CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanının, Devlet Denetleme Kurulunu devreye koyması önemli bir açılımdır. Umarım oradakiler görevlerini tam yaparlar. Ama nasıl rapor verirlerse versinler, eğer garda hiçbir önlem alınmamış ve ciddi bir güvenlik açığı varsa artık bunun nesini soruşturacaksınız? Önemli belge mi kanıt mı istiyorsunuz? 97 vatandaşımız, daha bundan başka ne kanıt olabilir ortada?" dedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk - Kanal D ortak yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Türkiye Ortadoğu bataklığında mı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "O bataklığın göbeğinde" yanıtını verdi.

Radikal unsurların, yuvalanacak bir ülke olarak gördüğü Türkiye'de uyuyan hücrelerinin bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu uyuyan hücrelerin, DAEŞ militanı olduğunun belli olmadığını, zaman bekleyip, talimat alıp, eylem yaptıklarını söyledi.

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, görüşme talebinizi 'zamanlamayı' gerekçe göstererek reddetti. MHP'den şahsınıza, partinize yönelik çok sert açıklamalar geldi, 'CHP lideri hangi yetkiyle ve ne adla MHP Genel Başkanından bu görüşmesi talep ediyor?' ifadesi var. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Ne adına talep ediyorum? Ülkem, CHP'ye oy vermiş 11 milyonu aşkın vatandaşım adına talep ediyorum. Acıyı, kanı, gözyaşını bitirelim, ortak payda oluşturalım bu ülkede diye talep ediyorum" yanıtını verdi.

Eleştirilere saygı duyduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "İnsanlar ölüyor, bombalar patlıyor bu ülkede, gencecik çocuklarımız şehit geliyor. Kim çözüm üretecek? Ben randevu istemeyip de ne yapayım? O istesin, kapımız açık gelsin Sayın Bahçeli. Ben hiçbir zaman Sayın Bahçeli'ye 'Niye randevu istedin, neden benimle görüşeceksin' diye bir şey söylemem. Sayın Davutoğlu davet etti 'hay hay' dedim. Bu kadar insanın öldüğü bir zamanda, biz konuşmayacağız da ne olacak? Benim bir özel kırgınlığım yok" ifadesini kullandı.

"Randevu talebinize ilişkin HDP size yanıt verdi mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "HDP yanıt verdi, gün de verdi. 'Perşembe, Mecliste zamanımız müsait' dediler ama TÜSİAD'la yapılacak olan bir toplantı var. O nedenle yarın dönüş yapıp söyleyeceğiz 'Perşembe değil de Cuma günü olabilir mi' diye" karşılığını verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kendisini arayarak, patlamada hayatını kaybeden CHP'liler için "başsağlığı" dileklerini ilettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Ne kadar ince, nazik bir davranış. Dünya görüşümüz farklı Sayın Abdullah Gül ile ama siyasette bir nezaket vardır. Kayıp sadece benim çocuğum değil ki onun da çocuğu. Yani bu ülkenin gençleri, evlatları bizim evlatlarımız" dedi.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başsağlığı telefonu aldınız mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "almadığını" ifade etti.

"Davutoğlu davet ederse giderim"

"Sayın Erdoğan, terör konusunda liderleri davet etse gider misiniz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, MİT, Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Davutoğlu davet ederse gidebileceğini, Cumhurbaşkanının, liderler anlaşamazsa, devletin, yönetimin içinde bir sorun çıkarsa, devreye girebileceğini söyledi.

Böyle bir ortamda seçim güvenliği nasıl olacak, mitinglere nasıl devam edeceksiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bugüne kadar seçimlerde hiçbir zaman 'Seçim yapılacak mı, yapılmayacak mı' diye bir kaygı taşımadık. İlk kez bu seçimlerde bu kaygıyı taşır hale geldik. Seçimler yapılmalı. Yüksek Seçim Kurulunun son aldığı karar da doğru bir karardır. Eğer siz, devletin okuluna konulan sandıkların güvenliğini sağlayamıyorsanız, kendi ülkenizde güvenliği sağlayamıyorsunuz demektir" dedi.

Başbakan Davutoğlu'nun bir yurt dışı gezisinde " Doğu Anadolu'ya gizlice gittim, karakolları ziyaret ettim" dediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Bir ülkenin başbakanı, kendi ülkesinde bir bölgeye ancak gizlice gidebiliyorsa, o ülkede ciddi bir sorun var demektir, bir yönetim sorunu var demektir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, miting yerine daha çok il ve ilçeleri gezmeyi, kahvelerde oturmayı, vatandaşlarla sohbet etmeyi, yüz yüze görüşmeyi düşündüklerini kaydetti.

