Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "2014 yılında toplumumuz uzlaşma kültürünün güzel örneklerinden çok çatışmacı ve kutuplaştırıcı politikaların mühendislik alanı haline geldi. Birlik, beraberlik ve herkesi kucaklamak kavramları balkon konuşmalarında kaldı" dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, BBP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ekonomide 2014 yılının Türkiye için "bir önceki yıldan daha geriye düşen, gelecek için ciddi endişelerin işaretçisi" bir yıl olduğunu söyleyen Destici, "Enflasyondan işsizliğe, ekonomik büyümeden faizlere kadar hükümet 2014 yılı başında belirlediği hedeflerin hiçbirine ulaşamadı. Kaynağı belli olmayan sıcak para operasyonları neticesinde tüketerek ve borçlanarak büyüyen hormonlu Türkiye ekonomisi, 2002'den beri süren hızlı borçlanma bağımlılığını 2014'de de sürdürdü. 2014 yılı içinde de tüketen bir ekonomiden üreten bir ekonomiye geçilecek ümitlerimizi yeşerten yapısal ve kalıcı değişiklikler için adımlar atılmadı. Üretimimiz ithal girdiye bağımlı halden kurtarılamadı" dedi.
Bu yıl da ülkeye uzun vadeli yatırım sermayesi girişi olmadığını söyleyen Destici, "Maalesef 2014 yılında da cari açığın büyük kısmı sıcak para dediğimiz kısa vadeli sermaye girişi ve dış borçla kapatılmaya çalışıldı. Türkiye, yüksek reel faizler ödediği sıcak para ile yaşayan bir bağımlıya dönüştürüldü. Günlük yaşantısını sürdürebilme mücadelesi veren vatandaş, her gün daha borçlu hale geldi. Devlet gibi çarkını borçla çevirmeye çabalayan vatandaşın gelir düzeyi, 2014 yılında da borçlanılan miktar kadar yükselmedi" diye konuştu.
AK Parti'nin 12 yıllık iktidarında açlık sınırı altında yaşayan 6 milyon asgari ücretlinin 12'nci yılda da açlığa mahküm edildiğini kaydeden Destici, "949 lira olan net asgari ücret, açlık sınırının yanına bile yaklaşamadı. Milyarlarca lirayı bulan senelik kira giderinden tutun, uçak, helikopter, makam veya hizmet aracı, personel servisi kiralamaları bu yıl yüzde 35 arttı. İtibardan tasarruf yapılmaz saçmalığı ile kamu israfı 2014 yılında tavan yaptı. Başbakandan tutun diğer kabine üyelerine kadar birçok hükümet ricali hükümet olarak israfa karşı yeteri kadar mücadele edemediklerini itiraf ettiler" ifadesini kullandı.
2014 yılının yolsuzlukların, kirli ekonomik ilişkilerin, rüşvet, kara para aklama gibi rezilliklerin deşifre edildiği, deşifre edenlerin vatan haini ilan edildiği, bu yolsuzlukların hesabının sorulmaması için her türlü gayri meşru yolların denendiği bir yıl olduğunu söyleyen
Destici, "17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonucu gözaltına alınan sanıklar, hükümetin 17-25 Aralık'ı soruşturan savcıları görevden almasıyla ve yeni atadığı savcıların da dava ile ilgili takipsizlik kararı vermesiyle sözde aklandılar" şeklinde konuştu.
"Güven, sorumluluk, hesap verme ve katılımcılık kavramları ayaklar altına alındı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün yayınladığı yolsuzluk algısı indeksinde Türkiye 177 ülke arasında 64. sırada yer aldk" diyen Destici, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2014 yılında kurumlar arası çatışmalardan kuvveler arası çatışmaya sıçrayan ve devlet aygıtının ayarlarını iyiden iyiye bozan rekabet ve dizayn çalışmaları rahatsızlık verici boyuta ulaştı. İdari ve hukuki açıdan hesap verebilirliği, yani denetimi devre dışa bırakıp sadece politik açıdan sandıkta hesap verebilirliği ön plana çıkaran bir süreç yönetimi o günden bu yana ciddi marazları peşi sıra sürüklemeye devam ediyor. 17-25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından başta Twitter olmak üzere özgür medyaya ve kalemlerine bilhassa muhalif düzlemde hareket eden herkese baskı ve yasaklar arttı. 'Yandaş', 'partidaş' dairesi dışındaki herkes 'makul şüpheli' addedilmeye başlandı."
"İŞÇİ ÖLÜMLERİNDE DÜNYA LİDERLİĞİNE YÜRÜDÜK"
Destici şöyle devam etti:
"İşçi ölümlerinde Avrupa şampiyonuyduk, dünya liderliğine yürüdük. Manisa'nın Soma ilçesinde bulunan özel bir maden ocağında meydana gelen yangın sonucunda 301 madenci göçük altında kalarak cinayete kurban gitti. Hükümet yetkilileri tarafından daha önce yapılan açıklamalarda 'örnek maden ocağı' olarak tanımlanan ocakta yaşam odalarının bile bulunmadığı ortaya çıktı. Hükümetten bir tek kişi bile görevinden istifa etmedi."
"IŞİD'in Irak'ta ilerleyişine karşı önlem almayan Türkiye, Musul Başkonsolosluğu'nun basılmasıyla 'şaşkına döndü'" diyen Destici, "Özel harekat polisleri ve başkonsolos dahil 49 kişi IŞİD tarafından rehin alındı. Çalışanlar 20 Eylül'e kadar rehin tutuldu. Ardından rehinelerin IŞİD'li mahkumlarla takas karşılığı serbest bırakıldı" dedi.
