri cesaretlendiren, Kürt vatandaşlarımızı isyana çağıran biri bu kadar sahipleniyor" diye düşündüğünü söyledi. Yıldırım, Bahçeli'nin daha sonra "Madem öyle kader kurbanlarına da af olsun" diye bir beyanatı olduğunu da hatırlattı.
" Yunanistan'ın yaptıklarını kabul etmemiz mümkün değil"
Türkiye'nin, Yunanistan ile geri kabul anlaşmasını durdurduğu hatırlatılarak, " Ege'de bunun sonuçları ne olacak? Türkiye'nin daha birtakım tepki içeren kararları olabilir mi?" sorusu üzerine Yıldırım, "Yunanistan'ın bir komşumuz olarak bu yaptıklarını kabul etmemiz söz konusu değil. Biz büyük bir mücadele içerisindeyiz. Bu ülkenin bekasına karşı bir darbeye girişmiş olan, o kadar şehidimizin, gazimizin olmasına sebep olan FETÖ unsurlarını serbest bırakmak, onlara müşfik davranmak iyi komşuluk ilişkilerine sığmaz." dedi.
Bu konuda kafa karışıklığına sebep vermemek gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Bizim bir Yunanistan ile ikili geri kabul anlaşmamız var, bir de Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşmamız var. İkili geri kabulü durdurduk, Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşmasını iptal etmemiz söz konusu değil. Avrupa Birliği ile olan sözümüzdeyiz ancak Yunanistan ile artık böyle bir yükümlülüğümüz olmayacak bu son karardan sonra." ifadelerini kullandı.
Terörle mücadele
Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyinde yürüttüğü operasyona ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin, FETÖ, PKK ve uzantıları PYD, YPG'nin yanı sıra terör örgütü DEAŞ ile aynı anda mücadele eden tek ülke olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin son iki yılda terörle mücadelede konsept değişikliğine gittiğini, "savunma esaslı değil, taarruz esaslı mücadele" yöntemini seçtiğini dile getiren Yıldırım, şunları söyledi:
"Bunun da sonuçlarını gördük. Gittiğim Doğu ve Güneydoğu illerinde bunu görüyorum. İnsanların üzerinde terörün baskısı kalkmış, özgüvenleri artmış. Bayraklarını dalgalandırıyorlar, yaylalarda sürülerini otlatıyorlar. Müthiş bir heyecan, geleceğe yönelik büyük bir beklenti gördüm. Biz yurt içinde açıkçası terörü gündemin birinci maddesi olmaktan çıkardık. Başbakanlığa başladığımda verdiğim ilk beyanat, terörü milletin gündeminden çıkaracağız dedim. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu çalışmaları yaptık ve gerek Silahlı Kuvvetlerimiz gerek jandarmamız, polisimiz, güvenlik korucularımız, Özel Kuvvetlerimiz çok iyi bir koordinasyon için başarılı faaliyet yaptılar ancak sınırlarımız dışından da girişler devam ediyor. Bunu Suriye'de büyük oranda önledik. Fırat'ın batısında 250 kilometrelik, Akdeniz'e kadar, Cerablus'tan Afrin'e kadar bu bölgedeki bütün terör unsurlarını temizledik."
"Hudut ötesi sıcak takip de yapıyoruz"
Fırat'ın batısındaki bölgenin terörden temizlenmesinin ardından yerli halkın memleketlerine dönerek huzura kavuştuklarını ancak Fırat'ın doğusunda terör sorununun devam ettiğini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdilik Fırat'ın doğusu, Irak sınırına kadar olan bölgeyi bir kenara bırakalım. Münbiç meselesini malum Amerika ile görüşüyoruz. Kuzey Irak'taki olay yeni değil, yıllardır biz terörde en büyük sıkıntıyı Kuzey Irak'tan yaşıyoruz. Çünkü Irak Merkezi Hükümeti zaman zaman kendi iç meselelerine daha çok yoğunlaştığı için bölgedeki PKK faaliyetlerine karşı tedbir almakta zorlanıyor. Hatırlayın özellikle Kerkük'te, Musul'da olup bitenler... Önce PKK daha sonra DEAŞ'ın orada yaptıkları. Bütün güçlerini de DEAŞ'ı yok etmeye harcadılar. Dolayısıyla oradaki PKK yapılanması konusunda fazla bir katkı sağlayamadılar. Biz de tabii ki terörden vatandaşlarımızın zarar görmesini önlemek, can ve mal güvenliğini sağlamak için hudut ötesi sıcak takip de yapıyoruz. Bu yeni değil, yıllardan beri yapıyoruz ama şimdi biraz daha farklı bir modele geldi. O da Suriye'dekine benzer bir uygulama."
-"Karadan ilk defa PKK'yı sahada yok etmeye yönelik ciddi bir adım"
Başbakan Yıldırım, Irak'ın kuzeyinde yürütülen operasyona ilişkin, şunları kaydetti:
"Silahlı Kuvvetleri unsurlarımız, Kuzey Irak'ta sınırın 30 kilometre derinliğinde, 300 kilometrekarelik alanda konuşlandı. Yani içerilerden, daha derinlerden gelecek terör faaliyetlerini, teröristleri sınırlarımız içine girmeden etkisiz hale getirmek için faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bunu havadan çokça yapıyorduk ama bu karadan ilk defa PKK'yı sahada yok etmeye yönelik ciddi bir adımdır. Bunun ötesi Kandil de olabilir Mahmur da olabilir Sincar da olabilir. Bizim için nere olduğunun önemi yok. Tehdit neredeyse terör bize nereden zarar veriyorsa oralar bizim için hedeftir.
Tabii biz bunu komşu ülkelerimizle birlikte yapmayı tercih ederiz. Defalarca da bu konuda görüşmelerimiz oluyor. Onlar da bu konuda isteksiz değil, yapmak istiyorlar da ancak ellerindeki imkanlar, içinde bulundukları şartlar her zaman buna el vermiyor. O bakımdan biz terörle mücadelede uluslararası hukuktan doğan haklarımızı bugüne kadar kullandık, bundan sonra da kullanmaya devam edeceğiz. Şu bilinmeli; ne Irak'ın ne de Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim derdimiz ülkemizin güvenliğini sağlamak, insanlarımıza kasteden terör örgütünün zararlarını ortadan kaldırmak."
Yıldırım, operasyona ilişkin sürenin söz konusu olmadığını bildirdi.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yıldırım Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?