Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Kayseri İl Başkanlığı'nı ziyaretinde Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı karar, Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürüldüğü iddiaları, Türk ırkı, çözüm süreci ve dershane tartışmaları konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
BBP Genel Başkanı Destici, "Önümüzdeki yerel seçimler Türk siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Meclis seçimleri de buna göre şekillenecek. 2014'teki yerel seçimlerin tek galibi BBP olacaktır. Bunu hep birlikte göreceğiz. Biz buna inanıyoruz. BBP Seçime kendi adayları ve kendi amblemi ile katılacak" dedi.
Destici, "Anti demokratik bir seçim sistemi ile bir seçime gireceğiz. Haksız bir seçim sistemi ve Siyasi Partiler Yasası ile bir seçime gireceğiz" diyerek şu eleştiriyi yaptı:
"O kadar haksız uygulamalar var ki onların konuşulması lazım. Belediye meclisi veya il genel meclisi adayı olmak isteyen birisi istifa etmesi gerekiyor. İl yöneticilerinin aday olması gerekirken istifa etmesi gerekiyor. Ama Bakan Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olunca istifa etmesi gerekmiyor. Böyle bir adaletsizlik, hukuksuzluk olur mu? Neden herkes istifa ediyor da bakanlar istifa etmiyor? Bütün Bakanlığın imkanlarını kullanacak ve bu şekilde bir seçim kampanyası yürütmesi için mi? Bunlara milletin hazinesinden verilenler yetmiyor mu? Hortumladıkları yetmiyor mu? Çevrelerinde büyüttükleri iş adamlarının destekleri yetmiyor mu da bütün bakanlığın imkanları ile birlikte seçime girecekler. Adı Yüksek Seçim Kurulu olan ve adalet dağıtması gereken kurum da haksız bir uygulama yapıyor. Seçimleri gidiyoruz Anayasa'nın 68. Maddesinde diyor ki, 'Siyasi partilere hakça ve yeterli miktarda yardım yapılır' geçtiğimiz seçimlere 15 parti girdi. Bu seçimlere de hemen hemen aynı sayıda parti girecek. Ama yine yardımı 3 partiyi alıyor. Bu hukuksuzlukların ortadan kaldırılması lazım. Yüreğiniz yetiyorsa adil bir seçim yasasıyla seçimlere girelim. Yüreğiniz ve cesaretiniz yetiyorsa hazine yardımının adil dağıtıldığı bir seçim sistemi ile girelim. Yüreğiniz yetiyorsa liderlerin iki dudağının arasında olan siyasi partiler yasasını değiştirin milletvekilleri istedikleri gibi hür irade ile konuşabildikleri bir tablo ile seçime girelim. Yüreğiniz yetiyorsa bakanlık imkanları ile hazinenin imkanları ile milletin hazinesinden apartıklarınızla değil adil bir şekilde kimseye hazine yardımı verilmesin, herkes kendi gücüyle seçime girsin. Ama bunu yapmadılar bu güne kadar."
Destici Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürüldüğü iddiaları ile ilgili olarak ise, "7 tane ana şüphe var, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının öldürüldüğü algısı oluşturan. Bu şüphelerin 4 tanesi somutlaştırıldı. 'Kurtuldu geliyor' söylentisi. Bununla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma yıl başından önce sonuçlanacak.
Bildirilen yerin aranmaması konusu da somutlaştırıldı. Helikopterin üzerinden bazı parçaları sökenler de belli. Otopsi raporu da belli. Somutlaştırılamayan 3 şüphe var. Bizim ilgilendiğimiz şüpheler bunlar. Bunlarla ilgili olarak savcılık geniş çaplı soruşturma yürütüyor. Ümit ediyorum ki birkaç ay içinde bu çalışmaların Mart'tan önce bunun tamamlanması gerekiyor. 5 yıllık bir sürece yaklaşıyor. Bu süre ile ilgili sıkıntılar var. Bununla ilgili hukukçularımızın savcılık nezdinde girişimleri var" diye konuştu.
AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay'ın Bayburt'ta katıldığı bir panelde, 'Türk diye bir ırk yoktur' sözünün hatırlatılması üzerine ise BBP Genel Başkanı Destici şu şekilde konuştu:
"Biz ırkçı ve kavmiyetçi değiliz. Bu büyük Türk milleti İslam'ın 10 asırdan fazla sancaktarlığını yapmış. Kim Allah'ın rızasını daha çok gözetirse üstün olan odur. Bu büyük Türk milletinin bir ferdi olmaktan gurur duyuyoruz. Birilerinin Türk ırkı yoktur demesi büyük Türk milletinin yokluğu anlamına gelmez. Sadece o kişinin soy problemini ortaya koyar. Demek ki bu kişinin bir soy problemi var. Maalesef Türkiye bir kazan biliyorsunuz. Bin yıldan fazla bir süredir bu büyük Türk Milleti azınlıklara karşı, başka dini inanca sahip olanlara karşı hoşgörü içinde bulunmuştur. Maalesef birileri bu kardeşliğin hukukunu bir yılan gibi zaman kollayarak, zamanını bulunca da Türk milletini yılan gibi sokmaktan geri durmuyorlar. Bu şahsın bir soy problemi olduğu net ortadaki böyle bir şey söylüyor. Sen önce bir kendi soyunu açıkla önce, hangi soyun mensubusun? Biz de ona göre bir değerlendirme yapalım. Cevabını da bekliyorum. Türk diye bir kavim yoksa Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olan ve iktidar partisinin bir mensubu olan birisi bunu söylüyorsa bir gerekçesi vardır. Herhalde soyu sopu belli olan birisidir. Hangi soydan ve hangi soptan geldiğini rahatlıkla söyleyebilir diyorum.
Maalesef bu coğrafyada hala Türk ile problemi olanlar hala ortada. Anadolu'da Türk varlığını sindirebilmiş değiller. Ellerinden gelse Türk'ü bu topraklardan sürmenin ideali peşindeler. Bu kafalar Başbakan'ı müzakere masasına oturtmuşlardır.
Türk yoktur derler ama öbür taraftan her cümlelerinin biri Kürt'tür. Büyük unsuru yok sayarken yeni bir millet ve kavim oluşturma çabası içindedirler. Ben bunu iki yıl önce canlı yayında söyledim. Başbakan'ı da PKK çizgisine getirdiler. İki yıl önce PKK'ya karşı başarılı operasyonlar yapan ekibin başındaki içişleri bakanı iktidar partisinde dışlandı. Gerçekleri haykıran bir milletvekili partisinden istifa etti.
Müzakere başlamadan önce idam kampanyaları yapmıştık. Başbakan idamı gündemine almıştı ama bunlar başbakanı oradan alarak bu günkü noktaya getirdiler. Dün Barzani'ye peşmerge diyen başbakan bu gün kırmızı halılarla karşıladı. Öcalan'a cani diyen Başbakan ve ekibi bu gün Öcalan ile bir süreç yürütüyor ve affı gündeme geliyor.
Türkiye'nin bir bölgesi adeta özerkleştirildi. 2014 yerel seçiminden sonra bunu göreceğiz ve yaşayacağız. Fiili olarak bu bölgeler özerkleşecek ve bunu göreceğiz. Bunun mimarlarından bir tanesi de 'Türk diye bir kavim yoktur' diyen kişidir."
MGK'da alınan kararlarla ilgili olarak da değerlendirme yapan Destici, "MGK kurulunun 2004 yılındaki kararı ifşa edildikten sonra gündem oluşturuyor. 2010 yılına kadar fişlemenin devam ettiğini görüyoruz. 28 Şubat sürecinde başörtülüler nasıl fişlenmişse 2004'ten 2010'a kadar da bir cemaatin içinde bulunanlarda aynı şekilde fişlenmiş. Demokrasi herkes için olmalı. 28 Şubat'taki uygulama ile bu uygulama arasında demokrasi açısından hiçbir fark yoktur. O MGK kararları açıklansın Türk Milliyetçileri için de bu kararlar alındı. PKK'ya göz yumuldu, millet için çalışanlar baskı altına alındı.
Biz hiçbir zaman inandığımızın dışında bir şey söylemedik. Bu günkü haliyle dershaneler bir zarurettir. Siz okulların kalitesini yükseltmedikçe dershanelere olan ihtiyaç sürecektir. Dershaneleri kapatmaya güçleri yetmeyecek. Eğer Türkiye'de hukuk varsa, Anayasa ile yürütülen bir devlet ise dershaneleri kimse kapatamaz. Ama hukuksuz bir şekilde yaparlarsa bunu bilemem. Hukuk dahilinde bunu yapamazlar" diye konuştu. - KAYSERİ
Son Dakika › Politika › BBP Genel Başkanı Mustafa Destici Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?