Destici, hükümetin 6-11 Ekim olaylarını bahane ederek 'kamu düzeni'ni sağlamaya dönük iç güvenlik paketiyle özellikle şüphelilerin ev ve işyerlerine arama yapabilmek için 'somut delile dayalı kuvvetli şüphe' yerine 'makul şüphe'nin yeterli sayıldığını, ardından 'makul şüphe' gerekçesiyle gözaltılar yapılmaya başlandığını söyledi.
"BİRLİK BERABERLİK BALKON KONUŞMALARINDA KALDI"
Destici şöyle devam etti:
"2014 yılında toplumumuz uzlaşma kültürünün güzel örneklerinden çok çatışmacı ve kutuplaştırıcı politikaların mühendislik alanı haline geldi. Birlik, beraberlik ve herkesi kucaklamak kavramları 'balkon konuşmalarında' kaldı. Ülkemiz evdeki yüzde 50 ve ötekilerin oluşturduğu yüzde 50 şeklinde fiili olarak ikiye ayrıldı. "
Destici, "Başbakan Erdoğan yürütmenin başında, güçlü bir Başbakan olarak hatta yasa ve teamülleri olağanüstü şartlar bahanesiyle bile çiğneyebilecek bir otorite ve yetkiye sahipken, mevcut anayasanın çok fazla performans ve kalori harcamasına fırsat vermeyen Cumhurbaşkanlığı makamına seçildi. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Yol haritası gereğince gaz kesmeden başkanlık sitemine doğru ilerliyor. 'Kurbağa haşlaması' metoduyla yerel yönetimler reformu, istinaf mahkemeleri ve kalkınma ajansları yoluyla hazırlanan, önce özerklikler, sonrasında eyalet sistemi altyapısıyla projelendirilen bu süreci başkanlık sistemi ile taçlandırmak istiyor" diye konuştu.
"TÜRKMENLER İÇİN KİMSENİN KILI KIMILDAMADI"
Irak ve Suriye Türkmenler ve Doğu Türkistanlıların maruz kaldığı zulüm ve mağduriyetlerdan kurtulmaları için kimsenin kılının kıpırdamadığını iddia eden Destici, şunları söyledi:
"Son 250 yıldır sürekli zulüm gören ümmetin üvey evlatları Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin ve 'neredesin gavim gardaş' nidalarıyla hudutlarımıza dayanan ama kapılardan geri çevrilen Türkmen kardeşlerimizin mağduriyetleri için Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler maalesef dengeler adına ellerindeki imkanları kullanmadılar."
Çözüm süreci ile ilgili de eleştirilerde bulunan Destici şunları dedi:
"Çözüm süreci fitilinin ateşlendiği Aralık 2012 yılını, önceki açılım süreçlerinden beri dillendirdiğimiz lakin açılımcılar tarafından ikinci sınıf komplo teorisi diye nitelendirilen risk ve tehdit öngörülerimiz bir bir gerçekleşmeye devam ediyor. Pazarlıksız, şartsız ve tavizsiz bir şekilde barış içerisinde bir müzakere süreci yürütülüyor sözleri yerine artık yerel yönetimler maskesi altında özerklik tartışmaları, 'Öcalana af' beklentileri, 'sabredin, şu anda toplum bunlara hazır değil' sözleri gündemden düşmüyor. Silahını bırakma şartına uymadığı halde PKK ile müzakerelere devam edildi. Çözüm süreci ihaneti ile fiili olarak PKK'yı legalleştirmenin yanında bölge halkı PKK'nın baskı ve insafına bütünüyle açık hale getirildi. Devlet, PKK terör örgütü ile sivil Kürt vatandaşlarının ayrımını yapabilecek yeteneklerini iyice yitirdi. Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde şehir ve varoşlarda bürokratik ve sosyal kontrol yitirildi, PKK'yı tasvip etmeyen ve sırtını devlete dayayan Kürt kardeşlerimizin devlete olan güvenleri ise dibe vurdu. Gerek insanların ve gerekse ülkelerin yaşamlarında yeni başlangıçların, atılan her yeni adımların kuşkusuz büyük önemi bulunmaktadır. Başta ülkemizi yönetenlerin ve dahi herkesin geride kalan 2014 yılında yaşanan olumlu veya olumsuz olaylardan dersler çıkarması ve bu dersler ışığında da yeni yılda da umutlarla yeni başlangıçlar yapılması gerekiyor. Huzur, mutluluk ve başarılarda buluşabilmemizin vazgeçilmez koşuludur. 2015 yılının ekonomide, demokraside, özgürlüklerde, güvenlikte, adalette ve yönetimde velhasıl her alanda dünyanın en ileri ülkeleri düzeyine ulaşacak başarılar elde ettiğimiz bir yıl olmasını temenni ediyorum. Kendimize, birbirimize ve geleceğimize olan güvenimizi muhafaza ederek yeni yılda milletçe umutlarımızın ve toplumsal beklentilerimizin gerçekleşmesi en içten temennimdir. Sosyal ve hukuk devleti olmanın ilkelerinin kabul gördüğü, birlik ve beraberlik içinde vatanın ve milletin bütünlüğüne sahip çıkıldığı, milli onur ve bekamızın korunduğu, coğrafyamızdaki acıların sona erdiği, torunlarımıza insanca yaşayabilecekleri bir Türkiye bırakabilmenin ülküsü ve dileği ile büyük Türk milletinin yeni yılını kutluyor, her ferdine sağlık ve esenlikler diliyorum." - ANKARA
Son Dakika › Politika › BBP Genel Başkanı Destici: 'Hükümet 2014 Yılı Başında Belirlediği Hedeflerin Hiçbirine Ulaşamadı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?