-"İlla koltukta oturayım düşüncem yok"

"Seçimde CHP'nin başarısızlık rakamı nedir?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Her parti iktidar olmak için seçimlere girer. İktidar olursanız başarılısınız, iktidar olamazsanız oyunuz artsa bile istediğiniz başarıyı sağlayamamışsınız demektir, işin ölçüsü budur" yanıtını verdi.

"Seçimlerde başarılı olamaması durumunda istifa edip etmeyeceğinin" sorulduğu Kılıçdaroğlu, "İlla bu koltukta oturayım" diye bir düşüncesinin olmadığını söyledi.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, terör saldırısına ilişkin Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirdiğinin" hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanının, Devlet Denetleme Kurulunu devreye koyması önemli bir açılımdır. Umarım oradakiler görevlerini tam yaparlar. Ama nasıl rapor verirlerse versinler, eğer garda hiçbir önlem alınmamış ve ciddi bir güvenlik açığı varsa artık bunun nesini soruşturacaksınız? Önemli belge mi kanıt mı istiyorsunuz? 97 vatandaşımız, daha bundan başka ne kanıt olabilir ortada? Onların görevlerinden ayrılmaları gerekiyor. Eğer kendilerine, topluma, ölenlerin ailelerine ve bu ülkenin gençlerine saygı duyuyorlarsa, görevden ayrılmalılar" dedi.

"1 Kasım'da, 7 Haziran'dakine benzer bir sonuç çıkarsa 'Koalisyon olur' diyecek noktada mısınız?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Türkiye bir hukuk devleti olacaksa, dış politikasını 180 derece değiştirecekse, ekonomik kurumlar güçlendirilecekse, bozulan dengeler sağlanacaksa, eğitim sistemi tümüyle ele alınıp, çocukların yaratıcı gücü güçlendirilecekse, Kürt sorunu çözülecekse koalisyon kurulur" yanıtını verdi.

"Ey Davutoğlu neredesin diye sormuyor"

"Siz, Esad'ı ayakta tutmaya mı çalışıyorsunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bizim Esad'la, Mısır'la, Irak'la ne alıp veremediğimiz var? Niye biz bunlarla kavga ediyoruz? Benim Esad'la hiçbir derdim yok, Esad'dan yana da yandaşlığım da yok. Benim ne Mısır'da ne Irak'ta o ülkelerin iç işlerine girme gibi bir düşüncem asla yok. Ama her ülkede insan haklarının savunuculuğunu yaparım" cevabını verdi.

"İktidara gelirseniz ya da ortak olursanız, Esad ile görüşme ya da bir temas olur mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, çözümün Esad'lı ya da Esad'sız olacağının uluslararası dengelere bağlı olduğunu söyledi.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin zafiyet soruları üzerine, istifaya davet edenleri eleştirmiş, 'Sen de siyasette başarılı olamayınca istifa ediyor musun?' sorusunu yöneltmiş, herhangi bir isim vermeden. Ne diyeceksiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Amerika'da 3 Müslüman öldürüldü. Kendisinin yaptığı bir açıklama var, 'Ey Obama sana sesleniyorum, ey Biden sana sesleniyorum, neden bunları önleyemiyorsunuz? Sizin istihbarat teşkilatınız yok mu? Siyasi sorumluluğunuz yok mu? Siyasetçinin görevi vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktır ey Obama' diyor. 97 kişi öldü. Aynı soruyu niye sormuyorsun? Niye bu çifte standart. Ben, benim bir hatam yüzünden eğer bir kişi ölürse, bir kişinin burnu kanarsa ben onun sorumluluğunu üstenirim, herkes bundan emin olsun. Ben onlar gibi değilim. Ben siyasetçiyim, cebini düşünen siyasetçi değilim, ben vatandaşımı, halkımı, çocuklarımızı, ülkemi, ülkemin çıkarlarını düşünürüm, üniversiteye giden çocuğun yurt sorunu çözüldü mü çözülmedi mi ben onu düşünürüm. İnsan hayatı önemlidir, sen kalkıp 'Amerika'da 3 Müslüman genç öldürüldü' diye söyledin. Niye söyledin diye bir şey söylemedik. O sorular haklıydı, sorabilirdin. 97 kişi öldü, 'Ey Davutoğlu neredesin' diye soruyor mu, 'Ey İçişleri Bakanı, ey Dışişleri Bakanı' diye soruyor mu? Niye sormuyor? 97 çocuk öldü."

(Sürecek)